bugün

entry'ler (21)

dakika dakika 15 temmuz darbe girişimi

DAKiKA DAKiKA DARBE TEŞEBBÜSÜ GiRiŞiMi;

işte tüm ifade, iddianame, haber, rapor ve kamera kayıtlarından derlenmiş dakika dakika darbe teşebbüsü girişimi;

13.55 Kara Havacılık Komutanlığında Binbaşı Rütbesinde görev yapan O.K Ankara Cepa Avm önünden bindiği taksiye "Yenimahalle'de bulunan Mit yerleşkesine gideceğim" dedi.

14.20 Pilot Binbaşı O.K MiT'e geldi, "bu akşam askeriyenin içinden MiT'e karşı bir harekat olacak, benim görevim de helikopterle Müsteşar Hakan Fidan'ı almak" diye ihbarda bulundu.

14.50 Kimlik tespitinden sonra Binbaşı O.K. sorguya alındı.

16.00 Türkiye saati ile 16.00'da... internet kayıtlarına göre Panama'dan "http://www.yurttasulhkonseyi.com"; adresi satın alındı.

16.05 MiT görevlileri tarafından gereken soruşturmalar yapıldıktan sonra MiT Müsteşarı Hakan Fidan'a Pilot Binbaşıdan gelen ihbarla ilgili bilgi verildi.

16.20 MiT Müsteşarı Hakan Fidan Genelkurmay 2.Başkanı Yaşar Güler'e bilgi verdi.

16.30 MiT Müsteşar Yardımcısı, Müsteşar Hakan Fidan'ın talimatıyla komuta kademesine bilgi vermek üzere karargâha geldi.

17.45 MiT Müsteşar Yardımcısı, kısa bir süre kalıp karargahtan ayrıldı.

18.15 MiT Müsteşarı Hakan Fidan Genelkurmay Başkanlığı’nın kapısından giriş yaptı... Genelkurmay Karargâhı’nda komutanlarla toplantı yapıldı ve alınması gereken tedbirler belirlendi. "Bu ihbar daha büyük bir planın parçası olabilir mi?" ihtimali üzerinde duruldu.

18.24 Genelkurmay başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Çolak'a Kara Havacılık Komutanlığından iki Sikorsky ve bir Cougar helikopterin saat 19.00’dan itibaren izinsiz uçuş yapacağına dair istihbarat bilgisi geldiğini söyleyip araştırmasını istedi. Salih Çolak'a ayrıca şüpheli gördüğü kişileri gözaltına aldırmasını da emretti... (Salih Zeki Çolak'ın karargahtan çıkış saati: 18.24)

(Ek not: Genelkurmay'da bu sırada terörle ilgili önemli bir toplantı var. Toplantı esnasında 2.Başkan Yaşar Güler'e bir not geliyor hemen odadan çıkıyor daha sonra da KK Kurmay Başkanı odadan çıkıyor; o sırada toplantıda olan Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı da odadan dışarı çıktığında Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ü görüyor "Ne oldu bir şey mi var? hasta mısın?" diye soruyor "Yok bir şey" cevabını alıyor... Aksakallı o sırada Partiğöç'ün suratının kıpkırmızı olduğunu telaşlı bir halinin olduğunu belirtiyor.)

18.30 MiT Müsteşarı Hakan Fidan olan bitenden haberdar etmek için Cumhurbaşkanı’nı aradı.
-Olay tarihinde Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral Yaşar Güler’in ifadesinden:
“Bunun üzerine Hakan Fidan ‘komutanım ben bir de Sayın Cumhurbaşkanımıza bilgi vereyim’ dedi ve koruma müdürü Muhsin'i telefonla aradı. Muhsin'e ‘Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşebilir miyim?’ dedi. Karşıdan ne cevap geldiğini duymadım. Bunun üzerine Hakan Fidan ‘Peki Muhsin dışarıdan bir saldırı olsa yeterli gücün, silahın ve adamın var mı?’ diye sordu. Oradan bir cevap aldı ancak cevabını bilmiyorum. Sonra tekrar bir daha ‘Muhsin sana dışarıdan bir saldırı olsa buna karşı koyacak kadar gücün, kuvvetin ve adamın var mı?’ diye bir daha sordu. Oradan da muhtemelen olumlu bir cevap almış olmalı ki  ‘kolay gelsin’ dedi ve telefonu kapattı...”

18.30 Genelkurmay Silahlı Kuvvetler Komuta Kontrol ve Harekat Merkezi'nden emir yayınlandı; "ikinci bir emre kadar tüm askeri uçuşlar iptaldir." Ayrıca o an havada olan askeri uçak ve helikopterlere inin emri verildi.

18.36 Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak Kara Havacılık Komutanlığının 1 nolu nizamiyesinden giriş yaptı... Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ayrıca Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral ihsan Uyar ve Ankara Garnizon Komutanını da Kara Havacılık komutanlığına gönderdi.

19.07 Savcılık iddianamesinden aynen;
"... Genelkurmay Başkanı'nın emriyle uçuşların iptal edildiği bilgisi Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'ne ulaştırıldıktan sonra, darbecilerin hava trafiğini yeniden açtırmak için Antalya'da saat 19:50 sıralarında gerçekleştirilmesi planlanan gösteri uçuşu yapan Solotürk uçaklarının programını bahane ettikleri, bu nedenle Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi amiri Albay Devrim Orhan'ın Genelkurmay Silahlı Kuvvetler Harekat Merkezi'ne telefon açtığı, hava trafiğini yeniden açtırmaya çalıştıkları anlaşılmıştır."

19.12 Kara Havacılık Komutanlığında denetlemede bulunan Orgeneral Salih Zeki Çolak, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile telefon görüşmesinden bulundu ve olağanüstü bir hareketlilik olmadığını belirtti.

19.25 Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar olay olduğu tarihteki 4. Kolordu Komutanı Korgeneral Metin Gürak'ı aradı ve Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu'ndan hiçbir tank ve zırhlı aracın birlik dışına çıkmaması yönünde talimat verdi.

19.26 ikinci Başkan Yaşar Güler’in Özel Kalem Müdürü Kurmay Yarbay Bünyamin Tuner, Mehmet Partigöç’ün odasına girerek Komutanlar ve MİT Müsteşarı arasında yapılan görüşmeler hakkında bilgi verdi. Bu durum Genelkurmay Karargahı’ndaki darbecilerin vaziyeti anladıklarını gösteriyordu.

19.30 Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal istanbul Deniz Klübünde davetli olduğunu nikah salonuna giriş yaptı.

19.50 Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın Başdanışmanı darbeci Kurmay Albay Orhan Yıkılkan Genelkurmay Karargahına giriş yaptı. (Darbe teşebbüsünden dolayı tutuklanan Yaver Yarbay Levent Türkkan savcılık ifadesinde "Darbe teşebbüsü gecesi Orhan Albayın odasına giren çıkanın haddi hesabı yoktu" diyecekti.)

20.00 Genelkurmay Silahlı Kuvvetler Komuta Kontrol ve Harekat Merkezi'nden bir emir daha yayınlandı; Askeri nakliye uçuşları serbest bırakılmıştır. (Bu emrin daha sonra darbeciler tarafından askerlerin naklini gerçekleştirmek için yayınlandığı ortaya çıkacaktı.)

20.00 Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı aradı neden havadaki uçaklar indirildi diye sormak istedi ancak telefona çıkan Hulusi Akar'ın Fetöcü /Darbeci Yaveri Yarbay Levent Türkkan "komutanımız şu an müsait değil" diyerek Ünal'ı Akar ile görüştürmedi.

20.09 Genelkurmay Personel Daire Başkanı Korgeneral ilhan Talu, Genelkurmay Başkanı’nın katına çıktı, açık kapıdan toplantı halindeki odaya doğru baktı ve MiT müsteşarı Hakan Fidan’ı gördü.  Kurmay Albay Cemil Turhan’a; “Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Salih Zeki Çolak’ın Kara Havacılık Komutanlığı’na gittiğini, FETÖ mensubu personelle ilgili tutuklamaların hemen başlayacağını” söyledi.

20.22 MiT Müsteşarı Hakan Fidan Genelkurmay Başkanlığı’ndan ayrıldı.

20.23 Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda toplanan 33 Özel Kuvvetler görevlisi Genelkurmay Karargahı'na doğru otobüsler ile yola çıktı.

20.30 Savcılık 15 Temmuz sonrası yaptığı incelemede, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar tarafından tüm hava sahasının askeri uçuşlara kapatılması yönünde saat 18.00 sıralarındaki talimatının, 20.30 sıralarında Genelkurmay Komuta Harekat Merkezi Amiri Tuğgeneral ilhan Kırtıl tarafından kaldırıldığını belirledi.

20.49 ihbar ve toplantılar üzerine erkene alınan darbe için karargâha giriş yapan Tümgeneral Mehmet Dişli Genelkurmay Başkanı Başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan’ın odasına geçti.

20.51 Tümgeneral Mehmet Dişli ve Kurmay Albay Orhan Yıkılkan, Hulusi Akar’ın katına çıktı.

Saat 21.00 Tümgeneral Mehmet Dişli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın makam odasına girerek kendisine "Komutanım operasyon başlıyor, herkesi alacağız, taburlar, tugaylar yola çıktı, biraz sonra göreceksiniz" diyerek darbeyi tebliğ etti.

21.00 Başbakan Binali Yıldırım istanbul Beşiktaş Dolmabahçe'de bulunan Başbakanlık çalışma ofisinden Tuzla'daki evine doğru hareket etti.

21.05 Genelkurmay Başkanlığının hava sahasını kapatma emri ile ilgili işlemler tamamlandı; havadaki 36 askeri uçak indirildi.

21:08 Kuvvet Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın bulunduğu konvoy Kara Havacılık Komutanlığı 1 numaralı nizamiyesinden çıkış yaptı.

21.10 Başbakan Binali Yıldırım'ın aracı Boğaz Köprüsünden geçti. Yıldırım'a bir tuhaflık olduğuna dair telefonlar gelmeye başladı.

21:16 Darbecilerden oluşan bir grup Genelkurmay Karargahı'ndaki Silahlı Kuvvetler Harekat Merkezi'nin giriş çıkışını kontrol altına aldı.

21.20 Darbeciler Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı derdest etmek için makam odasına girdi

21.22 Genelkurmay Karargahını basmak üzere Akıncılar Üssün'den yola çıkan darbeci askerler karargaha beyaz otobüslerle giriş yaptı. ilk olarak 2.Başkan Yaşar Güler'in odasına girdiler.

21.25 Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak Kara Havacılık Komutanlığından ayrıldı.

21:26 Darbeci askerler tarafından oluşturulan Yurtta Sulh isimli WhatsApp grubunda, "E-5 ve TEM'den İstanbul dışına çıkan trafik serbest bırakılacak, İstanbul içine giren trafik engellenecek ve geri çevrilecek" emri verildi.

21.27 Genelkurmay 2.Başkanı Yaşar Güler elleri ve gözleri bağlı şekilde Genelkurmay Karargah binasındaki odasından darbeci askerler tarafından çıkarıldı.

21:28 Darbeciler tarafından oluşturulan Yurtta Sulh isimli WhatsApp grubunda, bu saat itibariyle; "Alınması gerekenlerin derhal alınması" talimatı verildi.

21:30 İstanbul Beylerbeyi civarında birtakım askerlerin araçların önünü keserek, “Darbe yaptık, kimlik soruyoruz” dedikleri, bazı araçları da geri gönderdikleri belirlendi.

21.30 Koridorda yerlerde sürüklenerek aşağıya indirilen Yaşar Güler, bir araca bindirilip, güney nizamiyeden çıkarılırken darbeciler, o gece nöbetçi olan ve durumu fark eden Muhafız Tabur Komutanı Yarbay Osman Tolga Kılınçarslan’ın direnişiyle karşılaştı. Araçtan inen Mehmet Akurt “kapıyı açın, yoksa Komutanı vururum” diye bağırdı. Kılınçarslan’a üç el ateş etti. Komutanının yaralandığını gören Nöbetçi Subayı Üsteğmen Muhammet Reşit Budak, Mehmet Akkurt’a önce MP-5 marka silah ile ateş etmeye çalıştı, silahın tutukluk yapması üzerine bu kez beylik tabancasıyla ateş etti ve darbeci Akkurt’u öldürdü.

