bugün

liverpool 8 - 0 besiktaş
futbol manyağı bir arkadaşımın daha ilkokul ikinci sınıfa okula çivili kramponlarla gelmesi ve her on saniyede bir yeri öpmesi.
yarım ekmek arası yaprak dönerin içinde bütün halde vefat etmiş eşek arası bulmak. hayır gözümün önünde kesiyolar. açtıkları ekmeğin içine koyuyolar. haa tamam döner ateşinden etkilenip vefat ediyor arı, dipteki kesilmiş etlerin arasına düşüyo, amcam da ordan kayık kepçeyle alıp ekmeğin içine döküyo.
geçen yıl yaşadığım ama ramazan dolayısıyla şimdi hatırladığım olay.

ramazanda arkadaşlarla dışarıda iftar yapmaya karar verilir ve yapılır da.

evet buraya kadar her şey normal.

işin ilginç yanı yemekten sonra ortaya çıkar. kimse oruçlu değildir.

(bkz: bunu yapan türktür dedirten olaylar)

yuh bize. bir de o kadar ezanın okunmasını bekledik. herkes diğerleri oruçlu diye çaktırmıyor.
baba dizüstü bilgisayarını alıp banyoya gider. klozete oturmak ve kirli çamaşır sepetini bilgisayarı koymak için kullanmak suretiyle banyoyu 2 saatliğine halka kapatır. girip bakmadım ne yaptığına, kendisi söylüyor. her günün 4 saatini orada geçirdiğinden az çok tahmin de ediyoruz zaten. her neyse efendim.

bir gün kardeşim, oturma odasındaki fareyi* alıyor, ablası olan diğer kardeşimle** oyun oynamaya başlıyor. babam homurdanıyor fakat ne olduğunu anlayamıyoruz. sonunda bomba geliyor,

- çipi var lan onun lazerli o dokunmayın şuna kontrolümü bitirdiniz kontrolümü!

baba bunu okuyosan topsun olm. 2 metre öteye gidince görmeyen fare verdin bize, seninki oturma odasından bile alıyor, breh breh.
lan bütün absürdlükler beni mi buluyor nedir anlamadım?
dün başıma hayli ilginç bir olay geldi. o an gözlerim parlamış, bunu sözlüğe yazmalıyım yazmalıyım yazmalıyım derken kendimi buldum.

sonra baktım lan ben iyice kafayı yemiş vaziyetteyim. yok dostum bu kadar esir olmamalıyım diye düşündüm. sonra dedim ki la goy götüne boş veer. yaz gitsin.

neyse işte dün başıma hayli ilginç bir olay geldi. ve bunu nereye yazayım dedim dedim dedim dikkat ettim sonra ben bir şey diyince bunu üç kere tekrar ediyorum ediyorum ediyorum sonda dedim ben deli miyim deli miyim deli miyim. ehh yeter sıkıldım. olayı anlatayım sonra gideyim gideyim gideyim. *
gscimbom diye bir taraftar sitesi var, ve ben de burada yazıyorum falan. hayli güzel arkadaşlıkların olduğu hoş bir site. baya da seviliyorum falan.

orada profilimde msn adresim yazılı, hani isteyen hemen ulaşabilsin diye, sitede biraz sevilen bir üye olduğumu için devamlı bir msn isteme olayları oluyordu bende profile koydum her seferinde özel mesaj gelmesin diye.

neyse efendim bayadır giremiyordum bu siteye. dün birisi msn den ekledi beni ve aramızda şöyle bir muhabbet geçti;

+selam hakan abi
-selam
+abi ben gscimbomdan hıdır
-memnun oldum hıdır naber?
+iyiyim abi, abi bir şey soracaktım da?
-tabi ki hıdır hayırdır?
+abi bir site açalım diyorum

burada araya girmek istiyorum. (açık oturumda sanki pezevenk, ne arası lan? zaten kendin yazıyorsun) arada sırada bu siteden beni ekleyen kişiler bana kendi sitelerinde mod olmam için teklifte bulunurlar. dediğim gibi sitede sevilen birisi olduğum için eğer mod olursam benim peşimden gelenler olur diye böyle teklifler geliyor vs vs. neyse açıklama çok uzun sürdü diyalog siki tuttu * .

