bugün

yapı kredi'nin kazım taşkent sergi salonundaki nazım hikmet sergisinde bu şiirin orjinali vardı, daktiloyla yazılmış.
ben ordan geçerken biri amca dese gir içeri.karlı kayın ormanının en sevdiğim bölümü türklerin müsafirperliği ve yardımseverliğinin vurgulandığını düşündüğüm kıtası.
aynı zamanda,
leman sam da livaneli şarkıları albümünde yorumlamıştır.
bir şarkı bu kadar mı anlamlı olabilir acaba?öyle bir şarkı düşün ki insanın fikirlerini derinden değiştirebilsin:işte bu şarkı daha doğrusu bu sözler bunu başarıyor.
(bkz: leylim ley)
karlı kayın ormanında kaynım bana kaydı
(bkz: serbest çağrışım)
aha bu da serbest çağrışım *
Sen türküsüne vurulmuşsun,
ben yalın kalan şiirine;
`karlı kayın ormanında
yürüyorum
geceleyin`

şair burada ne kadar mutluysa,
söyleyen bir o kadar mahrum
acıdan.
şimdi tekrarladın içinden,
ve ben de senin sesinden,
ve her nedense bu kez aklımda nakaratı.
Her neden dedim burada,
çünkü tümleri nedenlerin sen..
Oysa;
kapısında unutuldum en sevdiğin türkünün,
giremedin söze hiçbir yerinden..
efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?

kısmı vurucudur, yalnızlık halinde derin duygulara,üzübtüye sürükler insanı..
yedi tepeli şehrimde bıraktım goncagülümü
ne ölümden korkmak ayıp ne düşünmek ölümü..

zülfü livanelinin efsane konserler kapsamında seyirciyle beraber muazzam bir şekilde söylediği özlem içeren şarkıdır.
dinlenmesi şiddetle tavsiye edilir..
http://www.youtube.com/wa...wwrvi&feature=related
ne zaman dinlesem hüzünlendiğim şarkıdır. melodisinden midir bilinmez ama insanın içine işliyor resmen.
(bkz: karlı kayın ormanında)
küresel ısınma yüzünden kariyeri tehlikeye giren şiir veya beste ya da başka bi şey.
bir şehri ardında bırakırken dinlemek bünyeye iyi gelmez.
nazım şiiri olup zülfü livaneli tarafından söylenen versiyonları vardır...Özellikle girişinde çalan ezgiyle insanı mest eder...
murat göğebakan'ın coverlamaya çalıştığı özünde güzel şarkı.
http://www.facebook.com/#...v=411437674721&ref=mf
--spoiler--
karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?
--spoiler--
nazım hikmet in ne kadar iyi bir şair olduğunun ispatı, eşsiz bir şairin kaleminden eşsiz bir şiir. zülfü livaneli imzalı şarkı da türkiye de dillere pelesenk olmuş, bizi biz yapan şarkılarımızdan, ortak kültürümüzün eserlerinden biri haline gelmiştir. nazımın kalemine zülfünün sesine sağlık.
sabah uyanmak için telefonun alarmında çalan müzik dinletisi.
çocukluğumun en penisten şarkılarındadır. okulda öğretilmeye değmez. ama ormancı olacağımızdan olsa gerek, dayatılırdı.
öğreni de öğreteni de...
ruhsar'daki eski solcu patron tipinin durup durup söylediği türkü. türkü mü zülfü livaneli'yi meşhur etti ben mi livaneli'yi bu türküyle tanıdım emin değilim.
http://www.youtube.com/watch?v=DUQA-9YpPA8

dinlemek şart bunu.
şiiri ayrı bestesi ayrı güzel olan eser. hem nazım ustaya hem zülfü ustaya selam olsun.
genelde ilk olarak akıllara zülfü livaneli'nin gelmesini sağlayan nazım hikmet şiiridir. ki bence fuat saka da muhteşem bir şekilde bu eseri yorumlamıştır.

hepsi büyük insanlar, iyi ki varlar.
http://www.youtube.com/watch?v=cL-BpPymGTs
devrimciliğe yeni başlayanların ilk öğrenmesi gereken zülfü livaneli bestesidir. akabinde şafak türküsü, metrisin önü gibi türkülerle devam edilir. çav bella'dan sonra bir üst level'a yükselerek grup yorum şarkılarıyla devam eder gider.
leman sam ve zülfü livaneli düetinde ikinci nakaratın girişinde ki enstrümantel dokunuşlar ezgilere harika bir hava katmıştır.
ne ölümden korkmak ayıp
ne düşünmek ölümü...
içim dağlanıyor benim, elini ver nerde elin...