21.30 Kendisine gelen telefonlarla garip şeyler olduğunu anlayan MHP Genel Başkanı Balgat'ta bulunan MHP Genel Merkezine geldi.

21:30 istanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, bir emniyet müdür yardımcısının kendisini araması ve "bir askerî yetkilinin aradığını, sıkıyönetim ilan ettiklerini, teslim olmalarını, beraber çalışmaları" şeklinde birtakım şeyler söylediğini iletmesiyle Fetullahçı Terör Örgütünün darbe girişiminden haberdar oldu. “Hiçbir polis silahını vermeyecek.” talimatını verdikten sonra makamından ayrıldı.

21.30 Savcılık iddianamesinden aynen;
"EGM İstihbarat Dairesi Başkanlığı eski Daire Başkan Yardımcısı Gürsel AKTEPE ifadesinde özetle:
“15/07/2016 günü saat 21.30 sıralarında bizim sürekli olarak tablet üzerinden kullandığımız Tango isimli mesajlaşma programına Timur TECER isimli 1994 mezunu eski İstihbarat dairede çalışmış olduğundan tanıştığımız şahıstan <darbe oldu herkes destek için çıksın daha önce çalıştığı yakın yere geçsin, irtibat için şuan soy ismin hatırlayamadığım General Mehmet ile irtibata geçsin> diye yazıyordu."

21.30 Hava Kuvvetleri Komutanını Abidin Ünal anlatıyor;
"Tahminime göre 21.30 sıralarında eşim beni telefonla aradı. Genelkurmay'da görevli Hava Korgeneral Fikret Erbilgin'in gözaltına alındığını, durumun ne olduğunu merak ettiğini söyledi...”

21.35 Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın Yaveri Yarbay Levent Türkkan, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Çolak'ı arayıp “Genelkurmay başkanımız sizi ve kurmay başkanımız ihsan Uyar’ı karargaha bekliyor” dedi, amaç ise komutanların karargaha gelmesini sağlayıp derdest etmekti.

21.37: Darbeciler tarafından ele geçirilen Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanlığı Mesaj ve Evrak Dağıtım Sistemi (MEDAS) üzerinden ‘’HAZIRLIK İKAZI VE BİRLİK İNTİKALİ” konulu mesaj yayınlandı. Emre göre darbeciler Türkiye genelindeki her yerde sıkıyönetim ilan edip, sıkıyönetim komutanı atadı. Bu emir aynı zamanda hain darbe teşebbüsünün başladığı anlamına geliyordu.

21.40 Boğaz köprüsündeki trafik askeri tanklar tarafından kesildi, darbeciler trafiktekilere "darbe oldu, sıkıyönetim ilan edildi evinize gidin" dedi.

21:40 İstanbul’daki 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar, İstanbul İl Emniyet Müdürünün Beylerbeyi ve Çengelköy bölgesinde bazı normal olmayan ve askerlerin de karıştığı bazı olayların olduğunu ifade etmesiyle darbe girişiminden haberdar oldu.

21.43 Genelkurmay Başkanı Akar’ın Yaveri Levent Türkkan’ın “Komutanımız bekliyor” diyerek karargaha çağırdığı Kara Kuvvetleri Komutanı Çolak ve yanındakiler karargaha giriş yaptı. Çolak giriş yaparken derdest edilmek istenince yanındaki koruma Başçavuş Bülent Aydın duruma müdahale etmeye çalışırken darbeciler tarafından açılan ateşle şehit edildi.

21.44 Darbeciler Kara Havacılık Okulu Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç'ın odasına girip, komutanı derdest ettiler.

21.45 Darbeciler tarafından oluşturulan Yurtta Sulh isimli WhatsApp grubunda, bu saat itibariyle; "1.köprüye Avrupadan geçiş kısmı durduruldu" mesajı atıldı. Aynı dakikalarda "2. Köprünün polis noktasına girildi, sorun gözükmüyor" mesajı da atıldı.

21.46 Altı özel kuvvet görevlisi asker Salih Zeki Çolak ve yanındakilerin üzerlerine çullanıp yere yatırdı. Duruma müdahale etmek isteyen Çolak’ın Koruma Müdürü Yüzbaşı Burak Akın, sol bacağından vuruldu. Tekrar hareket etmeye çalışınca bir özel kuvvetler görevlisi tarafından başına doğru ateş açıldı, şans eseri kurşun aynı bacağına denk geldi.

21.48 kuvvet ve Komutanlıklara Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı sıfatıyla Mehmet Partigöç ve General Amiral Şube Müdürü sıfatıyla Cemil Turhan imzalı “Atama” listesi gönderildi.
(Atama listesinde; TSK’da görevli 326 general ve amiralden 94’ü Genelkurmay Başkanlığı ya da mensubu bulunduğu kuvvet komutanlıkları emrine alındı. 167 general görevine devam etti. 61 general üst görevlere atandı. 3 pozisyona (Gnkur. Bşk., K.K.K., ve Dz. K.K.) herhangi bir atama yapılmadı.
Darbenin ardından atama listesinde karşısında “görevine devam” yazan 229 generalden; 148’i ihraç edildi, 4’ü istifa etti, 31’i emekliye sevk edildi, 2’si kendi rızalarıyla emekli oldu. 34’ü hâlâ göreve devam ediyor.) (Kaynak: Darbeleri araştırma komisyonu raporu)

22.00 Başbakan Binali Yıldırım Tuzla'daki evine vardı.

22.00 Cuntacı askerler istanbul Saraçhane'de bulunan Büyükşehir Belediye Binasına gelip, güvenlik görevlilerini alt ederek başkanlık makamına girdi.

22.00 Başbakan Binali Yıldırım MiT Müşteşarı Hakan Fidan ile telefonda görüştü.

22:04 Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak Paşayı arayıp bilgi istedi. Metin Gürak Paşa Kendisinin Etimesgut ve Kara Havacılıktaki birliklere gittiğini, dönüş yolunda olduğunu, Genelkurmaya yakın olduğunu, içeri girip bilgi alıp kendisine döneceğini söyledi. Sonra da zorlayarak girdiği Genelkurmaya girer girmez yere yatırıp esir alındı.

22.09 Ankara semalarında F16 savaş uçakları alçak uçuş yapmaya başladı. istanbul sokaklarında da tanklar gözükmeye başladı.

22.09 Darbeciler tarafından oluşturulan Yurtta Sulh isimli WhatsApp grubunda, bu dakika itibariyle; Darbeci Tuğgeneral Eyyüp Gürler tarafından "1.Ordu Komutanı hemen alınmalı" mesajı atıldı.

22.10 Başbakanlık tarafından tüm kamu kurumlarına emir yayınladı: "Resmi binalara karşı havadan ve karadan tüm müdahalelere karşılık verilsin."

22.15 Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı Gazi Orduevi'ndeki düğünden çıktı.

22.20 Bir tuhaflık olduğuna dair telefonlar alan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, o esnada istanbul Moda Kulübündeki düğünde bulunan 24 havacı generali toplayarak emir verdi “Derhal birliklerinize ulaşın ve kalkışları engelleyin. Üssünden uçak kalkan Divanı Harpliktir”

22.20 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar konutunu terk ettikten on beş-yirmi dakika sonra 4 veya 5 kişilik bir ekip konuta gelerek evin içerisinde gezmek suretiyle Komutanı aradılar.

22.22 Ankara Emniye Müdürü Mahmut Karaaslan il Jandarma Komutanı Ferdi Korkmaz’ı aradı, o da "Ahlatlıbel’deki Jandarma tesislerine girmek üzere olduğunu, girip bilgi alıp geri döneceğini" söyledi ancak o da içeri girince darbeciler tarafıdan esir alındı.

22.23 Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu'na gelen bir telefon darbe teşebbüsü olduğunu bildirdi; Bostanoğlu 12 dakika sonra bulunduğu yerden ayrıldı.

22.25 Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, düğüne katılmayan 4. Ana Jet Üssü komutanı Darbeci Tuğgeneral Hakan Evrim'i arayıp, “Ankara üzerindeki uçaklar sizden mi kalktı” diye sordu. “Evet” yanıtını alınca “Derhal indir” emrini verdi; ancak bu emrin karşılığında Cuntacı Hakan Evrim “Mecburum, siz de ben de hayati tehlike içindeyiz” cevabını verdi; Ünal, Tuğgeneral Evrim'in darbecilerle beraber hareket ettiğini anladı.

22.30 istanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan telsizden "Hiçbir şekilde silahımızı teslim etmeyeceğiz, hiçbir şekilde bulunduğumuz yerden ayrılmayacağız, vatandaşlarla beraber karşı koyacağız" anonsunu yaptı.

22.30 Bakanlar, Başbakanlığın Çankaya yerleşkesine intikal etmeye başladı.

22.32 Darbeciler tarafından oluşturulan Yurtta Sulh isimli WhatsApp grubunda, bu dakika itibariyle; "istanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan köprüye geliyor, ivedi tutuklanması lazım" talimatı verildi.

22.38 Yer: Ankara Yenimahalle... MiT Müsteşarlığının üzerinde uçan skorsky helikopter ateş etmeye başladı.

22.39
Savcılık iddianamesinden aynen;
"Zeki TAŞKIN Geçmiş dönemde İstihbarat Dairesi Başkanlığı Eski Şube Müdürü. 15 Temmuz 2016 tarihinde İstihbarat Dairesi Başkanlığı civarında güvenlik güçlerince yakalanan şahsın “WhatsApp ” görüşmelerinde;
“Değerli abiler, şuan askerler müdahaleye başladı. Herkes işini gücünü bıraksın. Bulunduğu yerde arkadaşlarını yönlendirsin. Ve askerlerin müdahalesine yardımcı olmalarını temin etsin. Direnmesinler. Direnen emniyet güçlerine engel olsunlar. Her ilden ve bölgeden yapılan müdahale konusunda bilgi alalım. Bu strateji ile hareket edip bizi her yerden bilgilendirin. Düzgün not yazın. Askere direnmesin arkadaşlar. Direnenlerin direncini kırsınlar. Özellikle özel harekatta ve çeviktekiler askere teslimiyet gösterip menfilerin direnci kırılsın. Herkese ulaşalım.. (Tem. 15, 22:39)”

22.40 Emniyet Genel Müdürlüğü 81 il Emniyet Müdürlüğüne darbe teşebbüsüne karşı koyulması, darbecilerin şehir merkezlerin inmesinin engellenmesi emrini verdi.

22.44 Komiser Yardımcısı Ö.K'nın savcılık ifadesinden;
Tango isimli mesajlaşma programından saat 22.44'te "Abiler emniyetten gelen emirleri yerine getirmemeliler. Herkes G Kurmaya gitsin, devreler birbirleriyle bağlantı kursun, zincir kursunlar, haberdar olmayan kalmasın, emekliler dahil" mesajı geldi. ( Medya Yapılanması iddianamesi Sayfa:159)

22.45 Başbakanlık üzerinde insansız hava araçları uçmaya başladı.

22.45 Komiser Yardımcısı Ö.K'nın savcılık ifadesinden;
Tango isimli mesajlaşma programından saat 22.45'te "Ankara’da muvazzaf ve emekli olan kim varsa silahını alıp genkur, egm, ankara emniyet, kom tem ve yıldızın önüne giderek direnen herkesi indirsin, bu konuda askere yardımcı otsun, kimse evinde durmasın... Duran vebaldedir... Herkese duyurun" mesajı geldi.(Medya Yapılanması iddianamesi Sayfa:159)

22.47 AK Parti istanbul Milletvekili Mehmet Metiner, milletvekillerinin olduğu WhatsApp grubuna "Arkadaşlar emir komuta dışında bir darbe girişimi yapılıyor. Kesin bilgi bu." diye mesaj attı.

22.52 Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki darbeciler komutanlığın tüm birimlerine sıkı yönetim direktifi gönderdi.

22.55 istanbul Harbiye'de bulunan TRT istanbul Radyosu binası cuntacı askerler tarafından basıldı.

22.56 Başbakan Binali Yıldırım'ın ekibi TRT ile temasa geçti ama TRT'yi darbeciler basmıştı.

23.00 istanbul Yeşilköy'de bulunan Atatürk Havalimanında tanklar gözükmeye başladı.

23.02 Başbakan Binali Yıldırım NTV'ye bağlandı "Kalkışmayı yapanlara pabuç bırakmayız, bu kalkışmayı yapanlar bedelini en ağır şekilde ödeyecekler" dedi.

