bugün

sabahtan akşama kadar derslerde hakara makara yaptığın hocana mazeret sınavı için dilekçe yazmak.
Bir devletin gelişmişliğini gösteren en önemli göstergedir.
--spoiler--
bir devletin gelişmişliğini gösteren en önemli göstergedir.
--spoiler--

devlet geleneği olan ülkeler için o kadar vazgeçilmezdir ki aşağıda bunun en güzel örneğini görebilirsiniz. abd den aya giden neil armstrong için düzenlenmiş sınır geçme bildirgesi ve gümrük muhabiri kağıdı.
not; gerçektir.

görsel
Köhneleşmiş ve devletin halkında ne koparsam kardır(para ve zaman) anlayışıyla kullandığı kendilerince sistematik bir derleme düzenleme süreci.
askeri ve sivil bürokrasi olmak üzere iki parçaya ayrılır.
bir yere telefon açtığınızda karşınıza çıkan ilk kişi işinizi halledemiyorsa bu bürokrasidir, eğer o ilk kişi işinizi hallediyorsa bu mucizedir. kim söylemişse çok haklı.
kapitalizm ile şahlanmıştır. yok edilmesi için çok büyük bilinç oluşmalıdır insanlarda.

kurallar bütünüdür efendim. okuldan kredi almak için 6 saat kuyrukta beklemektir. iğrenç, lanet, pis bir şeydir.
hayatımda hiçbir şeyimi kaybetmedim. ama kaybediş dünyasına dana gibi cüzdanımı kaybederek adeta bir usain bolt olarak giriş yaptım. kaybetmesi çok kolay da ulan allah belanızı versin sizin tamam? gerginim, cüzdanımı kaybettiğimden beri ağlıyorum. şişli halkına salya sümük ağlayarak rezil oldum ahahaşkişlkjiş. hatta ararken durakta telefonunu kaybetmiş bir kadınla sarılıp ağlaştık dert ortağı olduk. bir de şimdi bu kunel hatta hibinoların milyonlarca aşamadan oluşan bürokratik işlemleriyle uğraşacağım. yemin ederim kredi kartlarından değil, nüfus cüzdanıyla uğraşmak beni öldürüyor. bu mu lan sizin sosyal devlet anlayışınız? böyle mi halkı refaha ulaştıracaksınız, böyle mi hayatları kolaylaştıracaksınız? ben zaten sinir krizleri geçiriyorum, azcık yardımcı olun ölür müsünüz?

allahtan fakir fukarayım, cüzdanımda para yoktu, yoksa yemin ederim şişli etfal hastanesinde sakinleştiricilerle duruyordum. sana ne? belki ben para taşımayı seviyorum, belki kredi kartı sevmiyorum, ya da manyağım paraya dokunmayı seviyorum. sen işini yapsana, hesap sormasana. bir de bunlara 50 küsür para verecekmişim ben. ulan mallar, ben zevkine mi kaybettim o cüzdanı? alacağın o para haram zıkkım olsun inşallah. etmiyorum hakkımı helal. geberin inşallah.

sen haklısın weber ruhun şad olsun. ve tüm bürokrasi yalakalarına benden gelsin hacılar

