bugün
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim18
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın12
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- hamas bir terör örgütüdür11
- sözlük kızından gelin olmaz16
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- şehirler arası aşk yaşamak8
- vatandaşlık farkı alan otel21
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- bik bik'in balona binmesi34
- anın görüntüsü13
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası17
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı15
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
cezalandırmak için birini başka bir yerde yaşamaya zorlama, yaşanılan şehirden ya da ülkeden uzaklaştırma durumu.
sözleri aysel gürel'e ait zülfü livaneli şarkısı.
gökyüzünde yeryüzünde
gün doğdu mu her gün ilk gün
her gün aydınlıktır
yoksa ümit her yer loş karanlıktır
yar gurbette can yürekte
bir kafeste ne amansız
sonsuz ayrılıktır geçmez zaman
her gece hep aynıdır
fırtınada ak ayazda
sürgün her yerde hep yalnızdır
gül açsa da kuş uçsa da görmez
dargındır
her durakta her uykuda
sürgün her nefeste yalnızdır
her şafakta her yudumda
hasret sancıdır
yol alsa da, ses duysa da,
dağ aşsa da her yan en son,
her an son adımdır tek başına yalnızlık
bir yankıdır
gökyüzünde yeryüzünde
gün doğdu mu her gün ilk gün
her gün aydınlıktır
yoksa ümit her yer loş karanlıktır
yar gurbette can yürekte
bir kafeste ne amansız
sonsuz ayrılıktır geçmez zaman
her gece hep aynıdır
fırtınada ak ayazda
sürgün her yerde hep yalnızdır
gül açsa da kuş uçsa da görmez
dargındır
her durakta her uykuda
sürgün her nefeste yalnızdır
her şafakta her yudumda
hasret sancıdır
yol alsa da, ses duysa da,
dağ aşsa da her yan en son,
her an son adımdır tek başına yalnızlık
bir yankıdır
bitkilerde yaprağın dibinden çıkan, üzerinden vejetatif ve generatif organı veya ikisini birden taşıyanbitki kısmı... her yıl yeni sürgün verir bu bitkiler.
rafet el romanın şarkısı;
Ben yar kendimi bildim bileli bir sana aşık sana deli,
Seninle açtım bu gözleri seninle kaparım ancak...
Yar kendimi bildim bileli bir sana aşık sana deli,
Seninle açtım bu gözleri seninle kaparım ancak...
Dur durak bilmez bu gönül,
Koşar peşinden bir ömür,
Son demindeyken hayatın,
Neden bu sürgün.
Bilirim seni sevdim zamansız,
Sen sabırsız ben bir arsız,
Hiç utanmadık inan seninle sevişirken...
Gel yalan yokki içinde
Sen tanımadın mı onca sene,
Düşlerimden kalktılar,
Sana uyandım sadece....
Ben yar kendimi bildim bileli bir sana aşık sana deli,
Seninle açtım bu gözleri seninle kaparım ancak...
Ben yar kendimi bildim bileli bir sana aşık sana deli,
Seninle açtım bu gözleri seninle kaparım ancak...
Yar kendimi bildim bileli bir sana aşık sana deli,
Seninle açtım bu gözleri seninle kaparım ancak...
Dur durak bilmez bu gönül,
Koşar peşinden bir ömür,
Son demindeyken hayatın,
Neden bu sürgün.
Bilirim seni sevdim zamansız,
Sen sabırsız ben bir arsız,
Hiç utanmadık inan seninle sevişirken...
Gel yalan yokki içinde
Sen tanımadın mı onca sene,
Düşlerimden kalktılar,
Sana uyandım sadece....
Ben yar kendimi bildim bileli bir sana aşık sana deli,
Seninle açtım bu gözleri seninle kaparım ancak...
aysel gürel'in ne kadar geniş bir yelpazayle ve dünya görüşüyle söz yazabildiğini gösteren sezen aksu'nun yorumuyla da zenginlik kazanan en güzeli livaneli bestelerinden biridir.
bir diğer zülfü livaneli şarkısı, şiir ise alman oyun yazarı bertolt brecht'e ait...
