bugün

islami sitelerde iki dk gez Süleyman - Davud peygamberleri ilişkisinden yola çıkarak adamın halifeliğini meşru bulan tonca kişi bulursun.
Bide Kerbela için islamcı Ekrem Buğra nin bakış açısı
https://www.ekrembugraeki...l%C3%A2-ger%C3%A7e%C4%9Fi

Öyle Yezid'in münafık ilan edildiği de yok hatta onu haklı bulanlarda var
mizanul itidal cilt 3 sayfa 459.

Ömer Fatma meselesi için
Ya kardeşim islam ile ne alıp veremediğiniz var? herkes ateist olsa hoşunuza mı gidecek? biz sizin ateistlerin yediği haltları sayıyor muyuz? Herkes kendinden sorumlu. inan veya inanma. Senin inaçsızlığın beni rahatsız etmiyorsa benim inancım da seni rahatsız etmesin. Yukarıda sayılan maddelerin bir tanesi islamda yok. Yani yanlışlar varsa o da kişiseldir. islam git Kabe yi mancınıkla taşla mı demiş? Şimdi birisi kalksa Türkiye de hırsızlık, cinayet vs. var. o zaman bütün Türkler hırsızdır, katildir. Türk olmak kötüdür, dese katılacak mısın ona? Yoksa her millette iyi ve kötü insan vardır mı diyeceksin?.
(bkz: en güzel ahlak)

(bkz: ömerin fatmayı tekmeleyerek öldürmesi)

(bkz: babası abisi kocasını öldürdüğün kadınla ilişkiye girmek)

(bkz: kerbela)

(bkz: kabenin mancınıklarla yıkılması)

(bkz: mürtedin katli)

(bkz: talkan)

(bkz: curcan)

(bkz: mevali)

(bkz: ömerin iskenderiye kütüphanesini yaktırması)
Cariyeleri para karşılığı fuhuşa zorlamaya hoş bakmayan ahlak.

Ama kankana bir kıyak çekemezsin de demiyor hahaha. Evet.
islam'ın ahlak anlayışıdır. fikrimce görecelidir.
Türkiye genelinde her evde bulunmasi zorunlu olan, bulundurulmadığı taktirde yaptırımlarla karşılaşılması olağan bir serinin kitabı.
Ana britannica bir, bu seri iki.

Ayrıca;
(bkz: cevab veremedi)
harbiden güzel kitaptır.
toplam kac sayfa ki?

bence hiç sayfa yok içinde, sadece kapaktan ibaret.
Olmayan ahlaktır.
köle yapmayan, kafa kesmeyen, insan taşlamayan, hırsızın elini kesen, eşcinselleri çatıdan atmayan, cihad ederek saldırılara karşı kendisini savunan ahlaktır.

görüldüğü üzere müslüman düşmanı ateistler hem cahil, hem müfteri. müslüman bir ülkede yaşayıp da şu iftiralara ciddi ciddi inanan net geri zekalıdır.
yağma, katliam, gasp, haraç, taassup ve pedofiliden oluşur. bunları yaparken de allah emri olduğu söylenir.
köle yapan, kafa kesen, insan taşlayan, el kesen, eşcinselleri çatıdan atan, cihad adı altında dünyayı kana bulayan değişik bir ahlaktır.
hz muhammedin mal varlığı hakkinda bilgi sahibi olmayan, herseyin sahibinin zaten allah oldugunu bilmeyen insanların sahip olmadığı ahlaktır.

Peygamberimiz (a.s.m) vefat ettiği zaman geriye bıraktığı malı: Zaruri olarak kullandığı elbisesi, birkaç su kabı, içinde yıkandıkları tekne, iki adet kilim, bir çarşaf, makas, tarak, misvak gibi eşyaları, kılıç, ok, zırh, mızrak, miğfer'den oluşan silahları,“Düldül” adındaki bir devesi, savaş ganimeti olarak payına düşen ve devlet reisi olarak bundan ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını gidermekle yükümlü olduğu; “Fedek” arazinin yarısı,Ümmü’l-Kura’nın üçte biri, Hayber’den kendisine düşen beşte biri olan payı ve Ben-i Nadir’den bir kaleden ibaret olan arazî ki bunların tamamını Müslümanlara tasadduk etmiştir. (bk. Tirmizî, Şemail, s.149) 
islami vakıftaki tecavüzcüyü gizlemek için devrimci olduğuna dair iftira yaymakla görülen ahlaktır.

