bugün

başımdan şöyle bir olay geçti ki sözlük anlatmadan duramayacağım. amcam, eşiyle boşanmıştı ve eşini beş senedir görmüyorduk. ta ki dün kapının önünde görene kadar. bende bi şok hali. yenge desem kızar mı, içeri buyur etmem gerek, ne desem ki, adıyla seslensem ayıp olur derken kadına hülooğ dedim ki tarihteki en büyük rezilliğe imza attım. demek ki neymiş kınamamak lazımmış sözlük. kayıtlara geçsin.
sözlüğün yarısı boş beleş adam dolu. ya herkes avukat, ya da herkes cahil. anlamadığım, adamlar cezayı almışlar rte hakkında başlık açıp küfürler ediyorlar. ayıptır ya hu. ülkede adalet adına hiç bir şey bırakılmamış, bugün herkes kendi çerçevesinden ergenekon tutulukları hakkında verilen kararları ölçüp biçiyor. bir birine söve söve hemde.
bugün ağladığım duyulmasın diye elimle ağzımı kapatıp ağladım .
tansaşta 1 litrelik süt paketini yere düşürdüm. ilk önce kimse görmesin diye sütü alışveriş arabasıyla kamufile ettim . ortalıkta kimse yokkende koşarak uzaklaştım. güvenlik kamerasıda bakmıyordu oraya. ohh rahatım.
Bugün olmamış. Cidden fazlasıyla saçma bi gün. Hatta bu ülke olmamış. Toptan herşeyi geri sarsak olmaz mı. Atatürk başımızda olsa. Hiç ölmese.
Sabahtan beri bi yagmur var bi yagmur Var..
of aman off!
sen sevmeyi öğretirsin, gider başkasını sever. hayatın kuralı.
benden bir numara olmaz.
dayımla alakalı bir itirafım olacak sözlük. dayım 1. sınıfta kalmıştı.
Bazi yabanci kizlar tobebismillah cok guzeller. *
itiraf ediyorum 4 ay gecmesine rağmen umrunda olmadığım , beni bıraktığı gün başkasıyla konuşmaya başlayan kızı bir türlü unutamıyorum.
Az önce(saat 23:30 civarı) aldım elime dondurma kabını, bi güzel sıyırayım dedim dibini. Sonra "ulan ben oruçlu muydum yoksa" diye tereddüte düştüm. ÖYle bir ruh halindeyim sözlük..
astral seyahate çıkmaya çalışıyorum ve bunu her gece uyumadan evvel yapıyorum.
o kadar mal, o kadar iğrenç, o kadar boktan bir durum ve psikolojideyimki şu an, tam acınacak haldeyim. oturup ağlamam gerek halime sözlük. ama son bir yıl. hepsi bitecek seneye, hepsi.
ateist arkadaşlara ateistim diyorum.
müslüman arkadaşlara müslüman, deist arkadaşlara deist olduğumu söylüyorum.
tam tersi düşünceye ettikleri laflarla eğleniyorum.
ama gerçekte neye inandığımı kimseye söylemiyorum.
söylemeye de niyetim yok benim dinim, benim inancım. kimseyi ilgilendirmez.
Kısa süre öncesine kadar mehter marşı'ndaki "ceddin deden neslin baban" kısmını "kestirmeden geçti baban" diye biliyodum.
itiraf etmek için 00.00 ı bekleyen ibnelerin amına koyim.
dün ablam paranın lafını yaptı. abla mabla, aile falan hikaye.

cem karaca'nın dediği gibi: ''ana baba bacı gardaş dar gününde el olur.''
itiraf ediyorum itiraf etmeyeceğimi. çünkü itiraf edemem tertemizim.
sen sen bana iyi gelmiyorsun. senede bir kere görüyorum seni onda da ne kadar aşık olduğumu bir kere daha anlıyorum, dağılıyorum, seni çok seviyorum.
bob marley sarkilarini soylemeye calismakta tivorlu ismail'den fazlasi degilim.
Senden nefret ediyorum. Beni ayrılalim bile demeden, bi bok laf etmeden got gibi ortada birakip gitmenden tam ben herseyi yoluna koymus evlenecek dogru durust bi insanla tanismis mutlu olacakken geri donup zirvalamandan nefret ediyorum. Siktir git lan hayatimdan, aklimdan. istemiyorum senide fakir edebiyatinida gelmisinide gecmisinide!
şansımı sikeyim şansımı. yanlış insanlar sevmesin artık beni, yeter lan!
4 aydır görmediğim ailemin yanına gidiyorum yarın. ne varsa insanın ailesinde var. bıktım bu kimsesizlikten. allahım sen ailemi başımdan eksik etme. amin.
30'lu yaşlara yaklaşırken, tek derdi kırışmaya başlayan cildi, beyazları çıkan saçları olan kadınlara biraz hayretle çoğu zaman da gıptayla bakıyorum.

yaşayacağımız ancak bir ömür ama neresinden tutup da mutlu olacağımızı kestiremiyoruz. bir umutla tuttuğumuz, hatta büyük çabalarla yakaladığımız o "şeyler" bizi artık mutlu etmediğinde, bize yetmediğinde, çekip gidemiyoruz. gidemiyoruz işte, korkuyoruz. bencilce istediğimiz mutluluk, bencil bir kalışa yol açıyor.

ben yoruldum...
ergenliği hiç bitmemiş gibi davranan ailemden, patronumun gerizekalı kocasından, maaşını seyahatlerime yetiremediğim işimden, gidemediğim ege kasabalarından, içemediğim güzel şaraplardan ve bunları düşünmekten, düşlemekten...

yoruldum...