bugün

(bkz: 1984)
1984 ün yazarı olan kişi..Mükemmel yazar,sizin için herşey mükemmelken bile okuduğunuzda sizi düşünmeye ve yanlış olan bişiler bulmaya zorlar..

-Kaç parmak görüyorsun Winston?
-5!!
-Bunu inanarak mı söylüyorsun?...
(bkz: BURMA GÜNLERi)
(bkz: ASPIDISTRA)
(bkz: Katalonya ya Selam)
(bkz: bir fili vurmak)
(bkz: bırak dalgalansın aspidistra)
hayvan çiftliği ve 1984 kitaplarında ne bolşevik devrimini ne de komünizmi eleştirir.eleştirdiği,teşhir ettiği şey komünizmin çarpıtılarak,bürokratik,baskıcı ve bi azınlığın egemenliği haline getirilmesidir.stalinizmin ve SSCB gibi bürokratik despotik rejimlerin eleştirisi ve teşhiridir.Hayvan Çiftliğindeki bazı olaylar ve kişiler(tabiki gerçek isim kullanmıyor)
gerçektir.
iddia edilenin aksine;orwell, ingiltere tarafından komünizmin içine sızdırlımış bir ajan veya dönek değildir. her türlü otoriteye karşı çıkmış bir yazardır. hayvan çiftliğini komünizm den yaşadığı hayal kırıklığı üzerine yazmıştır.
1922 yılında ingiliz sömürgesi olan burma da polisliğe başlamış; fakat 1927 de burmalıların kendi iradelerine karşın ingiliz idaresi altında zorla yaşamalarında aldığı rolden utanmış ve mesleğini bırakmıştır. bundan sonra onun için paris te ve londra da kah işsiz kah bulaşıkçılık yaparak; evsiz, işsiz ve düşük ücretli işçilerin arasında geçen sefil bir hayat başlamıştır.buradaki anılarını (bkz: paris ve londra da beş parasız) adlı eserinde toplamıştır. 1936 da londra da eileen o'shaughnessy ile evlenmiş oradan herthfordshire a taşınıp küçük bir dükkan açmıştır. ispanya iç savaşının patlak vermesi üzerine ispanya ya gitmiş, faşist franco rejimine karşı svaşan cumhuriyetçilerin yanında yer almış ve cephede yaralanmıştır. 2. dünya savaşında gazetecilik yapmıştır. 2.karısı 1944 te ölmüş 1949 da bir daha evlenmiştir. ispanya iç savaşında yaralandıktan sonra 1938 ciddi şekilde hastalanmış, bu hastalık onun yakasını bırakmamış ve 1950 yılında erken yaşta ölmesine yol açmıştır.
George Orwell, asıl adı ile Eric Arthur Blair (25 Haziran 1903 - 21 Ocak 1950), 20. yüzyıl ingiliz edebiyatının önde gelen kalemleri arasındadır. Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı romanı ve bu romanda yarattığı Big Brother (Büyük Birader) kavramı ile tanınır.
Orwell'ın hayatı, sonradan yazılarını etkileyecek olan deneyimlerle doludur. Eton Koleji'nden mezun olduktan sonra, o sırada bir ingiliz sömürgesi olan Burma'da bulunmuş; kısa süreliğine adanın polis teşkilatında görev yapmıştır. Bu memuriyet döneminde şahit olduğu acımasız uygulamalar, emperyalizme karşı geliştirdiği derin öfkeye katkıda bulunmuştur.
Gençlik döneminde Fransa'da bulunmuş, türlü mesleklerde çalışmış, para sıkıntısı gerek yazarlığa başlamadan önce, gerekse ilk yapıtlarını kaleme aldığı yıllarda yakasını bırakmamıştır.
Orwell'ın ilk romanı, otobiyografik olup olmadığı halen tartışma konusu olan Paris ve Londra'da Beş Parasız dır. 1933 yılında yayınlanmış olan bu eserde olaylar, ismi asla zikredilmeyen bir karakterin ağzından aktarılmaktadır. Eserin kahramanı Paris'te ingilizce kursu vermek üzere bulunan, öğrencilerinin dersleri türlü bahanelerle bırakmasından sonra ise işsiz ve meteliksiz kalan genç bir adamdır. Günler boyunca açlık çeken, sokakta sabahlayan, sonunda önce otel mutfağında, ardından da bir restoranın bulaşıkhanesinde iş bulan baş karakter, sonunda zihinsel engelli bir çocuğun eğitmenliğini üstlenerek Londra'ya gider.
Ne var ki talihsizlik ve yokluk, burada da peşini bırakmaz. işvereni olan ailenin tatile çıktığını öğrenir, onların dönüşünü yersiz yurtsuz bir serseri olarak, yollarda aç bilaç taban teperek, güçsüzlere ayrılmış yatakhanelerde sabahlayarak geçirmeye zorlanır.
Avrupa'nın iki büyük başkentini toplumun en alt basamağındaki bir kişinin gözünden betimleyen eserden sonra Burma Günleri (1934) ve pek fazla beğenilmeyen Papazın Kızı (1935) gelir.
Orwell'ın edebi hayatındaki ikinci kilometre taşı, daha sonra kaleme alacağı Daralma ile pek çok ortak noktası bulunan Keep the Aspidistra Flying (Zambak Solmasın) adlı romandır. Orwell bu eserde kendisinin de bir parçası olduğu, dar gelirli ortadireğin yaşantısına ayna tutar; bu sınıfa mensup olanların hayatını adım adım kurutup manasızlaştıran, umutlarını ve hayallerini teker teker öldüren geçim derdine ve tekdüzeliğe isyan eder.
