bugün

seladan korkulduğu kadar korkulmamaktadır zannumca.
zira sela insanlara ölümü hatırlatır ve ürkütür...
anlaşılabilir bir durumdur zira sabah ezanı diğer ezanlardan farklıdır.
alacakaranlık, yalnızlık ve saba makamının etkisinin büyük olduğu hissiyat-ı beşer.
korkularla yüzleşip bir namaza gitmeli ,hele böyle bir ayda ...
karanliga kufredecegine bir mum yak düsturu ile kalkıp gereği yapılırsa korkunun yerini iç huzura bırakacağı muhakkaktır.
ramazanda çalan davuldan korkmak gibi bişeydir
kişinin bir taraflarında pireler uçuştuğu zamana denk geldiği için pek duymadığı o yüzden de korkmadığı bir şey.
ne oluyor ya nidalarından sonra hafif kalp çarpıntısı uyandıran dini ritüel...Sabah ezanı en muhtesem olanıdır. amma amma müezininizin detone olması ihtimalinde insanı dinden ettiğide görülmektedir .
saba makamının etkisinin gecenin gizemine karışmasının doğal sonucu.etkileyici.
okunduğu makama bağlı olarak sabah ezanı biraz daha kasvetlidir ancak korkutucu değildir.
(bkz: bre deyyuz)
korkutucudur .hele birde köpekler hep bir agızdan havlamaya başladıysa tırsılacak bir durumdur.
aksine korkutmaz insanın içini huzurla doldurur, mutlu olunur...
dinin bir geregi olan ezan hakkinda soylenmemesi gereken sozdur. ancak katildigim noktalarda yok degildir. misal, igrenc sesli bir hocanin ki zaman zaman bu 14-15 yasinda cocukda olabiliyor, estetikten uzak, cidden insani korkutan ve rahatsiz eden bir tonda ezan okumasi. bir diger nokta ise ayni anda 3-4 cami'den farkli hocalarin ezan okumasi. camiler arasi zaten yurume mesafesi. ne gerek var hepsinden ayni anda okunmasina anlamiyorum.

ezan guzelliktir...huzurdur. ama ulkemizde kimi yerlerde malesef rahatsiz edici duruma gelmistir.
ne demek oldugunu cok iyi biliyorum bunun. gec saatlere kadar uyuyamam. sabah ezanina kadar oturuyorsam ondan sonra uyuyabildigimi hic hatirlamiyorum. hep ayakta kalmisimdir. o gece uykusuz gecmis, sabah ezaniyla yeni bir gun baslamistir benim icin. sanki o gecenin gunahkari benmisim gibi bir his beni ayakta tutar. bunun sebebi, evin on cephesinin kocaman şehire bakmasi , arka cephesinin de caddedeki camii'ye yakin olmasi benim icin. cunku arka cephedeki camii'yi saymazsam, hatta civar camiileri de saymazsam, on cepheye geldigimde ezanin baslamasiyla 9 ardışık allah-u ekber saydigimi biliyorum.

bu kotu mu? hayir. ama urkutucu. her birinin megafonlarinin ses seviyelerinin neredeyse distortion a varan bir seviyede olmasini soylemiyorum bile. bu rahatsizlik verici tarafi. uyumayi zaten gectim artik, denk geldigim zamanlarda, balkona cikip sabahin ilk saatleri sehire bakmak korku veriyor. "bakma o zaman sen de". diyenler olursa.. (bkz: benim yerime bakar misin diyen sekreter).
alacakaranlık bir havada sabah sabah zaten mal modunda etrafa merül merül bakarken köpek havlamaları ve ezan sesi birleşince yaşanan korkudur. karga sesleri, gök gürültüsü ve şimşekler de varsa ahan da kıtametin ayak sesleridir.
(bkz: cami görünce kaçacak delik aramak)
sabaha çok var, uyuyamam daha! televizyonda rtük destekli geceyarısı kafa açan programlar... izlesem faydası olur mu? sanmam!.. ders çalışamıyorum da bi saatten sonra. beyin başka yerde ben başka... radyo programı da bitti. e hadi sen de bit git artık! mümkün mü? sanmam!.. rodrigo diye bi adam var bu saatlerde gitar çalan. evet en iyisi radyo 3.
az sonra sabah ezanı okunacak. ezandan önce uyuyamazsam; bu gün bir daha uyuyamam. artık yeni güne geçmiş oluruz. yeni bir güne başlarken asla uyuyamam.
imamla yarışıyorum artık. o başlamadan ben uyumuş olmalıyım. sabah ezanını duymaktan korkuyorum. bu korkuyla asla uyuyamam...
-müslümanlar uyandı, hadi yat artık!
*bu saatten sonra uyuyamam.
-buk...
sabah ezanı küçükken genelde korkulu rüyaların etkisindeyken söylenen, imamın daha bir değişik okuduğundan olsa gerek insan içinde korku uyandıran eylem olarak akıllarda yer tutar. ancak zaman ilerleyip sabahlara kadar eğlenme zamanı geldiğinde korku olmaktan çıkıp yatma vaktinin geldiğine işarettir.
herkesler susar. kuşlar, böcükler uykudadır.

geç oldu artık yatalım dendikten sonra yataklara çekilen, derin muhabbetlerden sonra tam uykuya dalacakken, pencerenizin o açık aralığından kulaklarınıza bir nasihat, bir çağrıya cevap vermediğinizden o yalan dünyanın tek gerçeğine aslında duyulası tek sese kulak verip namaza kalkılmadığı için duyulan korkudur. abdest alıp iki rekat kılınsa yerini huzura bırakacak olan korku. *
sabah ezanının diğer ezanlara göre daha makamlı okunduğunu varsayarsak, gerçekten de ürkütüc olabilen ezan sesidir. akla hemen başka şeyleri getirir.
(bkz: ben zaten saba makamı her şeyden korkarım)
kişiye göre değişen bir durumdur. sabah ezanını istanbulda dinlemek kadar insana huzur veren bir şey yoktur. ayrıca neil armstrong ay'da duymuş, o bile korkmamış, siz ne diye korkarsınız?
cami eve komşu olcak kadar yakınsa biyerlerin ağza gelmesine sebep olacak eylem.
sessizliğin tavan yaptığı saatlerde, sadece ezan sesi ile baş başa kalmanın bünyede yarattığı etkidir. tam olarak korkmak olmasa bile, bir garip duygu kaplar insanın içini. diğer vakitlerde okunan ezanlara göre daha uzun olması bu duyguyu daha da pekiştirir. kasvetli bir ortamda bulursunuz kendinizi.
makamından kaynaklanan durum. *