bir çivi çakma duvara
iskemleye savur ceketi
üç günün telaşı niye
yarın gidersin buradan
bırak sulama fidanı
neye yarar bir ağaç daha
o daha boy atmadan
neşeyle gidersin buradan
indir kasketini insanlar geçerken
neye yarar yabanın dili
seni sılaya çağıran haber ana dilinde
tavandan dökülen sıvalar gibi
çürür zulmün engeli
sınırda dikili duran hakka karşı
bir çivi çakma duvara
iskemleye savur ceketi
üç günün telaşı niye
yarın gidersin buradan
bırak sulama fidanı
neye yarar bir ağaç daha
o daha boy atmadan
neşeyle gidersin buradan
indir kasketini insanlar geçerken
neye yarar yabanın dili
seni sılaya çağıran haber ana dilinde
tavandan dökülen sıvalar gibi
çürür zulmün engeli
sınırda dikili duran hakka karşı
Bütün pencereleri açtım
en karanlık yerinde gecenin
birdenbire bir kar ırmağı
havai fişekler gözlerimde
eski yangınları anımsadım
Kayan yıldızlara bakarak
yaşama dair niyet tutarlardı
aynalarla konuşurlardı
utanırlardı görüntülerinden
Yokuşları çıkıyoruz yıllardır
sessiz kalabalıklar halinde
ay aydınlığı gecelerde iz sürüp
kendimizle buluşuyoruz yine
yaşanan arabesk bir film sanki
ellerimizde kar çiçekleriyle
razı gibiyiz sürgünlüğümüze
Kendi düzlüğümüzde başlıyor yangın
vuruluyor güvercinler
düşüyorlar ortasına suyun
su bölünüyor ateşlere
erguvan renginde bir akşam
hayrat çeşmeler aranıyorum
kar yağıyor alnıma
kirli ayak seslerine
bütün pencereleri kapatıyorum. * *
en karanlık yerinde gecenin
birdenbire bir kar ırmağı
havai fişekler gözlerimde
eski yangınları anımsadım
Kayan yıldızlara bakarak
yaşama dair niyet tutarlardı
aynalarla konuşurlardı
utanırlardı görüntülerinden
Yokuşları çıkıyoruz yıllardır
sessiz kalabalıklar halinde
ay aydınlığı gecelerde iz sürüp
kendimizle buluşuyoruz yine
yaşanan arabesk bir film sanki
ellerimizde kar çiçekleriyle
razı gibiyiz sürgünlüğümüze
Kendi düzlüğümüzde başlıyor yangın
vuruluyor güvercinler
düşüyorlar ortasına suyun
su bölünüyor ateşlere
erguvan renginde bir akşam
hayrat çeşmeler aranıyorum
kar yağıyor alnıma
kirli ayak seslerine
bütün pencereleri kapatıyorum. * *
ali asker albümü ve aynı adlı şarkısı...
" sürgün bir agacin kökünün ve yapraklarinin kendi yasam alanina dolan hava ve toprakla baglantisinin kopmasina benzer
sürgün aniden sona eren bir sevgiye benzer
sürgün dehset verici bir ölüme benzer
cünkü ölüm bilincle yasanmaktadir "
bitmez deme bitecek sürgün
bitmez deme bitecek sürgün
kor gibi yanar yanar yüreklte
kor gibi yanar yanar yürekler
bu hasret anaya bu hasret vatana
bu hasret kardese bu hasret yoldasa
bitmez deme...
silayadan alinir kara haberler
birbir vuruluyor bizim neferler
gurbetten alinir kara haberler
birbir toplaniyor kirmizi güller
yakiyorlar insalari zindanlarda
kursunluyor canlari oy daglarda
asiyorlar o canlari meydanlarda
bitmez deme..
bitecek zulüm
diyarbakir mamak metris zindanlarinda
saygon zindanlarindan hic farki yok ki
bitmez deme..
gazeteler yalan yalan yaziyor
radyo telvzyon zulülmü övüyor
tüm dünya halklari bilir gercegi
türkiye türkiye..
" sürgün bir agacin kökünün ve yapraklarinin kendi yasam alanina dolan hava ve toprakla baglantisinin kopmasina benzer
sürgün aniden sona eren bir sevgiye benzer
sürgün dehset verici bir ölüme benzer
cünkü ölüm bilincle yasanmaktadir "
bitmez deme bitecek sürgün
bitmez deme bitecek sürgün
kor gibi yanar yanar yüreklte
kor gibi yanar yanar yürekler
bu hasret anaya bu hasret vatana
bu hasret kardese bu hasret yoldasa
bitmez deme...
silayadan alinir kara haberler
birbir vuruluyor bizim neferler
gurbetten alinir kara haberler
birbir toplaniyor kirmizi güller
yakiyorlar insalari zindanlarda
kursunluyor canlari oy daglarda
asiyorlar o canlari meydanlarda
bitmez deme..
bitecek zulüm
diyarbakir mamak metris zindanlarinda
saygon zindanlarindan hic farki yok ki
bitmez deme..
gazeteler yalan yalan yaziyor
radyo telvzyon zulülmü övüyor
tüm dünya halklari bilir gercegi
türkiye türkiye..
ishalin halk arasındaki adı.