diyaloga dönüyoruz;

+abi bir site açalım diyorum?
-ya hıdır beni hiç karıştırma, zaten vaktimde yok
+abi sen beni finanse et
-nasıl?
+sen parayı ver ben siteyi açarım
-bunu mu soracaktın?
+evet
-tamam

engelle;

hıdır kişisini engellediğiniz için bu kişiye ileti gönderip, ileti alamazsınız...
otelin balkonuna çıkarken terliği çıkarmak.
bundan sonraki aşama balkondan odaya girerken çıkartmaktır.
günlerden bir gün üç arkadaş beşiktaş inönü stadı çevresinden yürümekteyizdir, müthiş kalabalık ilgimizi çeker. ikinci lig'le yakından ilgili olan arkadaşımız inönü stadı'nda o gün ikinci lig'den yükselme maçının yapıldığını sonradan hatırlar. gerçekten de yeni bitmiş maçın dağılan sevinçli kalabalığının diyarbakırspor atkıları, bayrakları ve şapkılarıyla birinci ligi kutladığını farkederiz. fakat ikinci ligle yakından ilgili arkadaşım nedense diyarbakır'ın kiminle oynadığını feci şekilde merak etmiştir. kalabalığın içinden diyarbakırspor şapkasıyla yanımızdan geçen bir kişiyi gözüne kestirir ve sorar. adam son derece mutlu ve gerçekten çok yardımseverdir, cevap verir: "i-i-isss-ta-tata-tannnbul bü-bü-bü-bü-büyyüük şe-şe-şe...."*arkadaşım, bir kekemeye ikinci ligdeki en uzun isimli takımı sormuştur, adam müthiş bir azimle 15 dakikasını ayırmak pahasına ismini tam olarak söylemiştir, biz de adamın müthiş azmine hayran kalmakla olayın trajikomikliği arasında gidip gelmişizdir, ama sonuna kadar dayanıp adama teşekkür etmeyi can havliyle başarmışızdır.
efenim günlerden güneşli huzur dolu, kelebeklerin uçuştuğu , aşıkların coştuğu sıcacık bir gün. 30-35 kişilik bir grupla fethiyeye gitmekteyiz. otobüste ne yapsak ne etsek canımız sıkılır en sonunda boş işler müdürü olan ben bir fikir atarım ortaya. tanımadığımız numaralar çaldırılacak acınca hiç ses vermeden dinleyeceğiz. ( çocukluk fantazilerimiz bunlarla sınırlıydı elbet )

neyse efenim gelelim biz yaran olay kısmına...

içime doğan ilk numarayı yazarım ve bas bana bas bana dercesine kırmızı renkte olan arama tuşuna basarım.

dililit dilirililit dit dit dililit

kızın teki açar, birazda cesur efenim iflah olmayan cinsten bir kız ben sesi duyar duymaz ruh tahlilini yaptım zaten kızın engin bilgi ve tecrübelerime dayanaraktan. neyse kız halen konusuyor bizde 5-6 abazan kanka ile mal mal dinlemekteyiz kızı. yanımızda da buzlu dondurmasını şapur şupur sesler çıkararak yalayan ve olaylardan haberi olmayan bir diğer arkadaşımız. arkadaşım abartmıyorum tüm salyalarını dondurmaya akıtıp onları bir bir çekercesine öyle bir ses çıkıyor yani. telefonda açık tabi bu ses karşı tarafa da gidiyor. kız bu sesleri duyar yanlış anlar ve bizim birşeyler ima etmeye çalıştığımızı düşünür. başlar ana avrat saydırmaya . tabi buda böyle bir anımdır ammavelakin halen vazgeçmiş değilim .

