bugün

entry'ler (2487)

5 ekim 2020 çam ve sakura hastanesi protestosu

Karakter sınırı nedeniyle doğru hâli "5 Ekim 2020 başakşehir çam ve sakura şehir hastanesi protestosu" olması gerekirken kısaltılmış konu başlığıdır.

istanbul'un Başakşehir ilçesinde bulunan Başakşehir çam ve sakura şehir hastanesi'nde görevli sağlık çalışanları tarafından bugün gerçekleştirilen alkışlı protestodur. Hastanede görevli sağlık emekçileri, Haziran ve temmuz ayına dair vadedilen ek ödemelerin yapılmadığını ve ağustos ayı ek ödemesinin beklenenden düşük tutarda yapıldığını öne sürmüşler; adil bir ödeme yapılmaması hâlinde her gün protesto yürüyüşü gerçekleştireceklerini belirtmişler.

En az 16 milyonluk nüfusa sahip ülkenin en büyük kentinde, hele koronavirüs ile en yoğun şekilde mücadele eden hastanelerden biri olan bir kurumda sağlık çalışanları bu noktaya geldiyse, ne zaman adamakıllı oturup düşünmeye başlayacağımızı merak ediyorum.

Kaynak: https://www.yenicaggazete...e-saglik-cali-306220h.htm

edit: imlâ

indikçe derine

Piiz grubunun taze çıkmış şahane şarkısıdır. Sözleri olsun, ritmi olsun, klibi olsun; benim gözümde şahane bir parça olmuştur Hele 2.25-2.50 arasındaki kısmı, gerçekten de insanın "ruhundaki kuşları" salıvermesini sağlar. Öyleyse şimdi (bkz: sözlerini de yazayım tam olsun) :

Mutluluk peşinde kаybolup giden yıllаr
Yürüdüm, yürüdükçe uzаklаştı sonlаr
Dаyаnmаk gerek bаzen

içimdeki sesleri bаstırdı gürültüler
Yüzleşmeden kendimle
Hepten oldum derbeder
Cesаret gerek bаzen

Tutundum birine
Gidenler yerine
Yаlnız kаldım bаk yine
indikçe en derine
Düştükçe tâ derine

Yolun sonu yаkın mı, uzаk mı bilemem
Gemilerimi yаktım, istesem de dönemem
Alışmаk gerek bаzen

Tutundum birine
Gidenler yerine
Yаlnız kаldım bаk yine
indikçe en derine
Düştükçe tа derine

Son sаndığım yerde аsıl yol bаşlаr
Kаlbim yаvаşlаr
Ruhumdа kuşlаr

Vаzgeçmem çünkü hаlа umut vаr
Ayıldım аsıl şimdi
indikçe derine
Düştükçe tа derine

Not: Kaderde üç yıla yakın bir aradan sonra entry girmek de varmış. Hoşbulduk!

vladimir putin in tarım bakanına kahkaha atması

Rusya federasyonu devlet başkanı vladimir putin'in, ülkede tarımın gelişmesiyle ilgili yapılan toplantıda söz alan tarım bakanının yaptığı gafa kendini tutamayıp gülmesidir. Rusya Tarım bakanı, Rus tarımında gelirlerin artması için Asya ülkelerine domuz eti ihracatı yapılmasını öneren bakan Tkachov, Almanya'nın ürettiği domuz etinin yarısını ihraç ettiğini örnek olarak verdikten sonra, bu ürünü alanlar arasında Çin, Japonya, Güney Kore ile birlikte Endonezya'yı da saydı. Endonezya'nın Müslüman bir ülke olduğunu ve bu nedenle domuz eti yemediklerini söyledikten sonra, bakandan gelen "Ne farkı var?" lafına katıla katıla gülmüş.

Yani neticede diktatör elbette ama en azından arada bir herkesin saçmalayıp gülebileceği şeylere gülüyor, o da bir şey, biz pek görmüyoruz.