1937 yılında Orwell maden işçilerinin hayatına dair bir araştırma olan Wigan Pier Yolu nu kaleme alır. Ne var ki yazıları, bu tarihten sonra bir süreliğine kesintiye uğrayacaktır; çünkü güneyde, ispanya'da savaş davulları çalınmaya başlanmıştır
Orwell, ispanya'da darbe girişiminde bulunan, Hitler ile Mussolini'nin de desteğini alan Franco'ya karşı çarpışacak gönüllülere katılarak ispanya'ya gider. Savaşa dair anılarını daha sonra Katalonya'ya Selam adlı eserinde aktaracaktır.
Orwell gördükleri karşısında çok etkilenir: Darbecilerle çatışan devrimci organizasyonlar, özellikle de sosyalistler ve anarko-sosyalistler ispanya'da yepyeni bir düzen kurmuş gibidir. Fuhuş ortadan kaldırılmış, dilenciler sokaklardan çekilmiştir. Piyasadaki pek çok mal ihtiyaç sahiplerine parasız dağıtılmaktadır. Yeni sistem sosyal hayatın her detayını etkilemektedir: Artık hiç kimse senyör gibi, karşıdaki kişinin üstün olduğunu ima eden sözcükleri telaffuz etmemektedir ve bahşiş bırakmak yasaktır.
Orwell cepheye gider, bir keskin nişancının attığı mermiyle gırtlağından vurulur. Ölümden kılpayı kurtularak cephe gerisine gönderilir ve ispanya'ya ilk geldiğinde gördüğü düzenin tamamen ortadan kaldırılmış olduğuna tanık olur. Kanaatine göre bu durum sadece ispanyol burjuvazisinin değil, Avrupa'da zamansız bir devrim hareketinin başlamasını tehlikeli bulan Stalin'in de eseridir.
Kısa bir süre sonra Sovyetler Birliği ile yakın bağları bulunan ispanyol Komünist Partisi bir siyasi temizlik hareketine girişir. P.O.U.M (Marxist Birlik Partisi) yasadışı ilan edilir, yabancı uyruklu çoğu asker silah arkadaşlarınca tutuklanır veya -Orwell gibi-ülkeyi terketmek zorunda kalır.
1930'lar ingilteresinde 'sınıf atlama özlemini'ni bir kara mizah ile eleştirmektedir. Aspidistra, sınıf atlama özentisi içindeki dar gelirlilerin bir statü simgesi olarak gördükleri, evlerinden eksik etmedikleri çiçeksiz bir zambak türüdür. Bir reklam ajansında metin yazarlığı yapan Gordon Comstock, kapitalizmin yutturmacası olarak gördüğü reklamcılıktan nefret eder, orta sınıfın boğucu yaşamından kaçarak şairliğe soyunur. Bu uğurda sevgilisinden ayrılmayı bile göze alır; ama romanın beklenmedik sonunu yine sevgilisi yaratmaktadır.
ispanya'daki "ihanete uğramış devrim" tablosu Orwell'ı derinden sarmıştır. Ancak en meşhur yapıtları olan Hayvanlar Çiftliği'nin ve 1984'ün sırf Stalin'i yermek için kaleme alındığını iddia etmek mevzuyu haddinden fazla basitleştirmek olacaktır. Orwell yazarlığa başladığı günlerdeki çizgisinden sapmış değildir: Nasıl ki ilk eserleri kendi tecrübelerinden izler taşıyor, ancak her toplumu ve çağı ilgilendiren meseleleri de işliyorsa savaş sonrası yapıtları da yalnızca Franco'nun, Hitler'in, Stalin'in dünyasını değil, bu despotları yaratan hırsları ve budalalığı da taşlamaktadır.
Hayvanlar Çiftliği bir devrimin trajedisidir. Bu modern fabl, kesilmekten, kırkılmaktan, sağılmaktan, dövülmekten gına getirerek zalim sahiplerine karşı ayaklanan Manor Çiftliği hayvanlarının hikayesidir. Karakterler son derece sade ve güçlüdür: Kinik eşek Benjamin, fedakar at Boxer, akılsız kısrak Mollie, hatta serçeleri tüm hayvanların kardeş olduğunu söyleyerek pençeleri arasına çekmeyi deneyen kedi bile akıllarda kolayca yer edinen, çok canlı kişiliklerdir.
Hayvanlar, çiftliği geri almayı deneyen insanlara karşı yiğitçe çarpışır, gövdelerini mermilere siper eder; el sahibi olmadıkları halde çiftliğin zor işlerinin üstesinden gelmeyi, hatta bir değirmen inşa etmeyi bile başarırlar. Ne yazık ki zaferleri, yöneticiliğe soyunup gitgide 'insanlaşan' domuzların hırsları ve entrikaları tarafından gölgelenmeye mahkumdur.
Orwell'ın ömrü, henüz kırk altı yaşındayken noktalanmıştır. Hayvan Çiftliğinden sonra geniş çaplı bir üne kavuşsa ve maddi sıkıntıları sona erse de yoksulluk günlerinde tutulduğu tüberküloz hastalığı, hayatının son döneminin büyük bölümünü hastanelerde geçirmesine yolaçmıştır.
ikinci Dünya Savaşı boyunca Observer gazetesinde çalışmıştır. 1945 yılında eşini başarısız bir ameliyat sonrasında kaybetmiş, ölümünden kısa bir süre önce yeniden evlenmiştir.
21 Ocak 1950 tarihinde Londra'da hayata veda etmiş, ardında on adet kitap ve sayısız makale bırakmıştır.
eserleri:

Paris ve Londra'da Beş Parasız
Burma Günleri
Papazın Kızı
Zambak Solmasın
Wigan iskelesi Yolu
Katalonya'ya Selam
Aspidistra
Daralma
Hayvanlar Çiftliği
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört

kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/George_Orwell
"The quickest way of ending a war is to lose it" (bir savaşı sonlandırmanın en hızlı şekli savaşı kaybetmektir) lafını söylemiş olan insan. call of duty 2'de alman dipçikleriyle ruhunuzu teslim etmenizden sonra ekranda bu sözün belirmesi de ayrıca hoş olur.
Çığır açmış güzel bir disütopya olan 1984' ün yazarı... Gerçek adı Eric Blair' dır George Orwell' in...
iradelerde çatırtı ruhlarda müthiş şok, tarihi yağmaladı bir düzine talihsiz; değerler alt üst oldu, mukaddesat sahipsiz... george orwell
(bkz: herthfordshire)
"tüm hayvanlar eşittir, ancak bazı hayvanlar daha eşittir" sözüyle beni mest eden, hayvan çiftliği ve 1984 adlı eserlerinin mutlaka okunup dersler çıkarılması gereken, faşist sanılan ancak sanılanın aksi bir karakterde olan başarılı romancı ve düşünür..
1984 romanını yazarken BBC'deki deneyimlerinden yararlandığı söylenir.
mi6 görevlisidir. animal farm a ithafen liberal çiftlik uğur mumcu tarafından yazılmıştır.
bursa'da kitaplarını bulmakta zorlanılan yazardır.
(bkz: eric blair)
komünizm i eleştireyim derken kapitalizmin geleceğini anlatmış yazardır.
(bkz: kolomb un amerika yı yanlışlıkla keşfetmesi)
(bkz: abd nin 11 eylül sonrası politikaları)
1984 ve Hayvan Çiftliği kitaplarıyla bilinen, kitaplarında ekseriya yönetim biçimleri ve sonuçları hakkında insanları düşünmeye sevk eden bir yazar.
yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri george orwell,47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı.hayvan çiftliği ve bin dokuz yüz seksen dört.
george orwell 1984 adlı korku ütopyasının insanlar üzerindeki etkileri yüzünden ; sadece olumsuz şeyleri düşündüren zihniyeti yarattığından ötürü takdir edilmememesi gereken yazar.hayatta ki tercihini kötüyü anlamak ve anlatmakta terchini yapmış hasta bir adam.
" Sahtekârlığın evrensel düzeyde egemen
olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek
devrimci bir eylemdir."
bunca kitap okumama rağmen çok geç tanıştığım ama hızla tüm kitaplarını okumakta olduğum yazar.
başladığınız zaman tıkır tıkır okunuyor bu adamın kitapları, zerre sıkmıyor.
"Who controls the past controls the future. Who controls the present controls the past" demis buyuk insan.
hayvan ciftligi ndeki onder domuzcuk stalin i tasvir etmektedir.
hayvan çiftliği eserinin her döneme ve her ülkeye uygun olduğu anlaşılan ingiliz yazar.
bilinçlenmeden baş kaldırmayacaklar,
baş kaldırmadan bilinçlenmeyecekler.

1984 deki bu paradoksuyla beni benden almış ingiliz yazar.
şayet 1984 olsun hayvan çiftliği olsun kör umutsuzluk örnekleridir, insanlar için bir çıkış, kurtuluş umudu yoktur, eğer tünelin ucuna ufak bir gaz lambası asabilseydi (yada assaydı) bu yüzyılın en iyi romancısı olması kaçınılmazdı.
ama yine de 1984 ivedilikle edinilip, okunmalıdır.