bugün

"kadılar müftüler fetva yazarsa
işte kemend, işte boynum asarsa
işte hançer, işte kellem keserse
dönen dönsün ben dönmezem yolumdan"
diyen, sivaslı büyük ozan. anadolu halkini osmanlilar'a karsi kiskirttigi,ayaklanmaya çagirdigi, belki de bir ayaklanmaya öncülük ettigi için, sivas valisi hizir pasa'nin emriyle tutuklanmis, yolundan dönmeyecegi anlasilinca da asilmistir.
pir sultan abdal'ın yaşamı üzerine, yazılı kaynaklarda pek bilgi yoktur. doğum ölüm yılları bile bilinmiyor. yaşamı üzerine bilgiler, genellikle, kendi şiirlerinden, halk söylentilerinden, kuşaktan kuşağa anlatıla gelen menkıbelerden, bir de yakınlarının ya da başka ozanların onu anlatan şiirlerinden çıkarılır.
1510/14 -1589/90 yillar arasinda yasadigi tahmin ediliyor. öz adi haydar olmasina karsi siirlerinde pir sultan mahlasini kullanir. kendisi sivas'in yildizeli ilcesinin circir bucagina bagli banaz köyünde dünyaya gelmistir.

hızır paşa bizi berdar etmeden

açılın kapılar şaha gidelim

siyaset günleri gelip çatmadan

açılın kapılar şaha gidelim

yıkılın kaleler dosta gidelim



kalenin kapısı taşdan demirden

yanlarım çürüdü yaşdan yağmurdan

bir kimsem yoktur ki dostu cağırtam

açılın kapılar şaha gidelim

yıkılın kaleler dosta gidelim



çıkarım bakarım kale başına

mümin müslümanlar gider işine

bir ben mi düşmüşem can telaşına

açılın kapılar şaha gidelim

yıkılın kaleler dosta gidelim



abdal pir sultan'ım hey Hızır Paşa

bizi hasret koydun kavim kardaşa

yazılan mı gelir sağ olan başa

açılın kapılar şaha gidelim

yıkılın kaleler dosta gidelim

..........pir sultan abdal...........
''dönen dönsün ben dönmezem yolumdan'' diyen Sivas'ın Yıldızeli ilçesine bağlı Banaz köyünde doğmuş ulvi bir insandır kendisi...
günü gelir sanma hesap sorulmaz
dayanır kapına pir sultan ölmez
'he, he... yaşasaydı sosyalist olurdu, hugo chavez bile olurdu. sen de "yunus'la mevlana bizdendir ama" diye kültürel mirası tıynetsiz politikana kurban etmezdin' denilecek kişidir. bir ozanın sözünü ezilenlerden, kaybedenlerden yana eylemesi bazılarını neden rahatsız eder acep!

edit: buralar eskiden hep entrydi
Hz. Ali' nin torunlarından imam Cafer Sadık' ın soyunda gelip önce iran' a sonra Horasan' a yerleşmiş pirlerin iç Anadolu' ya varan kolu.Kanını taşımaktan gurur duyduğum dedem.
Bir zamanlar talibi olan Hızır Paşa' yı okutan odur ancak Hızır öğretilerini unutup halka zulmetmeye başlar.Karşısına aldığı pirini de sonunda asar.Alevilerin bağlama kaldırma de Pir Sultan' dan kalma bir isyan gösterisidir.

Alınmış abdestim aldırırlarsa
Kılınmış namazım kıldırırlarsa
Sizde hak diyeni öldürürlerse
Ben de bu yayladan Şah' a giderim.
(bkz: hizir pasa)
Yürü bre Hızır Paşa
Senin de çarkın kırılır
Güvendiğin padişahın
O da bir gün devrilir.
Pir Sultan Abdal ölür dirilir... http://www.youtube.com/watch?v=Pr2Py8qhLss
(bkz: dostum) sensiz dünya malı neylerim, var mı ötesi.
aşkıyla yanılası, türküleri dilden dile dolanası, eli yüzlere sürülesi, huzurunda durulası pir'im.
anadolu'nun yetiştirdiği en büyük ozanlardandır. kendisi her daim sömürülenlerden yanan tavır almıştır, din sömürüsü yapanlara karşı çıkmış, halk yolundan ayrılanlara gereken lafı söylemiştir.
son olarak "can"dır kendisi.
rehberdir.
komünistlerin her daim kendilerine yonttuğu anadolu ermişi-filozofu kişi. alevi-türkmen asıllı olup zamnında osmanlı zulmünü çekmiş ve idam sehpasında ölümsüzlüğe ulaşmış kişidir. ancak komünistlerin sahiplenip kendilerine değer biçmesi, günümüzde pir sultan abdal'ın yanlış anlaşılmasına neden olmuştur. nedeni ise komünist tayfanın halt yemesidir. yoksa pir sultan'ın mücadelesi ile bu kıytırık komünistlerin mücadelesi arasında hiç bir ortaklık yoktur. illaha ortak yan armak isteyenler şimdi burada çıkıp "bıdı bıdı" konuşacaktır. iyi o zaman kardeşim, tek ortak yanınız mücadele etmek o kadar. pir sultan gibi bir değeri sizin o bayat ideolojinizin simgesi haline getirilmesi pir sultana ve bu bu topraklara yapılmış hakarettir. sizin yüzünüden pir sultan gibi bir değer bu ülkede "gerilla, bozguncu... " olarak anılmaya devam edecektir.
dönemin şartlarına baktığımızda kendisi hakkı yenilenden taraf olmuş ve emeğiyle geçenlerin yanında durmuş bir tür halk kahramını diye adlandırılacak biri. günümüz ideolojileri ile yargılanamaz fakat içindeki insancıllık göz ardı edilemez. fakat kendi düşüncelerinin eseri olmuş, beyni körelmiş kimseler illa sataşmak istiyorlarsa bunu pir sultan abdal üzerinden yapmaları açıkça saygısızlıktır. bu böyle biline ve görüle. aksini iddia etmek ise gene bir görüş olarak saygı duyulacaktır fakat ancak saygı ölçütünde kalacak ve gerçeği yansıtmayacaktır.
asıl adı 'haydar' olan ve şiirleri nedeniyle sivas'ta asılan ozan.
osmanoğlu'nun milli düşmanı, unutmak istediği kökeni, arap özentiliği yüzünden silmek istediği geçmişi olan alevilerin, türkmenlerin sesi olmuş halk ozanı. bir imparatorluğun kendi öz kökeninden ne kadar utandığı, o büyük imparatorluğun ve saray efradının aslında ne kadar "aşağılık kompleksine" sahip olduğunu, birileri havlasa da, yüzlere tokat gibi vuran aşmış insan.
B e n d e n S e l a m S ö y l e n

