bugün

Ne Seveni sevebiLdik, Ne de Sevdiğimize Kendimizi SevdirebiLdik. Ya Sevmesini biLemedik, Ya da Haddinden FazLa Sevdik...
7 saat sonra geçireceğim ufak diş operasyonundan ölümüne korkuyorum.
ufak dediğim gömü dişim alınacak, yani abartılacak bir şey değil bende dişçiden korkmam normalde ama elimde değil.
korkudan uyku uyuyamıyorum.
hafif bir ışık altında yatağımda uzanıp kulağımda massive attack'ın depresif şarkıları, elimde telefonumla sözlükte hüzünlü başlıklarda fink atıp hüzünlü entry'ler okurken araya kaçıp gereksiz yere konuyla taşak geçen yazarları sevmiyorum.

moddayım ve sen modumu sikmeye yelteniyorsun dostum. yapma bunu bi'daha.
"bu, kendi ellerinizin yapıp öne sürdüğünün karşılığıdır". allah kullar(ın)a asla zulmetmez.*
allah ım kurtar beni kendi kendime ettiğim zulümden...allah ım yardım et, allah ım yardım et...
çok acı çekiyorum ama bir türlü fişimi çekemiyorum. korktuğumdan da değil yani. hala birkaç anlamlı şey var benim için hayatta. sanırım ondan...
11. sınıf yabancı dil öğrencisiyim. yabancı dil bilgim ve yeteneğim sebebiyle, bu alanı seçtikten sonra hocalarım beni daima el üstünde tuttular, geleceğimin ne kadar parlak olduğundan bahsettiler, türlü türlü "önemli" işlerini güvenip bana yaptırdılar, önemli organizasyonlarda "olm bizde şöyle bi herif var" diyerek beni kullanmaya çalıştılar... ha ben topluluk içinde mala bağladığım için hepsini "bu bir kanundur. uymazsan sikerler." ihtarlarına rağmen reddettim, o ayrı.

sana itiraf etmek istediğim şu... geçtiğimiz yıl müthiş olduğumu düşünen ve okula gitmesem dahi lys'de 80/80 yapabileceğimi bilen bu hocalarım, bu sene her taraftan sıkıştırıyor, işi ciddiye almam gerektiğini söylüyor. konfüzyon problemim sebebiyle kime ne söylediğimi, hangi gün hangi dersi işlediğimizi ve benim o derste neyle meşgul olduğumu hatırlamıyorum.

tamam "loser"ım, asosyalim, yalnızım, beceriksiz ve uyumsuzum. bunu ben de biliyorum. ama toplum içinde söz sahibi olan o sikiklerden zekâ olarak hiçbir eksiğim olmadığını hatta onların pek çoğunu donumda sallayabileceğimi de biliyorum. keşke bana daktilo ve bir sürü kâğıt verseler. "yaz" deseler. beğenilenler yayınlansa. öyle para kazansam. işim yazmak olsa. hiçbir şey yapmasam. çok istiyorum.

ve 12. sınıfların gelip "ulan meister sen misin, hocalar senden bahsedip duruyorlar çok sağol lan, ders kaynadı amk!" dediği o loser arkadaş, annesinin aldığı defterleri her gün okula götürüyor; çizimler yapıp karalıyor, hoca bir şey söylediğinde kafasına göre yazıyor.

evet sözlük, boğaziçi'ne gideceğim ben. hangi defteri hangi ders için kullandığımı bilmeden, kafama göre kitap götürüp "olm bence bugün edebiyat yoktu ha. sürpriz kitap oldu bu. edebiyat varsa çok eğlenceli olacak ya, kitabını getirdim be!" şeklinde salak salak düşüncelere dalıyor, hoca ya da herhangi biri bir şey söyleyecek olduğunda "ne? ben sana öyle bir şey mi dedim? neyden bahsediyorsun?" diye cevap verebiliyorum.