(bkz: islamcıların yalancının önde gideni olması)
çocuklara tecavüz edilen bir kurumu aman dine zarar gelmesin gibi saçma bir saikle savunmak ve korumaktır.
öncelikle ahlak kurallar bir uhreviyetten değil toplumsal bir gereklilikten çıkmıştır.

bunu anlamadan ahlakı anlayamazsınız.

şimdi herkesin hırsızlık yaptığı, birbirini öldürdüğü, tecavüz ettiği bir toplum modeli ilkel toplumdan tut günümüze kadar olan hiçbir toplumda yoktur.

bunlar her toplumda suç sayılmış ve bir şekilde cezalandırılmıştır. o yüzden ahlakı olmayan hiçbir toplum olamaz.

tabi bunlar genel ahlaklar birde özgün ahlak dediğimiz şeyler vardır bunlar dinin öznelliği içinde şekillenmiş ahlak türüdür.

işte islami ahlak kendi dini gerçekliği içinde değerlendirilir.

yani gidip bir insan, islamda tecavüz yoktur, hırsızlık yoktur, rast gele adam öldürmek yoktur bu da islamın getirisidir diyemez. bu islamın getirisi falan değil toplum realitesidir ve sadece islam toplumunda değil her toplumda olan genel kurallardır.

bunların dışına çıkarsak islamın kendi içinde dinine özgü ahlaki kuralları vardır. bunlar tartışılır ve islama eleştiri bu yolla getirilir.

ancak biraz nesnel bakarsak ahlakla dinin aynı şeyler olmadığını çok net görürüz. din ahlaktan bağımsız olmasa bile ahlak dinin içinde değildir yani ahlak daha geniş bir kavramdır.

ayrıca seküler ahlak diye bir şey de vardır.

genelde dindarlar dine inanmayanları direk kendi inandığı her şeyi inkar ediyor olarak görür ve ahlaksız olmakla suçlar oysa ahlak senin dininin veya bir dinin gerekliliği değil toplum realitesidir. toplum ahlak olmadan işlemez.

ha şimdi sekülerlere gelelim, seküler ahlak dinsel ahlaktan ayrılır. dinde her şey kural halindedir ve kesindir. seküler ahlak ise ahlaki algının toplumlarda zamanla değişeceği( ki bunu ileri bir hareket olarak algılayabiliriz) bu yüzden bu kavramların tartışılması daha ahlaklı yada toplumsal yönden daha sorunsuz bir modele gitmeyi amaçlar.

sekülerler dine karşı olması bu durağan ve çağ dışı kendi özgün ahlak yapısıdır yoksa genel ahlak kuralları yada ahlakın tüm kurallarına karşı değillerdir.

ayrıca din karşıtlığı asla bir dindar ne yapıyorsa aksini yapma değildir bir dindar dininin özgünlüğü içinde ne yapıyorsa onu yapmamaktır.

arasında bayağı bir fark vardır yani.

o yüzden islami ahlak geride kalmış ve çağa uymayan çok yanı vardır. seküler ahlakla bunların çatışması bir ahlaksızlık- ahlak üzerine değildir sadece vicdana ters veya çağın algısına ters bu yapıyı reddetmektir.

ayrıca ahlakı diyalektik olarak ele alırsak ahlakta gelişebilir ve toplumları daha kusursuz daha ihtiyaçlarını tümden gidermeye odaklı olabilir.

bu da böyle bir şeydir işte.
islamın ahlaka ve iyi insanlığa bakış açısı ve anlayışı; genel anlamda doğruya ve iyiye göre değil, iyi müslüman olup olmadığı hususuyla ölçülür. bu hususlarda bilindiği üzere ritüeller, günahlar/yasaklar ve sevaplardır.

