bugün

entry'ler (339)

ekşi sözlük yazar alımları

Sırası kalabalıktır.

Bende bu sürece herkes gibi Üye olarak başladım. Ardından 10 entry girdim.
sonrasında galiba sözlüğe altı ay boyunca arada bir girdim. bir gün, birde baktım ki yazar olmuşum.
Ebey bekledim belki ama pek sancılı geçmedi. Daha öncesinde iki kere daha kayt olmuştum.
üçüncü belkide üç olması nedeniyle hikmetliydi ve kabul edildi.*
Ardından bir kerede çaylak oldum. Stresli bir dönemdi ve ne yazdığıma dikkat etmeden yazıyordum.
Onlarda gerken cezayı uyguladılar. 3 ay kadar çaylak kaldım ama bu yanlış hatırlamıyorsam, benim için yazar alım sürecinden daha uzun sürdü.çünkü bazı haftalar neredeyse her gün girip, sıramdan kaç kişi ilerlemiş ona bakıyordum...

neyse diyeceğim o ki, kayıt olun, eli yüzü temiz entrylerinizi girin ardından sabıredin...
unutmadan: Sözlüğe ilk kez üye olacaksanız, ilk entrylerinizi dikkatli ve özenli seçin.
Kimseye saldırmamaya ve nefret söylemi ile yazmamaya çalışın... * * *

limonlu çay

Parça limon, çayın içindeki çeşitli zararlı maddeleri emiyor.
Çaya attığınızda baloncuklar oluşuyor, galiba onlar bittiğinde emme kapasitesi dolmuş oluyor.
Bu işlem tamamlandıktan sonra limon parçacığını, çaydan çıakrmalıyız aksi halde kabuğu ile çayın tadını kaçırabilir.

işlemden önce ve sonra çayın rengine bakarak elde edilen fayda gözle de görülebilir...

çay ve bisküvi

hayatımın muhteşem ikilisi.
Çocukluğumdan bu yana değişmeyen yeme alışkanlığım...
Bazı geceler başka dostlarda eklerim yanlarına. Mesela "basın hukuku" ders notları! *

Çıkarsın balkona, açarsın iki dakikalık-üç dakikalık hikayeler anlatan bir yerel radyo,
Hem bunları tüketirsin, hem dışarıyı seyredersin. Ne param olsun ne pulum, vicdanım rahat olsun dersin...
Huzurun kıymetini anlarsın... bu ikisi galiba, dünyanın en sade ve de güzel şeylerindeler...

başlıkları alt alta okumak

· saysak kaçımız düzgün çıkarız
· dev ekranda kendini dev aynasında gören insan

saysak kaçımız düzgün çıkarız

"kendimizi fazla beğenmeyelim" demenin imalı hali.
Elin oğlu maldır, değildir. Bilemeyiz.
Eskilerin de dediği gibi önce kendimizi bilmeliyiz!

"Kişi, başkalarının yalnışlarından kendine dönemediği takdirde, kendi olmadan yol alır" derim.
Bunu da yazın bir kenara dostlar; Bu memlekette bu kadar piskolojisi bozuk adamın olmasının bir diğer sebebidir,
"Başkalarına/ötekine tahamülsüzlük"

kızın paylaştığı videoyu saniyesinde beğenen mal

Dünya üzerinde ki tüm problemlerimizi ve sorumluluklarımızı halederek, tartışma sırasını getirdiğimiz kişidir.

(bkz: saysak kaçımız düzgün çıkarız)

mal varlığı

yalan dünyada nesilde nesile, iyisi ile kötüsü ile taşınandır...

tüm insanlığın kafasından geçen düşünce

"Açaba ölümden sonra hayat var mı?"

Belki herkesin kafasıdan şuan geçiyor olmayabilir ama bir zamanlar geçmiştir.