benden bir sikim olmaz. bari 2-3 yıl daha sözlük yazarlığına devam edeyim, sonra yatacak yerim olmayacak.
arenalarda boğalar tarafından öldürülen insanlara hiç acımıyorum aksine öyle bi mutlu oluyorum afferim boğa sana diyorum.
bugün çok mutlu oldum mesela araneda 3 kişiyi hiç etmiş boğacan.
gözlüğümün sağ tarafındaki burun desteği düştüğünden, insanlara sol tarafıyla 'çapraz' bakıyorum.
bazen kalbimde herkese yer varmış gibime geliyor, hani böyle çok eşliliğe meyilliymişim gibi; kendimden korkuyorum... * *
bişi öğrendim, çoh üzüldüm. üzülmemem gerekirdi, ama üzüldüm. zaten psikolojimin ağzına sıçılmış. zor ayakta duruyorum gibi nedense. iyice çöktüm sözlük. bişi daha var ama. onu anlatmak bile istemiyorum. düşünmek bile hatta. ama bişi diyim mi sözlük, bana çok ayıp ediliyor çok. tamam belki biraz mal olabilirim ama bu kadarını ben bile haketmiyorum.
en güzel şeyler beklenmedik bir anda gerçekleşirmiş. ilk kez eminim, ilk kez doğru olduğuna inanıyorum ve aslında hala inanamıyorum. ne kadar manyaklaştım allahım. ama güzelmiş böyle hafiften deli olmak, cesaret veriyor her ikimize de.
pişmanım.
itiraf ediyorum
- kemal kılıçdaroğlu ve türdaşlarından nefret ediyorum.
entrylerimi takip edip seri eksi veren ibnenin annesiyle ciddi düşünüyorum.
meditasyon yapmaya karar verdim sözlük... iyi geliyormuş...
canım benim ya. tanımıyorum seni ama böyle ben bir yazı yazıyorum sen artıyı veriyorsun ya beni benden alıyorsun.Seviyorum seni.
celal bayar üniversitesi kadar dandik bir okul görmedim hayatımda. nefretlik.
manisa seyahat acentesindeki tüm çalışanların ben ta...
öğle saatlerinde aradı... o kadar özlemişim ki... şimdi buraya onlarca gülen yüz yapabilirim.
onu aramayı her şeyden çok istiyorum.. ama aramayacağım.. o güzel sesini duyunca elim ayağıma dolaşıyor, heyecandan her şeyi unutuyorum..
Bugün ablamla birlikte öyle bir böcekle başettik ki sözlük dakikalar geçmesine rağmen hala kalbim atıyor. Koskoca bi böcek türü bizim balkona takmış durumda. Her hafta bi tanesi geliyo ( öldürdüklerimizin hıncını mı alıyo nedir anlamadım )öncekini ablam altetmiş ama bugün bende de yük vardı tabi.Arada uçuyor bi de it ya. Süpürgeye çekmeye çalışıyoruz ; o çekim gücüne rağmen dayanıyo.( nasıl yapışmışsa oraya artık )Zar zor üçbuçuk ata ata hallettik. Nolur gelmesinler bir daha başedilmiyor ya !
neden devamlı uflayıp pufladığımı buldum.

firefox'ta sekmelerimde 1. sıra uludağ sözlük. simgesi nedir? kırmızı zemin üzerine beyaz 'u' harfi.
2. sıradaki de elbette facebook. onun simgesi nedir? mavi zemin üzerine beyaz 'f' harfi.
birleştir bunları. noldu 'uf'.

milliyetçi hareket partısinin 40. yılı kutlu olsun.
Bu iyi bir gün olmadı be sözlük.* Hoşlandığım kız acayip utangaç. beni gördüğü zaman o ortamdan uzaklaşıyor. Bu da beni üzüyor. daha çok üzen de bu konu üzerinden dalga geçilmesi. umarım onun kulağına gitmiyordur.
öyle bir geçer zaman ki adlı dizinin ilk bölümünü izlerken "tutmaz lan bu" demiştim. acayip tutmuş lan. fena göt oldum. şimdi "öyle bir geçer zaman ki yi izliyor musun?" diye soranlara "oo izlemez miyim, çok kaliteli bir dizi. daha ilk bölümünde görmüştüm dizideki ışığı ben." diyorum.
bazen canım sıkkın olmadığında bile öyleymiş gibi yapıp dikkat çekmeye çalışıyorum. ergen detected.
yemiyim, yemiyim diyorum sonra yine bişeyler yerken buluyorum kendimi.

kedimi kedimle uyumayı çok özlüyorum.

hayatımın gidişatında bi sıkıntı var çözmeye çalışıyorum.

rap müzik dinleyenlere karşı bi antipatim var. olmasa iyi olur ama engel olamıyorum kendime. uzaklaşıyorum öğrendiğim an.