23.03 Anadolu Ajansı'nın geçtiği ilk haber, istanbul ve Ankara'da askeri kalkışma iddiası... AA muhabirinin verdiği bilgiye göre "küçük bir grubun Genelkurmay Başkanlığında darbe girişiminde bulunduğu" haber olarak duyuruldu.

23.03 Darbeciler tarafından derdest edilen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, karargah binasından Akıncılar Üssüne götürülmek üzere binadan çıkarıldı.

23.08 Gölbaşı Polis Özel Harekat Dairesi Başkanlığı bombalandı; bu hain teşebbüs gecesinde özel harekat yerleşkesine atılan ilk bombaydı. 7 Personel şehit oldu.

23.30 Silahlı bir grup Moda Deniz Kulübündeki düğünü bastı ve generallere “Güvenliğiniz için buradayız” diye seslendiler. Orgeneral Ünal, “Benim böyle bir emrim yok, uzaklaşın” emrini verdi. Ancak darbciler Hava Kuvvetleri komutanının emrine itaat etmedi.

23:35 İstanbul’da bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Bu ülke darbelerden çok çekmiştir. Aynı sıkıntıların yeniden yaşanmasını istemiyoruz. Cumhuriyet'e ve demokrasimize sahip çıkıyor; inancımızı eksiksiz bir şekilde koruyoruz. Herkes çok iyi bilmeli ki Cumhuriyet Halk Partisi, Parlamenter demokrasimizin vazgeçilmezi olan yurttaşlarımızın özgür iradesine bağlıdır." açıklamasını medya kuruluşlarına geçmeye başladı.

23.36 AK Parti Milletvekili Nureddin Nebati milletvekillerinin olduğu WhatsApp grubuna "Bu bir duyurudur. Reis iyi" diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iyi olduğu haberini verdi.

23.40 Polise vur emri verildi.

23:45 Genelkurmayda silah sesleri duyulmuş ve bir helikopterden de dışarıda bulunanların üzerine ateş açıldı.

23.55 istanbul Atatürk Havalimanındaki uçuş kontrol kulesine cuntacılar tarafından el konuldu, uçuş trafiği durduruldu.

00:02 Darbe girişiminde bulunan askerler tarafından TRT spikerine Yurtta Sulh Konseyi imzasıyla darbe bildirisi okutuldu.

00:03 Gölbaşında bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığı nizamiye girişine F-16 savaş uçağı ve silahlı helikopter ile hava saldırısı gerçekleşmiştir. Saldırı sonucunda 38’i özel harekat, 4 genel idare ve 2 sivil olmak üzere 44 personel şehit oldu.

00:04 Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmaris’te kalmış olduğu otelin giriş kapısında bir basın açıklaması yaptı. Yaklaşık yedi dakika süren konuşmanın bir bölümü şöyle:
“Bir defa şunu bilmeleri lazım, bu ülkede milli iradenin üzerinde beşer planında bir güç söz konusu değildir. Ben şu anda ülkemin Cumhurbaşkanı olarak şunu çok açık, net söylüyorum, kurucusu olduğum partinin tüm mensupları, bunun yanında milli iradeyi oluşturan cumhurun kendisini özellikle şehirlerimizin meydanlarına davet ediyorum ve şehirlerimiz meydanlarında biz halkımızla el ele olacağız ve bu kalkışmayı yapanlara gereken dersi orada vereceğiz. Zaten yargı da biliyorsunuz şu anda bu ayaklanma hareketini yapanlara karşı tutuklama kararını da şu anda vermiş durumdalar ve bir taraftan aynı şekilde gözaltı kararları çıkmaya başlamıştır. Türkiye bu tür ayaklanmalarla bir defa ucuza satılacak bir ülke değildir ve Pensilvanya'dan da yönetilecek bir ülke de değildir. Bu ülkeyi, bu ülkede yaşayan şu anda seçmen sayısı itibarıyla 45 milyonu bulan insanımızın iradesi belirler, bu irade yönetir ve az önce Sayın Başbakan'ın da ifade ettiği gibi bu tanklar bunların tankları değildir, bu milletin tanklarıdır. Bu tankların önünde durmasını da biz iyi biliriz ve bunlardan çekinme gibi bir şey söz konusu da olamaz. Bakın şu anda Silahlı Kuvvetlerin içerisinde çatışmalar filan olduğunu duydum, bu tür haberler geldi, ama şunu bilmeleri gerekir ki şu anda Silahlı Kuvvetlerin içerisindeki bir azınlığın aynı şekilde emniyet teşkilatımızda da böyle bir şeyin içerisine girmesinin bedelini bunu teşvik eden üst akıl çok ağır ödeyecektir ve biz tamamıyla milli iradenin temsilcileri olarak da dimdik duracağız.
Milletimin de dimdik duranların arkasında aynı şekilde durmasını özellikle istiyorum ve kendilerini hava limanlarına ve meydanlara özellikle davet ediyorum.”

00.17 Akıncı Üssündeki darbeci Kurmay Yüzbaşı Ahmet Tosun, Kurmay Pilot Yüzbaşı Oğuz Alper Emre ve Kurmay Pilot Yüzbaşı ilker Hazinedar'a Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağını tarif edip önlenmesini istedi. Füze yüklü F-16'lar Cumhurbaşkanlığı uçağını vurmak üzere Dalaman'a doğru harekete geçti ancak Isparta hava sahası üzerinde Akıncılar kulesi ile temasları kesildiği için geri döndüler, daha sonra Cumhurbaşkanlığı üzerinde uçtular.

00.18 Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay'ın talimatıyla uluslararası basına darbe girişimi ile ilgili bilgi verilmeye başlandı.

00.20 Darbeciler tarafından oluşturulan Yurtta Sulh isimli WhatsApp grubunda, bu saat itibariyle; " Toplanan kitlelere ve askeri kuvvetlere karşı duran polislere silahla, tanklarla sert şekilde müdahale edilecek" emrinin verildi.

00.20 Gazeteci Abdülkadir Selvi CNN Türk ekranlarından MiT'in kendi personeline ateş açma yetkisi verdiğini duyurdu.

00.21 Darbeci askerlerin kullandığı tanklar Ankara Emniyet Müdürlüğünü önüne geldi.

00.35 Darbe teşebbüsünün seyrinin değiştiği tarihi an... CNN Türk ekranlarına bağlanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türk Milletine meydanlara, havalimanlarına, sokaklara çıkma ve bu hain teşebbüse karşı koyma çağrısında bulundu.

00.40 TBMM Başkanı ismail Kahraman Başbakanlık'tan ayrılarak TBMM'ye hareket etti.

00.40 Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı taşıyacak Ata Uçağı Dalaman Havalimanına iniş yaptı.

00:44 Helikopterler tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliye bölgesine yönelik saldırılar başladı.

00.45 TSK'nın internet sitesinden cuntacıların yönetime el koyduğuna dair mesaj yayınlandı.

00:49 Başbakanlıktan yapılan açıklamada, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, Başbakan Yıldırım'ı telefonla arayarak kalkışmanın kabul edilemez olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yanında olduklarını söylediği bildirildi.

00.51 İstanbul’daki Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar A Haber’e telefonla bağlanarak “Bu hareket TSK’nın desteklemediği, küçük bir grubun meydana getirdiği bir hareket. Sayın valimiz ve emniyet birlikleriyle gerekli tedbirleri alıyoruz. Endişe edici bir durum yok” şeklinde açıklama yaptı.

00.56 Ankara Emniyet Müdürlüğü bombalandı.

00:57 TRT'de yayımlanan korsan bildirinin ardından TÜRKSAT tarafından televizyon yayınının kesilmemesi üzerine, askeri kalkışmada bulunan saldırganlar, TÜRKSAT'ın Gölbaşı'ndaki tesislerine askeri helikopterlerle saldırmaya başladı.

00:57 Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: "Fötrünü alıp kaçacak hükümet yoktur. Bizim cesetlerimizi çiğnemeleri lazım. Demokrasiyi askıya almak için bizi tek tek kurşuna dizmeleri lazım. Hükümet bütün birimleriyle iş başındadır. Bunlara karşı hukuk içerisinde alınması gereken ne varsa yapılacaktır. Her türlü tedbir alınacaktır." dedi.

01.00 Başbakanlık Koordinasyon Merkezine, Atatürk Bulvarı, Hoşdere Caddesi ve Genelkurmay civarında 6 tankın araçları ezerek ilerlediği, Genelkurmay çevresinde ve karargah içinde çatışma çıktığı bilgisi geldi.

01:00 TRT civarında bine yakın vatandaş topluluğu oluştu. Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan oraya yakın olan İstihbarat Daire Başkanını arayarak Ankara Emniyetinin personelini takviye etmeleri, İçeriden ateş edilmesine rağmen ısrarla TRT’ye girmeleri konusunda talimat verdi.

01.10 Cuntacıların helikopterleri Ankara'da bulunan Türksat'a ait uydu istasyonunu vurdu.

01.18 Darbe gecesi Amerikan NBC televizyonun üst düzey Pentagon yetkililerine dayandırdığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’ya iltica başvurusunda bulunduğu haberinin saat ise 01.18’di.

01.20 Cuntacılar TSK'nın internet sitesine 2.bildiriyi koydu.

01.21 içişleri Bakanı Efkan Ala'nın Genelkurmay Başkanlığı, TSK ve polisin ülkedeki darbe girişimine müdahale ettiğini açıkladığı ve darbe planlayıcılarını “çete” olarak tanımladı.

01.28 Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu CNN Türk'e "Komuta kademesi olarak bu girişimi kesinlikle kabul etmiyoruz." açıklamasında bulundu.

01:30 Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı taşıyan helikopterin alçak irtifada seyrederek, Dalaman Havalimanı'na ATA uçağının bulunduğu yere doğru geldi ve Dalaman Havalimanı pistine indi.

01.40 Ankara Atatürk Bulvarı ve Çankaya Köşk’ü üzerinden beş nolu giriş kapısı önüne ateş edildi, 5 zırhlı araç yaklaşmaya çalıştı; cuntacılara silah kullanılarak karşılık verildi ve 100 kişilik bir vatandaş grubunun da desteği ile cuntacılar püskürtüldü.

01.45 Cuntacı askerlerin helikopterleri MiT istanbul bölge başkanlığına ateş açmaya başladı.

01.47 Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı NTV'ye bağlanarak "Eşkiyalar, paralel ihanet şebekeleri darbe girişiminde bulunmaya çalışıyor. fakat bunlar başarılı olamadı, olamayacaklar. Görevimizin başındayız. Kısa sürede duruma el koyacağız " dedi.

01.52 Başbakan Binali Yıldırım: "Havadaki jetlerle kurumlarımıza mermi, bomba yağdıranlar adeta bu terör örgütünün elemanı gibidir, devamı gibidir. Asla ve asla böyle bir iş, şanlı silahlı kuvvetler bayrağı altında görev yapan hiçbir subayımıza, hiçbir askerimize yakıştırılacak bir iş değildir. Güneydoğu'da amansız bir mücadele verirken, Cumhuriyetimizin, milletimizin minnettar olduğu askerlerimize yapılmış en büyük bir hakarettir. Bugün demokrasiye, ülkeye ve millete sahip çıkma zamanıdır. Milletime çok teşekkür ediyorum, Türkiye ayaktadır, Türkiye sokaktadır. Bu çapulculara meydan bırakılmayacaktır."

01.55 Cuntanın beyin takımından olan Tuğgeneral Semih Terzi Diyarbakır'dan geldiği Etimesgut Askeri Havalimanı'ndan Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığına gitmek üzere helikoptere bindi.

02.00 Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın helikopteri Marmaris'ten Dalaman'a gitmek üzere havalandı.

02.00: Diyanet işleri Başkanı Mehmet Görmez, minarelerden sela okunması çağrısında bulundu.

02.16 Cuntanın beyin takımından Tuğgeneral Semih Terzi, Özel Kuvvetler karargahına girerken Astsubay Başçavuş Ömer Halisdemir tarafından öldürüldü... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından sonra darbe teşebbüsünün seyrini değiştiren 2'nci olaydı bu...

02.21 Ankara Emniyet Müdürlüğü'nü de vuran cuntacılara ait helikopter Gölbaşı'nda düşürüldü.

02.25 Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağı Dalaman'dan istanbul'a gitmek üzere hareket etti.