Bence var. Nereden mi biliyorum? Ben de tam onu söyleyecektim,
Gidelim bir ağaç keselim. Durduk yere değil, üstelik yerine 8-9 tane de dikelim.
Biz bu ağaçı öldürdük değil mi? Öyle ama biz bu ağaçtan, aynı zamanda kitap elde edeceğiz. Defterler yapacağız, bunları yazsın diye kalem üreteceğiz. Belkide sayısız ahşap eşya elde edeceğiz. Binlerce faydalı şey ortaya çıkacak...

insan da böyle işte, ölüyor ama öldüğü gibi kalmıyor. Binlerce faydalı şey ortaya çıkıyor.
Çünkü hiç bir şey, boşu boşuna gitmiyor.

--spoiler--
zamanında TRT2'de izlediğim bir belgeselde görmüştüm. -Yanlış hatırlamıyorsam!-
Belgesel, Cemil Meriç'in, kitap okumaktan kör olan gözleri için çok üzüldüğününden bahsediyordu.
Ardından, Cemil Meriç'in kızı anlatıyordu. bir gün ona hastanede odasında yatarken
"Baba ölüm, aynı zamanda körlüğünün sonu olacak" dediğini ve Meriç'in de bunu duyar duymaz,
yatağından doğrulduğunu ve yine yanlış hatırlamıyorsam, "sahi mi diyorsun?" diye sorduğunu söylüyordu.
--spoiler--

Belki yaştan olacak, belki de ölüm korkusundan, ben bu sahnede etkilenmiştim.

arzulara yenilmek

Kalbin, kafaya yenilmesi olarakta tanımlanabilir.
Kişinin, kendi egosunu tatmin amaçıyla yaptığı eylemler sonuçundan bünyesinin arzularına teslim olmasıdır...

Misall, uzun süre sevgilisi olmadığı için sevgili arayan gencin, bulduğu sevgiliyi kısa süre sonra terk etmesi!
Ne alaka değil mi? Ben olsam, ben de öyle derdim. Bu yüzden devamını da anlatayım,
sevgili ararsınız, bulursunuz, seversiniz ve ayrılırsınız.

amaçınız sevmek için sevgili bulmaktır. Hayatınızı paylaşmak için değil!
Hayatını paylaşmak için arayanlar, sevdik/sevildik/ayrıldık, sığılığı içinde yaşamayacak kadar olgunlardır.
En azından ben öyle düşünüyorum. Dolaysıyla yaşayacakları ilişkide, bu olgunluk çerçevesinde vuku bulacaktı.
yetişkin ergen gereksizliği içerisinde birbirlerini yiyip bitiren aslında bir birlerine iki yapancı olan, bireyler olmak yerine,
Bir birlerinin sessizliğini/yalnızlığını yırtan, Bir birleriyle saatlerce sohpet edebilen, bir birbirlerine "çayına kaç şeker istersin" sorusunda ki naiflikle yaklaşan kişiler olacaklardır...

Bilgi/birikim ve de tecrübe sonucunda yapılan tahminler bütünüdür...

tüm insanlık için geçerli olan kurallar

Bunlardan bir tanesi Ölümdür.
Bir diğeri ise dünya malının, dünyada kalıyor olmasıdır.

*Bir dostumun, liseden arkadaşı, annesinin kolları arasından beyin kanamasından ölmüş...

ölümlü dünya

"yaşarken, mutlaka unutulmaması gereken yüz cümle" sıralamasında tepelerde bir yerde olmasını umduğum cümle.
(bkz: yalan dünya)

koca olma kursları

Karısını döverek babasının evine gönderen kocalar için belediyelerin konuyla ilgilenerek,
Meslek edindirme kursları bünyesinde açmasını beklediğim kurs!