evet halen arıyorum bilmedim numaraları ve dondurma yalıyorum sesleri dinletiyorum .
dün gerçekleşen olaydır, nasıl mı şöyle ki; adana sıcağında durakta otobüs beklerken ( durak ta sadece ben varım) su içiyorum fena halde sıcaktı hava, neyse efendim yoldan geçen taksiden sağ tarafta oturan cono kafasını çıkarıp "kralını sikerim lan" diye bağırması, üstüme alınmadım ben.swh
dükkanımızın müdavimi olan *, yan taraftaki lokantanın şefi ve her zaman kurtlar vadisi tripleriyle ortalarda gezen iri kıyım abinin, dün akşam dükkana kafasında eşşek kadar antenleri olan selocan şapkasıyla girmesidir. neremle güleceğimi şaşırdım. o kadar iri bir adamın kafasında ufacık selocan şapkası görmek paha biçilemez. at sikinde kelebek desek yeridir. o şapkayı ona taktırtanı da ayrıca alkışlıyorum buradan.
evde biri hapşırdığında;

iyi yaşa,
güzel yaşa,
mutlu yaşa,
çok yaşa... vs vs kalıplar kullanılıyor. ama babam hapşırdığında annem;

''eşinle birlikte bi yastıkta mutlu mesut yaşa hayatım'' diyor.

ya lan neyse ben bişi demiyorum. bi yastıkta mutlu mesut yaşayın. fıkra gibi aileyiz, eyy maşallah. *
3 arkadaş en abazan halimizle viyana'da gece klübüne gidilmiştir.
ortam güzel , her memleketden bir dünya hedef uzun gece için bizi beklemektedir.
bu gece öncesi yapılan tüm pratikleri uygulama zamanı artık gelmişti.yanlız özellikle söylenen bir uyarı vardı ''türk olduğunuzu söylemeyin '' evet onuda beynimize iyice kazımıştık .
evet herşey tamam , tüm hazırlıklar yapılmıştı ve artık hakemin düdüğü çalmasını bekliyorduk.
ve maç başlamıştı , bir kaç yavan girişimden sonra hedefe yoğunlaşılmıştı.

hedefimizdeki hatunla muhabbete girildikden sonra hatun kişisinden kaçınılmaz soru gelmişti.
-woher kommst du ? ( nereden geliyorsun ? )
tabi ki baştaki uyarı aklımdaydı .
-aus italy (büyük bir şevkle )
hatun kişinin yüzündeki sevincin görüldüğü an , italyan erkeklerini methini oda duymuş demek ki lan diye düşünen zavallı bünyem taa ki hatun kişinin ağzından italyanca kelimelerin dökülmesi ile bulunulan durumu anlamıştır ve italyancası olmayan bünyemin ağzı açık bi şekilde tuvalete gitmesi gerektiğini söyleyerek , o geceyi orada noktalandıran hadise.
windows sistem klasörünün içinde "yardır" isimli ayrı bir klasör görmek.
30 yıldır altyazı okumaya alışmış ve bunu artık dusunmeden yapan annem* devrim arabaları filmini dvd'sinden izlerken ingilizce altyazı yzünden neredeyse filmin tamamını izleyememesi. işin ilginç yanı ingilizce bilmemesine rağmen alışabilmek için yazıyı okumaya kasması. **
arkadaştan rammstein fotoğrafları içeren bir galeri alınır. msn avatarında, bu fotoğraflardan biri kullanılır. bahsi geçen fotoğrafta, till lindemann elinde alev makinasıyla beklemektedir. uzun bir tatilin ardından msn'e gelen arkadaş bombayı patlatır,

- bana benden yakınsın, sana aldığım flamethrowerı mı takıyosun?

(bkz: sana aldığım kolyeyi mi takıyosun)
(bkz: turkcell 3g reklamı)
bekar evinde kaldığımız yılların birinde, bir akşam bir taraftan ütü yapıp bir taraftan şarkı söylediğim esnada "çocukta yaparım kariyerdee ooo ooo" dediğimi farkettiğim an, yarılmış bi süre kendime gelememişimdir. ve arkadaşın yavşak yavşak sırıtışını hiç söylemiyorum.
ev arkadaşlarıyla msn de toplu konuşma yapılmaktadır. ev arkadaşlarından biri msn iletisi olarak ''bilirim, çok kirlidir aşk sicilim sadakat konusunda da pek iddialı değilim'' yazmıştır. diğer ev arkadaşının tepkisi ''çok uzun yazmışsın kısaca kaşarım yazsaydın. sil lan şunu çabuk'' olur.
flight simulator x için model yapan arkadaşın, kamil koç otobüsüyle tekirdağ-tokyo uçuşu yapması.

