bugün

Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, siyaset.
bir ülkeyi yöneten insanların, ülkeyi dilediklerine göre yönetme şekli.
turkiyede politikacilik meslegi yurutenlerin yaptigi.
aristo'nun 2200 sene once yazdigi, en unlu eseri.
(bkz: çok yüzlülük)
çoğunlukla siyaset ile karıştırılan kavramdır kendileri.
ilk önce sorulmalı,
politika nedir?
siyaset nedr?
bunun ayırdının varılması gerektiğine bizi defalarca hatırlatan tartışmaların önemli bir sujesi.
yalan söyleme sanatı.
böyle bir fıkrası da mevcuttur;

çocuk babasina sorar: "baba politika nedir?"
Baba söyle der:bak oglum, ben eve para getiriyorum, öyleyse ben kapitalistim. annen parayi yönetir,öyleyse o hükümettir. deden paranin doğru idare edilip edilmedigine dikkat eder, öyleyse o da sendikadir. hizmetçi kiz ise isçi sinifidir. bizlerin ise tek hedefi vardir, senin rahatligin. dolayisiyla sen de halksin. ve altinda bezi ile yatan küçük kardesin ise gelecektir. Söyle bakalim anlayabildin mi?"
çocuk düsünür ve o gece babasinin anlattiklarini düsünecegini söyler.
gece yarisi cocuk uyanir. Çünkü kücük kardesi altini pisletmistir ve aglamaktadir. Ne yapacaginı bilemeyen çocuk anne ve babasinin yatak odasina gider. Annesi yalniz ve derin bir sekilde uyumaktadir, öyle ki onu uyandiramaz. hizmetçi kizin odasina gider. bakar ki >babasi hizmetçi kizla yatmaktadir. dedesi de pencereden gizlice onlari izlemektedir. hepsi öyle mesguldürler ki çocugun orada oldugunu farketmezler bile. çocuk hiçbir sey yapamadan yatagina geri döner.
Ertesi sabah baba çocuga kendince politikanin ne oldugunu anlatmasini ister. "evet" der çocuk, "kapitalizm" isçi sinifini kötüye kullaniyor... Sendika bunu seyrediyor... bu arada hükümet uyuyor... halk ise dikkate alinmiyor... ve gelecek ..okun içinde yatiyor! iste politika budur...
poli: ''bir çok''
tika: ''kan içici yaratıklar'' anlamına gelir.
politika üretim fazlaları ortaya çıkınca doğmuştur. bu artı değerin nasıl paylaşılıcağı asıl mesele olmuştur. eski dünyada politika diğerlerinin üstünden anlaşılabilinir. politika kendi kendini var edemez. ancak diğer kavramların üstünden kendini var eder. bu yüzden politika bütün hayatı kapsar. o hayatı macunlaştırır. modernleşme ile beraber politikanın sınırları çizilmiştir. kimi zaman bir çatışma kimi zaman bir antlaşma olmuştur. ancak asıl olan politika iki kişi arasında olmaz. o kamusaldır. kitleleri etkiler. kitleleri etkilediği ölçüde güçlü olur. ekonomi politikayı yönetemez. ama politika ekonomiyi yönetebilir. politikada esas mesele inandırıcılıktır. modernleşmeden sonra "inandırıcı yalan söyleme sanatı" olarak da tanımlanabilinir.
sevgili çok ve çok sayın süleyman seyfi hocamızın* ağzından çokcana duyduğumuz anlamını 100 sene politika eğitimi almış insanın bile tekrar tekrar öğrendiği ve yine verdiği politikbilim dersini üçüncüye alarak benim de hala öğrenenemiş olduğumu bana gösteren hocamızın verdiği ders.
hatta politika ile ilgili yapılmış bir sürü de komik hikayecikler ve şehir efsaneleri de mevcuttur.

misal:
Bir bürokrat yoksul bir adamı ziyarete gitmiş:
bürokrat: senin oğlana bir eş bulalım, zamanı geldi artık.
Adam: ben hayatımda oğlumun işine karışmadım.
Bürokrat: ama bu kız Rahmi Koç'un kızı
Adam: a aaa ..tamam o zaman.

Sonra bizim bürokrat Rahmi Koç'un evine gitmis:
bürokrat: kiziniz için harika bir koca adayi buldum.
Rahmi Koç: *ama benim kızım daha çok küçük.
Bürokrat: ama bu genç adam DÜNYA BANKASI'nda başkan yardımcısı!
Rahmi Koç: a aaa... tamam o zaman.

