bugün

entry'ler (188)

sosyal devlet borcu

vatan borcu adı altında gencecik insanların eline zorla silah verip türlü saçmalıklar yaptırmanın karşılığı olarak, devletin vatandaşlarına sağlayacağı; bedava eğitim, bedava sağlık hizmeti, karşılıksız burs, iş bulmada kolaylık imkanı ve yaşam standartlarının yükseltimesidir.

not: işbu entryi sadece polat alemdar terk olmayan aklı başında insanlar idrak edebilir.

vicdani ret

Kim ne derse desin olaya şöyle bakıyorum:

- Ben, vicdani reti reddeden, vatanım için, çoğu aklî dengesi yerinde olmayan türlü insan tarafından, şahsıma hakaret edilerek, hayatımın en önemli kısmının boşu boşuna harcanmasını, itilip kakılmayı, psikolojimin yerle bir olmasını, kurulu bütün düzenimin bozulmasını; orada yaptığım on işten birinin vatan savunmasına dahil olup, geri kalan dokuzunun şaibeli olmasını, bir dinî inancım olup olmasına bakılmaksızın üstlerime tapınmayı, yeri geldiğinde dominus-slave ilişkisi kurmayı seve seve kabul ediyorum.

-Ben vicdani retçi, yukarıdakilerin tamamını reddediyorum.

Ayrıca bu yasanın çıkması için aihm'nin şart koşması mı gerekiyordu?, illa dışarıdan birinin müdehalesi şart mıydı? Neden kendi kendimize yapamadık bunca senedir o da ayrı iç acısı durum.

çukurca saldırısında öldürülen 21 pkk lı terörist

çukurca saldırısına misilleme yapmak adına, öldürüldüğü iddia edilen teröristlerdir.

bu halkı kandırmak bu kadar kolay mı acaba? sen şimdi 200 kişinin, kendi ülkenin içinde toplanıp onlarca askerini katletmesini engelleyemez/göremez/bilemez iken, kalkıp übernetik zamlar, vergiler ve ekonomik gelirinin yarısından fazlasıyla binlerce dolara aldığın bombalarla dağı taşı bombalayıp bu teröristleri öldürdüğünü iddia ediyorsun.

adamlar çünkü salaktı, başarılı bir gerilla saldırısından sonra dağlarda halay çekip çift kale maç yapıyolar şu an.

galata kulesi

bugün itibariyle önünde bir sürü içki içen insanın oturarak, eğlenip sohbet ettiği kuledir.

gayet halka açıktır, aslında cezai işleme maruz bırakılacak yerdir, fakat kimsenin salladığı yok sanırım, esnaf da durumdan memnun değil, bu bir protesto mu acaba?

heritage

opeth in yepisyeni albümüdür.

şimdi, nasıl anlatayım ki ulan böyle bi albümü? öncelikle brutalci arkadaşları kötü bir albüm bekliyor, sert seven arkadaşları da dışarı alalım.

opeth tam da benim istediğim yerlere doğru kaymış, çok daha atmosferik ögeler var içerisinde, yer yer jazz çaldıklarını görüyoruz ve vay babanın kemiğine diyoruz. martin mendez in bas gitar tonunda bir değişiklik söz konusu sanki, daha ıslak, biraz daha punchy, daha teknik bir çalımdan da söz edebiliriz. davuldan da harika partisyonlar duydum kendimce.

eskiye dair hiç mi bir şey yok? elbet var, bizi çok güzel iki outro bekliyor, bilen bilir, şarkıların ortasına ya da bitişine yandım allah dedirten melodiler, kısımlar eklemeye bayılır bu adam(lar).

bir eziklik sembolü olarak şakirtli başlık açmak

o değil de, adam oraya bir dünya şey yazmış, sözde karşı taraf düşünürleri bakınızlarla , hayır biz değiliz sensin işte sen sen sen demiş, komik.

korkulması gereken kadın türleri

aşık olan kadındır.

eğer siz aşık değilseniz ve o aşıksa korkacaksın o kadından arkadaş. yeri gelir, teknoloji özürlü benliğine rağmen facebook hesabınızı patlatır, size şirin gözükücem diye şarap eksperi falan kesilir. kızın birine selam verirsiniz, sonra o kızı tehdit eder. telefon numaranızı değiştirirsiniz ne yapar eder bulur.

sigaraya başladığına pişman olan yazarlar

bir tanesi de benimdir. şu an bilmem kaçıncı bırakma harekatındayım ve iki gündür içmiyorum.

huysuz virjin e bakıp mastürbasyon yapmak

'çirkin' ve 'kendine işkence' seks doktrinlerini benimsemiş kişiler için yapılması mümkün, zevkli eylemdir.

beşiktaş

fanatik olmayan bir beşiktaş'lı olarak şunu belirteyim ki, q7'leri alan bir yöneticinin gidip de ibrahim akın gibi bir futbolcudan, epi topu türkiye kupası final maçında oynamaması üzerine telkinde bulunması bana çok ama çok aptalca geldi.

değer mi lan? değdi mi? ne güzel ak ve pak kalacaktık bu çakalların yanında.

fakat kendime şöyle bir teselli buluyorum ki, teknik direktör ve bir yöneticinin böyle bir işe karışması bireysel hata olup, tüm beşiktaş'a mal edilemez.

ama fenerbahçe'nin bir çok üst düzey yöneticisi ve başkanı! bu işin içinde, ve adamlar hala bağırlarına basıyorlar, biz beşiktaş taraftarı tepkimizi hak ve adaletten yana göstermişken,

bu nedenledir ki, beşiktaş'lı olmak cidden hala bir ayrıcalık.