bokuyla gülle oynayan erk sahiplerinin, s.ke sürülmeyecek akıllarıyla verdikleri fermandır. dertleri, sistemin şifresini çözüp, teşhir etmenizdir. işlerine gelmez. ihtiyaca istinaden gibi gubidik gerekçeler sunarak, kurulu düzeninizi tarumar ederler, üstüne de tasshak geçer gibi yeni görevinizde başarılar dilerler ki, öfkeniz katmerlenir. sezen-zülfü' nün sürgün parçasına sığınırsınız, iyi gelir.
yuvanin aslinda pek de uzakta olmadigini her iki uc adimda bir yuzune tokat gibi carpan gunluk hayatin, seni ozlem duydugun seyle ( yuvanla) surekli ona ulasacak gibi oldugun fakat hic ulasamadigin bir temas halinde tuttugu sikindirik durum.. hicbir vakit dibe vurmana (oysa dibe vurup guc alip sicrayabilirdin) musade etmeyen, ipi surekli sikip gevseten boktan golge oynaticisinin perdesi.. ebesinin@mi.com!
ben bu sarkiyi bana yazdim: indir beni ihtiyar zaman!
ben bu sarkiyi bana yazdim: indir beni ihtiyar zaman!
ruhlar ve bedenler
ayrı ayrı; ölümlerde...
bitmedi;
bir de sürgünlerde.
ayrı ayrı; ölümlerde...
bitmedi;
bir de sürgünlerde.
mükemmel bir rafet el roman şarkısı. değişik ritimlerin bulunduğu güzel bir aşk şarkısı.
Biri iz sürüyor ithaka yollarında,
unutmuş kralını yıllarca önce
Troya;ya giden;
biri yeni ele geçirdiği toprakları düşünüyor,
yeni sabanın, oğlunu, ve belki de mutlu.
Yerkürnin sınırları içinde ben, Ulisses,
Hadesin derinliklerine indim
ve yılanların aşk düğümünü çözen
Tebaili Tiresiasın hayaletini gördüm,
bir de, ovada aslanların gölgelerini öldüren
ve Olimposta oturan Hareklesin hayaletini.
Biri yürüyor bugün Bolivar ve Şilide,
belki de mutlu, belki değil.
Ben o olmak isterdim.
Jorge Luis Borges
unutmuş kralını yıllarca önce
Troya;ya giden;
biri yeni ele geçirdiği toprakları düşünüyor,
yeni sabanın, oğlunu, ve belki de mutlu.
Yerkürnin sınırları içinde ben, Ulisses,
Hadesin derinliklerine indim
ve yılanların aşk düğümünü çözen
Tebaili Tiresiasın hayaletini gördüm,
bir de, ovada aslanların gölgelerini öldüren
ve Olimposta oturan Hareklesin hayaletini.
Biri yürüyor bugün Bolivar ve Şilide,
belki de mutlu, belki değil.
Ben o olmak isterdim.
Jorge Luis Borges
Özlem özdil'in bir şarkısı.
hislerimi dizelere yazan, kalemler ağlasın bana gibi içli sözleri bulunur.
hislerimi dizelere yazan, kalemler ağlasın bana gibi içli sözleri bulunur.
Bir ölüyüm ben, dolaşıp duran
artık hiçbir yerde kaydım yok
bilinmiyorum mülki amirin görev yerinde
sayı fazlasıyım altın kentlerde
ve yeşeren taşra yörelerinde
Vazgeçilmişim çoktan
ve hiçbir şeyle anımsanmamışım
Yalnızca rüzgârla ve zamanla ve sele
ben insanlar arasında yaşayamayan
Ben Almanca diliyle
çevremde kendime mesken
edindiğim bu bulutla
bütün dillerde sürüklenmekteyim.
Nasıl da kararıyor bulut
yağmurun tonları da koyulaşmakta
çok azı yağıyor
O zaman bulut ölüyü daha aydınlık bölgelere taşıyor
Ingeborg Bachmann
artık hiçbir yerde kaydım yok
bilinmiyorum mülki amirin görev yerinde
sayı fazlasıyım altın kentlerde
ve yeşeren taşra yörelerinde
Vazgeçilmişim çoktan
ve hiçbir şeyle anımsanmamışım
Yalnızca rüzgârla ve zamanla ve sele
ben insanlar arasında yaşayamayan
Ben Almanca diliyle
çevremde kendime mesken
edindiğim bu bulutla
bütün dillerde sürüklenmekteyim.