Olayın videosunu izlemek için kaynak: http://www.euronews.com/2...a-muslim-majority-country

temel olarak

Aykut kocaman'ın en sevdiği ifadedir, ilgili veya ilgisiz, sık sık kullanır.

beyoğlu sineması

bugün yapılan açıklamaya göre, "istiklal caddesi'nde topu atanlar" kulübünün son üyesi olmuş, 30 Haziran'da kapanacak sinemadır. Böylece istiklal caddesiüzerinde, bu sinemanın tam karşısındaki Atlas sineması, yeşilçam sineması ve cinemajestic olmak üzere topu topu üç bağımsız sinema kaldı ki atlas dışında diğer ikisi her an kapanabilir. Atlas'ın uzun süre daha direnebileceğini düşünsem de onun durumu da yüzde yüz garanti değil.

Sinemanın yaptığı açıklamada, tekelleşen dağıtım ve gösterim zincirleri nedeniyle sabit giderlerini karşılayamadıklarını, 2013'te bu yüzden kapanma noktasına geldiklerini ama başka sinema'nın desteğiyle durumu idare edebildiklerini, fakat geldikleri noktada teknolojik altyapı yatırımına da kaynak bulamadıklarından artık bunun da yeterli olmadığı belirtilmiş. Sponsor aramışlar ama bu girişimden de sonuç alamamışlar.

Beyoğlu sineması bilindiği üzere, uluslararası istanbul film festivali ve filmekimietkinliklerinin de beyoğlu'ndaki iki adresinden * biriydi. Görünen o ki festivaller de -mecburen- alışveriş merkezlerine daha da kayacak.

Kapanan bağımssız sinema salonları benim içimi sızlatır. Fakat açıkçasını söylemek gerekirse, her ne kadar 1989'dan beri hizmet veren bir salon olsa da Beyoğlu sineması'na pek üzülmedim. Zira 2017 yılını gördüğümüz şu dünyada, hâlâ yer gösterdiği için bahşiş dilenen, vermeyince surat asan, yerinizi bilmenize rağmen, sırf bahşiş koparmak için size zorla yer göstericilik yapan görevlileri olan, dümdüz ve görüş açısı son derece kısıtlı, havalandırması doğru dürüst çalışmadığından kışın soğuk, yazın sıcak koltuklara mahkum olduğnuz bir salona sahip bu sinemayı fazla özlemeyeceğim.

rocco siffredi nin hayatının film olması

Euronews'e göre Bugüne dek nice gence hayatın önemli bir parçasından kesitler sunan ve hatta kimilerinin idol olarak kabul ettiği ünlü italyan porno yıldızı rocco siffredinin yaşam öyküsünün belgesele aktarılmasıdır. Filmle ilgili ayrıntılar ve fragmandan kesitleri aşağıdaki bağlantıda bulabilirsiniz.

kaynak: http://tr.euronews.com/20...-nin-hayati-beyaz-perdede

mevlüt mert altıntaş

Gebererek dünyadan bir islamcı terörist eksilten şahıs, darısı diğer köktendinci teröristlerin başına!

19 aralık 2016 rusya büyükelçisine suikast

dünyanın en büyük devletlerinden Rusya'nın Ankara büyükelçisinin katledilmesidir. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı en büyük politik krizlerden birine neden olacaktır.

Bu hikâye bugün başlamadı. Bir ülkenin yaşadığı iç savaşta yer alan muhalifleri Haliç kıyısında topladığın an belliydi bunun nerelere varabileceği. Ego içgüdüleriyle, ideolojik saplantılarla, toplum mühendisliği ihtirasıyla bir ülkenin dış politikası çöktü. Daha birkaç gün önce istiklal Caddesi'nde Rusya ve sonrasında iran konsolosluğuna yığınla yobaz yürüdüğünde, sözde insanlık kisvesi altında konsolosluk kapılarına dayandığında kimse müdahale etmedi. O gün, bugünün habercisiydi ama kimse takmadı. Çünkü Suud tankları Bahreyn'e girdiğinde, Yemen'de 380 küsur kişi tek bir saldırıda katledildiğinde sesi çıkmayan "öfkeli çocuklar", hedef alınan insanlar farklı olduğunda kızgınlıklarını göstermeliydi. Tıpkı Danıştay saldırısında olduğu gibi, birileri alenen hedef gösterildi ve üzerine salınacak güruha bol miktarda şovenist-dinci propaganda basıldı, sonucun bu olması asla şaşırtıcı değil. Buyrun işte, Türkiye Cumhuriyeti en büyük politik krizlerinden biriyle karşı karşıya geldi. Öyle bir olay ki bu sefer yapılacak geri vitesler de bir işe yaramaz. Bir ülkenin büyükelçisi ülkemizde öldürüldü farkında mısınız? Gerçi kendi vatandaşını koruyamayan bir yer yabancı misyon şefini nasıl koruyacak ki? Hata biraz da ondaymış (!), bir tane yakın koruması yokmuş ve başkaları gibi binlerce korumayla gezmiyormuş. Tam anlamıyla bir üçüncü dünya ülkesine döndük, her gün başka bir olayla uluslararası basına malzeme oluyoruz, bu da işte onların zirvesiydi sanırım. Tek bildiğim böyle bir toplumun parçası olmaktan utandığım, zira üzüntümü tarif edebilecek hiçbir kelimem yok, kalmadı, hiçbirimizin kalmadı. Ama olsun, bizim tünellerimiz, metrolarımız, hızlı trenlerimiz var, yetmez mi? (!)

