bugün

entry'ler (1309)

sözlük yazarlarının itirafları

yüzleşirsem, düşünürsem çok üzülürüm, yıkılırım dediğim konular var, konuyu kendi içimde bile açmıyorum. acılarıma yokmuş gibi davranıyorum, belki bir gün sahiden yok olurlar.

yazarların yaşadığı hayat

Zincirsiz köle olduk arkadaşlar özel sektör belasında.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

2000lerin başında falandı, misafirliğe gittiğimizde meyve yedikten sonra ellerimizi silelim diye ortaya tabakta iki örgü lifimsi bi şey gelirdi biri köpüklü diğeri ıslak. Yemin ederim yaşlandım.

Hatırlayınca demin bi tuhaf oldum.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

Beni bambaşka biri yaptılar. insanlar, yaşanılanlar… kahrımdan öleceğim şeylere bile kayıtsız kalabiliyorum. Ruhum çekilip alındı içimden. Günü kurtarıyorum, mesai saatleri dışında uyumayı seçerken, uyandığımda düşündüğüm tek şey nihayet uyuyacağım o ana kavuşacağımı bilmek. Niye böyle oldu ki?

bir erkeğe takıntılı olmak

Boşluktandır, insan bir şeylerle meşgul olmak istiyor.

gecenin şarkısı

Gitsem, gidemem, kalsam, kalamam
Sevsem, sevemem, şaştım bu işe
Hayır mı, şer mi? bilmem ama
Ateşleteyim ben ateşte

eski sevgiliye geri dön çok özledim mesajı atmak

''rüyamda seni gördüm, iyi misin? '' klişesi bile bundan daha iyi çalışır, demedi demeyin.

iki ucu boklu değnek

işsizlik vs özel sektör çalışanı olmak.

yazarların söylemek istedikleri

Günümün 10 saati işyerinde geçiyor. Hayatımı öyle kaplıyor ki işten çıkınca da işi düşünüyorum artık. Tam bir işkolik manyak oldum. Başka konuşacak hiçbir muhabbetim de kalmadı. Bok gibi.

yazarların söylemek istedikleri

Ufkumu açıyorsun. Zekana, bakış açına hayranım. iyi ki tanıdım seni.

intihar etmeme nedenleri

bilmiyorum, hep suratle gelen bir arabanın bana çarpıp havalandırma suretiynen uçarak bir ölüm hayal ediyorum. o kadar vizyon fakiriyim ki uçak kazası ne ileyim paraşütle atlama falan yok, trafikteki bir şahinin havalandırması suretiynen...

sözlüğün en yakışıklı yazarı

demem, tükürüklü aynadan çektiği selfisine kurban, aşkom.

maydanozun bişeye yaramaması

Olur mu? Boğazımıza takılıyor mesela.

zor

psikolojik olarak beni yıpratan seçenekler arasından, en zoru ne? Diye düşünüyorum. içinizden sen düşünme diyenler çıkacaktır, önemli değil, nadiren yapıyorum zaten aksi çekilmez oluyor.

Benim için en zoru sinirden kafamı duvarlara vuruyorken, bunların hiçbirini yaşamıyor gibi yapmak. Dün de üzüntüden ölüyordum mesela, o kolaydı, alıştım ona.

günün sözü

sözü karşılayacak bir umut göremesem de, kendime bunu sık tekrarlamaya çalışacağım: ''hiçbir durum, sandığın kadar umutsuz değil''

yeni gelin kahvaltısı

''love'' tabağın v sinden peynir, l sinden zeytin de yiyemeyeceksek yere batsın bu hayat.

bir gün toprak altında çürüyecek olmak

toprağın üzerinde de az çürümedik.

sözlük yazarlarının itirafları

yorgunum, yalnızım, kendimi eyleyemiyorum. tutunduğum bir şey yok gibi hayata dair. kendime de sarılamıyorum. hapsolduğum bir beden, kendimi hapsettiğim bir hayatı sürdürüyorum. cümlemi ''...hayatı yaşıyorum.'' şeklinde devam ettiremedim bile, öyle yalandan. vaktimi dolduruyorum, belki bir gün dolmadan, yarıda keseceğim.

yazarların söylemek istedikleri

yeniden doğur anne beni, başka hikaye yazalım.

vitiligo

Neden diyorum, büyük harflerle, neden? Soru cümlesi olarak değil, düpedüz isyan. Kendimi silmek mi istedim ben? Bu kadar mı vazgeçmiştim kendimden, problem sandığım basitlikler uğruna. Aptal kadın.

Yakın zamanda görüntüleri hakkında fikrini sorduğum bir adam, konu hakkında şimdiye kadarki, bence, en dürüst cevabı verdi. “Sana çok yakışmış diyemem, bu taktığın bir takı değil. Ama fark etmez bana” gibi bir şeydi işte.

Bana fark ediyor da fark edişi fark etmiyor. Görüntünün her şey olduğu bu dünyada başımıza gelenlere de bakın.