Nasıl da kararıyor bulut
yağmurun tonları da koyulaşmakta
çok azı yağıyor
O zaman bulut ölüyü daha aydınlık bölgelere taşıyor
Ingeborg Bachmann
gitmekle gönderilmek arasındaki farktır...
sürgün yemekle vurgun yemek herdaim aynı... bazen Sürgün yanlarımızdan vurgun yemek hoşa gider belki. Her gece ölü bir kıza mektuplar yazmak gibidir. Fırtına yüklü gemileri kanınızda yüzdürürsünüz ve "artık adımı unutmaya başladım. ne mutlu..." dersiniz sessiz bir dilsizlikle. sürgünler, Gözleri bağlı bir dilsizi vururlar her gece...
Mayınlı bir sevda masalında gezerler ve her mayına basışlarında "boooom!" sanırlar. oysa mayınlar basınca değil, ayağını kaldırınca patlar. sürgünlük bu işte bilmezler. Gülerken de ölürken de güzeldir yine de...
korkun! bir sürgünü ancak korkuları büyütür... sürgünlüğün Kanlı şakağından söküp aldığımız yitik anlamı zulamızda Tutuyoruz besbelli. Bir bıçak gibi Kullanacağız günü geldiğinde...
"yanımdayken de gurbetimdin. sürgün olmuşsun çok mu"larınızın olmayacağı bir gün'ü sür'ün...
sürgün yemekle vurgun yemek herdaim aynı... bazen Sürgün yanlarımızdan vurgun yemek hoşa gider belki. Her gece ölü bir kıza mektuplar yazmak gibidir. Fırtına yüklü gemileri kanınızda yüzdürürsünüz ve "artık adımı unutmaya başladım. ne mutlu..." dersiniz sessiz bir dilsizlikle. sürgünler, Gözleri bağlı bir dilsizi vururlar her gece...
Mayınlı bir sevda masalında gezerler ve her mayına basışlarında "boooom!" sanırlar. oysa mayınlar basınca değil, ayağını kaldırınca patlar. sürgünlük bu işte bilmezler. Gülerken de ölürken de güzeldir yine de...
korkun! bir sürgünü ancak korkuları büyütür... sürgünlüğün Kanlı şakağından söküp aldığımız yitik anlamı zulamızda Tutuyoruz besbelli. Bir bıçak gibi Kullanacağız günü geldiğinde...
"yanımdayken de gurbetimdin. sürgün olmuşsun çok mu"larınızın olmayacağı bir gün'ü sür'ün...
yerleşik düşünceye aykırı sert muhalif görüşler taşıyan bir devlet ya da edebiyat adamının ikamet ettiği şehirden kilometrelerce uzağa gönderilmesi. cevat şakir kabaağaçlı bodrum' a sürgüne gönderilmiş, sonuçta pes etmeyerek bodrum' un yeşilini ve mavisini en iyi anlatan edebiyatçı olmuştur.
(bkz: halikarnas balıkçısı)
(bkz: halikarnas balıkçısı)
sonsuz ayrılıktır geçmez zaman
her gece hep aynıdır..
her gece hep aynıdır..
bir nihat behram şiiridir.
Uyandırın anamı
Söyleyin gidiyorum
Yolumu gözlemesin
Dönemem belki geri
Arkadaşlarım duysun
Kardeşim bunu bilsin
Söyleyin gidiyorum
Dönemem belki geri
Babama haber salın
Çiçekler onda kalsın
Sulasın günaşırı
Dönemem belki geri
Korulara söyleyin
Dağlara asmalara
Baygın çocukluğumun
Çınladığı kırlara
Söyleyin gidiyorum
Dönemem belki geri
Gelsinler anılarım
Uğurlasınlar beni
Sadece sevdiğime
Söylemeyin duymasın
O kadar körpe ki kalbi
Bilmiyor yitirmeyi
Söylemeyin bu akşam
Sevdiğim ağlamasın
Uyandırın anamı
Söyleyin gidiyorum
Yolumu gözlemesin
Dönemem belki geri
Arkadaşlarım duysun
Kardeşim bunu bilsin
Söyleyin gidiyorum
Dönemem belki geri
Babama haber salın
Çiçekler onda kalsın
Sulasın günaşırı
Dönemem belki geri
Korulara söyleyin
Dağlara asmalara
Baygın çocukluğumun
Çınladığı kırlara
Söyleyin gidiyorum
Dönemem belki geri
Gelsinler anılarım
Uğurlasınlar beni
Sadece sevdiğime
Söylemeyin duymasın
O kadar körpe ki kalbi
Bilmiyor yitirmeyi
Söylemeyin bu akşam
Sevdiğim ağlamasın
gökçeada barajı gibi askeri barajlarla azınlıkların sürüldüğü örnekleri olan zorla göç ettirmedir.
güncel Önemli Başlıklar