Benden selam söylen sofu canlara
Vücudun şehrini yuyanlar gelsin
Yedi kat göklerin yedi kat yerin
Kudret binasını kuranlar gelsin

Pirimi sorarsan Ali'dir Ali
Altından çakılmış Düldül'ün nalı
Kim sürdü kuyuda kırk arşın yolu
O yolun süreğin sürenler gelsin

Sofuluk dediğin bir kolay iştir
Pirimin gördüğü mübarek düştür
Eti yok kanı yok bir uçar kuştur
O kuşun dilini bilenler gelsin

Sofuluk eyleyen arıtır özün
Kimse yok anlaya şu benim sözüm
Demirin yüzünde karınca izin
Karanlık gecede bulanlar gelsin

Pir Sultan Abdal'ım özüm didarda
Saklayalım Hak katında nazarda
Çıkmadık can kazılmadık mezarda
O canın namazın kılanlar gelsin
*
kerameti kendinden menkul solcularca bir çeşit ortaçağ devrimcisi sanılan hatta adını alan dernekçe asılan afişlerde sol elindeki bağlamayı havaya kaldırır şekilde tasvir edilen halk ozanı.
osmanlı-safevi savaşları sürerken osmanlıya karşı sahada elle tutulur bir başarı gösteremeyen iranın masabaşında anadolu halkını tahrik etmek için kullandığı provokatör.

dönemin sivas valisi hızır paşa, pir sultan abdal' ı yemeğe çağırır, abdal yemeği yemediği gibi valiye de hakaretler eder. bunun üzerine vali, bana içerisinde şah kelimesi geçmeyen üç deyiş söyle seni affedeyim der. abdal tam aksi davranışta bulunup iran şahını övünce hızır paşa tarafından zindana attırılır. bu esnada osmanlı ordusunun urmiye yakınlarında olduğu düşünülürse payitaht anadolu'daki bir karışıklıktan çok büyük zarar görecektir. yani bir nevi dış destekli rejim aleyhtarlığı söz konusudur. bundan dolayı abdal, hızır paşa' nın emriyle boğdurularak infaz edilir.

işte bugün abdal'ı en çok sahiplenenlerin bu devletin bütün sosyal imkanlarından faydalanırken devletin şahsına yönelik eleştiri sınırlarını aşan hakaretlerde bulunmaları*, malum bölgesel kürt yönetiminin önderlerini başkan* görmeleri ve bu hareketin türkiye cumhuriyeti devleti aleyhtarı dış odaklar tarafından desteklenmesi* * * tarihin tekerrürden ibaret olduğunu hatırlatır. acıdır.
ülkede yalnızca yobaz zihniyetler için hiçbir şey ifade etmeyen halk ozanı. gerçi onlar için o sığ düşüncelerinden farklı olarak ne ilgi çekmekte o da külfettir.

asırlardır yaşayarak en sağlam cevabı kendisi vermiştir aslında.
eskilerin devrimcisi.
" ... Hızır Paşa bizi berdar eyledi
Kesti kollarımı kızak bağladı
işiten muhipler hep kan ağladı
Açılın zindanlar pire gidelim ... "
hızır, pir sultan'ı önce asmaz, asamaz. bugün kale olarak bilinen eskiden toprak kale de denilen küçük kale'ye hapseder.

çıkarım bakarım kale başına
mümin müslümanlar gider işine
bir ben mi düşmüşüm can telaşına
açılın kapılar şaha gidelim
yıkılın kaleler dosta gidelim

olaylar gelişir, hızır pir sultan'a içinde şah geçmeyen 3 deyiş söylerse affedeceğini söyler. pir sultan alır sazı eline, iki deyiş söyler, ikisinde de şah geçer. işte üçüncüsü:

alınmış abdesti aldırırlarsa
kılınmış namazı kıldırırlarsa
sizde şah diye asırırlarsa
ben de bu yayladan şaha giderim.

hızır hiddetlenir. piri astırır ama hıncını almak için asılırken seyretmeye gelen herkesin taş atmasını emreder. herkes can korkusuna pir sultan'ı taşlar. kalabalığın arasındaki ali baba (tarikata girişteki yol arkadaşı) taş atmaya utanır ancak hızırdan da korkar. pir sultan'a bir gül fırlatır...

pir sultan abdal'ım can göğe ağmaz
hakk'tan emrolmazsa irahmet yağmaz
şu ellerin taşı hiç bana değmez
ille dostun gülü yaralar beni