bugün
- sigara içmenin insana verdiği zevk8
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım14
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
entry'ler (335)
okulda daha 1. veya 2. sınıf olmasına rağmen bütün sosyal ağ hesaplarını "doktor falan filan" diye açanlara inanılmaz sinir oluyorum. yapmayın kardeşim. yapmayın.
kendi babamın da fazlaca sahip olduğu huylardır.
olay şudur ki sevgili babam yürümeyi, hareket etmeyi pek sevmemektedir. lys'ye hazırlandığım zamanlarda ders çalışırken içeriden telaşlı bir şekilde beni çağırınca koşarak salona giderim ve sevgili babam kumandayı vermemi rica eder.
karşılaştığım manzara da şudur: canım babam kanepeye uzanmıştır ve bahsi geçen kumanda 50 cm bile uzağında olmayan sehpanın üstündedir.
oraya kadar gelmişken kumanda verilir, yanağından öpülür.
ah baba, ah.
olay şudur ki sevgili babam yürümeyi, hareket etmeyi pek sevmemektedir. lys'ye hazırlandığım zamanlarda ders çalışırken içeriden telaşlı bir şekilde beni çağırınca koşarak salona giderim ve sevgili babam kumandayı vermemi rica eder.
karşılaştığım manzara da şudur: canım babam kanepeye uzanmıştır ve bahsi geçen kumanda 50 cm bile uzağında olmayan sehpanın üstündedir.
oraya kadar gelmişken kumanda verilir, yanağından öpülür.
ah baba, ah.
(bkz: lzzy hale)
(bkz: abant izzet baysal üniversitesi)
değildir.
değildir.
hasmet ibiktaroglu olmasa halimi hatrımı soran yok sözlük.
her beyaz önlük giydiğimde, mp3 çaları kulağıma takıp massive attack - teardrop'u dinleyerek fakültenin koridorlarında geziyorum sözlük. birazdan gregory house çıkıp "get an mri!" diyecekmiş gibi geliyor, heyecan yapıyorum.
yatay geçiş yapıp kurtulma amacında olduğum 2 haftalık okulum. yaşadığın şehirde üniversite falan okunmaz arkadaş.
edit: genç aibülüler rahatsız.
edit2: evet, yarın ilk senem büyük ihtimalle bitecek.
burası öyle bir okuldur ki bahar festivali yapmaz, 1 hafta envai çeşit etkinlikle necip fazıl'ı anar.
burası öyle bir okuldur ki çarşıdan okula gelmek 1,25tl, tıp fakültesinden kampüse çıkmak 1tl'dir.
gittiğim bölümden zerre kadar pişman olmamakla beraber keşke bir sene bekleseydim diyorum hala.
edit3: yatay geçiş yapabileceğim halde yapamıyorum babam sağolsun.
edit4: okulun akademik ve fiziksel anlamda tonlarca eksiği olmasına rağmen otobüs durağına takan öğrencileri olan üniversite. üniversitem. öğrencisine ingilizce transkript vermekten acizdir, hatta böyle bir talebi olan öğrenciye uzaydan gelmiş muamelesi çeken bir öğrenci işlerine sahiptir.
bir de son olarak, öğrenci toplulukları değil de öğrenci topluluklarının "şakirt alternative universe" versiyonları daha çok rağbet görmektedir. bir etkinlik yapmak için didinirsiniz, uğraşırsınız; ama o malum topluluklardan birindeyseniz bütün kapılar önünüze açılır. görünen köy kılavuz istemez tabi ama yine de insan sinirleniyor.
bitse de gitsek desem de uzun yıllar var önümde. ister istemez sevmeye çalıştığımdır.
edit: genç aibülüler rahatsız.
edit2: evet, yarın ilk senem büyük ihtimalle bitecek.
burası öyle bir okuldur ki bahar festivali yapmaz, 1 hafta envai çeşit etkinlikle necip fazıl'ı anar.
burası öyle bir okuldur ki çarşıdan okula gelmek 1,25tl, tıp fakültesinden kampüse çıkmak 1tl'dir.
gittiğim bölümden zerre kadar pişman olmamakla beraber keşke bir sene bekleseydim diyorum hala.
edit3: yatay geçiş yapabileceğim halde yapamıyorum babam sağolsun.
edit4: okulun akademik ve fiziksel anlamda tonlarca eksiği olmasına rağmen otobüs durağına takan öğrencileri olan üniversite. üniversitem. öğrencisine ingilizce transkript vermekten acizdir, hatta böyle bir talebi olan öğrenciye uzaydan gelmiş muamelesi çeken bir öğrenci işlerine sahiptir.
bir de son olarak, öğrenci toplulukları değil de öğrenci topluluklarının "şakirt alternative universe" versiyonları daha çok rağbet görmektedir. bir etkinlik yapmak için didinirsiniz, uğraşırsınız; ama o malum topluluklardan birindeyseniz bütün kapılar önünüze açılır. görünen köy kılavuz istemez tabi ama yine de insan sinirleniyor.
bitse de gitsek desem de uzun yıllar var önümde. ister istemez sevmeye çalıştığımdır.
favorilerim jim parsons ve jeff daniels'ın ödül kazandığı törendir.
jeff daniels'ın ödülüne itirazlar var bu konuda bir iki kelam etmek istiyorum.