Ev hanımlığı meslek oluyorda bu neden olmasın değil mi ama? *
Her akşam eve geliyorsunuz ve her akşam karınız yemek yapıyor. Çok yorucu bir işte çalışmıyorsanız, ayıptır yahu kalkın bir günde siz yapın!!!Bir günde, çocukların altını siz değiştirmeye çalışın, yapamasanızda deneyin. Hem bu bir yerde karıcım sana omuz çıkıyorum mesajıdır. Çocuğunuzlada daha fazla kaynaşırsınız. Babasın sen baba! Çalışmaktan ve çocuğu korkutmaktan daha başka bir çok şey ile mükellefsin!Onu eğitmen lazım çünkü eğitim sadece okulda olmuyor. onunla konuşman lazım çünkü çocuğun kendine güveni doğarken içine konulmuyor.*

Hadi bunları yapmıyorsun bari bir gün olsun eve durduk yere bir hediye ile gel! demi ama!?
Bu kadın senin kölen değil ya! O da insan!? doğum günlerinde, bilmem ne zamanlarda arkadaşlarına hediye alıyorsunda
durduk yere, beraber hayata gögüs gerdiğin karına neden almıyorsun!? Bilmiyorum büyük mu konuşuyorum?
ama böyle bir koca olsam eve gitmeye yüzüm tutmazdı! bu duruma bekara karı boşamakta kolayda denebilir. değil mi?
denir efendim. insan evladıyız bahane bulmak istediğimiz zaman daima buluruz.
Yeter ki kendimizi haklı çıkartmak isteyelim...

Hatta bir tahiminde bulunmaya çalışayım, bunu okumaya zahmet eden bir kaç evli ama bunlardan uzak abimiz,
kendini benim kalbim temiz! Karımdan başkasına bakmıyorum gibi teselliler ile avutuyordur. Olamaz mı? olabilir...

Bana sorarsanız, insan en çok ve en iyi şekil "kalbim temiz" diyerek kendini kandırır.
Kalbimiz temiz ha!? yani hiç bir şeye sinirlenmiyoruz! Biri bizi tekmelese, bir yerimizi kanatsa, yunus emre gibi gülüp geçeceğiz!?
Güldürmeyin beni dostlar, abiler, ablalar, bacılar ve de pek saygı değer büyüklerim.

Birilerine hakaret edecek kadar sinirleniyorsanız,
Hep kendinizi haklı çıkartıyorsanız.
Bir çok derdi-tasayı vicdanınız ile muhasebe etmiyorsanız...
Bu böyle olmayacak saat ilerlediği için yazıdıklarım konun ağırlığına karşı kifayetsiz kalamaya başladı.

Hepimziin çok iyi bildiği, bilmesede bir yerlede gördüğü, hiç olamdı en azından duyduğu, şu yedi öğüt, kalbi temiz insanları işaret etmekte:

"1-) Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol

2-) Şevkat ve merhamette güneş gibi ol,

3-) Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol,

4-) Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol,

5-) Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol,

6-) Hoşgörürlükte deniz gibi ol,

7-)Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

Mevlana Celaleddin Rumi" (alıntı: http://www. supermeydan. net/forum/forum356/thread3843.html)

işte kocalık müessesi böyle, en azından buna benzerbir yapıda olunmalı diye aklımda geçiriyorum.

1-) karına ve çocuklarına vakit ayırymakta ve yardım etmede akarsu gibi ol

2-) Karın ve çocuklarının zor zamanlarında güneş gibi ol

3-) Karın ve çocuklarının kusurlarını örtmekte gece gibi ol

4-) karın ve çocuklarının yanlış bulduğun hareketlerine karşı ölü gibi ol

5-) karından, çocuklarından ve karının ailesinden gelen taktirlere karşı toprak gibi ol

6-) Ailenin ve dostların hatalarına karşı deniz gibi ol

7-) Ya gerçek bir koca ol ya da olmaya çalış ama asla pes etme.

Not: son yedili doğru olmayabilir. Garantisini veremem...

dayak yiyen kadının baba evine dönmesi

Bir şeylerin yanlış gittiğinin göstergesidir. Belki de bir yanlış tercihin...
Genel bir durum olarak ele alıp konuşamayacağım, kişiden kişiye değişebilir.
Bunu dayağı haklı gördüğüm için söylemiyorum, bu dünyada kocasını aldatmaktan çekinmeyen grursuz, rezil çok kadın gördüm.
aldatana dayak haktır da demiyorum. Sadece böyle bir anda, olayın öncesini ve sonrasını geldiği noktayı yaşamış olanların,
uyarılarımıza ve anlayış beklentilerimize ne kadar cevap verebileceklerini düşünüyorum.