aç kurtlatın meydanı boş bulması

şike yapıldı kesinleştiğinde, buna rağmen birinci ligde oynamaya devam edilmesinden yüzü kızarmayacak taraftarı varsa bir takımın, rakiplerinin başka hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.

zaman ilerledikçe insanların değişmesi

zaman ilerledikçe, insanların kişiliklerinde, yüzlerinde, gülümsemelerinde, göz bebeklerinde, tahammül sınırlarında, sevdiklerinde ve sevmediklerinde meydana gelen acı değişikliklerdir.

sanırım, veya sanmıyor olsam da ben, tam olarak dünyanın dönmesiyle alakalıdır.

dünya döndükçe biz de, boş durmuyoruz tabii, yaşıyoruz önümüze gelen yaşantıları seçip eleyerek. hayatımıza girenler, zamanlarını doldurduklarında bizden bir şey alıp, yerine başka bir şey koyarak deforme ediyorlar bizi ve hayallerimizi.

konuyu şuraya bağlamak isterim ki; zaman ilerledikçe insanların değişmesi, anne-baba-dost-eş dörtlüsünde yavaşça, içten içe gözlemlenildiğinde insana hüzün ve yaşlılık hissi katıyor.

babanın eskiye nazaran daha yavaş hareket etmesi, annenin yüz çizgilerinin iyice kırışmasıyla başlıyor, e tamam anne baba bunlar, yaşlanıp ölecekler derken, bir de bakıyorsunuz eski dostunuzla buluştuğunuzda ne o ne siz, eskisi gibi eğleniyorsunuz.

led zeppelin

eğer bir gün; uzaylılara, dünya üzerinde yapılan kültür-sanat-müzik etkinliklerini anlatmak üzere bir dvd yapılacak olursa, -bakınız biz bunları yaptık gibisinden- o dvdnin müzik kısmında pink floyd ve queen ile birlikte muhteşem üçlüyü oluşturacak gruptur.

yanıp sönen dsl ışığı

internetten kopuyor oluşunuzun resmidir, sebebi çeşit çeşittir, yarattığı sinir harbi devasadır.

sevgilisi olmadığı halde mutlu olan insan

çok yoğun, bunaltıcı, dırdırsız günü geçmeyen, ciddi boyutlarda bir ilişkiden yeni çıkmış olan insandır.

arkadaşlarıyla kahvehanevî ortamlarda nargile-okey takılıp, bir sonraki aşkını sabırla beklemenin dayanılmaz hafifliğini yaşıyordur aynı zamanda.

özetle bir insana eroine bağlanır gibi bağlanmak normal de, böyle bir bağımlılığa sahip olmamak niçin anormal olsun?

tanrı dünyayı yaratırken pink floyd çalıyordu

pink floyd'un müziğin doruk noktasında olduğunu açıklayıcı cümlelerden biridir.

kimi şarkılar aşk acısını anlatır, kimisi dondurmayı, bazısı kıskançlığı, bazısı seksi anlatır. kadınların muayen günlerine yazılmış şarkılar bile vardır. ama pink floyd albümleri bunların hepsini kapsayıcı niteliktedir. bunu nasıl becerdiklerini hala anlamıyorum.

sözlük yazarlarının itirafları

türk olduğum için öyle pekala mutlu değilim sözlük, irlanda'lı olsaydım da pekala mutlu olmazdım. insan olduğuma seviniyorum sadece.

edit: imla.

ruhunu şeytana sat ama kadına satma

bir rivayete göre, folklorik bir kazanovanın ölmeden önceki son cümlesidir.

ve şöyle devam eder: eğer şeytana satarsan, öbür dünyada yanarsın; ama kadına satarsan, hem bu dünyada hem öbür dünyada yanarsın.

ardından hıck diye gittiği rivayet ediliyor.

kadınların receiver ayarları

kadınların zaman zaman bozulan, bozulduğu için de önce kendine sonra da etrafındakilere hayatı zindan ettiren, kaynağı allah mıdır uzayda bir koloni mi bilinmez olan ayarlardır.

burda bahsettiğim tanımın amacı kadınları aşağılamak ya da aptal yerine koymak değil elbette. kadınlardan doktor olur, mühendis olur, astronot olur, kimisinin burdan mars'a gidecek roketleri üretecek zekası olabilir, iq seviyeleri 180 civarını da görebilir, hatta ve hatta şu sıralar izlediğimiz üzere dünyayı yöneten imparatorları avuç içine aldığı bile görülmüştür kadınların.

fakat belli dönemlerde kadınların alıcılarında bir sapma olur. stabil seyreden hayatınıza çomak sokarlar, çakırkeyif neşenize sidik damlatırlar, çelik gibi sağlam sinir ve asabınıza limon sıkarlar ve onları düzeltmeniz gerekir. artık televizyona vurur gibi kafasına mı vurursunuz, dinsize imansız mı olursunuz, çekip gider yayının tekrar gelmesini mi beklersiniz, yoksa kadınlardan ümidinizi mi kesersiniz orası kişiye kalmış.

akıllara zarar evlilik teklifi

elbette bir reklam kampanyasıdır.

bu yapılan şebeklikler de kızlarımızın ıslak rüyalarına girmektedir. işin salaklığı da tam burda işte.

ben ömrümü paylaşmayı teklif edeceğim, sen yatalak olsan, ben senin seve seve altından alacağım. sen böyle aptalca şeylerle evlenme teklifi olgusu yaratılmasına prim vereceksin.

yemin ediyorum gıcıklığına kağıda yazar öyle teklif ederim. kağıt kokulu kağıt olmaz, kullandığım kalem de bakkal kurşun kalemi olur.