ramazan cengiz derdiman

15 temmuz darbe girişimi sonrasında ilân edilen olağanüstü hâl kapsamında çıkarılan 1 eylül 2016 tarihli kanun hükmünde kararname ile görevden alınan profesördür.

yavuz çetin

Her geçen yıl daha çok aradığımız müzisyendir. Attığı sololara, yazdığı basit ama anlamını kaybetmeyen şarkı sözlerine ve tamamen müziğe odaklı müzisyen kişiliğine aslında her zamankinden daha da hasretiz. Türkçe blues yapılabileceğini göstermesinin yanında, müziğin niteliksel bir kavram olduğunu, bu gözle bakılması gerektiğini de gösteren biriydi. Şimdi arabesk sözlerin üzerine üç-beş elektrogitar basan grupların "rocker" diye yutturu8lmadığı, bu kandırmacayı da yemeyen bir dinleyici kitlesinin olduğu bir dönemin belki de son temsilcilerindendi. Direnme gücü olsa ve yaşamına son vermeseydi, bugün içinde yaşadığımız buhrandan da kim bilir neler çıkarırdı? hem sosyopolitik hem de müzikal anlamda yaşadığımız yozlaşmayı, çöküşü kim bilir kaç şekilde ifade ederdi? Sen de haklısın Yavuz, "Topu topu sekiz farklı nota avr, kaç farklı şarkı yapılabilir ki?" diyenlerin tutunduğu ve alkışlandığı piyasaya sen fazlaydın, ne diyeyim ki?

Rahat uyu altın çocuk: http://www.youtube.com/watch?v=qBiS4cBE2_c

en sevilen 1 avm 1 süpermarket 1 semt

istinyepark
Carrefour
Arnavutköy (beşiktaş olan) *

polislerin bir askere tecavüz etmesi

uluslararası af örgütü'nün de üst perdeden ve ellerinde açık deliller olduğuna dair bir açıklamayla dile getirdiği iddiadır. Şaşılası durum, bazı insanların herhangi bir inceleme veya araştırma olmadan neden ve nasıl "yalandır" diyebildiğidir. Yalansa neden çekiniyorsun ki? Bırak gelsinler, seninle birlikte araştırsınlar. Aynı kuruluş Filistin'de israil tarafından yapılan insan hakları ihlallerini de sıkça söylüyor. O zaman bu kuruluş güzel de bunu öne sürünce mi kötü oluyor? Kaldı ki bu ülke 12 Eylül'ü görmüş bir ülkedir, nasıl bir rahatlıkla "olmamıştır, yalandır." denebiliyor? ideoloji adalet ararken ve hatta suçluların cezalandırılmasında bile gözleri kör edebiliyor.

kimileri çıkıp kaynağa laf edecek ama kaynak da kuruluşun dediğini aktarıyor zaten: http://t24.com.tr/haber/u...nilir-kanitlar-var,351718

düzenleme: imlâ

rıdvan dilmen

Kendisinin "Aziz Yıldırım kulluğu" olarak yaptığı yorumculuğu ve birilerine yaptığı müthiş dalkavuklukları hep eleştirdim, yine eleştiririm. Fakat o başka iş, bu başka! Twitter'a bakıyorum da Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonsporlusu, hatta bir kısım Fenerlisi bile bir "geçmiş olsun" demek şöyle dursun, üstüne bir de beddua ediyor. Geldiğimiz acımasız noktaya, zulmü normalleştirmemize bir baksanıza ya? Birebir ve direkt olarak bir husumetiniz olmayan birine karşı böyle diyebiliyorsanız, sizin ya da bir yakınınızın bu hastalığa yakalanabileceğini hiç düşünmüyor musunuz? Umarım mümkün olan en kısa sürede toparlar ve sağlığına kavuşur. Geçmiş olsun, acil şifalar Rıdvan Dilmen!

