bugün

sıdıkanın çok sık olarak dizi sonuna yerleştirilen bölümü. gösterilmeyen kısımlar veya olmuş olay üzerine yorumlarını anlatır ve gülmekten kırıp geçirir.
yazar yapmadılar beni sevgili günlük bugünde ve daimada olmuyacak gibi, aslında zall'ı çok seviyorum, içimde ona karşı engellenemez duygular var hastayım ona.
günlük nan zekirdekten sonra sana burdada raslamam iyi oldu... içimi dökecek bir günlüğüm yok diyordum ahan da seni buldum... öss denen zımbırtıya az kaldı be günlükcan ne pok edeceğiz biz...
offf kafam karmakarışık... zaten dün öğrendiğim bir haber var ki o daha beter karıştırıyor olmayan kafamı (ki niye burda kendime hakaret ettim bilmem delürük kendine gel sen mükemmelsin). benim yaşadığım talihsiz olayları şimdi başka bir arkadaşım yaşıyor o üzülmeyi haketmiyor ki günlükcan sadece birazcık aşık olmuş ki aşk aptallığın babasıdır ama onsuzda olmuyor...
uzun lafın kısası günlük bana bir çıkış yolu lazım... ama ne?...
buluruz di mi biz bi'şeyler kurtarırım gene kendimi bu zor durumdan...
çok dırdır ettim kuzu hayde kendine dikkat et kal sağlıcakla...
delürük'ten sevgiler...
not: seni görünce aklıma anise geldi...
bugün günlüğümü yedim... * *
canı sıkkın bir oldum ben günlük...
otu çöpü kafama takıyorum her zaman ki gibi...
ne yapacağımı nasıl işleri yoluna koyacağımı bilmiyorum...
kısacası safım safsın saf... fazla safım ve arkadaşlarımın bir çoğuda öyle ... pfff...
kötü bu ya hemde çok köt kimseye küs bile kalamıyorum...
neyse çok saçmalıyorum ben... ha bir de adam gibi defter tutup yazsam iyi olur sanırsam... daa oldum olası bu düzeni sağlayamamışımdır...
gittim ben iyi geceler * cut...
sevgili günlük;
içimde bişey var bu akşam beyazlar karardı bir anda. * beni seveni ben sevmiyorum, benim sevdiğim beni sevmiyo. * * bu ne salak bu ne saçma bu ne aptal bişeydir be günlük? yardım et günlük.
sevgili günlük;

ısrar etme, bugün arkadaşlarla akp'ye karşı darbe yapıp yapmayacağımızı konuştuğumuzu buraya asla yazamam. yakalanırsak halimiz nice olur sonra. bana örgütün başında kim olduğunu da sorma. peki çok ısrar ettin am sadece ipucu verebilirim..

baş harfi hurşit..

not: taraf gazetesi'nin yayınladığı özden örnek'e ait darbe günlükleri adlı yazı dizisinden mealen çevrilmiştir. adı geçen tüm özel ve tüzel kişiler tamamıyle gerçektir. gerçekliğini sorgulamada kendinizi fazla kasmayın üzülürsünüz.
günlük yazmaya başlarken ki giriş cümlesidir,

ancak yazmaktan bileği ağrıyanlar erinenler falan olursa diye teknoloji abi http://www.e-gunluk.com sitesinde eringeç kullanıcılara sanal günlük imkanı sunmuştur,

pek de iyi yapmıştır ancak site biraz dandikdir, arada bir takılır. tek iyi yanı istersen gizli istersen açık günlük tutmayı sağlar.
sevgili günlük,

sabah erken uyandım, elimi yüzümü yıkayıp laptopumla tuvalete girdim.
haberleri falan okudum, gene ergenekon mergenekon gırla. dolar ve yuro gene yükselmiş canım sıkıldı.
sonra evden çıktım.
arabayı park ettiğim yere gittim ama sadece arabayı park ettiğim yer vardı. arabam yoktu görünürde.
bir süre dolaşmaya gitmiştir umuduyla arabamın dönmesini bekledikten sonra çalındığının farkına varıp 155'i aradım. tam 15 dakika içinde beni hırsızlık masasına bağladılar. burada karşıma çıkan bir memurla uzun uzadıya muhabbet ettik;

+alo memur bey sabah kalktım bla bla arabam yerinde yok.
-arabanız kilitli miydi?
+evet
-ilginç. nasıl çalmışlar peki?
+valla bilmiyorum. alarm falan da vardı.
-allah allah. çok ilginç. plakası neydi aracınızın biz bulursak size haber verelim.
+34 ssk 95.
-iyi günler beyefendi.

bunun üzerine aracımın kasko şirketine başvurmaya karar verdim. hemen sigorta şirketini aradım;

+iyi günler. kamaşullah sigorta aracılık hizmetlerine hoş geldiniz. kampanyalarımız hakkında bilgi almak için...müşteri temsilcilerimizle görüşmek için lütfen 0'ı tuşlayın.
-iyi günler ben zeynep nasıl yardımcı olabilirim?
+iyi günler zeynep hanım. arabam çalındı da. gerekli işlemler için...
-nerde, nasıl, neden, niçin, kim çaldı beyfendi?
-çalanı gördünüz mü?
-çalındığına dair belge var mı?
-polise başvurdunuz mu?
+polise başvurdum tabii, ama ne belgesi? böyle bir belge yok.
-belge yoksa kasko işlemlerinize başlayamayız. belge getirmelisiniz akabinde eksperlerimiz durumu değerlendirecekler.
+ohooo kaç gün sürer bu işler? ben ne yapacağım arabasız? bari emanet bir araba...
-belge?
+ananızı sikeyim. çaaat...

yaaa sevgili günlük. işte böyle. o hırsızı var ya yakalarsam ağzını burnunu kıracağım.
neyse günlük,
akabinde semt karakoluna gittim. çalıntı belgesi için.
vermediler. sebep olarak da benim kötü niyetli, kaskodan para sızdırmaya çalışacağımı düşünmüşler. bunun için savcılıktan temiz kağıdı ve sabıka kaydımı istediler.
tüm bunlar olurken saat 17.00 olmuştu, adliye kapanmıştı deyip bu işleri yarına bıraktım.

ertesi gün;
sevgili günlük bu sabah erken kalkıp savcılığa gittim, lakin savcı bey bu gün gelmeyecekmiş, bir işlem yaptıramadım. akabinde sigorta şirketini aradım, karşıma çıkan müşteri temsilcisine ağıza alınmayacak hakaretler ettim. galiba psikolojim bozulmakta.

1 hafta sonra;
sevgili günlük bu gün nihayet karakolun sigorta şirketine vermesi gerekli olan çalıntı raporu için savcılıktan gerekli belgeleri alabildim. hemen karakola gittim ama benim iş ile ilgilenen arkadaşı futbol maçında görevlendirmişler yoktu, iki gün sonra gelecekmiş. ben de 2 gün beklemeye karar vererek bir haftadır uğramadığım iş yerine gittim.
iş yerine vardığımda masamda başka birinin oturduğunu farkettim, patronun odasına gittim ve bir haftadır gelmediğim için bıraktığımı sanarak yerime başka birini aldıklarını öğrendim.
böylece işimden de oldum günlük.

2 gün sonra;
nihayet karakoldan gerekli evrakları alarak sigorta şirketine götürdüm, aracın tanzim edilmesi adına işlemlerin bir an önce başlaması için rica ettim. sigortadaki kız yüzüme pis pis baktı. bunun nedeninin 10 gündür traş olmamam olduğunu farkedip kuaföre gittim.
kuaföre gittiğimde her zamanki berberimin kız kaçırdığını, bir süre uğramayacağını söylediler. yerine bakan çocuk acemiymiş yüzümün anasını ağlattı.

30 gün sonra
sevgili günlük arabamın çalınmasının üzerinden 1 aydan fazla zaman geçti, işsizim ve param tükenmiş vaziyette iken sigorta şirketinden telefon geldi. aracımın değerini ödeyeceklerini bunun için banka hesap numarası vermemi istediler. banka hesap numarası verdim öğleden sonra da şubeme giderek para çekmek için hesap cüzdanımı işlettim.
gelen para sadece 11.000 ytl idi.
25.000 ytl'ye aldığım ve alalı henüz 6 ay olan aracım için kaskonun ödediği bedel sadece 11.000 ytl idi...
hemen sigorta şirketini aradım,
bana aracın ikinci el olduğunu ve eksper bedelinin, eksper masrafları, kdv, ötv ve vergiler düşüldüktn sonra aracın kıymetinin bu kadar olduğunu söylediler. mahkeme açma hakkım varmış!...

1 gün sonra;
bu iş ile ilgili mahkeme açmak için avukatıma müracaat ettim. vekalet vererek mahkeme işlemlerine başladık.

5 ay sonra
sevgili günlük. bu gün avukatım aradı.
mahkemeyi kaybettiğimizi, hakimin sigortanın biçtiği rayiç bedeli olumlu bulduğunu söyledi. bu arada avukatlık ücreti olarak benden şimdiye kadar aldığı 1200 ytl nin üzerine bir 1000 ytl daha ödeyince fit olacağımızı söyledi.

1 ay sonra:
sevgili günlük. bu gün karakoldan aradılar. arabamın bulunduğunu bildirdiler. teslim almaya gittim. lakin aracımın artık bana ait olmadığını, araç üzerindeki tüm hakların sigorta şirketine geçtiğini, dilersem aracı açık arttırmaya girip satın alabileceğimi bildirdiler.

2 ay sonra;
sevgili günlük,
bugün çok heyecanlıyım zira aracımın bu gün açık arttırması var. neredeyse 1 sene geçti bu olayın üzerinden ama unutamadım günlük. işsiz bile kaldım bu uğurda. dolayısıyla babadan kalma evi de satarak biriki iş denemesi yaptım lakin aklım hep bu işte olduğundan başarısız oldum. elimde avcumda kalan son para ile bu aracı alıp kendimi teselli etmek istiyorum.

aynı günün akşamı;
sevgili günlük senin ta ananın amına koyayım orosbunun çocuğu. 1 senedir araba, araba anamı siktin ve nihayetinde bu gün gerçekleri anladım. bu işte bana en büyük gazı, zararı sen verdin.
bu gün açık arttırmaya girdim ve arabayı tekrar 25.000 ytl bedelle geri aldım.
dur dur daha bitmedi;
25000 yetele'nin üzerine bir de 1000 ytl otopark ücreti ödedim, diğer masraflar falan da 2500 ytl tutuyormuş, neyse hepsini hallettim ve arabayı tekrar aldım.
lakin araçla otoparktan çıkarken bir belediye otobüsü arabanın sol tarafını komple götürdü. polise başvurdum hemen. araçta trafik sigortası olmadığından dolayı arabayı bağladılar, belediye otobüsündeki 5000 ytl'lik hasarı tanzim edeceğimi kabul ederek beni anca serbest bıraktılar.

2 ay sonra
sevgili günlük bu sana yazdığım son yazı. senin bir fotokopini de gazetelere gönderdim. bu gün nihayet aracımı bağlı olduğu otoparktan çıkarmak için gerekli parayı denkleştirdim, ve çıkaracağım. ama kader işte be günlük buraya kadarmış...

ertesi gün gazeteler bu yazıyı şu manşetle yayınladılar;

"kızgın vatandaş, arabasıyla birlikte kendini benzin dökerek yaktı..."
canım annemin ben ortaokul yıllarındayken, daha yeni günlük kavramına heves etmişken,özenle sakladığım günlüğümü bulup içinde yazan çeşitli cümleleri karaladıktan sonra ben eve gelip de o günlüğü o halde bulunca nefret ettiğim kelime grubu.
Günlük yazan kızların günlüğü yazmadan önce giriş cümleleridir.Neden kızlar derseniz valal ben şimdiye kadar günlük yazan hiç erkek görmedim derim.Yakın zamanda bunların tiky kızlar yüzünden değişebilceğini düşünüyorum.Mesela sevgili günlük yerine aşkitiomm yha die yazarlarsa hiç şaşırmam.
senin kadar temiz bir sayfa ayırdığım için teşekkür ederim kendime. bugün deplasmandaki 2.günümdü diye düşünürken aslında benim evim neresi sorusu aklıma geldi, işin içinden çıkamadım. dayımın bana 'ya sen evvelden bu kadar gerizekalı değildin' sonra da ev arkadaşının bana 'ya bende de senin gibi 2 tane serseri yeğen' var iltifatlarına boyun eğdim. hıncımı msn listemde ki hatunlardan çıkardım. ama birine kıyamadım. yine sana koştum.
sevgili günlük
bugünde düşündüm onu arasam mı korktum duymak ıstemeğim sözleri duyarım dıye bir sonraki güne erteledim hayalimi artık daha fazla erteleyemıyeceğim sanırsam onu hala sevdiğimi söylemem gerekıyor heralde herşeye rağmen.
''deplasmandan döndüm günlük. yine ilk sana koştum. o beni istemiyor anladım. aslında ben ona açılmadım. o da reddetmedi. ölür gibi oldum, ama ölmedim. yanına seke seke ben gittim, s.ke s.ke geri döndüm.''
nesnenin kişiselleşmiş halidir.
sevgili günlük;
bugün ankara'ya kar yağdı. yılmaz erdoğan'a hak verdim yine. aklıma, bana karşı söylenen, ilk buz tutan resmi yalan geldi.
üzerinden de 2 sene geçti. altta kalmadım. ben de başka bir yalan uydurdum. zaten bu kış gününde yeni bir ev tuttum..
tuttum, onu da içine oturttum. ev sahibine söyledim. kiradan düştüm.
bir çeşit kendine seslenme metodudur. sevgili günlük diye biri yoktur. sence de böyle değil mi sevgili günlük ? evet evet böyle yapmalıyım sevgili günlük... diye yazarak kağıt parçasına sıkı bir kanka muamelesi yapılır.aslında düşününce garip bi durumdur.halbuki günlüğün seni taktığı yoktur.
(bkz: kendi kendine konuşana)
sevgili küllük! şey pardon günlük...
Bir kaç on yıl sonra yozlaşan dünyanın yalnızca film, kitap ve tiyatrolardan bileceği*, asla kurgulayacak sosyal bağlara sahip olamayacakları günlük terimi.
sandık içi 'nden sonra uykusuzdaki yeni ersin karabulut köşesi.
kahvaltıdan sonra yeğenimle gezmeye çıktım yakınlardaki bir pastaneye çay içmeye gittik sonra işin önemli olanına geldi sıra gazete almaya gittim yeğenimle
günlüğe kendini gay gibi hissettiren yazarıda bıyık altından gülümseten giriş cümlesi.
http://www.kosankarga.com/content/view/58/41/ burada yazacağım yorumlar bütünü
sevgili dümbük,
bana attığın kazığı giç unutmayacam. demek benden önce kardeşime de yazdırdın. sana küserdim ama neyse, girmeyelim o konulara!
temmuz başlarken, yani havaların en sıcağında mahvolurken sevgili dümbük, ben üşüttüm. hayır dümbük kafayı değil, bünyeyi üşüttüm.zira salya sümük dolaşmaktayım. millet sevgilisini koluna takıp bebek turları atarken, ben hastane köşelerinde hemşirelerin bana taktıklarıyla idare ettim.olsun be buna da şükür. evet.
buna da neyse de sevigili dümbük, bana attığın kazığı unutmamakta kararlıyım. dilerim allahtan domuz gribi olasın. haa bir de bişey sorucam? bugün ayin kaçı lan?

hhaaapppşşıııaaa ... cııyyrrk..

hı? sen de geber sevgili dümbük .
amin.
ersin karabulutun pek mükemmel köşesi.. insanı kendine bağlıyo.. acayip merak ediyorum lan sözlük..