bugün

bu tip insanlar genellikle ingilizce bilmeyen,ama ortamda "sen hala ingilizce bilmiyor musun bu yaşta?" rezilliklerine katlanmak istemediği için bir bahane bulma arayışında olan kişilerdir.
hazırlık sınıfında okuyan insanların genel problemidir
asla böyle bi durum söz konusu değildir anlıyorum ama konusamıyorum diyenlerinde anladıkları how are you ve what is your name'den ibarettir.
beyin ile dil arasındaki koordinasyon eksikliğinden kaynaklanmaktadır.300 gram ingilizce bilen zat-ı şahane ,aynı anda hem düşünüp hem konuşamamaktadır.
herkesin basına gelebilcek bi durum olup, asla ve katiyen ingilizce bilmiyorum anlamına gelmeyen bir cümledir.* *
ingilizceyi gözü bi' yerden ısıran insan lafıdır.
(bkz: gözü bi yerden ısırmak)
(bkz: götü yalandan ısınmak)
(bkz: herkesi derdi aynı)
(bkz: herkesin derdi farklı)
alt yazılı dizi-film izlemeye başlandıktan sonra insanların farkına vardığı ben ingilizceyi biliyormusum düşüncesinin, bir turistle karsılasıldıktan sonra aldıgı yeni hal.
+do you speak english?
-maalasef..*
Aslen anlaması daha zordur. şöyle ki karşınızdaki ingiliz sizin lisedeki hocanız gibi anlamanız için tane tane söylemeyecek, baya baya ingilizce konuşacaktır. bu durumda karşındakini anlayan insan ingilizceyi biliyordur, anlamayan bilmiyordur. gerisi traştır.
kelime bilgisi olan fakat cümle kurma beceriksizliğine sahip bir kişinin durumudur...
milleti sömürmek için piyasada bulunduğuna inandıgım bir kaç ingilizce kursunun yeni sloganıdır.bakırköy istasyon caddesinden aşşagı inerken her köşede bu yazı görülür. "papagan mı olmak istiyorsun ingilizce bıdı vıdı" tarzında ingilizce bilmeyenlerin direk içine atlayacağı sloganlardır.

ingilizce , asgari surette ve devamlı olarak üç ay boyunca ingiliz bilinlerin çoğunlukta oldugu bir ortamda ikame edilmedigi sürece iyi bir sekilde öğrenilemez.ingilizceyi türkçe gibi öğrenmek istiyorum diyenlerin en az bir sene yurt dışında kalmaları gerekir.bu süre kişinin hafıza kabiliyeti , pratik zekası , istegi , inancı ile dogru orantılı bir grafik oluşturur.ingilizce kurslarına binlerce ytl verenlere yurt dışınıda denemelerini tavsiye ederim.work and travel gibi imkanlarında oldugu şu zamanlarda mutlaka degerlendirilmesi gerekir.
communicative competency denilen şeye sahip olmayan insandır.
eğer gerçekten anlıyor ve konuşamıyorlarsa özgüven eksikliği olan insanlardır. ve muhtemelen kanlı canlı bir ingilizle muhabbete girememiş insanlardır.
bugün distribütörü oldumuz avusturya firmasının sahibini havaalanına götürürken göt olduğum durum.

toplantıdan çıktık.

--spoiler--
oğlum biri havaalanına götürsün misafirimizi
kurremkarmerruk : benim işim var. acil çıkmam lazım
patron ve diğer arkadaş: bizim acil çıkmamız lazım. görüşmeye geç kaldık.
kırmızı başlıklı kız: oğlum ben ne konuşcam ya adamla.
--spoiler--

neyse ihale bana kaldı.

şirinevlerdeyiz.

--spoiler--
avusturyalı misafir: bıdı bıdı bıdı
kırmızı başlıklı kız : ı am not understand
misafir: ha ok. hi hi hi
--spoiler--

havalanı kavşağı ama acayip trafik var.

--spoiler--
kbk : istanbul traffic very big problem.
misafir : bıdı bıdı bıdı. *
kbk : yes yes ok ya ya. ı am only speak.
misafir : ha ok
--spoiler--

ulan 15 dakikalık yol bitmedi. arkadaşlarla karı kız mevzunda konuştuğumuzun binde birini yabancı dile ayırsaydık. bu duruma düşmezdik vesselam.
gayet normal olan bir dil gelisim asamasidir. soyleki konusma dil ogreniminin en zor basamagini olusturur. kisiler once anlarlar sonra konusurlar. cocuklar bunun en icin en iyi ornektir. konusma asamasindan once cocuk kos, gel, git vb. emir cumlelerini anlarken baba bak ben johnson yanimda bok kalir, nasil geliyom, nasil gidiyom diyemez. anlar ama konusamaz. dil ogreniminde acqusition derslerinde bu olaydan bahsedilerek once depolama sonra uretme gelir denilir. bunun yaninda anlayip konusan ama yazamayan bir cok insanda olur.
hemen hemen her lise ve yüksek okul mezunun karşılaştığı durum.
anladığını idda eden halbuki sadece "merhaba, nasılsın teşekkürler." gibi kelimelerin ingilizcesini bilen durumu kurtarmaya çalışan insanlardır.
(bkz: k cıma bir şeyler giriyor ama zevk alamıyorum)
bu konuda marmaris'te sokakta yürürken müthiş bir tespit duymuşumdur:

+ abi ben anlıyorum da konuşamıyorum
- lan olm köpek de anlıyor ama konuşamıyor.

bu tespit beni ziyadesiyle yarmıştır. "şimdi ben köpek miyim?" diye de düşünmeden edememişimdir.
sabahtan akşama kadar lost, prison break, family guy gibi dizileri izleyen kişilerin söylemidir. ancak aralarında anlamayanlarda olur. (bkz: atma ziya)
hazırlık okuyan ve inglizceyi sadece grammar olarak ögrenen pratik yapmayan yapamayan ögrencilerin sorunudur. cunku pratik yapmak ya da ingilizce iki üc kelam etmek yürek ister. bir de ingilizce okudugunu anlayıp yazamayan insanlar vardır. *
eğitim sisteminden ve pratik eksikliğinden mütevellit bir durumdur.

ingilizce derslerinde bol bol kelime ezberlenir ama kimse kelimeleri hangi cümle kalıplarıyla kullanacağıyla ilgilenmez.
bu pratik yapmamaktan kaynaklanır ama suçu etrafa atmak da mümkündür:
-leen herkes ingilizce konuşuyordu da ben mi sustum?
-do you speak english?
-no.