02.26 Cuntacı askerler darbeci Semih Terzi'yi öldürerek dabe teşebbüsünün seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halis Demir'i şehit ettiler.

02.30 Darbeci Genelkurmay istihbarat Başkanı Korgeneral Mustafa Özsoy Deniz Kuvvetleri Komutanının emir subayını arayarak nerede olduğunu öğrenmeye çalıştı ancak Bostanoğlu'nun talimatıyla emir subayı bilgi vermedi.

02:30 İstanbul’un her noktasında darbecilere müdahale eden polis, gecenin en önemli operasyonlarından birisini Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’a geleceği bilgisini alan polis darbecilerin elindeki kuleyi almak için harekete geçti ve Özel Harekât polisleri Atatürk Havalimanı’ndaki kuleyi darbeci teröristlerden operasyonla geri aldı.

02.35 TBMM bombalandı.

02.55 Ankara Oran'da bulunan TRT'yi basan darbeciler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile beraber gelen halk ve polis tarafından püskürtüldü.

02:57 Darbe girişimi sırasında saldırıya uğrayan Ankara Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT Kampüsü'nde görevli 2 personel şehit oldu.

03.00 istanbul Saraçhane'de bulunan Belediye Binasında cuntacılar halkın üstüne ateş açmaya devam ediyordu.

03:00 Ankara’ya gelmek üzere yola çıkan füze bataryalarını taşıyan konvoy il girişinde sadece bir polis başmüfettişi ve ona yardımcı olan 3-4 trafik görevlisi tarafından engellendi, başlarındaki binbaşı ve onun mahiyetindeki 59’u rütbeli 25 er ve erbaş gözaltına alındı.

03.10 Cuntacılar TSK'nın internet sitesine 3.bildiriyi koydu.

03:10 Başbakan Binali Yıldırım, Hava Savunma Komutanına darbe girişiminde kullanılan tüm uçan unsurların inmeye zorlanması, inmeyen uçakların düşürülmesi, Eskişehir’de bulunan Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezleri Komutanına Akıncı meydanından kalkan her hava aracının vurulması, Birinci Ana Jet Üssü Komutanına Akıncı Üssü pistlerinin bombalanması talimatlarını verdi.

03.14 Türksat bombalandı.

03.20 Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağı Atatürk Havalimanına indi.

03.22 TBMM yeniden bombalanmaya başlandı.

03:22 Ankara Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT kampüsü, sivillerin tahliye edilmesinin ardından tekrar bombalandı.

03.23 Darbeci iki yüzbaşı ve 12 er helikopterle Hürriyet’in otoparkına indi. CNN Türk stüdyolarına ve rejiye müdahale edildi, yayın durduruldu.

03.24 Akıncılar Üssü önünde toplanan Kazanlılara darbecilerin kullandığı helikopter ses bombası atarak taciz ateşi açtı.

03.39 Ankara il Emniyet Müdürlüğü binası ikinci kez F-16 savaş uçağı ve helikopterler tarafından vuruldu.

03.39 Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi adına emir yayınlandı. Tümgeneral Arif Çetin imzalı emir mesajında sıkıyönetim emirlerine uyulmaması konusundaki direktifler yer aldı.

03.50 Genelkurmay'daki darbeciler Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki tüm birliklere sıkıyönetim direktifi gönderdiler, direktifte sıkıyönetim direktiflerine uymayanların cezalandırılacağını belirttiler.

04.00 Marmaris'te kaldığı otelden ayrıldıktan sonra istanbul Atatürk Havalimanı'na gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın mensuplarının karşısına çıkarak ‘’Milletin üzerinde hiçbir güç yoktur. Bu bir ayaklanma, vatana ihanet hareketidir. Bunun bedelini çok ağır ödeyecekler” dedi, o esnada bir askeri helikopter ve alçak uçuş yapan F-16 savaş uçağı tarafından taciz yapıldı.

04.12 Meclis, bir kez daha bombalandı; Genelkurmay Başkanlığı çevresindeki askeri helikopterden halkın üzerine ateş açıldı.

04.29 Akıncı Hava Üssü'nün elektrikleri kesildi.

04.34 Başbakan Binali Yıldırım darbeye teşebbüs eden 120 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

04.40 Başbakan Binali Yıldırım, Eskişehir Hava Harekât Merkezi’ne ‘dost ve kaçırılmış uçakları düşürme’ yetkisi verdi.

04.54 Darbecilere karşı ilk uçaklar kalkmaya başladı.

05.10 CNN Türk'ü basan askerler polis tarafından gözaltına alındı.

05.20Jandarma Genel Komutanlığındaki darbeciler, saat 03.39'da yayınlanan Tümgeneral Arif Çetin imzalı emrin dikkate alınmaması mesaj emrini gönderdiler.

05.20 Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu raporundan aynen;
"Komiser Yardımcısı olarak görev yapan şüpheli E.G.'nin telefonunda, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü yöneticileri tarafından, 16/07/2016 günü 05.20-05.29 saatleri arasında bölge imamları kaydıyla gönderilen “önemli durum kötü çok acil duyuru tüm il ve ilçe imamlarını, abilere, ablalara, kurum imamlarına iletin, tüm hizmet mensupları darbeyi şiddetle kınayan açıklama yapsın, meydanlara inip kendisini kamufle etsin, resim çekilip sosyal medyada yayınlasın, Demokrasi Seçilmiş irade falan desinler, ama fazlada asla muhterem hoca efendinin adı geçmesin açıklamalarda, hepimizi alabilirler herkes darbeden haberim yok tv'de gördüm ilk kez desin, asla hükumete ve Tayyibe karşı olumsuz bir paylaşım yapmayın, bu gurubu kapatıyorum şimdi” şeklinde kayıtlı ve örgüt üyelerine talimat niteliğinde mesaj tespit edilmiştir."

05.40 Boğaziçi Köprüsü’ndeki tanklardan top atışı yapılması nedeniyle, bir TOMA alev aldı.

05.45 Harbiye’de bulunan TRT istanbul Radyosu'nu basan askerler polise teslim oldu.

06.01 istanbul Boğazı, deniz ulaşımına kapatıldı.

06.11 Beş darbeci subay Genelkurmay karargah binasına ait görüntülerin kaydedildiği bellekleri, tankların park halinde bulunduğu Ayyıldız Caddesi’ne getirdiler ve getirilen bellekler 092660 plakalı tankın altında ezildi.

06.23 Ankara Beştepe’de bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne bomba atıldı.

06.28 Atatürk Havalimanındaki 55 darbeci asker gözaltına alındı.

06:34 Ankara’daki Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı nizamiyeleri arasındaki yol, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait hafriyat kamyonlarıyla barikat kurularak çift taraflı olarak kapatıldı.

06.40 Boğaziçi Köprüsü'ndeki askerler, güvenlik güçlerine teslim oldu.

06:43 Cuntacı askerler tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin yakınlarına 2 bomba atıldı. Bombalar, Millet Camisi’nin önüne park etmiş araçlardan birinin üzerine düştü.

06.49 Başbakan Binali Yıldırım’ın 04.40'ta verdiği emir doğrultusunda; 48 tane F-16 uçağının baskısıyla havadaki kontrolsüz uçaklar inişe zorlandı. Tanker uçaklar da yakıt boşaltarak inişe geçti.

06.50 Cuntacılar TSK'nın internet sitesine son bir bildiri daha koydu.

06.50 Genelkurmay Başkanlığına vekaleten istanbul 1.Ordu Komutanı Ümit Dündar atandı.

07:00 Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınındaki Jandarma Genel Komutanlığının bulunduğu kavşağa askeri uçaktan bomba atıldı.

07.03 Ezilen bellekler doldur boşalt istasyonu bölgesine götürülerek yakıldı.

07.15 Çerkezköy'deki 3. Zırhlı Tugay'dan istanbul'a 15 tank sevk edildi ancak bu tankların polis koruması eşliğinde güvenliği sağlamak üzere yola çıkarıldığı bilgisi paylaşıldı.

07.24 Malatya'daki 2. Ordu Komutanlığı önünde silahlı çatışma çıktı.

07.25 istanbul'da Marmaray seferleri durduruldu.

07:41 Genelkurmay Başkanlığından dışarıya çıkarılan tanktan, barikat amacıyla kurulan kamyonların olduğu bölgeye ateş açıldı.

07.45 Ankara Güvercinlik'te bulunan Kara Havacılık Okulu'na jandarma ve polis tarafından operasyon yapılması istendi. Operasyona destek amacıyla vatandaşlar ve belediye iş makineleri alana yönlendirildi. Buradaki darbe yanlısı askerler, helikopterler ile Akıncı Üssü'ne geçti.

08.00 Akıncı Ana Jet Üssü'nden uçakların kalkmasını engellemek için, üssün yakıt ikmal borularının vanaları kapatıldı, elektrik, internet, telefon ve suları kesildi. Vatandaşların, polislerin ve belediye iş makinelerinin buraya yönlendirilmesi sağlandı. Bunun üzerine Akıncı Üssü'nden uçakların kalkmasını engellemek isteyen vatandaşlara darbeciler tarafından ateş açıldı ve 5 kişi şehit oldu, 40 kişi de yaralandı.

08.05 “Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhı şu andan itibaren Oramiral Bülent Bostanoğlu’nun emir ve komutasındadır” yazılı direktif Ana Ast Komutanlıklara gönderildi. Bu direktifin ardından ise birliklerin kontrol altında olduğu ve emniyetlerinin alındığına ilişkin karargâha mesajlar gönderildi.

08.36 Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Özel Harekat polislerince ele geçirildi, karargahtaki darbeci askerlerin hepsi etkisiz hale getirildi.

08.55 Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, götürüldüğü Akıncılar'daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığından kurtarılarak, Çankaya Köşkünde bulunan Başbakanlık yerleşkesine getirildi. Hulusi Akar'ı getiren helikopter pilotları daha sonra helikopteri Etimesgut'a götürdü ve orda tutuklandı.

09.19 Antalya, Niğde ve diğer illerden özel harekat polisleri başkente sevk edildi.

09.40 Genelkurmay Başkanlığından çıkan 200'e yakın silahsız er ve erbaş polise teslim oldu.

11.15 Eskişehir’den kalkan F-4 2020 uçakları, Akıncı Üssü’ndeki pist ve taksi yollarını vurdu. 18 adet F-4, 9 ayrı noktaya 16 bomba bıraktı.

11.30 Akıncı Üssü çevresinde araçla yolda ilerleyen jandarma ekibi 3 kişinin boş araziye doğru kaçtığını gördü ve durun diye bağırdı. Bunlardan biri Anafartalar koleji sahibi Hakan Çiçekti, 500 metre ötede bir isim daha vardı kaçan Jandarma ekipleri o ismi de gözaltına aldı, o isim Adil Öksüzdü.

12.10 Marmara Bölgesi üzerindeki hava sahası uçuş yapan tüm sivil hava araçların uçuşlarına kapatıldı.

12.11 Milli Savunma Bakanı, rehin alındığı bildirilen Donanma Komutanı Veysel Kösele ile irtibat kurulduğunu söyledi.

12.12 Akıncı Üssü civarında yakalanan Adil Öksüz, Kemal Batmaz ve Harun Biniş Kazan Jandarma Karakoluna getirildiler.

12.20 Başbakan Binali Yıldırım, Hulusi Akar ve Efkan Ala kameraların karşısına geçti.

13.20 THY uçuşları normale dönmeye başladı.

13.21 MiT "Sistematik operasyon bitti, nokta operasyonuna geçtik, 1-2 saate biter." açıklamasında bulundu.

13.38 Genelkurmay Karargahında darbecilerden Kurmay Albay Orhan Yıkılkan gözaltına alındı. (Yaver Levent Türkkan savcılık ifadesinde "Darbe teşebbüsü gecesi Orhan Albayın odasına giren çıkanın haddi hesabı yoktu" diyecekti.)

14.40 HSYK 2.dairesi 2745 hakimi açığa aldı.

15.30 Akıncılar Üssünde rehin tutulan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve 10 Havacı general serbest kaldı ve Hava Kuvvetleri Karargâhına geçti. Ankara Hava Harekât Merkezindeki FETÖ’cü subaylar bu generaller tarafından kolluk kuvvetlerine teslim edildi.

