bugün

sevdiği entry'ler

zahidem

türk halkının neşet ertaş ile tanıdığı ne zaman dinlesek insanın boğazının düğümlenmesine, gözlerinin dolmasına neden olan türküdür. aynı zamanda türküyü derleyen ve kaynak kişi neşet ertaş olarak bilinmektedir. kırşehir yöresine ait bir türkü olup, türü bozlak / uzun hava dır.

türkünün sözleri şu şekildedir;

Zahide Kurbanım n'olacak Halim.
Gene bir laf duydum kırıldı belim.
Gelenden gidenden haber sorarım.
Zahidem bu hafta oluyor gelin.

Hezeli de deli gönül hezeli.
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli.
Dolaştım alemi gurbet gezeli.
Bulamadım Zahidem'den güzeli.

Ay ile doğar da gün ile aşar,
Zahide'mi görenin tebdili şaşar.
iyinin kaderi kötüye düşer,
Diken arasında kalmış gül gibi.

Zahide'm kurbanım kurtar bu dardan.
Baban anlamadı bizim bu haldan.
Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
Derdin beni del'ediyor Zahide'm.

Ziyaret'ten çıktım Cender'in özü,
Kum gibi kaynıyor Zahide'm gözü.
Aslını sorarsan esalet yerden,
Hacı Bürolardan Mehmet'in kızı.

Gurbet ellerinde esinim esir,
Zahide'm kurbanım hep bende kusur,
Eğer baban seni bana verirse,
Nemize yetmiyor el kadar hasır.

Çiçekdağı'nda da hiç gitmez duman,
Zahide'm kurbanım hallarım yaman,
Yapamadım şu babayın gönlünü,
Fakir diye bana vermedi baban.

Anamdan doğalı çok çektim cefa,
Şu yalan dünyada sürmedim sefa,
Adımı namımı soran olursa,
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa.

türküyü dinlemek isterseniz; [http://www.youtube.com/watch?v=68iLpKg9Ibw +
]

türkümüzün hikayesi de şu şekildedir:

--spoiler--
Halk arasında 'Zahidem' adıyla ün yapan türkünün şairi Aşık Arap Mustafa, 1901 yılında Çiçekdağı'na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelmiştir. Babasını annesini çok küçük yaşlarda yitirdi. ilk önce bir akrabasının himayesinde, daha sonraları da onun bunun yanında büyüdü.

Arap Mustafa'nın babası düğünlerde, toplantılarda 'Koca Oyunu' adı verilen oyunda 'Arap' rölünü üstlenirdi. Bu nedenle Mustafa'ya da 'Arap' lakabı takılmıştır. Kimsesiz kalan Arap Mustafa 10 yaşına gelince Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Hacı Bürozadeler'den Mehmet'e çiftçi durdu. Zaman içinde çalışkan, babayiğit, giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı olan Arap Mustafa, Ağasının yeni yetişen Zahide'ye gönlünü kaptırdı. Fakir ve kimsesiz olduğundan bu sırrını bir türlü açığa vuramadı.

20'sinde askere giden Mustafa'nın aklı, deliler gibi sevdiği Zahide'de kalmıştı. Köydeki dostlarına mektuplar göndererek Zahide'den haber almaya çalışan Arap Mustafa, Zahide'nin başka biriyle evlendirildiğini ve düğünün'ün de bir hafta sonra olacağını duyunca üzüntüsünü aşağıda içli mısralara dökmüştür. Türküyü Neşet Ertaş plağa okuyup tanıtmıştır.
--spoiler--

Arapoğlu Mustafa'nın kendisine Mecnun gibi aşık olduğundan etkilenen Zahide, Mustafa için şiirler söylemiştir. Bu şiirin üç kıtasını H. Vahit
Bulut, 1973 yılında Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Zahide'nin yakın arkadaşı ve sırdaşı Fatik'ten derlemiştir.(2) Baştaki iki kıta tarafımızdan derlenmiştir.

sözleri şu şekildedir;

Bu nasıl sevdaymış geldi başıma,
Felek ağu kattı tatlı aşıma,
Sevda çekenlere zor gelir gurbet,
Gece gündüz elim kalkmaz işime.

Aşağıda sap kağnısı geliyo,
Derdin beni elik elik eliyo,
Kurbanlar olayım gara Mustafam,
Babam beni yad ellere veriyo.

Arapoğlu derler gayeten atik,
Gözleri kara da, kaşları çatık,
Git nazlı y de bir haber getir,
Bastığın yerlere kurbanım Fatik.

Ağlayarak yayığımı yayarım,
Yarim gitti günlerini sayarım,
Çıksa Büyüköz'e mendil sallasa,
Islık çalsa ıslığını duyarım.

Coşkuna da deli gönül coşkuna,
Aşkından Zahide döndü şaşkına,
Sensiz edemiyom nazlı civanım,
N'olur bir yol görün Allah aşkına.

kaynak: Öyküleriyle Kırşehir Tütküleri, Destanları, Ağıtları (sayfa: 206,207,208)
Baki Yaşa Altınok
Oba Kitabevi
Ankara, Mayıs 2003

kaynak: Doğuş Gazetesi, Sayı, 8,9-18 Ekim 1973.
H. Vahit Bulut, Kırşehir Halk Ozanları, Filiz Yay. 1983, S. 109.

KAYNAK: http://www.turkuler.com/hikayeler/zahide.asp