öncelikle lütfen bi'açın the newsroom'un ilk bölümünü (we just decided to) izleyin. jeff reyiz burada tek kelimeyle döktürmektedir, canlandırdığı will mcavoy karakterinin geçmişle olan sorunlarını, olmak istediği kişiyle aslında olduğu kişi arasındaki çelişkileri müthiş yansıtmaktadır. bryan cranston'ı çok severim, kevin spacey'in adı yeter; ama şu bir gerçek ki jeff daniels'ın aday olduğu bölüm efsane bir bölümdü. hele de "why america is the greatest country" sahnesi.
onun dışında veep'e giden ödüller haricinde beklemediğim çok şey yoktu, en iyi dramanın breaking bad'e gideceğinin belli olduğu gibi en iyi komedinin de modern family'e tapulu olduğu bir gerçek. gönlüm, kalbim, ruhumla the big bang theory'i desteklesem de altın sezonları 1-2-3-4'te ödül alamadıktan sonra düşen bir çizgi izledikleri şimdiki sezonlarında almaları pek mümkün değil bence, çok daha başarılı giden diziler varken almasınlar da bence.
neil patrick harris'in sunumunu da genel olarak beğendim, ama koreografların hazırlandığı dans gösterisi gecenin doruk noktasıydı kesinlikle.
not: jim parsons'un maviş gözlerinden öper, yanaklarını sıkarım. ama 3. ödülde de ağlanmaz be hacı.
not2: professor proton, hüloğğğğ.
jeff daniels'ın ödülüne itirazlar var bu konuda bir iki kelam etmek istiyorum.
öncelikle lütfen bi'açın the newsroom'un ilk bölümünü (we just decided to) izleyin. jeff reyiz burada tek kelimeyle döktürmektedir, canlandırdığı will mcavoy karakterinin geçmişle olan sorunlarını, olmak istediği kişiyle aslında olduğu kişi arasındaki çelişkileri müthiş yansıtmaktadır. bryan cranston'ı çok severim, kevin spacey'in adı yeter; ama şu bir gerçek ki jeff daniels'ın aday olduğu bölüm efsane bir bölümdü. hele de "why america is the greatest country" sahnesi.
onun dışında veep'e giden ödüller haricinde beklemediğim çok şey yoktu, en iyi dramanın breaking bad'e gideceğinin belli olduğu gibi en iyi komedinin de modern family'e tapulu olduğu bir gerçek. gönlüm, kalbim, ruhumla the big bang theory'i desteklesem de altın sezonları 1-2-3-4'te ödül alamadıktan sonra düşen bir çizgi izledikleri şimdiki sezonlarında almaları pek mümkün değil bence, çok daha başarılı giden diziler varken almasınlar da bence.
neil patrick harris'in sunumunu da genel olarak beğendim, ama koreografların hazırlandığı dans gösterisi gecenin doruk noktasıydı kesinlikle.
not: jim parsons'un maviş gözlerinden öper, yanaklarını sıkarım. ama 3. ödülde de ağlanmaz be hacı.
not2: professor proton, hüloğğğğ.
sorulduğunda canımın içi olarak açıkladığım sevgili ismim. bir de gupse özay sanılarak twitter'da takip edilmem var, konuyla alakası yok.
now you see me filminde tek kelimeyle seksi olmuş insan. ancak hazırcevap, sarkastik çocuk rolünden kurtulamamış sanırım. sanırım, çünkü birkaç saniyesini gördüm orada da laf sokuyordu yine. öyle yani.
yıllığımı okudum bunalımdayım.
artık benim de bizzat maruz kaldığım sorulardır.
+hangi bölüm oldu evladım?
-tıp fakültesi teyze.
+oooo maşallah maşallah. hangi üniversite?
-abant izzet baysal üniversitesi.
+hıı olsun kızım o da üniversite.
(beş dakika sonra)
+kızım benim belim azıcık ağrıyor da...
not: daha başlamadım bile.
+hangi bölüm oldu evladım?
-tıp fakültesi teyze.
+oooo maşallah maşallah. hangi üniversite?
-abant izzet baysal üniversitesi.
+hıı olsun kızım o da üniversite.
(beş dakika sonra)
+kızım benim belim azıcık ağrıyor da...
not: daha başlamadım bile.
gidip gitmemekte kararsız olduğum, 10. sınıftaki ziyaretimde insanları ve muhteşem ortamıyla ağzımı açık bırakan üniversitedir. moleküler biyoloji ve genetik bölümünde gönlüm vardır ancak tıp fakülteleri kafamı karıştırmaktadır. allah yardımcım olsundur.
tercihlerden sonra gelen edit: yazmadığım ama daima beğeniyle bakacağım üniversitedir. candır can.
tercihlerden sonra gelen edit: yazmadığım ama daima beğeniyle bakacağım üniversitedir. candır can.
Sevgili sevgili,
Facebook'ta her "bıdı bıdı ile dıdı dıdının ilişkisi var" yazısını gördüğümde küfür etmekten bıktım. eşek kadar oldum oyuncak ayıma sarılıp ağlamaktan bıktım. aşk filmi izlerken midemin bulanmasından, abidik gubidik şarkılara ağlamaktan bıktım. platonik olmaktan bıktım. ben insan değil miyim? ezik miyim ben? gelsene la.
Facebook'ta her "bıdı bıdı ile dıdı dıdının ilişkisi var" yazısını gördüğümde küfür etmekten bıktım. eşek kadar oldum oyuncak ayıma sarılıp ağlamaktan bıktım. aşk filmi izlerken midemin bulanmasından, abidik gubidik şarkılara ağlamaktan bıktım. platonik olmaktan bıktım. ben insan değil miyim? ezik miyim ben? gelsene la.
bugün ölüm haberiyle üzmüş sanatçıdır. deftones onsuz aynı değildi, bir daha olamayacak da.
e2'nin son işkencesi.