Elbette daima bu tür ne yaparsan yap, geri alınamayacak mevzulara karşısında sabrılı/serin kanlı ve de hoşgörülü olmayı önermrli.
farkındayım hoşgörü biraz ironik oldu!?

kadınları koruduğum icin değil insanları sevdiğim için kadını hiç bir şekilde babasının evine geri gönderecek şekilde dövmeyin diyorum.
Sinirlenirsiniz, kızarsınız, aile içinde hatta otobüsde, sokakta vb. yerlede başkalarıyla da olabilecek türden tartışmalar yaşanbilir.
insanlık hali. Fakat önemli olan bunların büyütülmemesi ya da abartılmaması!

Kadın,bir namusuzluk yapmamışsa, niye sinirlenesin ki?
Yaptığı ufak hatalar elbette olur. sonucta o da insan.
Hatasız kul olamayacağına göre, başkalarının hatalarını hoşgörelim ki bizimde hatalarımız hoş görülsün...

Bence bir çok şey gibi buda insanın kendini bir halt sanmasından çıkıyor.
Koca olma kursları olsa ya! *

çıkma teklif edene ben karşının taksisiyim demek

karşılık olarak,

"Ben de çorlu taraflarında havriyat kamyonuyum alyazmalım" cevabını getirebilir...

sözlükte sevgili aradığını belli etme yolları

aynı zamanda, Takılacak hatun aramanın yollarıdır.

insan, dünyasını paylaşacak birini arar. Düşüncelerini, yaşamını paylaşacağı ya da tamamlamasını istediği birini arar...
Ona zıt olmayacak olan elmanın yarısını arar. "Eş" arar "sevgili" aramaz. Sevgili apayrı birşeydir.

Sevgili aramak!? Ne için? takılmak için!
Nedir yani? yanisi sevgili aramak eşittir takılacak hatun aramak!

insan yalnızlığını unutturacak kişiyi dünyasını, mantalitesini, yaşamını paylaşmak için arar!
ihtiyaçtır: insan yalnız kalamaz. gel görelim ki, aynı insan bir "sevgiliyi" genellikle arzular ve benzeri hisler için arar.

Dolaysıyla başka bir yerde de bu durum arzuların esiri olma yoluna çıkıyor.
olmuş gecenin bir vakti, kafam
iyice karıştı...

Diğer yarını bulduğunda anlarsın. Yıldırım aşkı dediğin o şey orada ışık bulur.
O diğerlerine benzemez. Seni sıkmaz. pek açıtmaz... Senin tamamlayandır....

Sabır sabır sabır...

geleceğin teminatı duyarlı türk polisi

Hoşgörülü, kültürlü ve de saygılı olanı, bilhassa küfür etmeyeni makbul olan polistir...
Ayrıca, Sabır ve hoşgörüyü bol bol bulundurması gerekendir...

radyo karadeniz

küçükken, kocasinan-yenibosna taraflarından Beyazıt'a, aksaray'a ya da aynı istikamette benzeri yerlere giderken, e5 üzerinden, şimdilerde bakırköy adliyesinin görüldüğü yerde -kervan geçmez kuş uçmaz bir çimenliğin ve yolların olduğu yer- bakınca reklam tabelasının göründüğü Radyo. Tam yerini hatırlamasamda bahsettiğim yerin ya ötesinde ya da berisinde bir yerde reklam tabelaları vardı. Galiba!

Bulunduğu mevki itibariyle o tabelayı hep ilginç bulurdum!

zengin olmak için çalışmayan fakir insan

böyle bir ortamda kendisinden konuşamayacağım kadar gönlüme taht kurmuş, saygımı kazanmış insandır.

metin öğretmen

Mekanı cennet olsun, yattığı yer nur dolsun.
Allah rahmet eylesin...

aradan yıllar geçmesine rağmen saklanan mesajlar

kimisi ruh sağlığını bozar...