bugün

antalyada bir afiştir. birebir çevirmenin en dallama örneklerinden biridir. tavuk çevirme anlamına gelir..
bir zamanlar internet'in yeni yeni bünyeye nüfuz ettiği dönemlerde bir site vardı. O site türkçe kelime ve öbekleri ingilizceye çeviriyordu. Esnafımız da bundan pek tabii yararlanmıştı fekat, (bkz: enter the desk) , (bkz: chicken translation) gibi sadece bize anlam ifade edebilecek enteresan ingilizce oluştu. Biz de bu cümleciği, bu tip durumlarda bir deyimimsi olarak kullanıyoruz gibi.
türk aklının herzaman ki müthiş buluşlarından biri.
(bkz: observation yapilir)
daha iyisi için
(bkz: translation server error)
hikayesi ise biraz sıradışı. çinli abimiz dükkanının adını ingilizce'ye çevirip pekin olimpiyatları'nda yabancı turistlerden de müşteri elde etme çabasında. ancak abimiz gidip elektronik bir sözlük alıyor ve dükkanının adını yazıyor. karşısına bu yazı da çıkınca hiç işkillenmeden direk olarak tabelasını yaptırıyor. tesadüf ya tabelayı yapanlar da bişey çakmıyor ve internete resmi düşüyor.
sigara içmek öldürür: drinking cigarette kills.
her işte bir hayır vardır: there is a no, in every job.
(bkz: exploded egypt has escaped to my bosphorus)
(bkz: this bus has no future)*
google translate ile yapılmış ve genelde boktan altyazı çevirileri için kullanılan terim.
çoban salatası - shepherd's salad
antalya'nın unutulmaz öküzlüklerindendir. muhabbeti ingilizce derslerine kadar girmiştir.
(bkz: google translate dense chicken translate)
mother door gibidir.**
make bath*, clean the enemy*, eat your brain*, gibi chicken turn* leri de vardır.
''the door is december.'' benzeri bir cümledir.**
farklı bir kategoride değerlendirmek gerekir ama
my horses to you
güzel bir örnektir.
she has a go
ingilizce bildiğini zanneden bir türk evladının tavuk çevirme karşılığı olarak kullandığı ifadedir.
aynı zamanda direk türkçe düşünerek yapılan saçma çeviriler için kullanılan bir kalıp haline gelmiştir.
genelde torrent dizi relase lerini çeviren bir altyazı ekibi.
ingilizcenin içine sıçıldığı gibi türkçenin de içine sıçmaktır. güzel türkçemiz dururken gavur dilini kullanan özenti zihniyet buna örnektir. not:(yabancı turistlerin anlaması amaçlı yazılan yazılar istisna)
adamın dükkanın adı yiyin cihcken böyle de saçma özentisi olanlar var.
(bkz: bye bye türkçe)
at the car five, at home fifteen.
Türkçe fan sayfası :Madonna hastaları
Sayfayı tanıtmak isteyen ergenin çevirisi :Madonna patients
my son, look, go.

bu nedir lan? bire bir çevirmenin en mal örneklerinden biridir.
are you pulling thirty one? gibi bir soru da olabilir.
Go to your power?: gücüne mi gitti.