evet uçan kamil koç otobüsüyle.
olay bir cep telefonu teknik servisinde geçmektedir. müşteri hizmetlerinden bir bayana yaklaşan orta yaşlı adam sorununu anlatamadan lafı ağzında kalır çünkü numara almamıştır. bayan karşıdaki numaratörü işaret ederek kibar bi şekilde numara alması gerektiğini izah eder. servis kalabalık olduğundan adam uyarılmak için farkedilmez. dışarı çıkar, trafiği bol olan caddenin karşısına geçer, bankaya girer ve numara alır, sonra servise geri döner, uzun süre bekledikten sonra herhalde numaradaki anormalliği farketmiştir ki müşteri hizmetlerindeki bayana elindeki numarayı gösterir: "daha çok var mı?". tabi bayan olayı anlayınca önce kendisini sonra da tüm servisteki elemanları (tabi müşterileriyle) hep beraber gülmekten yerlere yığar..

edit: ilgili yere taşındı(#5970070)
baba , oğulun sigara içtiğini öğrenir küplere biner, neyse biraz sonra sakinleşir.
oğulun sigarasını yakar.
baba- ehhe enayi sigarası...
oğul- senin paranla aldım
baba- ?*!?
genelde dedemin anlattığı hikayeler yaran olaylara güzel örneklerdir. hemen bir tanesini paylaşayım.

bizim köyde bir at hırsızı varmış "hırsız cemil" lakaplı. herkesin atını çalar ertesi gün pazarda satarmış. bir gün kahvede otururken cemil gelir. sohbet muhabbet derken şöyle bir diyalog geçer aralarında;
- lan cemil allah senden razı olsun, herkesin atını çaldın bi benim atı çalmadın...
+ atınında aq seninde aq kaç kere pazardan döndü aq atı!!!
sevgilisinden ayrilan bir arkadasa 3 arkadas gözlük takip atiye deniz den salla yi söylemesi ama isin yardiran tarafi ayni klipdeki gibi oynamasi. *
yer: chicago
mekan: nail store.

turkiye' den dil egitimi almak icin yeni gelmis iki arkadas, heyecanli ve istekli bir edayla chicago sokaklarinda bulurlar kendilerini. ingilizceyi biran once ogrenme hevesiyle kimseden yardim istemeden islerini gormek istemektedirler. saclari uzamistir ve berber aramak icin chicago downtown sokaklarinda berber aramaya koyulurlar.

iclerinden bir tanesi tabelalara bakarak hareket etmelerinin dogru olacagini dusunur ve sonunda bir hair cut tabelasi bulurlar, dikkatlerini ceken diger bir nokta ise yan tarafta da nail yazisini gorurler ve bu berber salonun turk birisine ait oldugu hissiyati icerisinde salonun kapisindan iceri girerler. fakat iceride turk'e ya da erkege benzeyen kimse yoktur ve hic beklemeksizin;

heyecanli genc: selamun aleykum, biz nail abiye bakmistik ama!

icerideki bayanlar: what?
bundan 1 2 sene önce annemle balık pazarından geçiyorduk. balıkçıların biri de tezgahın üzerinde uçuşan martılara balık atıyordu yukarıya doğru. efendim derken martı kardeşlerden biri hafif bir pike yaparak annemin kafaya çarpmasın mı. tabi annemin gözlük falan yerde ama bende yerde gülmekten kırılıyorum.
en komiği de balıkçının "abla bi hasar var mı ?" demesiydi. annem adama kapa çeneni adlı 2 numaralı bakışını attıktan sonra hızla uzaklaştık ortamdan.

her ne kadar böyle anlatınca çok komik olmasa da bizzat yaşayınca gerçekten yaran bir durumdu *