bugün

kadına kahramanlık gösterisi yapan bir adet herifi barındırmaktadır.
öyle dövülmez böyle dövülür demek istemiş adamdır. eline sağlık.
kadınımı döven adam olarak algıladım başlık. öyle bir şey olursa kafa atmakla kalmam, atomlarına ayırırım, bir daha da kimse bulamaz.
Kafası dert görmesin, ne güzel çaktı denyoya. Güzel şeyler de oluyor çok şükür. Toplumsal duyarlılık budur.

Ama kadının herife saldırırlarken o kurtarsam mı bıraksam mı ikilemi dikkatimden kaçmadı. Kendisine şiddet uygulayan ve boşanmış olduğu insana merhamet eden bir yürek taşıyormuş.
Herifin videonun sonunda gördüğüm yürüme şekli ise adam değil boş teneke olduğu yönünde fikir edinmeme sebep oldu.
Muhtemelen kadındaki bazı melekeler onun kendisini yetersiz görmesine neden oluyordu, o da şiddet uygulayarak onu aşağılıyordu.
Eminim doğru tespit yaptım. Tebrikleri alayım. *
abimize helal olsun dedirten kafa atmadır.

karısını döverken kesin "adam benim" diye testosteronu zirve yapıyordu. Gerçek adamı karşısında görünce yerde bitiverdi.
Şiddetin her hâline karşı olan beni bile hayran bırakmış kafadır.
Sen kadına şiddeti reva görüp yol ortasında döversen böyle angut gibi yere serilirsin.
Zidanın kafasından sonra gördüğüm en iyi kafa atmadır.
Dayı deneyimli.
https://youtu.be/_jd3oYxfKFE
böyle birşey mi?
yüreklere su serpmiştir...
pes 12 de spiker jon champion’un ‘diving header’ diye bağırışı kulaklarda çınladı resmen...
Amerikan Güreşinde'ki Head Butt hareketini ülkemiz sınırları içerisinde gördük. Yalnız o adamın suratına zincirle vuracaksın bayıltana kadar. Kadının suratına kağıt ile vurmak neymiş görür hem. Ama içim rahatlattı abimizin uçarak kafa atması.
hayatımda gördüğüm en temiz kafadır. zıplamış, tutmuş, kafayı atmış ve muhattabını yere vurmuştur. mortal kombatta yapsan tekte k.o yaparsın bu kafayla.
vallahi helal olsun sana adam!
içimi eriten adamdır.
Adamlıkta master degree yapmıştır.
Kafana sağlık kanatsız adam!
ben bir sorunu çözerken kafamı çalıştırırım. bu adam da öyle yapmış. *
örnek vatandaştır.
Şampiyonlar ligi finalinde son dakika atılan kafa golü bu kadar değerli olmaz, izlerken böyle zevk vermez.
adam gibi adamdır, o kadına elini kaldıran adam da orul orul orospu çocuğudur. bu tarz bir olay da benim yolda karşılaşmak istediğim ama 24 yıldır hiç rastgelip stres atamadığım durumdur.
adamın heykelini yapsalar malum bölgesine çimento yetmez. o depar attığı bacaklarına ve kafasına sağlık. ibine Yere yığılınca üstüne işeselerdi keşke.
Güzel şeylere olan inancımı artıran kişidir. Tek bir sorun var ki ne zaman olay 2 erkeğin kavgasına dönüşüyor, o zaman insanlar toplanmaya başlıyor. Gerçi tam olarak izleyemedim belki bi şeyleri kaçırmış da olabilirim.
çoğu kişinin içinden geçirip de yapamadığını yapıp gönüllerin kahramanı olmuş adam gibi adamdır.
Street Fighter'ın asi çocuğu RYU aduket yapsaydı bu kadar etkili olmazdı.. Kafana zeval gelmesin koçuummm.
Hadi hayal kuralım.

------
Adamın son günlerde küçük kızında gördüğü anormal değişim onu çok tedirgin etmişti ve ne olduğunu bir türlü çözemiyordu. Eve gelir gelmez kızı ağlamaya başlıyor, babasına her zamankinden çok daha sıkı sarılıyor ve sürekli onun işe gitmemesini istiyordu. Kızının adeta yüzünün rengi solmuş gibi görünüyordu. Eski eşinden olan, 5 yaşına henüz girmiş kızının bu durumu onu karamsarlığa itiyor, ne yapması gerektiğini bilmiyor, şu anki eşiyle durumu paylaşıyor ve o da üvey kızına annesinin yokluğunu asla aratmayacağını ve bu günlerin geçeceğini söylüyordu. Fakat eşinin de yüzünden ne yapacağını bilmeyen o umutsuz ifadeyi okuyabiliyordu. Kızını ve altın kalpli eşini çok seviyordu.

