bugün

usta, kaptan, abi, abla, hanımabla, dayı, hemşo, toprak, yarraam, tertip, amca, teyze, birader gibi birçoğu ilk anlamı dışında anlamlar edinmiş ünvanlardır.
(bkz: dikiştutmaz sabri)
(bkz: gardrop fuat)
(bkz: bodos ekrem)
(bkz: deve tuncay)
(bkz: temiz yüzlü pis herif)
(bkz: tilki selim)
(bkz: gebeş hamdi)
avşa adasında çay bahçelerinden birinin etrafında bir amca vardır. hayatımda duyduğum en güzel lakaplardan birini duymuştum sayesinde; amcayı "çapraz" diye çağırdıklarında. nedenini anlamak zor olmadı. şort giymişti çünkü.
gabak* ali.
takko enişte**
çocukluğumun geçtiği köyün kahvecisine kerkenes derlerdi.çok severim,çünkü kerkenes çocuk dostuydu...az oraletini içmedim.
sade erdal

her allah ın günü sade dondurma yerdi. iki külah için kırk takla atardı. daha dutluktu o zamanlar memleket.
(bkz: kel mahmut)
"hıyar adamın teki"(iyi adamdır kendileri...)
bizim memlekette çok garip lakaplar vardır, örneklerle açıklayalım.

tıs ossuran (nerde olduğu hiç fark etmez geldiği yerde bırakır kokusundan anlar millet ama onun umurunda değildir)

dişdiş veli (malum biraz dişlek bir arkadaş)

arap daşşaa (işte bunu bende çözemedim )
(bkz: karbonat erol)
(bkz: dışlığın torunu)
(bkz: bişim yuyettin)
(bkz: kümük)
"praşilo sezai"(ben küçükken alt kat komşumuzdular...babam böyle derdi anlatırken...o zaman çözememiştim...)
bakımsız rambo sinan
batista hamdi
holi* sülo
izmarit veli