bugün

uludağsözlük entellüktüel yazar kitlesinin, ingilizce çalışan yazarlara verebileceği faydalı tavsiyelerdir. Bekliyoruz...
ingilizcenin gramerini öğreneceksen kitabı aç öğren. yok ben konuşup anlamak istiyorum dersen film, dizi filan izle önce normal sonra türkçe altyazılı. kulakların dolsun, çıkardığın kelimelerin anlamını öğren. müzik filan dinle diyene aldırma seni kekliyorlar.

(bkz: cnbc e)
(bkz: lost)
1 sene boyunca sürekli ingilizce hikayeler dinleyebilirsiniz. müzik falan dinlemeyin. otobüste, metroda, sokakta takın kulaklığı dinleyin. bbc news olabilir, english stories olabilir ki internetten çok rahat bulabilir ve indirebilirsiniz.

bir kitap alıp grammer çalışıp olacak iş değil bu ingilizce.

eğer sabrederseniz 1 yıl sonra iyi bir ingilizce kulağa sahip olabilirsiniz, konuşulanları anlayabilirsiniz ki en önemlisi de bu ve en büyük problemimiz de bu yabancı dilde.
ama sabretmek gerek. sonra fark edeceksiniz ulan anlıyorum olacaksınız. ha 1 yıl boyunca olmadıysa süreyi biraz daha uzatın.
ingilizce şarkı ile olacak iş değil aynı zamanda. orada ne bir grammer var ne kural.
en azından bbc news ve story işinizi görebilir.

speaking ve listening i bu şekilde hallettikten sonra grammer kolay iş zaten.
kendi kurallarını ve sistematiğini yaratmalısın..

asp, php, java kodları ezberlemek gibidir, nesnel halini ezberledikten sonra içeriğini sen doldurursun. ingilizce öğretilmez, ingilizce öğenilir..

kısmi ezber ve komparatist yaklaşım ve geniş hayal gücü..
sadece müzik dinleme; dinle, anlamına bak, sözlerine bak, ezberlemeye çalış pratikte işe yarıyor.
bir de ben küçükken çok sims oynardım onunda faydasını gördüm, aslında hala oynuyorum. 80 yaşında da olsam oynayacağım herhalde.
kelime hazineni geliştirmek için her gün bir kelime öğren, cümle içinde kur. sonunda big bang theory'i alt yazısız izleyemezsen gel beni bul.
zorunda kalıcaksın öğrenmek için...
etrafında bi milyon türk varken bi sikim öğrenemezsin.
karşındakı adam sadece ıngılızce anlayacak ve sen derdini anlatmak zorunda kalacaksın.
bi paket sigara ıkı ekmek alana kadar kıçımı yırttığımı biliyorum yani...
effortless ile öğrenme yöntemi en pratiğidir. Yolda giderken takarsınız kulaklıkları bir yandan anlatılan hikayeleri dinler bir yandan da işinize bakarsınız.
anadili ingilizce olan ama çat pat bile olsa türkçe bilen bir sevgili bul.

abartmıyorum, maksimum 3 ayda listening ve speaking kısmında master degree seviyesine gelirsin. gramer diyosan, onu zaten ingilizler de bilmiyor, takma kafana.

şarkıymış, filimmiş, kelime ezberlemeymiş falan hikaye. en etkili yol budur.
işe hikayeler okuyarak başlayabilirsiniz. hikayeler okuren vocabularynizi geliştirmeniz gerekir. bunu yaparken yalnızca kelimelerin türkçe anlamına bakarak iyi bir kelime haznesi oluşturamazsınız. oxford,cambridge veya longman'in learner's dictionarysinden her kelimenin ingilizce anlamını, örnek cümlesini ve birlikte kullanıldığı prepositionı öğrenirseniz iyi edersiniz.

grammere gelince,zaten kitap okurken kalıpları sürekli gördüğünüzden dolayı bir alışılmışlığınız olacak ve test çözerken kaleminiz direk doğru şıkka gidecek. çok takıldığınız grammer konularında bir göz atmanız yetecektir.
evinizde en çok kulandıgınız yerlere yapışkan katılara 5 10 civarı sözcük yazın her gelip geçtiginizde aklınızda kalacaktır .
(bkz: yabancı dil öğrenmek isteyenlere tavsiyeler/#10925077)
film izle, yurt dışına git!
yüklemi başa alın. yoksa birşeyi çözemezsiniz.
mümkünse ingiltere ya da abd'ye gidin, kısa bir süre için olsa bile. tabi oraya gittiğinizde de konuşun çat pat bile olsa. bu imkanınız yoksa bol bol ingilizce şarkı dinleyin, altyazısız ingilizce film ya da dizi izleyin, anlamasanız bile izleyin. ve tabi ki bol bol ingilizce okuyup yazın. ingilizce yazışabileceğiniz ya da konuşabileceğiniz biri bulursanız daha da güzel. daha da ileri boyut istiyorsanız akademik eğitiminizi ingilizce yapın.
hangi amaçla öğreneceğine bağlı olarak değişebilecek tavsiyelerdir.
misalen turist mi götürme niyetin? git haziranda antalya bölgesine gir bir otele 3 aya çat pat sökersin işine yarayacak kadar.
iş amaçlı mı? kaydol kaliteli bir kursa 1 yıl çabala. yurdışı; en kesin çözüm eğer büyük oynuyorsan.
işe ingilizce öğrenmeyi istemekle başlayıp türkçeden daha az zor bir dil olduğunu unutmayın.
bir adet redhouse ingilizce-türkçe sözlük ve onlarca strateji ve rpg tarzı oyunlar. ne kadar küçük yaşta başlatılırsa o kadar gelişmiş olur ingilizceniz.*
ingilizce'yi kariyerinizin bir gelişim adımı olarak görmeyin. Üds, Kpds... vs** için öğreniyor olduğunuzu da düşünmeyin. ingilizce herşeyden öte Dünya'nın ortak dilidir. Bu dili bilmenin zevkini hayal edin ve bu şekilde öğrenmeye girişin. Bu sayede öğrenme sürecini de hızlandırmış, zevkli bir hale getirmiş ve kolaylaştırmış olacaksınız.

Şimdiden congratulations!
bakılmasında fayda olacağı kanaatindeyim: (#13114865)
amerikaya git, 3 ay kal. bu kadar.
en önemli şey gramerdir. bunun için gayet iyi internet kursları vardır. sözcük bilgisi için redhouse sözlük öneririm.
dili günlük hayatta kullanma imkanın yoksa, pratikten uzaksan; boşver öğrenme.
Akıllı telefon kullanın.