bugün

sonrasında babamın 5 kez idamla yargılanıp 2 yıl hapis yattığı darbedir. kimin neye ne olduğu belli olmayan, ama abd tarafından yaptırıldığı belgelerle sabit olan darbedir.*
" Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin darbeden haberdar olduğu ve darbe gecesi Başkan Jimmy Carter'a " bizim çocuklar işi bitirdi " anlamında bir mesajın, bir toplantının ortasında iletildiğinin anlaşılması, 12 Eylül'de ABD'nin rolü konusunu da tartışmalara açtı. ilk kez Mehmet Ali Birand'ın 12 Eylül 04.00 (1984) adlı kitabında ortaya atılan, 12 Eylül Darbesi sırasında dönemin ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye Masası Sorumlusu Paul Henze'in askeri müdahaleyi haber alırken haberi ulaştıran diplomatın your boys have done it - senin çocuklar işi bitirdi - anlamındaki konuşması, 12 Eylül Darbesi içinde ABD'nin rolü konusunda tartışmalara neden olmuştur. Paul Henze 2003 yılında Zaman Gazetesi'ne verdiği demeçte sözlerinin Mehmet Ali Birand'ın uydurması olduğunu belirtmiş, ancak kısa bir süre sonra Birand 2007'de Henze ile yaptığı görüşmenin sesli ve görüntülü kayıtlarını yayınlayarak Henze'i yalanlamıştır. "

kaynak : tr. wikipedia.org
(bkz: 12 eylul un etkisi 2100 e kadar surecek)*
yapanların yanına kar kaldığı darbedir.
(bkz: delikanli akp kenan evren i yargilasin kampanyasi)
"...fakir kus hic unutmaz , kitaplarin yakildigi yildi."
(bkz: ece ayhan)
türklük bilincine karşı yapılan amerikan menşeili kontra darbedir.

maalesef mümessilleri halen villalarda oturmaktadır lakin yüce türk milleti karşısında apodan daha masum değillerdir.
bugün eğer ki genc bir kişi "ben şu partiye oy vereceğim" diyip neden diye sorulduğunda "çünkü lideri daha karizmatik" ya da "onun için iyi diyorlar" şeklinde açıklıyorsa darbe amacına ulaşmış demektir.

fikri fikrine ters düştüğü için çocukların bile asılabileceğini göstermişlerdir bize.
12 eylül darbesi, benim "lütfen öteki hayat, cennet- cehennem olsun gerçekten" diye dua etmeme sebep veren şeydir.

evren ve şürekası cehennemde cezasını çeksin diye değil,
cehennemde onu bulup cezasına bizzat katkıda bulunayım diye.

12 eylül darbesi, benim çocuklarımın geleceklerini çalan şeydir.
Tutulma. Hayatın bir gece içinde hayal bile edemeyecekleri kadar korkunç olabileceğini farkına varması insanların. kaybolanlar, ölenler, çöpe öldü diye atılıp sağ kurtulanlar, postal sesleri, yakılan kitaplar, kuyruklar, halkın refah ve huzuru gerekçesi çok komik duruyor, ardından gelenlerden sonra. küsmüş bir nesil, bu küskünlük ve korkuyla yetiştirilen bizler. kayıp nesil. tek derdi kendisi olan, yanındakine dönüp bakmaya üşenen baksa da görmeyen, gözleri bağlı çocukları doğuran darbe.
6-7 EYLÜL 1955 senesinde baslayan sürecin nihai noktasi olan zimbirti. olan bitenler ne yazik ki feci ayrintilardir. bu feci ayrintilar ne yazık ki temeli maskelemekte ve kirli bir camın ardindan disariya bakılmışcasina gibi etki yapmaktadir. diyebilirim ki -kizmayin gücenmeyin- sirf sola karşi yapilmiş bir darbe değildir bu. bu darbe türkiye cumhuriyetinin global anlamda bütünleşmesine set ceken varolan sorunlari katmerleştirmiştir.

bakın bulanik suda avlamayi birakalim özala mözala giydirmekten vazgecelim. etkili progabanda ve demogoji ile oluşmuş ezberlerimizi yok edelim.

yok eğer yok etmezsek bu sürecin ve evvelki sürecin üstün amaclarina hizmet etmeye devam ederiz.

aklımızı fikrimizi ve diyalektiğimizi kullanip dar sablonlardan cikip, geçmişte işe yarayan ama şimdi kadük olmuş olan ve işe yaramayan sistemlerden medet ummuyalim.
o günün şartlarında akan kardeş kanına dur demek adına gerekli olan harekat. şu an bazıları burada özgürce yazabiliyor, kenan evren'e her türlü hakareti edebiliyorsa bu özgürlüklerini bu harekata borçlulardır. bu unutulmamalıdır.
milletler hak ettikleri şekilde yönetilirler...
(bkz: 12 eylül 1980 takvimi)
(bkz: 12 eylül ün sonuçları)
(bkz: 12 eylül 1980 den sonra değişenler)
her 12 eylülde ihtilal konseyinin şahıslarının ve aile efratlarının kulaklarının çınlamasına sebebiyet veren olay. sanıyorlarki gelecek nesil için iyi bir şeyler yaptık. ama her gün anlıyorlarki daşşak oğlanına çeviriyor yeni nesil onları. türk siyasi tarihinde bir kara leke olarak kalacaklarını, insanların ağızlarınsan salyalar çıkarak yedikleri küfürleri duysalar bırakırlardı memleketi kendi haline belkide. ama onlar hala cümlemizin sırtına yük. devletin kendilerine verdiği araçla yine devletin kendilerine verdiği benzinle, idam ettikleri gençlerin yada işkence yaptırdıkları bir ideolojiye mensup bireyin çocuğunun koruması altında hemde.
(bkz: bu ne perhiz bu ne lahana turşusu)
emperyalizmin ve sermaye sınıfının gerçekleştirdiği darbe üzerinden tam 28 yıl geçmiş. koskaca 28 yılda türkiye'yi çökerten ve yok eden bu darbe emeğin mücadelesini veren, dürüst ve onurlu türkiye vatandaşları olarak asla unutmayacağız.

