bugün

bugün yine birbirimizi görmezden geldik. tamam peki, ben seni görünce bana bakmanı istedim, sana baktım sen de ilginçtir insan üstü bir çaba göstererek etrafını incelemekle yetindin. durum şu ki, aramızda bir şey var. senin açından nedir bu bi' fikrim yok, ama benim açımdan arzular şelale. sana bi' de isim taktım,

neyse, ne dicem bak, bana yaklaşsana. hah tamam dr.sana sami ulus'un kısaltması dus diyorum. arada tus'u da hatırlatıyor hem, iki kat deprese oluyorum, şöyleki;

1.) seni düşündürdüğü için
2.) tus'u her anıma sokuşturduğu için.

neyse tus demişken, dersanedeki tiplerden nefret ediyorum. hele bi' tane gerizekalı bi' kız var otu boku soran, yanına gidip kendisine "siz çok yanlış gelmişsiniz" demek istiyorum.

hadi bunu da geçtim, üds açıklandı lan, insan bi' tebrik eder.

neyse, iyice şizoya bağladım bebeğim ya. öptüm. kib. sçs. bb
yeni kız arkadaşınla her gece bi barda sürttüğünü gördükçe halime şükrediyorum.
gözlerimin dolmasına sebep sen misin yoksa senin değmeyeceğini bile bile senin için çektiğim acımı, yavaş yavaş sonuca yaklaşıyorum, yazık feda ettiklerime, çok yazık.
sen dünyanın en tatlı, en güzel kızısın. of tanrım! ne kadar acizim sadece buraya yazabiliyorum. tam 7 senedir seviyorum seni için için. eski çıktığın çocuk, hani şu buralardan giden. heh işte onu neden hala unutamadın anlayamıyorum aslında tip 0. ağzı var konuşuyo bak onuda kaan ve sergenden aldı söyliyim. zaten karadaş'ı hiç söylemiyorum hayatının hatalarından olsa gerek. ben artık arkadaş, dost sıfatından başka şeyler istiyorum. ben seni istiyorum, seni koklamak, sana sarılmak istiyorum. ne güzel söylemiş Annie Lennox "Talk to me like lovers do, walk with me like lovers do." ben 7 sene bekledim ve hep bekliyeceğim. aslında senden ayrılmam tamamen kendime olan güvensizliğimden dolayı. o güvensizlik hala sürüyor. sanki mayın tarlasındaymışım gibi. "şuraya basarsam.. yok basmıyım ya patlarsa?!" seninle konuşmaktan bile korkuyorum. bana yardım et lütfen. bilirsin sen beni çekingenimdir. arada bir halimi sor, gel bir tavla, batak atalım de. o renkli kartona yazılan notlar, fiskoslarla gönderilen mektuplar tekrar gelsin hayatımıza. sana çok şey yaşatabilirim. " Let me be your hero!"
en garibide ne biliyor musun? sana alıştığım gibi, yokluğunada alıştım.
Aslında her şeyin başladığı yere dönmek istemiyorum. Yaşadığım o güzel zamanları silecek kadar da bencil değilim.. Hak en önemlisiydi. Sevgiyi bile eşit paylaşır, yeri geldimi gideceğim haberin olsunlara alıştırdın.

Terk etmenin en güzel şey olduğunu ikimizde bilirdik. Arada yalnızlığımızı terk eder birbirimize dönerdik sonra ebedi aşkımız olan benliğimize. Alışıktık.. Gün gelecek düzenimizi terk edecek sıfırdan onlarca kez baştan, en baştan başlayacaktık ama anıları sadece biz bilecek hatrımızdan silmeyecektik. Karşılaşınca ilk kez görmüş gibi davranmaya çalışacaktık. Başaramadık..

Ani olacak demiştin. Hazırlamıştın da ben anlamamışım. Yine karşılaşacağımız günlere hazırlanıyorum. Şaşkınlığımı gizleme alıştırmalarım bile rüyalarımı bölüyor. Alışacağım ama bunu biliyorum..
ben artık sana yazı yazamıyorum be çocuk. sana ait olan tüm cümlelerim buz gibi, duymak bile istemezsin.
bir an olsun elini bıraksam, beni bulamazsın.