Derken bir gece babanın aklına ilginç bir fikir geldi. Eve gizli kamera yeeleştirecekti. Bunu eşine bile söylemeyecekti ve kızının kendisi evde yokken davranışlarındaki değişimi gözlemleyecek; eşine de kızının normal yaşantısına dönmesine destek verici ipuçları verecekti. Kızı için herşeyi yapardı ve eşi de gizli kamera olayına pek bozulmaz onu anlayışla karşılardı.

O gün gece vardiyasına gitmeden önce bilgisayarcı arkadaşından aldığı parmak kamerayı gizlice oturma odasına yerleştirdi. Ardından eşini ve ağlamaklı küçük kızını öperek kapıya yöneldi. Arkasını döndüğünde kızının "baba gitme" diye ağlayan sesini işitti fakat geri dönemedi ve her zamanki gibi üzüntüyle evden çıktı.

Yorucu bir gece çalışmasının ardından sabah eve geri geldiğinde kapıyı açar açmaz, son zamanlarda her zaman olduğu gibi odadan ağlayan bir "baba geldin mi" sesi duydu. içi parçalanmıştı gene işte. Hemen odaya gidip kızına sarıldı ve onu öperek bağrına bastı. Derken kızının sesine uyanan eşi de odaya girdi ve oda onlara sarıldı. Aslında uzaktan bakıldığında odadaki görüntü mutlu bir aile tablosu sanılabilirdi belki ama buradaki ana tema kesinlikle "acı" idi.

Bir süre sonra kızı kollarında uykuya dalan yorgun adam eşinin kendisini yanlış anlamaması ve kalbi kırılmaması için görüntüleri hemen izlemenin iyi bir fikir olmadığını, görüntüleri yalnız izlemesinin daha iyi olacağını düşündü. Kızını sarsmadan yavaşça yatağına bıraktı ve yatak odasına geri dönmüş olan eşinin yanına uzandı. Onun ipek yanağına bir öpücük kondurarak gözlerini kapattı ve elinde olmadan düşünmeye devam etti. Ya eşi onun eve gizli kamera koymasından rahatsız olursa? ya ona güven duymadığını düşünürse? Acaba onun da fikrini alsa daha mı iyi olurdu ki?
Fakat eşinin minicik elleri, incecik bir sesi ve çok masum gözleri vardı. O hiçbir şeye kızamazdı. O en fazla darılırdı. Eski eşini trafik kazasında kaybetmesinden sonra yaşadığı buhranlı günlerden onu çıkaran tanrının hediyesiydi eşi. Şu anda yanında yatan mis kokulu varlık onun pelerini olmayan masum, dişi süper kahramanıydı. Kesinlikle kamera olayına kızmayacaktı. Hem yakında kızını psikolojik destek için doktora götürdüklerinde durumu hakkında iyi referanslar olacaktı bu görüntüler. Derken uyuyakaldı.

Bir süre sonra eşinin yanında olmadığını farkederek uyandı. Diğer odalara baktığında kızının hala uyuduğunu ve eşinin evde olmadığını anladı. Sonra eşini cep telefonundan aradığında onun alışverişe çıktığını bir saate geri döneceğini öğrendi. Şimdi görüntüleri izleyebilirdi işte. Bilgisayarı açtı.

Görüntüyü ileri sararak evden çıktığı ana geldi ve izlemeye koyuldu. Evden çıktığında kızının ağlamasının sustuğunu duymuştu. Ona çok ilginç gelmişti bu durum. Kızının yüzü kameranın açısından dolayı o anda pek seçilemiyordu ama sanki yere bakıyor gibiydi. Tahmini ise şuydu. Kızı çok üzgündü ama az sonra canından bir parça olan eşi canının diğer parçası olan kızının yanına gidecek, ona sarılacak ve onu okşayarak tatlı sözler söyleyemeye başlayacaktı. Ve de tahmini kısa süre içinde gerçek oldu. Tatlı eşi minik adımlarla kızının yanına gitti ve minik ellerini usulca kızının saçlarına uzattı ve onları kavrayarak sertçe bir hareketle kızını salonun orta yerine savurarak yırtık bir sesle ekledi: Yılannn.

