bugün

şiirle edebi hayatına başlamış ama hiç şüphesiz öyküleriyle türk edebiyatında yer yapmıştır. kuyucaklı yusuf, içimizdeki şeytan ve kürk mantolu madonna yazdığı romanlardır. ilk romanı olan kuyucaklı yusuf anadoluda köy hayatını anlatırken kürk mantolu madonna ve içimizdeki şeytan'da şehir hayatından bahsetmiştir. yaşadığı zamanlar da yaşar nabi ve nazım hikmet'ten övgüler almıştır. bir zamanlar onunda da adı nazım hikmet gibi yasaklılar listesine girse de eserleri yıllar sonra tekrardan derlenmiştir. yazdığı romanlarda olduğu gibi hayatı trajedilerle dolu olan sabahattin ali, faili meçhul bir cinayetle 1948 yılında ölmüştür. romancı kişiliğinin yanı sıra söz yazarlığı vardır. leylim ley ve aldırma gönül eserleri sabahattin ali'ye aittir.
düşündüğü için öldürülen insanlardan biri. hatırladığım kadarıyla nazan öncel ali isimli şarkısında düşünüre atfen şunları yazmıştır.

git oğlum uzaklara
bırakmazlar hayatta
düşünür de diyemezsin
buralarda
toplumcu-gerçekçi sanatçılardandır. kuyucaklı yusuf romanıyla ünlenmiştir. kürk mantolu madonna romanı da sevilen eserleri arasındadır. marko paşa adlı mizah dergisinde yazdıklarından ötürü katledilmiştir.
hapishane türküsü" aldırma gönül" şiirinin şairidir.
"kürk mantolu madonna" gibi bir şaheseri türk edebiyatına kazandıran sosyalist şair,yazar.
Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığımı zannediyormuşum.Bunu şimdi anlıyorum.Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.Ama şimdi inanıyorum.Sen beni inandırdın. Seni seviyorum.
Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.Seni istiyorum.içimde müthiş bir arzu var.Bir iyi olsam!

Sabahattin Ali.
kürk mantolu madonna eserini her okurunun, türkiye'deki tüm kitapseverlerin, hatta dünya'da tüm edebiyatseverlerin okumasını gönülden dilediğim, çok ama çok özel bir yazar; derinlikli, duyarlı bir aydın.
şöyle bir önerim de var; kürk mantolu madonna'yı gittiğiniz her kitapçıda insanlara tanıtın. misal bendeniz istiklal caddesi'ndeki yapıkredi yayınları'nda kürk mantolu madonna'yı eline almış, inceleyen hanımefendiye bu muhteşem eserin harikuladeliğini anlatmaya çalıştım ve ekledim türk değil yalnızca dünya edebiyatının en güzel eserlerinden biridir; dedim.

hayatta inanmadığımız şeyleri ister istemez tekrarlayarak ne kadar çok zaman kaybediyoruz; biraz da gönlümüze dokunan, ruhumuzu kavrayan şeyler üstüne konuşalım insanlarla hem de hiç tanımadığımız insanlarla...
`
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim.
Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
,
"Bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kâfi mazeretler tedarik etmiştir."
ismet inönü'nün hışmına uğramıştır.
türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir. özellikle de kürk mantolu madonna ve kuyucaklı yusuf'la edebiyatımızda namütenahi bir yer almıştır.
(bkz: devletin sırları kamoyuna açması)
"bir zamanlar birbirlerinden ayrılmak, birbirlerini kaybetmek ihtimalinin korkusunu çekmiş olmasalar, belki de birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını hâlâ bilmeyeceklerdi."
türk edebiyatının en önemli isimlerinden biridir sabahattin ali. aynı zamanda leylim ley, melankoli gibi bir sürü enfes şarkının da söz yazarıdır. öğretmendir, aydındır. türkiye'de hatırı sayılmamış aydınlardan biridir ne yazık ki. ölmüştür, öldürülmüştür.
Kuyucaklı Yusuf romanıyla tanınan yazar. Okunasıdır.
"sana ihtiyacım yok ki benim.
insan yalnız da mutsuz olabilir çünkü."
kemal kılıçdaroğlu na göre onu chp öldürtmüştür.