http://www.youtube.com/watch?v=f8JpbXOZ8Nw
fazlası israf.
(#17890517).
Büyük kuruluşları yönetmek için görevli kişileri içeren, kendine özgü yönetim yapıları ve açıkça belirlenmiş kural ve yönetmelikleri bulunan sistem. Devlet, şirketler, kiliseler, siyasal partiler, vb. her büyük resmî örgütte bulunabilen bürokrasi, çağlar boyunca kırtasiyeciliğe, kararsızlıklara, gereksiz yazışmalara yol açtığı gerekçesiyle eleştirilmiş, buna karşılık yandaşları, büyük hizmetlerin düzenli, rahat ve ekonomik biçimde gerçekleştirilmesi için gerekli olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bürokrasi kuramları. Bürokrasinin tarihsel gelişmesine, Alman toplumbilimcisi Max Weber bir açıklama getirmiştir. VVeber’e göre bürokrasi, modern toplumlarda akılcı toplumsal örgütlenmelere yönelmenin niteleyici özelliklerinden biridir. Bu toplumlar, devletin hukuk düzenine dayanması, önderlerin görevlerine belirli nitelikleri gözönünde tutularak getirilmiş olmaları, yöneticilere bireysel niteliklerine göre değil, daha çok, bulundukları görevlere göre yetki verilmesi açısından, öbür toplumiardan farklıdırlar. Bürokrasi yeni bir yönetim sistemi değil, modern sanayi toplumlarına özgü kapsamlı bir modeldir. Weber, “Bürokrasi örgütlerinin öbür örgüt biçimlerine oranla teknik bakımdan daha üstün oluşu, bu örgütlerin gelişmesinin belirgin niteliğidir ” demiştir.
Weber incelemesinde devlet bürokrasisini konu almıştır. Başka yazarlarsa, bürokrasiyi, genelde büyük ölçekli hizmetleri başarmak için kurulmuş örgüt biçimi olarak ele almışlardır. Bu hizmetler vergi toplama, çalışanların ücretlerini ödeme, banka çalıştırma, okulların yönetimi, büyük bir şirketin yönetimi ya da karayolları yapımı olabilir.
Bürokrasinin bir yönetim sistemi olarak ortaya çıkışının nedeninin toplumun karmaşıklığının giderek artması olduğu da ileri sürülmüş, Fransıztoplumbilimcisi Emile Durkheim, toplumları iş bölümüne göre sınıflandırmıştır. ilkel toplumlarda göreceli olarak, daha az iş bölümü vardır. Toplumlar aşama aşama daha karmaşık duruma gelince, toplumun üyeleri artık aynı deneyimleri, eğitimi paylaşamazlar; çeşitli alanlarda uzmanlaşırlar. Toplumun bireylerini birbirine yakınlaştıracak, bütünleştirecek bir temel aranır. Bireylerin farklı eylemlerini bağdaştıracak, aralarında uyum sağlayacak bir toplumsal örgüt biçimi ortaya çıkar.
Modem yaşamda bürokrasi. Modern yaşamın her ala-nında büyük örgüt biçimleri etkili olduğu için, bürokrasiyle ve nitelikleriyle ilgili pek çok kitap yayınlanmış, bazı yazarlar büyük örgütlerin bireylerin özgürlüğünü tehdit ettiğini, bu belirsiz sistemin giderek sanayi ve siyaseti denetimi altına aldığını ileri sürmüşlerdir. William H. Whyte Jr., The Organization Man (Örgüt insanı, 1956) adlı kitabında, yöneticilerin yaşamlarına çalıştıkları örgütlerin gereksinmelerinin yön verdiğini yazmıştır. C. Wright Mills, Sociological imagination (Toplumbilimsel Düşgücü, 1956) adlı yapıtında, örgütlerinin bir parçası durumuna gelen ve örgüt tarafından denetlenen çalışanların birer “neşeli robot”a dönüştüklerini belirtmiştir.
Robert Merton, Social Theory and Social Structure (Toplumsal Kuram ve Toplumsal Yapı, 1968) adlı kitabında, bir bürokraside amaca varılması için kabul edilen kuralların, yönetmeliklerin, giderek bir araç olmaktan çıkıp amaca dönüştüklerine dikkati çekmiş,, bürokrasiye dönük eğitimin, alıştıkları yöntemlere saplanan, belli kurallar dışına çıkamayan kişileryetiştirmesini eleştirmiştir

Kaynak: http://www.yeniansikloped.../burokrasi/#ixzz2ORKdPXkv
Öğretici olması açısından biraz geniş anlatacağım. Bürokrasi bir toplumda tabandan yukarıya çıktıkça daralan bir yapı içinde temelde topluma hizmet maksadıyla örgütlenmiş olan, kişisel olmayan genel kurallar ve işleyiş ilkelerine göre çalışan sistem ve kurallar grubudur. bürokrasi yönetseldir ve hiyerarşik bir emir komuta zincirinde işler. Bu işleyiş normalde kanunlarca düzenlenir kontrol edilir. Fakat bürokratların takdir yetkileri ve kanunun işleyişe sokulma mekanizmaları çoğu zaman şunların etkisinde ya nispeten ya tamamen kalır. Somutlaştırırsak; silahlı kuvvetler(k.kore, çin -Xi Jinping li dönem hariç-), üst düzeydeki/kraliyetteki aileler(ingiltere, ispanya), okullar (Budist Güneydoğu Asya bölgeleri, kısmen israil), devlet gelenekleri(Japonya, Fransa, ) ve en büyük etki sahibi de büyük şirketlerdir Türkiye, Amerika ve diğer dünya ülkelerinin büyük çoğunluğunda bu saydıklarım bürokrasiyi etkiler, nüfuz eder. Türkiye'de büyük şirketlerin son yıllara kadar bürokrasi de daha fazla güç etki sahibiydi. 2007'den sonra Akp ile bu gücün el değiştirmeye başlayacağı, çıkar gruplarının menfaatlerinin ortadan kalkacağı veya el değiştireceği, bürokraside hakim gücün yeni bir oligarşik bir siyasi oluşumun olacağı uzaktan uzağa fark edildi ki büyük şirketler bu durumu engellemek için bazı çalışmalar yaptılar(gezi olayları mesela). Oligarşik yapının cüzleri, ya onlardan habersiz veya haberleri olduğu halde bürokratik ağ ve istihbaratın kulak tıkamasını kullanarak kanun dışı uygulamalar yapıp ve yüklü paraları ne için kullanılacağı ve ispatı muğlak bir halde ellerinde bulundurdular. Burada "menfaat" eksenli olan güç dengelerinin kimin eline geçtiğinin halka fayda açısından çok az önemi var. Her iki yapı da suistimale açık. Burada çözümün ne olduğu sorusu ortaya çıkıyor. Çözüm büyük vakıflar veya vakıflar şuralarının bürokrasinin takdir yetkisine etki etmesindedir. Zira vakıflar çıkar gruplarının erişemeyeceği bir sistemle ilerlerlerse, "vakıf" anlayışını tam yaşarlarsa halkın menfaatine olmayacak olan kararlar, taktirler ve işleyişleri halkın menfaatine çevirebileceklerdir. Böylece halk; "acaba haklı olan hangi taraf ? haklı olan kim ki onu desteklesem ?" ikileminden kurtulmuş olacak... Vakıf ekonomisi, vakıf bürokrasisi ve vakıf eksenli bir toplum düzeninde halk feraha erer ve dünya toplumlarına da örnek oluruz sanıyorum. Yoksa her güç el değişikliğinde bu karmaşaları çeker dururuz.
genellikle gazilerden, engellilerden oluşan bazı şirket veya devlete ait fabrikaların böyle insanların çalıştırması gerektiği zamanlarda bürokrasinin işe yaramasıdır.
devlete ait kırtasiyedir.
Uzun bir tarihi geçmişi olan “bürokrasi kavramı”, geleneksel kamu yönetimi anlayışı ile birlikte etkinlik kazanmış, 1929 Ekonomik Krizi ve II. Dünya Savaşı sonucunda ortaya çıkan “Refah Devleti” uygulamaları ile altın çağını yaşamıştır.

20. yy son çeyreğinde Refah Devletine olan inanç sarsılmış, bürokrasi verimsizliğin, kırtasiyeciliğin, kaynak israfının ve kuralcılığın hakim olduğu, yapılanmalar olarak görülmeye başlanmıştır. 1980lerde özellikle Yeni Sağ söylemler, yönetsel ve siyasal yeniden yapılanma model arayışlarının temelini oluşturmuş, işletme veya piyasa tipi mekanizmaların hakim olduğu yeni kamu yönetimi anlayışı ile geleneksel bürokratik yapılar tasfiye edilerek “alternatif bürokratik” kurumlar oluşturulmuştur.
(bkz: max weber) 'e göre ; sanayileşme ve kapitalistleşme sürecinde ortaya çıkmıştır . Kısaca kapitalizmin küçük fahişesidir .
zaman kaybını seven ve dosya başı paraya gerek duyan sistem.
Bürokrasi 4.0

Ülkeler, yatırımcı arayışında. Bütün ülkelerin Cumhurbaşkanı, Başbakan, Kral, Prens ve aklınıza gelebilecek üst düzey bütün yöneticilerinin yurt dışı ziyaretleri gezme amaçlı veya havadan sudan sebeplerden değil.

Yerli veya yabancı bir çok ulus yatırımcının peşinde koşturuyor ve bir yandan da kendi ülkesinde "Üretim" denen olgunun ilerlemesini sağlamaya çalışıyor. Mevcut dünya düzeni sizi buna itiyor. Geçtiğimiz gün Standard and Poors bir rapor yayınladı ve neredeyse bütün petrol üreticilerinin notlarını düşürdü. Rusya ve Suudi Arabistan için ise değişikliğe gitmedi ama uyardı."OPEC' in üretim azaltma kararı, fiyatları değiştirmeyecek" dedi. Gördüğünüz gibi güvenilen dağ olan Petrol bile bu hallere düşerken, üretim ve teknolojik gelişmeyi yakalayamayan ülkelerin ne hale geleceğini varın siz düşünün.

Bürokrasi denen olay sadece yatırımcıyı engellemiyor, bu ülkenin Ar- Ge sini, Teknolojik Gelişimini, Girişimci Ruhunu engelliyor. Bürokrasinin engelldiği bu olgular sadece insanlar değil, bu ülkenin yarınlarıdır, geleceğidir, kurtuluş yoludur.

Yatırımcının yollarına tuzaklar kuran, dikenli teller döşeyen, ateşten oklar atan bürokrasi denen süreç maalesef grip virüsü gibi, sürekli kendini yeniliyor ve ortama bağışıklık sağlayarak, kuvvetinden birşey kaybetmiyor. işin kötüsü, her yenilenme bürokrasiyi daha da güçlendiriyor ve etki derecesini arttırıyor.

Geçmiş dönemde rahmetli Özal bürokrasiyi azaltmak için girişimler başlattı (Bürokrasi 1.0). Başarılı olamadı, dönem şartları ve yaşanan olaylar, Özal için büyük sıkıntılar oluşturdu. 2002 yılında başlayan tek partili hükümet süreci ile 2002 yılında yine Bürokrasi azaltma ve engelleme çalışmaları başlatıldı (Bürokrasi 2.0). Özellikle Enerji gibi hayati sektörlerde "Mevzuat" adı altında yatırımcı ve girişimcinin bütün enerjisi infaz ediliyor. Son 5 yıl içerisinde Bürokrasi denen engelden kurtulmak adına çalışmalar hızlandı. Taki Damping olarak bilinen teşviklerle ilgili düzenlemeye kadar (Bürokrasi 3.0 Süreci).

Her zaman kendini gerekli gibi göstermeye çalışan bürokrasi maalesef kendini bir şekilde güncellemeye ve güçlenerek daha derin bir şekilde hayatımıza nüfuz etmeye devam ediyor. Bugün git yarın gelciler ile başlayan süreç, kendini geliştirdi ve insanlara bunu diyenler firmalara, yatırımcılara, gelişimi hedef koyanlara söylenmeye başlandı. Yani Bürokrasi 1.0 ile başlayan "Bugün git- Yarın Gel" süreci, Bürokrasi 3.0 ile "Şu olursa sana yatırım izni veririm- bunu yaparsan anca firma açarsın" şekline büründü. Bir yandan eski sürümlerinde kendini devam ettirdiklerini de belirtmek gerekir.

Bürokrasi ağırlığını hissettiriyor ve bu gidişle daha da hissettirecek gibi. Köklü değişimler şart.

"ikinci Nesil Yapısal Kalkınma" planı ile Bürokrasi 4.0 sürecine başlıyoruz gibi duruyor. Önemli olan şu; Bürokrasi 4.0 hayatımıza ne gibi kolaylıklar- ne gibi zorluklar katacak ?

Kendini var kılmak için herşeyi yakmaya göze alan "Bürokrasi" için acil önlemler alınması hayatidir. Hatta işe buradan başlanması gerekmektedir.

Umarız dikkat çeker de yatırımcıya, girişimciye ve üretim yapanlara bir nebze faydamız dokunur.
Malesef olması gerekendir. Ülkemizde hatta dünyada sistem tamamen bürokrasiye dayalıdır ve olmadığı zaman kaos oluşur.

en yalın şekliyle örneklendirecek olursak; teftiş geçirecek bir kurum ve/veya kişi teftiş için gerekli gerekli, gereksiz bir çok evrak hazırlar. bu evrakların çoğu matbudur ve hiç bir işe yaramaz ama teftiş esnasında bunlar istenir.

teftiş geçirecek kurum ve/veya kişi eğer yolun başındaysa, korkuyla, o işleri yapar ve evraklarını hazırlar. Yıllar geçtikçe aslında kimsenin işe bakmadığını, sadece evraklara bakıp geçtiğini anlar ve işi yapmadan sadece evrakları hazırlamaya başlar.

işte sistemin amacı da bu. Eğer bu sistem olmasa kimse o işleri yapmayacak. Sistem en azından yolun başındaki kurum ve/veya kişinin işleri yapmasını sağlıyor. Devamında yapmayacağını da zaten biliyor.

Yani bürokrasiyi bitirmek istiyorsak, toplumun ahlak seviyesini yükseltmeliyiz. kurum ve/veya kişiler zorunluluk hissetmeden fayda esasına göre işlerini yapmaya başladığı an bürokrasiye ya da denetleyici bir kuruma gerek kalmaz.
Ancak hala sistemin açıklarını kollayıp, nereden ne kurtarabiliriz diye düşündüğümüz için bürokrasi malesef ama malesef gereklidir.
(bkz: oligarşinin tunç kanunu)
iyiye kullanıldığı sürece gerçekten gerekli olan fakat kötüye kullanıldığında birçok kişinin kendini aşağılanmış hissetmesini sağlayan gereksiz bir yönetim biçimi.
Dünyanın en saçma şeyinin türk dizileri, evlendirme programları falan olduğunu düşünüyorsanız, şanslısınız, henüz bürokrasinin içine girmemişsiniz demektir.

Profesyonellikten fersah fersah uzak, şekilciliğin kutsandığı, kalifiye olmayanların kıdemleriyle var olmaya çalıştığı, içine girdikçe anlamdan uzaklaşılan ve insanlara olan bi nebze varsa güveninizin, inancınızın, umudunuzun zamanla tükeneceği allahın belası bir sistemdir.
anlaşılmazlığa karmaşaya neden olaş şeydir. olay çözümlenemesin diye uğraşır. sevmem.
Bu ülkede bürokrasinin yavaşlığı beni çıldırtıyor yaa. Zaman benim en değerli şeyim ve bu ülkenin salak salak formaliteleri ve işini adamakıllı yapmayan insanları yüzünden sürekli uğraşmak zorunda kalıyorum, hele soğuklarda hiç çekilmiyor bu ıvır zıvırlarla uğraşmak. Günüm ona buna söylenmekle geçiyor. bu ülkeyi yıksınlar yeniden kursunlar olmamış bu ülke.
Ne anlama geliyor bilinmeyen kavram. Evet.