16.30 Darbenin organizatörlerinden olduğu iddia edilen Tümgeneral Mehmet Dişli gözaltına alındı.

18.10 Darbe soruşturması kapsamında, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti ile 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Malatya Garnizon Komutanı Tümgeneral Avni Angun gözaltına alındı. (Angun 17 Mart 2017 tarihinde tahliye edildi.)

18.15 Eski Hava kuvvetleri Komutanı Yaş Üyesi Orgeneral Akın Öztürk, Ankara Kazan ilçesi’ndeki Akıncı 4’üncü Ana Jet Üs Komutanlığı’nda gözaltına alındı. Burada bulunan diğer askerlerin de silahlarını bırakarak teslim oldukları öğrenildi.

18.55 Anayasa Mahkemesi üyesi Alparslan Altan gözaltına alındı.

19.15 3’ncü Kolordu Komutanı Korgeneral Erdal Öztürk gözaltına alındı. (Erdal Öztürk darbe teşebbüsü gecesi Tv'ye bağlanarak darbe girişimine karşı olduğu mesajını vermişti ancak darbecilerin görev listesinde istanbul Sıkıyönetim Komutanı olarak yer aldığı anlaşılınca tutuklandı; Öztürk 1998-2002 arası Genelkurmay Başkanlığı yapan Hilmi Özkök'ün özel kalem müdürlüğünü yapmıştı.)

19.39 Genelkurmay Personel Daire Başkanı Korgeneral ilhan Talu gözaltına alındı.

20.00 Darbecilerin rehin aldığı Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi'nin kurtarıldığı bildirildi.

15 temmuz darbe girişiminin hikayesi

takvim yaprakları 15 temmuz'u, saatler ise 13.55'i gösterirken ankara'daki cepa avm'nin önünde geçen bir taksiye duraktaki bir adam el işareti yaptı... arka koltuğa oturduğunda "mit'in yenimahalle'deki kampüsünde gidelim" dedi... heyecanlıydı, biraz da terlemişti...

rütbesi binbaşıydı, aynı zamanda helikopter pilotuydu... yenimahalle'de bulunan mit karargahına geldiğinde taksiden indi ve akşama gerçekleşecek olan olağanüstü bir durumu bildirecekti ama önce kendini tanıttı kapıdaki görevlilere durum acil dedi.

içeri alındı ve dinlenilmeye başlandı. binbaşının söyledikleri dikkat çekiciydi; "akşama mit müsteşarlığına bir saldırı olacak, saldırıyı yapanlar ise asker üniforması giyen hainler olacak; benim görevim ise helikopterle kampüse inip mit müsteşarını almak"

ihbarı dikkate alan mit yetkilileri ilk önce durum değerlendirmesi yaptı ve kendi aralarında bir karar aldı; bir üst düzey yönetici genelkurmay'a gitsin ve durumu anlatsın...

mit'den yola çıkan müsteşar yardımcısı genelkurmay'a gidip durumu iletti ve uyarıyı da ihmal etmedi; geceye doğru bir hareketlenme olabilir, önlemlerinizi alsanız iyi olur...

öte yandan binbaşıya dinleme cihazı takıldı ve birliğine geri gönderildi, "ne olup ne bitiyor öğrenmeye çalış ama herhangi bir faaliyete katılma, bizden haber bekle" dendi.

müsteşar yardımcısının genelkurmay'a gitmesinden sonra müsteşar hakan fidan da genelkurmay'a gidip üslerde bir hareketlilik olduğunu bildirdi... "daha büyük bir plan olabilir dikkat edin" diyerek te uyardı. fidan, cumhurbaşkanlığı koruma müdürünü de aradı...

genelkurmay başkanı hulusi akar, fidan ile toplantının hemen ardından tüm türkiye'deki askeri uçuşların yasaklanması emrini verdi, ardından kara kuvvetleri komutanı salih çolak'ı etimesgut'ta bulunan kara havacılık okuluna gönderdi... ve ekledi genelkurmay'dan bir de savcı al yanına, şüpheli gördüklerini gözaltına aldır.

mit müsteşarlığının genelkurmay'a bilgi vermesiyle deşifre olduklarını anlayan cuntacılar saatler 21'i gösterdiğinde harekete geçip cuntacı tuğgeneral mehmet partigöç imzalı sıkıyönetim emrini yayınladı; emir şuydu: tüm türkiye'de yönetime el konmuştur ve sıkı yönetim ilan edilmiştir.

fetullahçı terör örgütü mensubu cuntacılar emri yayınladıktan sonra ilk olarak genelkurmay karargahını basarken diğer yandan kısa bir süre sonra özel kuvvetler komutanlığını, yenimahalle'de bulunan mit kampüsünü, ankara - istanbul emniyet müdürlüklerini ve trt'yi basıp kontrol altına almaya çalıştı...

5 adet f-16 savaç uçağı ankara semalarında dolanmaya başlamıştı. 2 adet f-16 savaş uçağı da istanbul semalarında dolanmak için kalkış yapmıştı...

herkes birbirini arıyor savaş uçaklarının neden uçtuğunu öğrenmeye çalışıyordu.

saatler 21'i gösterdiğinde darbeciler genelkurmay karagahında bulunan hulusi akar ve 2.başkan yaşar güler'i derdest ederken diğer yandan istanbul'da düğünde bulunan hava kuvvetleri komutanı abidin ünal'ı almak için helikopterlerle moda deniz klübüne iniyorlardı.

jandarma genel komutanı galip mendi'yi de ankara'da düğün çıkışı derdest eden cuntacılar, deniz kuvvetleri komutanı'nı da akıncı üssüne götürmek için emir subayını arayıp "olağanüstü hir durum var, komutanımızın güvenliğini sağlayacağız, şu an nerede?" diye soruyorlardı... sonradan arayanın darbeden tutuklu bulunan genelkurmay istihbarat başkanı korgeneral mustafa özsoy olduğu ortaya çıkacaktı.

ilerleyen saatlerde izmir çiğli 2.anajet üssünden kalkacak helikopterler o sırada marmaris'te bulunan cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'ı derdest etmeye gidecekti... erdoğan bulunduğu yerden alınacak darbecilerin karargahı olan ankara kazan'daki akıncılar üssüne götürülecekti.

diğer yandan düğün çıkışı yolda kıstırdıkları özel kuvvetler komutanı zekai aksakallı, arabasının önünü kesen askeri tekmeleyip son sürat konya yolundan devam ediyordu.

gece uzun geçeceğe benziyordu.

semih terzi isimli cuntacı general silopi'den diyarbakır'a doğru yola çıkmıştı, ordan da istikamet ankaraydı... ömer halisdemir isimli kahramana tarihi emirin gelmesine ise daha 2.5 saat vardı.

fetullahçı terör örgütünün darbeci komutanlarının astları olan darbecilere verdiği emir, devletin zirvesindeki herkesin gözaltına alınıp akıncılar üssüne götürülmesiydi...

tüm bunlar olurken akıncılar üssünden kalkan f-16 savaş uçakları şehirlerin üstünden uçuyor ve sonik ses patlaması yaparak vatandaşlara korku salıyordu; öte yandan cuntacılar tarafından boğaz köprüsü araç trafiğine kapatılmıştı... saatler 22'yi biraz geçiyordu.

dolmabahçe'deki çalışma ofisinden çıkan başbakan binali yıldırım'a boğaz köprüsünde "bir tuhaflık mı var?" diye telefonlar geliyordu, durumun farkına varan koruma ekibi rotayı karayoluyla kastamonu'ya çevirdi, başbakan yıldırım telefonla darbe teşebbüsüne karşı koyma talimatları vermeye başlamıştı bile...

bir helikopter yenimahalle'de bulunan mit kampüsüne inip mit müsteşarını alacaktı, mit lojmanlarının 5.katına kadar helikopter alçaldı, ancak aşşağıdan ağır ateş açıldığı için inemedi... o sırada başka bir helikopter de istanbul emniyetine inmeye çalışıyordu, o da aşşağıdan açılan ateş sonucu emniyete inememişti... cuntacılar istanbul'daki mit binasına da inmeye çalşıyordu.

saatler 23'ü gösterdiğinde başbakan binali yıldırım tv'lere bağlandı... cümleleri çok netti "küçük bir grubun kalkışma girişimi... bu girişime izin verilmeyecek"

tanklar istanbul sokaklarına inmeye başlamıştı... fakat bir şey daha vardı vatandaşlar da sokağa iniyordu... gecenin uzun geçeceği herhalinden belliydi.

özel kuvvetler komutanlığından nöbetçi olan astsubayın ismi ömer halisdemirdi... bir kaç saat sonra bir şey yapacaktı, ve o yapacağı şey ile olayların akışı değişecekti... saatler ilerliyordu.

genelkurmay başkanı cuntacılar tarafından helikopter ile akıncılar üssüne götürürken, jandarma genel komutanı da akıncılar'a götürülüyordu... darbeciler karargah olarak akıncılar üssünü seçmişti.

kazan halkı akıncılar üssüne doğru yola çıkmaya başlamıştı, kazan belediye başkanı üs komutanına mesaj attı, cümleleri netti "yüzbinleri alıp üssün kapısına geliyorum" o saatlerde istanbul'da da vatan caddesine ve saraçhane'deki belediye binasına giden kalabalıklar vardı...

devlet mekanizması harekete geçmişti, polise vur emri verildi, savcılar darbecilerin hepsi hakkında gözaltı kararı verdi. istanbul emniyet müdürü boğaz köprüsüne doğru yola çıkmıştı, polis telsizini ele geçiren darbeci albay konuşmak istiyordu ama polisler müsaade etmiyordu "kimin köpeğisiniz siz?" diye bağırıyorlardı... sabaha kadar çok fazla gelişme olacaktı.

saatler 00.02'yi gösterdiğinde trt ekranlarında darbe bildirisi okunuyordu "yurtta sulh konseyi yönetime el koymuştur"

darbcilerin hesaplayamadığı şeyler oluyordu; sokağa çıkanların sayısı her saniye artıyordu.

saatler 00.35'i gösterdiğinde cnn ekranlarına cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan çıktı... sakindi ve söyledikleri çok netti... "tüm vatandaşlarımı şehirlerin meydanlarına, havalimanlarına davet ediyorum. tankıyla, topuyla, tüfeğiyle mi geliyor ne ile geliyorsa gelsinler... ben milletimin üstüne güç tanımam"

milyonlar sokağa dökülüyordu... saatler 01.00'e geliyordu. f-16'lar uçuş yapmaya devam ediyordu.

gölbaşı polis özel harekat merkezi bombalanmıştı, 47 şehidimiz vardı... ardından tbmm ve türksat bombalandı. öte yandan mit kampüsüne ve il emniyet müdürlüklerine helikopterle saldırıyorlardı. gözleri dönmüştü darbecilerin...

cumhurbaşkanı erdoğan marmaris'ten dalaman'a varmıştı, tbmm tekrar bombalanmaya başlamıştı.

adalet bakanı bekir bozdağ türkiye büyük millet meclisi kürsüsünden adeta haykırıyordu "sığnağa inmiyoruz, burdayız bir yere gitmiyoruz"

milyonlara meydanlara sığmamaya başlamıştı, vatandaş ele geçirdiği tankları ve darbecileri polislere teslim ediyordu. sakarya valiliği halk tarafından darbecilerden temizlenmişti...

saaatler 02.15' i gösterdiğinde gölbaşı'nda bulunan özel kuvvetler komutanlığı bahçesine bir helikopter inmişti, içinden hem fetullahçı terör örgütün hem de cuntanın beyin takımından tuğgeneral semih terzi indi... hızlı adımlarla karargah binasına yürüdü, karşısına baktığında nöbetçi astsubay ömer halisdemir'i gördü, halisdemir'i görmesiyle kurşunu yemesi bir oldu... cuntacılar iyice paniklemeye başlamıştı; tarih sahnesi nöbetçi astsubay ömer halisdemir'in ismini çokca anacaktı.

vatan caddesine halk sığmıyordu... sokaklardaki darbeciler whatsapp gruplarından birbirlerine panik halinde mesaj atıyor, teslim olsak mı diye soruyorlardı?

saatler sabaha karşı 4'ü gösterdiğinde cumhurbaşkanı erdoğan bir kez daha halkın karşısına çıkmıştı, çok net cümlelerle "bu kalkışmanın hesabı çok ağır bir şekilde sorulacak" diyordu.

saatler 5'e geldiğinde f-16'lar havalandılar. emir kesindi... darbecilere ait havadaki tüm uçaklar indirilecekti.

darbecilerin karargahı akıncılar üssü bombalanmaya başlamıştı. öte yandan çok sayıda darbeci gözaltına alınmaya başlamıştı.

başarısız olan darbeciler akıncılar üssün'den kaçmaya başlamışlardı, jandarma ve polis kaçan darbecileri yakalıyordu.

marmaray seferleri durduruldu, hava sahası trafiğe kapatıldı, köprüler tekrar kontrol altına alınmıştı. başbakan binali yıldırım genelkurmay başkanı hulusi akar ile beraber kameraların karşına çıkıp herşey kontrol altında dedi.

köprüde başlayan fetö cuntasının hareketi, köprülerin kontrol altına alınmasıyla son bulmuştu... bir millet sokağa inerek darbeyi önlemişti.

daha sonraları doğacak bir çok bebege ömer halisdemir ismi konacaktı, halisdemir bir kez ölecek ama binlerce kez doğacaktı...

kitap ve kitapçı sayıları

Kitap ve kitapçılarla ilgili internetten bir araya getirdiğim derlemeyi amme hizmeti olsun diye burdan paylaşıyorum.