‘seviyorum’ desem, ‘ben de’ - ‘sevmiyorum’ desem, ‘neden?’ bile demezsin.

sarılmaya ihtiyacım olsa, sarılmaz - sarılmaya ihtiyacın olsa söylemez gider başkalarına sarılırsın.

canım acıyo desem ‘öpeyim de geçsin’ demez - ‘yine ne yaptın?!’ dersin.

ağlasam üzülmez, üzülsem avutmazsın. rol yaparsın.

e söylesene o zaman sen neden varsın?
daha ölecektik. kafası vücudundan büyüktü, heyecanlandığında taşıyamaz arabaların arkasına konulan aptal oyuncak köpeklerinki gibi titrerdi ve bunun fark edildiğini anladığı zaman daha da heyecanlanırdı. aslında neden heyecanlandığını hiçbir zaman anlamadık insanları umursamazdı umursadığı bir şey bile yoktu ama korkuları vardı. ölümden korkardı yani ölürken çekeceği acıdan falan değildi bilinmezlikti onu korkutan geceleri uykusunu kaçıran, bense o bakışlarını bir daha göremeyeceğim için korkardım belki de görecektim ama bunları düşünüp kendimi üzmeyi severdim. fazla üzülmezdi doğrusu üzülemezdi demiştim ya umursamazdı ama bu onun elinde değildi, son zamanlarda ağlamaya başlamıştı benim kadar şanslı değildi ben ne kadar ağlasam da gözlerim şişmez, burnum kızarmaz bedenim beni asla ele vermez ama o iki gün önce ağlamış olsa dahi bilirdim. bilirdim ama susardım, karşılıklı susardık biz, edilecek onlarca sohbete yeğlerdik bu susuşları. o gittikten sonra bir konuşmadır aldı hiçbir muhabbet o susuş kadar işe yaramadı tek başına susmak daha beter. onu ilk gördüğüm günü de hatırlamıyor son gördüğüm günü de bazen hiçbir şey hatırlayamıyorum işte o zaman nefret ediyorum kendimden her zamankinden biraz daha şiddetli. yüzünü unutuyorum, gülüşünü unutuyorum, sesini unutuyorum tek bakışları kalıyor olmaz beyin bana o bakışları unutturamazsın. boşlukta bir çift bakış, kızgın, kırgın, sanki bir şeylere alışamamış gibi şaşkınlık yüklü. tarif ettiğime bakma sen hiç tanımasan onu, boş bakıyor lan bu, bile dersin. bir de sözleri vardı hatırlayamadığım bir sesten çıkan sözler, son zamanlarda midesinde ki boşluktan yakınıyordu. anlıyordum şimdi ise yaşıyorum. sahi yaşıyorum ben unuttun mu yaşamanın nasıl bir şey olduğunu? böyle nefes alıyorsun sonra veriyorsun başka bir nefes daha alıyorsun falan. mezarına da gitmedim hiç ne yapacaktım ki, çiçekte sevmezsin sen. hem sen orada çürürken her tarafında böcekler... uzaktır gideceğin yerler yürüyerek gidilmez, annen sana kanat ördü bağırsaklarından.
oradayken ne kadar güçlük çekeceğimi tahmin ediyorum. adam akıllı mutlu olamayacağımı da biliyorum. ama mantıklı düşünmemi engelleyecek kadar işledin ruhuma, mutsuz da olsam yanında olmak istiyorum!!
hayallerin aylarca aynı kişi üzerine kurulmasıydı aşk.. sen nerden bilebilirsin ki sevgine sevdana ektiğim uçurum çiçeklerini?
ulan çocuk o kadar karşılaşıyoruz, aynı mekanlarda rastlaşıyoruz, elimizde aynı kitabevinin poşetleri oluyor nerdeyse her seferinde, bide bakışmalar falan.. aynı yerde de çalışıyor sayılırız.. bakmayı biliyorsun çık da konuşsana yahu! selam verememekte neyin nesi.. işin tuhafı bende selam veremiyorum sana niyeyse.. çok kaba hareket bunlar. eğer bunu okursan haftaya pazar saat 5 gibi çaycıda tavla atalım. öptüm görüşürüz.

:// : ya bişi dicem bayrama denk geliyormuş sen büyük ihtimallere ailenin yanına gidersin, o yüzden bi sonra ki pazar olsun ayın 12sinde çaycıda ol ok. umarım okursun bunu şekerim. byes.
galiba hayal kuramıyorum artık. yani kuruyorum ama kesik kesik, aralarda soru işaretleri var. çözmeye çalışıyorum. zaman çözecek galiba uzun zaman.

rüya lan en güzel rüya 1 haftadır göremediğim ya da görüp hatırlayamadığım rüya.

http://link.avare.be/116872/

http://link.avare.be/116873/
kalptekilerin satırlara akacağını belirten mistik cümle.
Ne olursun beri aradığında sadece beni ara..

Aklın başka yerde olmasın mesela, bulaşıklarını yıkama, dişini fırçalama ve sözlükte entry okuma.

Beni ara mesela bir şey anlat bir anı, bir fıkra ya da başına gelen komik bir olay...

Beni ara beni özlediğin için bana ihtiyacın olduğu için beni ara yılda bir kez ara ama sadece bu yüzden ara..
eskitiyorum, eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun...
hacı raporu* hazırladıysan yarın bana da aynısından çıkaralım.
seni unutmak için ne yapmalıyım yaşadığımız her şeyi başka biriyle mi yaşamalıyım? belki böylece hiçbir özelliği kalmaz yaşadıklarımızın, belki gözümdeki değeri düşer her şeyin. ya da yaptıklarından ötürü kin mi tutmalıyım? bilmiyorum işe yaramayacak gibi geliyor hiçbir şey. yardım et bana unutmayı bilmiyorum. beni nasıl unuttuğunu anlat belki işe yarar, belki unutmama yardımcı olur.
içimdeki ateşle oynadın...
her yalnızlığımı hissettiğimde neden diye soruyorum imkansızı başarmışken neden ? bana değer verdiğini beni hala düşündüğünü ve benden kaçtığında kendini değil sadece beni düşündüğün için benden uzaklaştığını düşünmek istiyorum seni özlüyorum.
sıkma canını, hiçbir şeye, hiç kimseye değmez, sen sadece gül bana.
Ah bu katı, kaskatı beden bir dağılsa,
Eriyip gitse bir çiy tanesinde sabahın!
Ya da Tanrı yasak etmemiş olsa
Kendi kendini öldürmesini insanın!
Tanrım! Ulu Tanrım! Ne bunaltıcı, ne berbat,
Ne tatsız, ne boş geliyor bu dünya bana!
facebook unu kapatmanı istiyorum. bunu çok istiyorum. seni hayatımdan tamamen silmek istiyorum. hayatımın içinde olduğun her dakka benim için vakit kaybı artık.
he, foyaların ortaya çıktı. hani hep derdim, mükemmele yakın bir insansın falan. en azından tam olarak öyle olmadığını biliyorum artık. evet çok iyisin, ama bazı hilelerle. kendini iyi göstermiştin. ve şimdi anlıyorum ki, en az senin kadar zekiyim. yani foyan ortaya çıkınca zekandan -50 falan eksildi. oha demiştim, nasıl biliyor, nasıl hemen anlıyor, nasıl bir zekadır bu? oysa öyle değilmiş, değilmiş. öğrendim.
senden sonra senin bulunduğun mekanlarda bolca bulundum ve işin aslını öğrendim.
kısaltmaların bile sana ait değildi. aslında bana da ait değildi. aslında senden bana geçen çoğu şey sana ait değildi, benden de sana geçen.
naparsın, ne edersin bilmiyorum. nasılsın iyi misin bunu da bilmiyorum. bildiğim tek şey varsa seni merak ettiğimdir. en az senin beni merak ettiğin kadar.
özlemim tarif edemeyeceğim kadar fazla. ama içimde biriktirebileceğim kadar, dayanabileceğim kadar az.
evet çok güçlüyüm. sende tahayyül ettiğimden daha fazla. sana sabaha kadar yazabilirim bilirsin. ama bizi bilmezler, yaşadıklarımızı bilmezler, anlamlandıramazlar. ben bile anlamlandıramadıysam, ve sen bile anlamlandıramadıysan bu altıncı boyuttan şeyi kim anlamlandırabilir allah ü teala dan başka?
bıktım, valla bıktım, yemin ederim bıktım. gitsen keşke hiç tanımasaydım seni.
sana 3 yıl ömür biçtim. 3 yıl sonra unuturum.
ya ne yapabilirim başka?
3 saattir falan elektrikler yok çok düşündüm elektrikler gelsin yazayım dedim, ama dökemiyorum buralara işte her şey bildiğin gibi.
sana olan özlemim bunu yazdıran,
sana olan sevgim, beni benden alan!
iyi ki hayatıma girdin,
iyi ki beni benden aldın,

ve;

sana hasret saatlere gebe bıraktın...

özlemim,
hasretim,
sevdiğim,

benden uzak kaldığın yıllara inat;

seni benden ayıran vuslata inat;

bekledim,
beklerim,

ve

bekleyeceğim...

ellere inat,
başka aşklara inat,
yaşadığım büyük yıkılmalara inat,

umut iyi ki varsın...

seni heppppp seveceğim...