Sonunda bizim bürokrat DÜNYA BANKASI başkanını ziyarete gitmiş:
bürokrat: baskanim, size harika bir başkan yardimcısı adayı buldum.
Başkan: iyi ama benim zaten ihtiyacımdan fazla yardımcım var.
Bürokrat: ama bu Rahmi Koç'un damadı!
Başkan: a aaaa...tamam o zaman.

işte politika budur, derler...
gerçek durum ile beklentilerimiz arasındaki farktan ortaya çıkan ve yapılan hede.
yıllardır tartışılan şey, kısaca devlet işlerini yönetmek için kullanılan yöntem,siyaset. ama gerçekte öyle değil, aslında sonu olmayan saçmasapan bir tartışma, çamur atma. yok hadi tartışılıpta bir neticeye varılsa gam yemeyeceğim, neymiş onun dediği yanlış, benim ki doğru. sen kimsin kardeşim. ne diyorsun? politika yapacağım diye herkesi yalancılıkla suçluyorsun. sen doğru mu söylüyorsun? bir kere kendi lafını destekle, bir kere karşı tarafa laf atmadan, kendi düşüncelerini millete anlat... kahrolsun bilmem ne, neden kahrolsun? kahrolsun işte. helal olsun bilmem kim, neden helal olsun? helal olsun işte. yıllardır anlamsız çamurlaşmaların sürdüğü, her iki tarafta "a" derken, karşı tarafı "b" demekle suçladığı, elinde güç olsa yapacağı şeyleri, başkaları güç sahibi olduğu için yaptığında kendi değerlerini bile hiçe sayıp saldırdığı olay.
yunanca kökenli bir kelimedir.

poli: çok, tica: yüz. çok yüz. ikiyüzlülük...
süleyman demirelden öğrenilmesi gereken olaydır.
kaygan zeminde oynanan bir oyun, bir sanat.
an itibariyle ntv'deki biri bana anlatsın programında konuklardan birisiyle eski dyp milletvekili esat kıratlıoğlu arasında etimolojik kökeni ve tam anlamı konusunda büyük tartışma konusu yaratmış kavramdır. Esat kıratlıoğlu amcam ''politika yunanca kökenli bir kelimedir. poli: çok, tika:yüz anlamına gelmektedir. bu tez üzerine her iddiaya varım'' diyerekten konuya damardan girmiştir* Nitekim bu kadar kendine güvenmekte haklıdır, zira vikipedi'nin web sitesi de sayın kıratlıoğlu'nu doğrulamaktadır: doğrulamaktadır: http://tr.wikipedia.org/wiki/Politika
poli-tics... poli : çok, tics : asalak...
söylediği yalanlara kendini de inandırma ve bu yolda babasını bile satma becerisi.
poli=çok (birden fazla).
tika=yüz.
politika=çok yüzlülük.
adamlar tarih başında koymuş adını şimdi çıkıp da ""peh pek ikiyüzlü bunlar!! çok değişi insanoğlu çook peh peh!"" bak işte insan oğlun neymiş ne olmuş çokyüzlülükten, ikiyüzlülüğe fena mı???
http://politikadergisi.blogspot.com adlı sitenin üzerinde yoğunlaştığı bilim dalı.
Politika Nedir?

iste budur :

Çocuk babasina sorar: "baba politika nedir?"

Baba söyle der: "bak oglum, ben eve para getiriyorum, öyleyse ben kapitalistim.

Annen parayi yönetir, öyleyse o hükümettir.

Deden paranin doğru idare edilip edilmedigine dikkat eder, öyleyse o
da sendikadir.

Hizmetçi kiz ise isçi sinifidir.

bizlerin ise tek hedefi vardir, senin rahatligin. Dolayisiyla sen de halksin ve altinda bezi ile yatan küçük kardesin ise gelecektir.

Söyle bakalim anlayabildin mi?"

Çocuk düsünür ve o gece babasinin anlattiklarini düsünecegini söyler.

Gece yarisi cocuk uyanir. Çünkü kücük kardesi altini pisletmistir ve aglamaktadir.

Ne yapacagini bilemeyen çocuk anne ve babasinin yatak odasina gider.

Annesi yalniz ve derin bir sekilde uyumaktadir, öyle ki onu uyandiramaz.

Hizmetçi kizin odasina gider. bakar ki babasi hizmetçi kizla yatmaktadir.

Dedesi de pencereden gizlice onlari izlemektedir.

Hepsi öyle mesguldürler ki çocugun orada oldugunu farketmezler bile.Çocuk hiçbir sey yapamadan yatagina geri döner.

Ertesi sabah baba çocuga kendince politikanin ne oldugunu anlatmasini
ister.

-"evet" der çocuk, "kapitalizm" isçi sinifini kötüye kullaniyor... sendika bunu seyrediyor... Bu arada hükümet uyuyor... Halk ise dikkate alinmiyor... ve gelecek bokun içinde yatiyor!

iste politika budur..!
*
aristoteles'in tarihsel açıdan en önemli eseri. yunanistan'daki kent devletlerinin anayasalarının açıklandığı bir kaynaktır.
insanları ayıran yalanlar yumağı.