Türkiye'de D&R mağazaları da dahil 1678 adet kitapçı bulunuyor.

Bu 1678 adet kitapçının;

•418'i istanbul'da
•156'sı Ankara'da
•133'ü Bursa'da
•83'ü izmir'de bulunuyor...

(26 ilde 147 mağazası var D&R’ın... sahibi Aydın Doğan)

2016'da basılan toplam kitap adedi:666.865.579
Basılan bu kitap adedinde
Eğitim kitapları %51,44
Kültür kitapları %39,21
Akademik kitaplar %2,1
ithal yayınlar ise 7,21'lik bir orana sahip

Nüfusu, Türkiye nüfusuna yakın olan ingiltere'de 2015 rakamlarına göre 4583 adet kitapçı var.

Türkiye'de ve Dünya genelinde kitapçı sayısı gittikçe düşüyor, buna mani olmak için Fransa kitap vergisinde indirime gitti... Türkiye'de ise kitaptan %8 vergi alınıyor. Kitaptan alınan verginin % 0 olduğu bazı ülkeler ise: Norveç, Kanada, ingiltere, Hırvatistan, irlanda...

Bu vergiler okuma oranını çok etkilemiyor, çünkü 20 lira olan bir kitabın %8'lik vergisini almadığınızda 18.7 liraya tekâbül ediyor, -ki bu çokta çekici bir indirim değil.

Kitapçı sayısındaki düşüşün tek nedeni ilgisizlik, okumama vb. gibi olumsuz etmenler değil, bu mevzuda online kitap satışı yapan siteler de etkili...

Yani internet olduğunda da olmadığında da kitaplarala arası iyi olan bir ülke değiliz...

hamsi için farklı görüşler

hamsi için iki farklı görüş okudum:
trabzonlu aşık mehmed 1598 yılında "hamsinin eti ağırdır" demiş. üzüm şırası ile içilirse hazmedilebilir diye de eklemiş. hatta trabzonluların "hamsi" değil de "habsi" dediğini yazmış

evliya çelebi ise 1648 yılında "hamsinin hazmı kolaydır" demiş. karadeniz'de trabzon hizalarında da boldur demiş.

evliya çelebi başka bir yerde de hamsi için şöyle yazmış ''trabzonluların uğruna bin can ile kurban oldukları, alım-satımı sırasında kavga edip kan akıttıkları balık canım hamsi balığıdır''

hamsi için denizin trafik polisi diyenler de vardır *

Bu arada ağır bir yiyecek mi hafif mi ben de karar veremedim! Bazen şişkinlik yaptığı doğrudur.

yalancılara tavsiyeler

Yalancı yalan söyleyemeyene denir... Yalan söyleyenin yalan söylediğini anlamıyorsan o zaten senin nezdinde yalancı olmaz, sen onu doğru söylüyor zannedersin. Asıl yalan söylediğini anladığın anda yalancıdır o... Yani yalancı denen şey aslında gerizekalının ta kendisidir.

anahaber reytingler

Gördüğüm kadarıyla Anahaberlerde reyting sıralaması ilk 5 olarak şöyle;

1)Show Anahaber
2)Fox Anahaber
3)Atv Anahaber
4)Kanal D Anahaber
5)Star Anahaber

Bu sıralama günübirlik bazı değişimlere uğrasa da ortalama böyle...

Geçen sene ya da Birand'ın ölümünden sonra Fox yavaş yavaş 1'nciliği ele geçirmişti, Kanal D Cüneyt Özdemir ile önce 2'inciliğe şimdiki sunucusu Serdar Cebe ile 4'üncülüğe kadar düştü.

Atv ise bu ortalamada 4 ya da 5. sıradayken zirveyi iyiden iyiye zorlamaya başladı, Show Anahaber ile de arasında pek fark yok.

Star Anahaber geçen senelerde ilk 3'te kesin olurdu ama onlar da inceden düşüşe geçtiler.

Galiba ekranlar Anahaberlerde hep aynı yüzleri ve hep aynı haberleri istemiyor.

23 12 2016 ekşi sözlük erişim engeli

Bu tür durumdan genellikle en karlı çıkan siteler Uludağ ve inci Sözlük gibi siteler... Gerçi son zamanlarda youreads gibi siteler de dikkatleri üzerine çekmeye başladı.

bir gazetecinin kullandığı uygulamalar

gazeteci gözüyle yazdım işime yarayan programları, yazıyı geliştirmek isteyenlerden katkı beklerim; ayrıca bu yazıyı amme hizmeti olsun diye buraya yazıyorum.

not almak için;
-günlük gelir geçer notlar için iphone’un not uygulamasını kullanıyorum ama uygulama yetersiz; “google keep” uygulaması çok iyi, bir notu etiketleyebiliyorum, bu da daha sonra bakarken lazım oluyor, örneğin “ekonomi” diye etiketlediğim notlar üzerine tıkladığımda önüme geliyor; ayrıca notları istediğim gibi sıralayabiliyorum, hareket alanım geniş notlar üzerinde. microsoft’un “onenote” uygulaması da iyi gibi duruyor ama ben pek alışamadım.
canlı yayın;
-periscope şu an en iyi alternatif gibi; facebook’un canlı yayın özelliği de her geçen gün kendini geliştiriyor. instagram da yarıştan kopmamak için canlı yayın özelliği getirdi. youtube da yakın zamanda direkt canlı yayın özelliği getirmeyi düşünüyor… ancak şunu söyleyeyim internet hızları ve kotalar ile ilgili sorunlar halen devam ettiği için canlı yayınlar istenilen kalitede olamayabiliyor.

görüntü montajı için;
-apple’ın kendi uygulaması olan “imovie” programını kullanıyorum; androidde hangi montaj programı var bilmiyorum, bilenler tavsiye ederse sevinirim. (not: zorlu center ve akasya avm’deki apple store’larda ücretsiz fotoğraf ve imovie programını kullanma eğitimleri var, sitesinden kaydolup gidiyorsun 1–2 tanesine gittim bayağı faydalı oluyor, tavsiye ederim.)
mesajlaşma programı;
-whatsapp herkesin malumu ama ben dosya aktarımı daha pratik olsun diye ekstradan telegram messenger da kullanıyorum; 1.5 gb’a kadar dosya aktarabiliyorsun, ipad ve bilgisayarda çok iyi çalışıyor; tabii bir de whatsapp’ta tek seferde 10 adet fotoğraf gönderirken telegram’da sınır yok diye biliyorum; bir keresinde 300 civarında fotoğrafı göndermiştim. google’ın da “allo” diye mesajlaşma programı var; yapay zekayı mesajlaşma programına entegre etmişler, soru sorup cevabını alabiliyorsunuz ama kullanımı türkiye’de pek yaygın değil. skype ise özellikle haber kanallarının yurtdışından konuk alırken kullandığı uygulama, ses kalitesi de bayağı iyi.
navigasyon;
-herkes yandex navigasyonu kullanıyor ama google maps’ın daha iyi olduğunu düşünüyorum; yandex kapalı yollarda bazen hataya düşüyor, google maps daha iyi veri topluyor ve hata oranı daha az gibi; tarifleri de daha anlaşılır. ayrıca apple’ın kendi navigasyonu da son güncellemeleriyle çok iyi olmaya başladı.
podcast;
-apple’ın podcast özelliğini kullanıyorum tv’ler ya da internet kanalları bazı programlarının ses kayıtlarını atıyorlar yolda giderken dinliyorum faydalı oluyor; ses kayıtlarını dinlemek için soundcloud uygulaması da çok iyi. radyo tiyatrosu, sesli kitap, program kayıtları dinlemek isteyenler için ideal.
okuma amaçlı kullandığım sosyal ağlar;
@medium: özellikle teknoloji severlerin kullandığı ağ, zevkle takip ediyorum; kullanımı biraz karışık ama twitter’ın abisi diyebiliriz.
@eksisozluk: genellikle günlük tartışmaların yapıldığı yer olsa da belli başlı çok iyi yazarlar var onları takip ediyorum, iyi de oluyor; ayrıca yazar olduğum için önemli gördüğüm yazıları koyuyorum; yani sol fram’e pek bakmıyorum, sadece belirlediğim yazarları okuyorum.
@twitter: herkesin malumu ancak listeleme özelliğiyle twitter’dan daha iyi faydalanıyorum. teknoloji, edebiyat, fotoğrafçılık listeleri oluşturdum çok keyifli oluyor.
çeviri;
-hiç şüphesiz “google translate” son güncellemesiyle idare eder, iş görür bir uygulama haline geldi; yabancı internet sitelerini takip ederken faydalı olabiliyor.
bulut servisleri;
-apple icloud’dan her ay 3 liraya 50 gb aldım, önemli belgelerimi orada saklıyorum. google photgraph uygulaması da çok iyi; fotoğraflarımı orada saklıyorum, ücretsiz alanı işimi görüyor. yandex depolama servisi de ücretsiz verdiği alan olarak işinizi görebilir; bulut servislerini kullanmanın iyi tarafı belgelerine istediğin yerden ulaşabiliyorsun.

periscope un cafelere verdiği zarar

Dün akşam dikkatimi çekti adamın biri periscope'da beşiktaş-galatasaray maçını yayınlıyor ve maçı ben baktığım vakit o an 24 bin kişi izliyordu. sonraları gene baktım ortalama 24-25 bin kişi online ve maçı izliyordu. periscope çıktı dijitürk zararda ama dijitürk'ten daha çok cafeler zararda...
Millet maçı cafede ortalama 20 liraya izlemektense periscope'dan bedava izliyor. muhtemelen bu 24 bin kişinin en az 15 bini periscope olmasa cafede maç izlerdi. 15k*20=300 bin... sadece periscope'taki 1 adam cafeleri ortalama 300 bin tl civarı zarara uğratıyor. ki periscope'da maç yayını yapan sürüsüne bereket adam var her birini en az 2-3 bin kişi izliyor. cafelerin ve dijitürk'ün uğradığı zararı siz düşünün!

Yeni bir teknoloji ortaya çıkınca yerleşik şeyleri çok büyük zarar uğratabiliyor... bir yerde şöyle bir haber okumuştum "whatsapp'ın 2018 yılına kadar telekom şirketlerine 386 milyar dolar kaybettireceği tahmin ediliyor." diye... düşününce zararların büyük miktarlarda olduğunu görüyorsunuz.

internette dolaşırken dikkat edilecek 5 şey

bir amme hizmeti vereyim ve bunları yazayım dedim, işinize yaraması dileğiyle...

internette dolaşırken bu 5 madde aklınızda olsun, başınıza her an her şey gelebilir!

teknoloji geliştikçe bilmemiz ya da dikkatli olmamız gereken şeyler de artıyor, uyanık olmak lazım yoksa başınıza her an her şey gelebilir;

aşşağıdaki uyarılar okuduğum, gördüğüm, duyduğum örneklerden yola çıkarak hazırladığım maddeler... ben bunlara uymaya çalışıyorum sizin de uymanızı tavsiye ederim

1. internet bankacılığı kullanıyorsanız kesinlikle wi-fi'ye bağlıyken kullanmayın deniyor. telefon hattınızdaki internetten girmeniz daha da güvenliymiş.