tanım: O mâlum, o lanet hastalığa yakalanmış futbol yorumcusu ve eski futbolcudur.

meraklısına not: 4 yıldız! Fakat böyle bir konuda ne önemi var ki?

tek sevişme hakkı verilse tercih edilecek ünlü

Bir saniye bile düşünmeden cevabı yapıştıracağım sorudur: (bkz: scarlett johansson) ***

üçüncü havalimanı istanbul un başına bela olabilir

istanbul'un üçüncü havalimanını yapan inşaat şirketi olan Limak'ın patronu Nihat Özdemir'in bir beyanıdır. Üzerinde durmalarına rağmen, 2 yıldır üçüncü havalimanıyla bütünleşik olarak çalışacak demir yolu, kara yolu ve metro hatlarının ihalesinin bile yapılmadığını, bunlar tamamlanmazsa böyle büyük çaplı bir yatırımın şehrin başına belâ olabileceğini söylemiş.

Kaynak: http://t24.com.tr/haber/n...r-yatirim-olabilir,339375

yalnızlığın tarifi

"Allah kadar yalnız" olmak. *

doğu perinçek

Kendisine yakıştırdığım "başbuğ perinçek" lakabını her geçen gün daha da ibretlik olaylarla kanıtlayan kişidir. "AKP sonunda istediğimiz noktaya geldi. Hayatımın en mutlu günlerini yaşıyorum." , "Savaşta elbette siviller ölür, bunlar doğal şeyler." ,"Muhafazakârlarla vatan cephesinde birleşeceğiz." gibi demeçlerle günbegün vites artıran başbuğ perinçek'in partisi, şimdi de istanbul tabipler odası başkanlığı için AKP ve MHP ile birlikte ortak aday gösterecekmiş.

kaynak: http://t24.com.tr/haber/a...mleri-icin-ittifak,335170

not: başbuğ perinçek diye bir başlık da varmış meğer, hiss-i kable'l vukûnun bu kadarı! *

karabağ ı işgale kalkışan azeriler

kendi yurdunda mülteci durumuna düşürülmüş ve önemli bir kısmı damperlerde "gaçgın" olarak yaşamak zorunda kalan Azerilerin durumunu yok sayan görüşün ifadesidir.

fatih portakal ın kılıçdaroğlu ndan özür istemesi

Başlık karakter sınırı nedeniyle aslında "Fatih portakal'ın Kemal Kılıçdaroğlu'nu saygıya davet etmesi" olarak ifade edilmesi gereken olaydır.

ensar vakfı'nda yaşanan çocuklara tecavüz olayıyla ilgili olarak belirttiği görüşle kamuoyunda büyük tepki çeken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema ramazanoğlu'na karşı kemal kılıçdaroğlu'nun 17-25 aralık ses kayıtlarındaki bir ifadeye atfen verdiği demeç üzerine, fatih portakal bugün sunduğu ana haber bülteninde, bakanın da bir anne ve kadın olduğunu belirterek ana muhalefet partisi genel başkanını saygıya ve nezakete davet etmiştir. Yani Portakal'a göre ilgili şahıs ne olursa olsun saygı gösterilmesi gereken bir kişidir ve Fatih bey bize bu bağlamda bir düstur öğretmektedir. (!)

Konuyla ilgili olarak Change.org'da bir kampanya bile başlatılmış. Çocuklara tecavüz edenlerin safında yer alanlar için bizden saygı bekleyen Fatih Portakal gibi kişilerin televizyonlarda artık görülmemesi dileğiyle: https://www.change.org/p/...n-i%C5%9Fine-son-verilsin

not: Bakanın bir anne ve kadın olduğunun farkında olup da mâlum demeci verdiğini ne çabuk unutmuşuz.

işsiz kalmak

Bugün başıma gelen olaydır. Aynı gün hem johan cruyff öldü, hem üniversiteden en yakın arkadaşım annesini kaybetti, hem de işsiz kaldım. Sözlerim bu kadar sayın yargıç.