özellikle islam başta olmak üzere tüm din ve dindarların; dünya gerçeklerine ters, evrensel bilim, demokrasi ve hukuk gibi en önde gelen unsur ve prensiblere karşı yapı ve tutum içinde kabullenmez/kabullenemez birer aktör olduklarını, samimi olarakda saygı duymadıklarını, sırf bu yüzden bile yasaklanıp yok edilemese bile devlet yönetimlerinden uzak tutulmalarını, birer afyon bağımlıları gibi tedbir ve denetim altında olmalarının daha iyi olduğunu düşünüyorum.

bir anlayış düşün ki; fiziksel/fizyolojik dürtülerimizden olan yemek yemeyi, su içmeyi, annelik babalık duygusunu ihtiyaç ve kutsal görsün, ama cinsellik dürtüsü ve ihtiyacına kural ve kısıtlama getirsin. (hassiktirsin) sebeb? sebeb yok allah/tanrı böyle buyurdu. kimse kimseye tecavüz etmiyor halbuki. ama sen zina ediyorsun. evleniceksin, dinende nikah kıyacaksın. toplum ve insanlar yıllarca tabu gördükleri bu ve benzeri sözde günahcıklar için farklı ruh ve kalıplara girip fiziksel ihtiyaç ve gerekli olan duyguları için rahat bırakılmadı. insan yine istediğini yaptı belki ama " ahlaksız " kötü, günahkar görüldü.

şahsen her tuttuğumuzla seks yapabilelim demiyorum. buda doyumsuzluk ve sapkınlığa gider. evlilik ve flörtte tek eşlilikten yanayım. insanların her türlü birbirini aldatmasını, kandırmasını, kazıklamasını ahlaksızlık olarak nitelendiririm. dinin emretmesine gerek yok kim yaratmışsa beni böyle akıl, mantık, vicdan ve duygularla yaratmış.

içkinin zararlı olduğu tıp zaten üstüne basa basa söylüyor. dinin yasaklamasına gerek yok ama din/dindarlar benim parasını vererek içtiğim şey için günahkar ve " ahlaksız " olduğuma karar veriyor. farklı ülkelerdede fiziksel ve hapis cezasıda verilebiliyor.

ve bunlar kadar önemli olan maddi ve manevi sosyal adalet, inanç özgürlüğü gibi kavramlara hiç girmeyelim. dinler, dindarlar her daim zenginle fakirin aralarındaki uçurumun olmasını olması gerekliliğini, zenginliğinde fakirliğinde allahtan geldiğini, bu yüzden isyan ve hak arama gibi şeylerin allaha isyan dolayısıyla şirk olduğunu vaaz edip devlet yönetimlerine başkaldırılmamasına hüküm verip dua, namaz oruç gibi kandırmacalarına yönlendirilmelerine meşgul etmişlerdir yardımcı olmuşlardır.
din en büyük emperyalizmdir. kapitalizmin ve emperyalizminde ahlakı yoktur...

not: amacıma ve anlatmak istediklerime dinde günah işleme özgürlüğü ehehe öhüöhö vardır, veya ulan yaşamsal zevkler, günahlar yüzünden mi islama ve dinlere bu kadar eleştiri getiriyorsun diye düşünenler olabilir alakası yok başlık islam ve ahlak üzerine olduğu için islam ve dinler ahlakının toplumlara, insanlara gereksizliğini ve mantıksızlığını kendi kafamca yorumlamaya çalıştım.
söz konusu şahsın çıkarları olunca kaybolan ahlaktır. islama inanacağıma giderim isa ya inanırım.
bilmeden konuşan tek derdi islama kara çalmak olan cahillerin üzerine yorum yapmaya çalıştıkları ahlaktır.
şüphesiz gavatlara ve mezhebi genişlere dert olan bir ahlaktır.
ahlakın evrensel,nesnel olmadığını , toplumsal vicdana göre şekillendiğini iddia edenlerin 14 asır öncesinin toplumsal vicdan ürünü olan ahlaki kuralları eleştirdiği başlıktır.

eğer ahlak ; insanın uydurduğu bir kavramsa , islamda şu şu şu kötüdür, tü kakadır diyemezsin. çünkü o zamanki toplumda kabul gören ahlaki değerler onlardı. objektif bir kötü tanımı da yoktur bu yüzden kötü ve iyi kavramları tamamen uydurmadır. toparlarsak ,dinin ahlaki boyutunu eleştirip ,aynı zamanda genel geçer ahlaki doğrular olmadığını iddia etmek çelişkidir.
islam'Da "evlatlık" kavramı diye bir kavram yoktur.
evlatlığının karısıyla evlenmekte bir sakınca görmeyen ahlak türü. Yani gelininle. Beğenirsen tabii canım. Yani gelini.
(bkz: pedofili)