2. 123456 ya da doğum tarihinizi şifre olarak kullanmayın deniyor ama, kimsenin bunları dinlediğini düşünmüyorum. şifre kullanırken nokta, harf ve sayı mutlaka kullanın daha güvenli oluyor deniyor; şifreniz ne kadar tahmin edilemeyecek derecede karışıksa o kadar iyi yani... nasıl hatırlayacağız peki diye soruluyor? last past gibi uygulamalar var ama bu sefer de bu şirkete emanet ediyorsunuz şifrelerinizi... en iyisi hatırlayın tüm şifrelerinizi, kağıda yazayım falan da demeyin. (laspast uygulaması şifre yönetim uygulaması, siz sadece tek şifre alıp bu uygulamaya giriyorsunuz o sizin yerinize karışık şifreler üretiyor ve üye olacağınız siteye giriyor.)

3. geçtiğimiz günlerde habertürk'teki teketek programına katılan bir bilişimci whatsapp'ı da çok güvenli zannetmeyin dedi. evet güvenli değil, peki hangisi güvenli? bana göre hiçbirisi... en iyisi mesajlaşırken bile dikkatli olmak. paranoyak mı olalım mı peki? evet internette paranoyak olun diyor bilişim uzmanları...

4. sürekli internete bağlı cihazlarınızın kameralarının üzerine siyah bant çekin deniyor, bir hacker bir röportajda bilgisayar kapalı bile olsa ekran başındakinin rahatlıkla fotoğrafının çekilebileceğini söylüyor... boşuna en güvenilir bilgisayar yerin 7 kat aldında internete bağlı olmayan prize de takılı olmayan bilgisayar demiyorlar. sürekli online olmak iyi bir şey değil galiba...

5. evinizde internet kullanıyorsanız modem ayarı denen şeye hakim olmanız gerekiyor yoksa rahatlıkla şifreniz alınabilir, internetiniz kullanılabilir hatta bilgisayarınıza kötü niyetli kişiler tarafından istenmeyen görüntüler yüklenebilir. (wi-fi şifresi nasıl alınır bilmiyorum ama hacker röportajlarından anladığım kadarıyla çok basit bir işlemmiş, wifi ağını gizlemek daha güvenli bir çözüm olabilirmiş)

son olarak şu haberi de buraya koyayım ki içiniz açılsın!

birisi telefonunda kullandığı gsm operatörüne dava açarak hakkında toplanan bilgiyi istemiş ve almış. aldığı bilgi de şu; 35 bin satır kod yani hayatının yarısının dakika dakika takibi...

neyle karşı karşıya olduğumuz net değil mi?

haberin linki burda: https://t.co/fjstekine8

facebookun interneti tekeline alması

Son yıllarda iyice farkedilen bir olay var, Facebook giderek interneti tekeline almaya / yutmaya başladı; internet bir yerden sonra Facebook'tan ibaret olacak gibi duruyor

Yakın zamanda Facebook'tan alışveriş yapılacak, yemek siparişi verilecek. Müşteri Hizmetleri Facebook Messenger üzerinden hizmet verecek -ki bazı firmalar vermeye başladı. Örneğin Facebook Messenger'dan menüyü seçip, konumunu paylaşıp yemek siparişi verebileceksin, bu Yemeksepeti gibi sitelerin sonu olacak gibi duruyor. Zaten 2.el alışverişin yapıldığı bir platform Facebook. Direkt mağazalardan alışveriş yapar gibi alışveriş de yapılacak artık, bu da büyük alışveriş sitelerinin sonu olacak gibi duruyor.

Facebook Canlı Yayın işine girdi ve şu sıralar Periscope'a büyük bir darbe indiriyor, muhtemelen yakın zamanda Periscope tarihe karışacak. Msn Messenger'a WhatsApp'ın vurduğu darbe gibi.

Facebook yavaş yavaş video işinde de çok iddialı olduğunu göstermeye başladı. Facebook'taki videoları arama özelliği getirerek Youtube'a kafa tutmaya başladı. Sanki video özelliği tutmaya başladı ama gene de zaman gösterecek.
Facebook kullanıcıya video izlemek için başka platforma gitmene gerek yok, bak bütün videolar ve canlı yayın özelliği burda var mesajı veriyor.

Facebook asıl büyük darbeyi gazeteciliğe vurmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz günlerde "instant Article" diye bir özellik duyurdu.
Bu özellikle Facebook haber sitelerine gel haberlerini benim bünyemde paylaş, internet sitesi kurma, alan adı satın alma, kullanıcıları sitene yönlendirme gibi işlerle uğraşma diyor, haberlerin direkt benim bünyemde çıksın reklam gelirinden de pay al.
(Hangi haberlerin ön plana çıkacağına Facebook'un yaptığı algoritma karar verecek deniyor eğer böyle olursa gazetecilik büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalır.)

Facebook'un yapmak istediği şu: kullanıcı artık herşeyi bünyemde yapabilsin; yemek, alışveriş, sohbet, haber okuma, canlı yayın, video izleme, oyun yani ne isterse... başka yerlere gitmeye gerek yok.

Facebook hayrına internetin olmadığı yerlere internet hizmeti götürmüyor; internete giren her kişinin mutlaka bir Facebook hesabı olacağını biliyor.

telegram messenger

WhatsApp'dan daha iyi ve daha güvenli bir mesajlaşma programı. Ayrıca bana çok lazım olan ipad versiyonu çok iyi çalışıyor. Tabii bir de kanal kurma özelliği var diğer mesajlaşma programlarından olmayan.

cahil cahil insanlar yazar oluyor

Günlerce hatta aylarca baktığım reyting sonuçlarından çıkardığım gözlemlere 'Bence böyle değil' diye yorum yapmıştı bir arkadaşım; bu itiraz aptalcaydı benim için çünkü 'Ben şu kanalı izliyorum, etrafımdan da benim izlediğim kanalın izlendiğini duyuyorum' dememişti, direk hükmü vermişti 'Bence böyle değil' Verilere bakmasa da onun da bir görüşü vardı; hem onun bakmasına gerek yoktu, o zaten seziyordu... Çünkü benle aynı sektördeydi ve onun da bir şey söylemesi gerekiyordu bu konuşmada! Söylecekti söylemese olmazdı...

Kamuoyunda ve Medyada itibar gören bir Think-Tank kuruluşunun başkanı olan bir akademisyenin yanına gitmiştim bir arkadaşımla... Hoca, entellektüel bulduğum kişisel olarak da çok sevdiğim birisiydi. Ortadoğu'da ki gelişmelerden konu açıldı ve ziyarete beraber gittiğim arkadaşım adeta çenesi düşercesine yorum yapmaya hatta hocaya hocanın uzmanı olduğu konuda bilgi vermeye çalıştı! Bu da benim için aptalcaydı; Hocaysa hocalığını bilsin ve dinlesin, arkadaş her ne kadar genç olsa da o da bir şeyler biliyordu! Ne yani hoca hocaysa o da oydu... Hem adamın makamında onun misafiri olmamızın da pek bir önemi yoktu!

Bir zamanlar da bir Tarih konferansına gitmiştik... Konuşmacı alanında otorite sayılan birisiydi ve Osmanlı'da bir dönem hakkında konuşmasını yapmıştı, arka sıralardan birisi -ki muhtemelen Yüksek Lisans ya da Doktora öğrencisiydi "Bence böyle değil Hocam" demişti... Bu önemli bir zaman dilimiydi benim için çünkü bu manzarayı hayatınız boyunca kolay kolay göremezdiniz, hem hocaya senin de yanlışını buldum mesajı vermişti, hem de tarihi bir olaya "bence böyle değil" demişti göğsünü gere gere. Hoca nezaketinden dolayı "Haklısınız öyle olmayabilir" deyip geçiştirmişti; tüm salon ayıplayan gözlerle baksa da zafer kazanmış bir komutan edası vardı soruyu soran kişi de... Koskoca hocanın yanlışı bulmuş daha ne olsundu ki!

Tarihçi ilber Ortaylı bir programda "Cahilden değil de yarı cahilden korkmak lazım, cahilden niye korkalımki? O kendi içinde en azından tutarlı bir insandır..." demişti. Yarı cahil küstahlardan korkmak lazım, ilber Hoca haklıydı.

Genellikle hayatında çok kaale alınmamış çok adam yerine konmamış insanlarda bu özelliklerin oluştuğuna dair bir kanı var zihnimde! Bu da heralde belli belirsiz yerlerde ve zamanlarda kendini ispat etme, ben de varım, benim de görüşüm var deme zorunluğu getiriyor... En kötüsü de bu tür insanlar ne durumda olduğunu bilmiyor.
Ne dersiniz biz de öylemiyiz... Yok canım!

kafamda bir tuhaflık

Etrafımda Orhan Pamuk okumaya çalışanlardan genelikle şunları duyuyorum; - çok sıkıcı, -başladım ama sıkıcılığından dolayı bitiremedim, -bitirdim ama ben de bittim yani, deli etti beni bu kitap... Burdan ve gözlemlerimden yola çıkarak Orhan Pamuk Romanı alan kitlenin "azımsanamayacak bir kısmının" kitabı okumadığı sonucunu çıkardım; heralde bu durum Orhan Pamuk kitabı almanın, elinde ya da kütüphanede bulundurmanın entellektüel bir hava katacağını düşünenlerden dolayıdır, tam bilemiyorum!

"Kafamda bir tuhaflık" Orhan Pamuk'un sondan bir önceki kitabı, itiraf edeyim; elit bir şekilde yaşadığını bildiğim Pamuk'un köyden şehre gelip geceleri boza satan fakir ve gariban bir adamın hikayesini anlatabileceğine inanmamıştım; inanmamamın sebebi Pamuk'un kötü bir romancı olması değil, elit bir yaşantıdan gelen birisinin istanbul'un kenar mahallesindeki bir hayatı ne kadar anlatabileceği konusundaki şüphemdi!..

Kitaba başladığımda şüphelerim devam ediyordu, varoş şehir hayatını anlatan bir yazarın anlatabileceği kadar anlatmaya başlamıştı Pamuk, ortalara doğru geldiğimde ise Orhan Pamuk tasvirleriyle, jargonuyla, anlatım biçimiyle o mahalleyi çalışmış özümsemiş ve yazmış olduğunu iyice hissettirmeye başladı; hatta bazı tanımlamaları 'aaa gerçekten de böylemiymiş' dedirtti... Pamuk, romanda Hiç bir şeyi saklamıyor okuyucudan, günahıyla sevabıyla önümüze seriyor her şeyi... Ne gereksiz bir abartı, ne de yersiz bir eleştiri var; sadece sürüp giden bir hikaye var... Hani edebiyatçılar tozlu topraklı çamurlu bir yolu "O ne güzel yoldu, bahar esintileri yüzümüze vuruyordu" abartısı ile anlatırlar ya, romanda gereksiz abartı gör(e)miyorsunuz.

Peki romanın kahramanı Mevlüt'de ne gördüm? Köyden kente yaşamak, para kazanmak için gelen bir insanın yaşama tutunmaya çalışmasını, bir sürü işte çalışmasını, kız kaçırmasını, gerektiğinde pembe yalanlar söylemesini, baba oluşunu, dede oluşunu, gurur yapsa da muhtaç olduğu amcaoğlularını... Acısıyla tatlısıyla samimiyeti gördüm; ara ara da yaşadıkları içimi sızlatmadı değil!

Güzel bir iş çıkarmış Orhan Pamuk, karşınızda dersine iyi çalışmış, nobeli hakettiğini hissettirmiş bir Orhan Pamuk Romanı var... Olmuş mu bu roman? Evet, çok da güzel olmuş...