http://www.ensonhaber.com...-oldurttu-2012-02-09.html

not: güzel bir linkle süsleyelim efenim, gerçekleri herkes ögrensin dimi ama...
--spoiler--
bir insanın bir vicdanı varsa eğer, solcu olmaktan başka bir seçeneği yoktur.
--spoiler--
25 şubat 1907 de gümülcine'de doğan 2 nisan 1948 de kırklareli'de ölen öğretmen - yazar.
hayatı boyunca değişik işlerde bulunan sabahattin ali, almanca öğretmenliği, milli eğitim bakanlığı yayın müdürlüğünde memurluk, devlet konservatuvarında dramaturgluk yapmış; 1945'te bakanlık emrine alınmıştır.ayrıca istanbul'da markopaşa adlı mizah gazetesini çıkarmıştır.

yazarın başlıca eserleri;
içimizdeki şeytan,
kürk mantolu madonna,
markopaşa yazıları ve ötekiler,
kuyucaklı yusuf,
bütün şiirleri,
çakıcı'nın ilk kurşunu,
yeni dünya,
sırça köşk,
kağnı/ses/esirler,
değirmen,
mahkemelerde,
hep genç kalacağım'dır.
kuyucaklı yusuf adlı kitabında sanatını konuşturmuş yazar.
2012 lys 3 sınavı edebiyat bölümünde sorulmuş olan yazar. kendisinin tüm kitaplarını okumama ve eşinin kızlık soyadı gibi gerekli gereksiz her türlü şeyi bilmeme rağmen soruyu yapamamam beni fazlasıyla üzdü. sınavı kazanamadığıma değil soruyu yapamadığıma üzüldüm. ama ne olursa olsun sabahattin ali babadır, candır. en sevilendir hep.
cumhuriyet tarihinin ilk faili meçhullerindendir. nietzsche sendromu nun şiddetli ısrarlarına rağmen hala okuyamadığım bir başyapıtı bulunur adı kürk mantolu madonnadır. inat etmeyin okuyun.
bir akşam kadıköydeki meyhanede oturmuş haluk abim ve güzel bir kadınla beraber rakımı yudumlarken yan masadan, cemal süreyaözdemir asaflı muhabbetimize bir anda mevzu bahsi geçen üstadın şiirleriyle katılıverdi bir beyefendi. öylesine aşığı ki üstadın, hakkında bilmediğimiz onlarca şeyi anlatır, biz de hayranlık içinde dinlerken bulduk kendimizi. derken yakın zamanda çıkacak sabahattin ali belgeselinden söz etti. metin avdaç diye bir adam yapmış. fragmanını izletti, pek beğendik. bir an evvel gidip izlemeliyiz dedik. muhabbetimize o beyefendiyle devam ederken kalkma zamanı geldi ve "bu arada" dedim "isminiz bağışlamadınız?". "ah" dedi "evet. ben metin avdaç galamıza beklerim."

bu da böyle bir anımdır.
bir kadını ''leylim ley'' diye sever,
aynı kadına ''yedi yıldır uğramadım yurduma'' diye özlem duyar,
aynı kadından ''ay bir yandan sen bir yandan sar beni'' diye şefkat bekler.

zülfü livaneli'nin bestelediği leylim ley şiiri sabahattin ali'ye aittir. sevmesini ve ölmesini anlatır.
"Bir kadının bize her şeyini verdiğini zannettiğimiz anda onun hakikatte bize hiçbir şey vermiş olmadığını görmek , bize en yakın olduğunu sandığımız sırada bizden, bütün mesafelerin ötesindeymiş kadar uzak bulunduğunu kabule mecbur olmak acı bir şey." demiş yazardır.
"Sen aklıma gelince her şey gülümserdi."