Adam donakaldı. Az önce bir halüsinasyon görmüş olmalıydı. Bu gerçek dışıydı. Derken eşi elleri belinde tekrar ince ama yırtıcı bir sesle konuştu. "Sen bekle. ben şimdi geri döneceğim ve baba gitme demek ne demekmiş sana göstereceğim" Ardından eşi diğer odaya geçti ve küçük kızın baba diye kısık sesle ağlayışı belli belirsiz duyulmaya başladı. Göğsüne birşey oturmuştu adamın. Gördükleri karşısında afallamıştı, herhangi bir tepki de veremiyordu. Sadece ekranda baba diye ağlayan kızına bakıyordu derken eşi hızlı adımlarla odaya geri girdi ve elleri belinde kızının başına dikildi. Üzerini değiştirmişti. Üstünde kolsuz bir fanila, altında ise göbeğinin üstüne kadar çektiği kahverengi sarı arası renkte bol bir pijama vardı. Kıyafetini değiştirirken saçları bozulduğu için olsa gerek saçları darma dağın olmuştu. Makyajını da silmiş fakat ruj izi ağzının kenarlarına dağılarak izler yapmıştı. Göz kenarlarında ise karartılar oluşmuştu. Görüntü dehşet vericiydi. Güzel ve masum eşini şu haliyle tek kelime ile tanımlaması gerekseydi, o kelime şühesiz ki "iğrenç" olurdu. O adeta az sonra hansel ve greteli yiyecek olan ormanın cadısıydı. Gözleri kızına nefretle bakıyordu. Bu olamazdı. Olamazdı... Adam ne yapmıştı böyle. Kiminle evlenmişti. Bu nasıl olabilirdi.
Ardından kadın aşağı doğru eğilip kamburlaştı ve yerde oturan kızının çenesinin altına elini destek yaptı ve daha da kamburlaşarak konuştu. "seninle anlaşmıştık küçük yılan. onun aklını çelmeyi bırakacaktın. uslu uslu oturacaktın değilmi" diye ince tis bir sesle haykırdı. Sonra hıçkırık içinde ağlayarak kısık sesle hala baba diye ağlayan kızının saçlarını tekrar sertçe kavradı ve devam etti. "Baba artık bana ait. Sen bizim kızımız değilsin. Bu ev bana ait ve evin gerçek kızı karnımda. O doğduğunda seni dedenlere göndereceğim sen de bunu kabul edeceksin. Öyle anlaşmadık mı yılaaaannm!" diye yırtınarak kızının yüzüne olanca gücüyle arda ardına tokatlar atmaya başladı. Adam daha fazla bakamayarak koşarak evden dışarı fırladı.

Beyninden vurulmuştu. Ne yapacağını bilmiyordu. Kandırılmıştı. Öyle sandığı hiçbirşey öyle değildi. Ve en önemlisi kızının bu ızdırabı yaşamasına kendisi sebep olmuştu. Yanına telefonunu bile almadan çıkmıştı. Tek hissettiği beyninin içinde yankılanmaya devam eden kızının baba diye ağlayışıydı. Kararı netti. Hemen polise gidecek, görüntüleri izletecek ve bu korku filmine son verecekti. Ormanın kötü cadısının yaptıklarının bedelini ödemesini sağlayacaktı. Derken bir anda sokağın karşısında eşini, daha doğrusu o kadını gördü. Ona hiçbirşey olmamış gibi gülümsüyordu. Beynine işte o anda kan sıçradı. Onu öylece polise vermeyecekti. Hissetmeliydi. Küçük kızının yaşadığı acıyı hissetmeliydi. Şiddet adamın kitabında yazmıyordu ama onu öylece polise vermek tam bir adalet sağlayamazdı. Kızının yaşadığını o da yaşamalıydı. Bir anda gözüne yan taraftaki dükkanın önünde bulunan gazetelerden biri erişti. Gazeteyi aldı rulo yaptı ve gerçeğin açığa çıktığından habersiz kadının yanına giderek "bunu nasıl yapabildin" diye haykırdı. Kadın ise "anlayamıyorum" demeyeye kalmadan "küçük kızımıza nasıl kıyabildin" diye ekleyerek kadının üzerine yürüdü. Nihayet kadın anlamıştı. iğrençliği açığa çıkmıştı. Kötülük daha fazla gizli kalmamıştı. Kadın adamın kendisine büyük bir zarar vereceğini düşünerek kendini geriye doğru atmaya çalıştı fakat tökezleyerek yere düştü. Adaletin tecelli edeceği anda tam o anda gelip çattı. Adam kağıt rulo ile yerdeki kadının yüzüne aynen kadının kızına vurduğu gibi vurmaya başladı. "O acıyı sen de hissedeceksin. Küçük kızıma yaşattığın acının aynısını sende yaşayacaksın vicdansız" diye bağırmaya başladı. Derken sol tarafında bir gölge hissetti. O tarafa istemsiz döndüğünde ise kendisine doğru uçarak gelen bir adamla göz göze gelmesi ve yüzünde bir darbe hissetmesi aynı anda yaşandı.
Sonra herşey karardı...

------

Hayal kurdum sadece:)...

dipnot: Hemen de eksilemişler. Milyarda bir ihtimal de olsa böyle birşeyin yaşanma olasılığı vardı. Ve öyle olduğu açığa çıksa kafa atan adam bile bundan pişmanlık duyabilirdi. Peki en doğrusu ne? Kimsenin bir kadına yada bir canlıya zarar vermesine tabi ki izin vermemeye çalışacağız ve zarar vermeye çalışana engel olmaya çalışacağız. Direkt olarak dövmeyeceğiz. Onu tutmaya engel olmaya çalışacağız. Öyle ya altından nasıl bir hikaye çıkacağını kim bilebilir ki?
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar