bugün

eğer haklıysanız ve babanızdan da tırsan bir kişiyseniz yüklendikçe yüklenirsiniz annenize ve felaket bir tartışma olur. hayır haklı da olsanız insanın içi burkuluyor. 'lan ne yapsın ki kadın?' diyorsunuz. eve dönüp hemen sarılmak istersiniz annenize ama sarılamazsınız belkide. çünkü daha önce hiç sarılmamışsınızdır. garip gelir. yapmamış olmak, yapamamak...
(bkz: anneyi ağlatıp pişman olmak)
hakkını anneye karşı da olsa savunma eylemidir. haklı veya haksız yine sonucunda gider özür dilersiniz. e anne bu, ne yaparsınız.
ANNEYE KIZIP SUSUKUNLUK ORUCU TUTMAK.
ciğerim yanıyor deyiminin tam da cuk diye oturduğu olaydır.
buram buram ciğer kokusu...
anne seni çok seviyorum...
sebep ne olursa olsun tartışma bitince iç yakar, pişmanlık hadsafaya ulaşır. Anneyle tartışılmaz anne candır.
sürekli ev hakkında anne direktifler vermektedir. bunun sonu gelmediği için çok can sıkıcı bir hal almıştır. sürekli bir emir komuta zinciri halinde dolapları yavaş kapat. gece gelince kapıyı kilitlemeyi unutma , yürürken halıları kaydırma , yatarken kombiyi kıs , akşam erken yat...*
kişide erken kalkmış zaten burnundan solumaktadır tam kahvaltıya oturmuşturki anne bulaşık yıkarken tepsinin altının karardığını fark eder ve tepsi sıcakken nereye koydun bunu böyle der.
e tabiki sinirli olan kişide alttan alarak nereye koyacağım bişey yapmadım der haklı olarak. sabahın köründe anne tepsiyi sıcakken biyere konmaması gerektiğini anlatmaya başlar ve işte o anda kişi çatalı masaya fırlatıp aniden mutfağı terk eder. annenin nerden buluyorsa hep yemek yerken bir tartışma konusu bulmasına hayret eder ve sinirden kıpkırmızı olur. anne tabiki yapılan bu saygısızlığa dayanamayarak kişinin yanına gelir ve tartışma başlar. akabinde sertleşir ve kişi anneye birşey yapamadığından odadaki sandalyeye tekme atmak sureti ile kırar ve hemen kendini dışarı atar.
ha kişi şuanda pişmanmıdır evet. lakin ne kadar suçludur tartışılır.

bu sabah aynen yaşanmıştır lan nerden çıktı bu başlık yine aklıma geldi..
asla kalkışılmaması gereken işlerin başında gelir. haklı bile olsanız haksız çıkar üstüne bide büssürü seyden mahrum kalırsınız. üstüne bi de pişman olursunuz, üstüne bide...
avazınız çıktığı kadar bağırdıktan sonra sessizlik olunca içinize bişey oturur ya hani. böyle gidip öpesiniz, sarılasınız gelir, gider yaparsınız da.. ben de yapıyorum öyle..

"-annem yaa gel öpücem
+hayır selin git, hep bağırıyosun bana
-ya özür dilerim ama yani işte vıdı vıdı vıdı
+yarın ben işteyken yerleri süpürüyosun, siliyosun.. alışveriş merkezine gidersen de haribo standından frambuazlı truf alıyosun."

ama karşılığında bu dialog geçtiğinden yapasım gelmiyo bi daha.. ah annem.
yıllar sonra insanı en çok pişman edecek olan davranıştır. farklı şehirlerdeyken bile ölüm gelir onsuz olmak, nasıl bir şey ola acaba onunla hakikaten ayrılmak?
insanı sonsuz pişmanlıklara sürüklemesi muhtemel, pişmalık dolu durum.
anneyi üzmeden yapılıyorsa karşılıklı fikir alışverişidir. tartışmadan kasıt kavga olduğunda ise ceremesi hem vicdan azabı hem de anneden uzun süreli tavır olacaktır. *
(bkz: gündelik olağan olay)
kavgadan 2 dk sonra söylediklerinden ve yaptıklarından pişman halde konuşmaya çalışılır, ve bir anda o kötü ortam uçup gider.
(bkz: inşallah allah sana da senin gibi çocuk verir)
benim annemle tartışılmaz. öyle bir çemkirir ki daha siz ağzınızı açmadan pişman eder alimallah.
tartışma bittikten sonra çekilir bi köşeye ve fısır fısır bi şeyler söyler durur.
otuz saniyelik bir olaydır ancak onun kendi kendine söylenmesi en az beş saat sürer.
Akabinde pişmanlık hissini getirir. Kızabilecek bir annemiz var bazılarının bu imkanı bile yok. işte bunu fark edince yüreğim dağılıyor, gözlerim yaşarıyor bir gün onu bunun için bile bulamayacağı bildikçe ağlıyorum. Tabi ki dayanamıyor geliyor sarılıyor. Seni çok seviyorum anne her dakika yanında olamadığım için çok pişmanım.
Her şeyden önce argüman geliştirmektir.

Öyle bir hızlı ve mantıklı cevap verme yeteneği var ki kadında...
Bir nevi antrenman yapıyoruz.
"en yakın arkadaşla tartışmayı, bir siyasiyi alenen protesto etmeyi, rakip takım taraftarlarının bulunduğu otobüsün içine girip küfür etmeyi, kız arkadaşı ekip randevuya gitmemeyi göze al; ancak anne ile tartışmayı asla göze alma." nasihatına maruz bırakan eylemdir. vicdanen insanı ezer de geçer.
yapılmaması gerekendir , geçmeyecek olan pişmanlıktır ve göz yaşıdır.
yapılmayandır, yapılmaması gerekendir.
bazen (her ne kadar istenmese de) kaçınılmaz olan durum. yapmayayım diyorum, susayım diyorum ama bazen öyle durumlar oluyor ki insanın zoruna gidiyor. ben de tartışıp aynı evde gerginlik yaşamak istemiyorum. ama istemediğim bir şeye zorlanmak o kadar kötü ki.
Geri adım atıp, alttan almak lazım.

Aksi taktirde anneye kafa atmakla sonuçlanabilir.

Yaşadık ki soyluyoruz.