Bu arada yazıyı bitirmeden bir şey söyleyim... En sevdiğim şeylerden biri ünlü bir yazarın kitabını okuduysam, kitabı okuduktan sonra o yazarın verdiği röportajlara ve kitapla ilgili çıktığı TV programlarına bakmak; bunun o röportajları daha iyi anlamakla beraber bana farklı bir bakış açısı kazandırdığını hissederim; size de tavsiyem böyle yapın... Bu arada internette bir arama yapıyım dedim de kitap çıktıktan 1 gün sonra Pamukla röportaj yaparken "Çok güzel bir kitap hemen aldım bitirdim" diye yalan söylediğini düşündüğüm gazeteciden başka kitabı bitiren görmedim... Heralde çok sat(a)mayacak bu kitap, satmasın da! Sadece değerini bilecekler alsın.

bana masal anlatma

''Bana Masal Anlatma'' istanbul Suriçi'nde geçen bir mahalle hikayesi, acısıyla, tatlısıyla, kavgasıyla, komikliğiyle. Filmi izleyince bu bizim mahalle diyebilirsiniz belki de, belki de sizin mahallenizdir, sizsinizdir... Kahveci, Tamirci, Mahalle imamı, Lokantacı, Şöförler, Gün yapan kadınlar, v. b.
Bu kadar samimiyeti hissedeceğiniz, güleceğiniz bir film nadir gelir desem heralde abartmış olmam.
Oyunculuk açıcından ise roller arasındaki farklar göze çarpıyor. Ayperi ve Rıza rollerinin vasat olduğu filmde, bu açığı senaryo ve usta oyuncuların kapattığı görülüyor. Rıza ve Ayperi rollerine belki de başka birileri seçilebilirdi! Cengiz Bozkurt yani nam-ı diğer Erdal Bakkal'ın harika oyunculuğu, Erdal Tosun ve Berat Yenilmez'in oyunculuktaki ustalığı filmi almış götürmüş dersek yerinde bir tespit yapmış oluruz.
Karatecilerin ve siyahi gençlerin filmde olması ''Bu kadar da abartmasaydınız'' dedirtmiyor hatta keyifle izletiyor. Abartmaların bile yerli yerinde olduğu bu filme gidin derim, hatta ailece gidin... bol kahkaha size terapi gibi gelebilir, hatta önemli bir ipucu veriyim Erdal Bakkal yani Cengiz Bozkurt'u filmde gördüğünüz yerde kahkaha patlatmaya hazır olun.
Bir de filmde Neriman var... Bir şöförün aşkına, Suriçi'ndeki en büyük yangına tanık oluyorsunuz.
Son olarak hakkını yemeyeyim; Türk Sinemasına yeni bir Senarist / Yönetmen yetişiyor demiyelim yetişmiş diyelim, o isim ise; Burak Aksak...

check in yapanların gerçek maksadı

Tamam tamam tamam...
Paylaşımlarına baktık ve anladık şu an çok lüks bir yerde çok pahalı tatil yapıyorsun, evet şu an lüks bir restaurantta yemek yiyorsun onu da anladık. Genellikle Fransız ya da Çin mutfağından seçersin... (Önündeki tabağın ihtişamına bakarak söylüyoruz bunu öyle mideden konuşmuyoruz; Tavuk Döner+Ayran=5 TL'ye benzemiyor / Abi sen gene de turşusunu bol koy!)... Check-inlerini gördük ve şahidiz hep Etiler ve Nişantaşı'nda geziyorsun. O ünlüler hep senden rica ediyor fotoğraf çekilmek için, sen de kırmıyorsun; hatta fotoğrafı çekildiğin yetmediği gibi ona bir iyilik daha yapıp instagramına koyuyorsun. Bunu da anladık hep ünlülerle gezersin...
Tüm takipçilerin olarak Kitap okurken mutlaka yanında kalemin ve kahve olduğunu görüyoruz, uzun kış gecelerinde muhtemelen yüzlerce sayfa kitap okuyup, sayamadığımız bardak kadar kahve içiyorsun! Tamam masa lamban da var, onun ışığının verdiği eksantrikliği de fark etmiyoruz değil; sen rahat ol biz mesajı alıyoruz, bohemsin, entelektüel kalibren çok yüksek...
Kızlar şiir okuyan bohem erkeklere bayılsınlar, Erkekler de sürekli kitap okuyan entelektüel ve zengin kızlara; eyvallah bunu da kabul ettik!
Tamam çalıştığın şirketteki herkes sen sabahları geldiğinde saçlarına, ayakkabına ve çantana bakıyor; herkes bugün seni çekiştiriyor, o ikili fısıldaşmalarda konu hep sensin; herkes sana bakmıyor gibi yapsa da sana bakıyor... istihbarat servisleri senin Tweetlerini, Facebook iletilerini ve instagramını incelemeye almış haberin olsun, geç de olsa önemini anlamışlar, yakında peşine en az 5 kişi takabilirler dikkat et! Hatta işyerinde yan masadaki adam sırf seni takip etmek için görevlendirilmiş olabilir. O gün hangi tweeti attığın FBI, MOSSAD, CIA tarafından mutlaka analiz ediliyordur! Vallahi de billahi de çok önemlisin; inan bana.
Bu kadar yeter herhalde...
insanların manken, sokakların podyum olduğu; herkesin kendini olduğundan üstün göstermeye çalıştığı, herkesin kendini çok önemli gördüğü bir yaşam tarzına doğru gidiyoruz! Bu yaşam tarzı muhtemelen depresyon hapı kullanım sayısını da arttırıyordur, Gerçi ne yalan söyleyeyim gördüğüm kadarıyla bu gösterişler geçer akçe, yani lafla peynir gemisi yürüyor aslında, ne kadar "yürümüyor ya olmaz öyle şey" desen de... Ne demişti Erkan Can 'Patron Mutlu Son istiyor' filminde "Olum, köy kahvaltısı, köy yumurtası, köy ürünleri madem bu kadar güzeldi de ne diye şehre göç ettiniz o zaman?"

kuşak çatışması

Bazen etrafıma bakıyorum da teknolojiyi 20'li yaşlarından sonra gören nesil ile teknolojiyle büyüyen nesil arasında davranışlara yansıyan ve gün geçtikçe artan sert bir çatışma var; bu çatışma daha da artacak gibi duruyor.

Gözlemlediğim kadarıyla iki tarafta da ciddi bir "haddini bilmeme" sorunu var. iki tarafta birbirini beğenmiyor. Biri diğerine "saygısız / aile terbiyesi almamış" diyor, diğeri de ona "zaman değişti siz geride kaldınız, bırakın bu yaşınız büyük diye size zorla saygı duymamız gerektiği düşüncelerini" diyor. Tabii bir de gençler teknolojiyi kullanmakta usta oldukları için bunu kendilerinden yaşca büyüklere karşı ciddi bir üstünlük olarak görüyor. iş yaparken, toplu halde yemek yerken, camide ibadet ederken, sosyal medyada yazışırken, tiyatro izlerken yani günlük hayatta bu çatışmanın izlerini çokca görebiliyorum.

Sorunun kaynağı ne? eğitim mi? sistem mi? toplum yapımız mı? tam olarak şudur diyemesem de saygı denen şeyin zorla gösterilecek bir şey olmadığını biliyorum; saygı yaşa bakılmaksızın hakedilir bir şeydir. Sen yaşın büyükse de küçükse de muhatabına 'saygı duymayı / değer vermeyi' bilmiyorsan, ortaya böyle 'saygısız / kaba' durumlar çıkıyor. 

matt stonie

California’da yaşayan 23 yaşındaki bir çocuk. Youtube kanalının an itibariyle 1 milyon 100 bin abonesi var, yüklediği bir video 3-3.7 milyon arası kişi tarafından seyrediliyor.
(Türkiye’nin en çok tıklanan sitelerinden biri 100 bin aboneye ulaştığında ofislerinde kutlama yapmıştı)
Bu çocuğun internete yüklediği videolar insanoğlunu hayrete düşürecek cinsten, çocuğun işi ise çok ilginç; yemek yemek ama tatmak ya da gurme olduğunu göstermek için değil 15-16 kişinin doyabileceği miktarı tek başına ve tek seferde yemek. ABD’de bu işi “competitive eating” olarak adlandırmışlar.

insana zevk veren basit şeyler

Mesela bir yerden kupon bulup, bir internet sitesinden indirimli bir şey almak; heryerde 10-11 lira olan 3'lü ton balığını 6.5 liraya alınca zevk verdi.

milli bir yalan olarak toplantıdayım demek

Can sıkıntısından gazeteleri okurken bir köşe yazısında Türkiye'de en çok söylenen yalanın "Toplantıdayım" sözü olduğunu okumuştum "Şu an bir toplantıdayım" , "Önemli bir toplantıdayım şu an daha sonra görüşelim" , "Şu an bir toplantıya giriyorum"
Yazıda bir de örnek vardı; arkadaşlarıyla maç izleyen birine o an bir telefon geliyor o da meşhur yalanı söylüyor "Toplantıdayım" niye böyle yaptığı sorulunca da "Kim uğraşacak şimdi toplantıdayım dedim kapattım işte" cevabını veriyor.
Ben de bunun gibi bir durum yaşamıştım; iş yerindeki kantinde 50 Kuruşa çay içerken beraber oturduğum arkadaşıma telefon gelmişti de o da şu an “Haber Yayın Toplantısındayım" demişti! Ben de o meslekte olmama rağmen "Haber Yayın Toplantısı" kavramı bana bile havalı gelmişti. Bir keresinde de 4-5 kişi muhabbet ederken aramızdaki birine telefon gelmişti o da "Şu an önemli bir toplantıdayım" deyip sonra sohbete devam etmişti. Burada asıl dikkatimi çeken durum ise, bu yalanı söyleyen arkadaşların yüzü bile kızarmamıştı. Heralde dedim bu kanıksanmış bir yalan hatta yalan olduğunu, söyleyen bile artık düşün(e)miyor.

Yalandan ziyade "Toplantıdayım" sözünün kattığı elit bir hava da var, muhatabına 'Şu an Sabancı Kulelerinin bilmem kaçıncı katında Ceo'larla toplantıdayız' ya da 'Birazdan Telekom ihalesini alacağız yabancı ortaklarla toplantıdayım" havası vermek de var işin içinde, ya da ''çok önemli bir iş yapıyorum ve şu an toplantıdayım’’ havası… es geçmeyim bu durumu. Bu yalanın çoğu kez telefonla arayan / rahatsız eden Müşteri Hizmetlerine söylendiğini de belirtiyim ve devam ediyim.

Bizim ofis ikitelli’de demişti bir arkadaşım, gittiğimiz yer arabalara LPG takan bir dükkandı… iyi hatırlıyorum o günü, ofis sözüne takılmıştım, kardeşim bunun neresi ofis? Neden bir hava vermeye çalışıyorsun; gelince görüyoruz işte! Başka bir zaman da 12 güvenlik görevlisinin çalıştığı bir şirketteki arkadaşım kendisini Genel Müdür Yardımcısı diye tanıtmıştı, hatta kartvizitini de vermişti; 'Olum millete güldürme kendini' deyince "böyle daha havalı oluyor" diye cevap vermişti.

Gazeteciler bilir Halkla ilişkiler şirketlerinin mailleri ve telefonları hiç eksik olmaz, gittiğimiz haber işlerinde genellikle onlar karşılar bizi, onlarda da dikkatimi çeken bir durum var; 6-7 kişinin çalıştığı bazı Halkla ilişkiler şirketi çalışanları, Kartvizitlerini verdiklerinde ünvanlarına bir bakıyorsunuz ağzınız açık kalıyor, "Medya Grup Başkanı" , "Medya Grup Direktörü","Kurumsal Tanıtım ve Operasyon Sorumlusu" v. b bu durumu yalan diye değil de abartı olarak ele alsak daha doğru olur. Zaten kime sorsak Başkan, kime sorsak Genel Müdür, kime sorsak üst düzey yönetici.

“Aşkım birazdan iş ortaklarım gelecek ofiste önemli bir toplantı yapacağız aaa tamam tamam ben seni daha sonra arayım olur mu? diğer telefonum çalıyor... öptüm bay”
-Nerdesiniz olum?
-Alooo bana bak gelirken simit alsanıza lan, karper peynir de alın olum kahvaltı yapalım! Simit 1 lira ha 1.25 vermeyin o simitçiye… tamam tamam kapatıyorum, hadi hızlı gelin!
Melahat abla bir çay koysana ocağa
Ne çay mı bitmiş, daha geçen hafta almıştık!
-Alooo gelirken bizim marketten çay da alın lan, geçen görmüştüm ne çayıydı o 1 kilo alana bedava bir şeyi vardı ya ondan alın... hah o markadan işte! Tamam olum hızlı gelin. Çok para vermeyin lan…

Desenize hayaller mercedes, hayatlar akbil diye…