"aptallıkları suratlarından akıyordu, toplumu da aptallaştırmaya koyuldular.

öldürmek için eğitilmişlerdi, "beslemeyip öldürmeyi" marifet sandılar.

ali kıran baş keseni oynadılar, patronlara el pençe divan durdular.

vatan dediler, memleketi sattılar.

huzur dediler, işkence yaparak rahatladılar.

toplumsal barışı dillerinden düşürmüyorlardı, emeğin sesini kesmenin çarelerini aradılar.

"kansız bunlar" en sık kullandıkları sözdü, en çok da devrimcilerin kanını dökerken zikrettiler.

üniformaları yeşildi, memleketi yeşil sarıklılara teslim ettiler.

zavallıydılar ve korkunç.

kenan evren ve "emir komuta zincirinin" emir veren kısmıydı bunlar.

12 eylül'ün faşist diktatörleri...

unutmayacağız!"

http://haber.sol.org.tr/m...etler/mansetalt/3675.html
bir kuşağın sindirildiği ,baskı altına alındığı dönemdir, kenan evren tarafından ülke yönetiminin dağılması iddiasıyla gerçekleştirilmiş darbedir ,bu darbe döneminde 517 kişiye idam cezası verilmiş, 50 kişi idam edilmiştir, idam edilenler içinde 17 yaşında henüz çocuk diyebileceğimiz erdal erende vardı, bunu üzerine karara karşı ne bu hırs gibi tepkiler oldu ve bu tepkilere kenan evren ,tarihe damgasını vuracak şu sözle cevap verdi:asmayalım da besleyelim mi*
ayrıca darbe döneminde akıl almaz işkenceler yapıldı ,oğuz güvennin zordur zorda gülmek kitabında diyarbakır cezaevinde yapılan işkenceler anlatılmaktadır ,cesareti olanlara tavsiye edilir...
ayrıca merak edenler için:
(bkz: http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=229&sz=31660)
Amerikan Çocuklarından Halkın Çocukları Hesap Soracak.

http://www.halkevleri.org.tr/yenisayfa.php?no=3927
bugün yargılanmasına her zamankinden daha yakın olduğumuz darbe ve devamındaki zihniyettir.

hakimler ve savcılar yüksek kurulu zamanında dava açan sacit kayasu'yu "görevi kötüye kullanmak"la itham edip tabiri caizse şutlamıştı ve kendisi avukatlık bile yapamamaktaydı, aynen şemdinli savcısı gibi.

neyse, aihm'de açtığı davayı kazanmasıyla görevine iade edildi ve davayı yeniden açtı. bakalım hsyk ve "yüce hukukumuz" darbecilerin yargılanmasına yine engel olabilecek mi?

(bkz: kenan evren/#4878265)

bu olaya sevinen tek solcu ben miyim?
Bir hiç uğruna yaşayanların,bir hiç uğruna öldürüldükleri acı gün.

Apo bir katildir.Pekala Kenan Evren'de bir katil değil midir?
(bkz: 12 eylül 1980)
fettullah'ın akabinde postallarına selam duruyorum dediği darbedir... Postallardan bahis ise amerikanlarıdır.

http://www.facebook.com/#...=1103362241433&ref=mf

linki kopyala yapıştır yapın...
ideolojisine ve bu ideolojinin yaşadığı ülkeyi rahata kavuşturacağına inancı tam olan insanların inandıkları değerlerle dalga geçilmesi ve sonuçta da teker teker toplatılıp türlü işkencelere maruz bırakılmasıdır.12 eylül darbesinin akıl sahiplerine öğretmesi gereken en önemli husus; bu ülkede yaşayanlara "göbeğini kaşıyan adam", "bidon kafalı", "cahil" "doğru olanı bilemez" diyen zihniyetin, aynı hisleri köylü, esnaf, aydın, iş adamı, sağcı, solcu ayırt etmeden herkes için de beslediğidir. verilen ile yetinmesini öğrenecek, buna itaat edecek bir toplum hedefidir, 12 eylül.
türkiye'nin, başına gelen en büyük felakettir. 30 senedir olumsuz etkilerini yaşayan türkiye'nin, kaba tahmin en az bir 50 sene daha bu felaketin, olumsuzluklarından beslenen düzenle yönetileceği acı gerçektir.

bana "12 eylül'ü anlat" deseler... onlara çanakkale savaşı ve kurtuluş savaşı'nı hatırlatırım. bu savaşlarda osmanlı'nın gözü gibi baktığı, yıkılma sürecinde bütün imkanlarını kullanarak yetiştirdiği bir nesil şehit olmuştu. sonuç: küllerinden doğarak kurulan türkiye cumhuriyeti'ni yönetecek beyinler... bilimde, teknikte, ticarette, siyasette bu genç ülkeyi kalkındıracak beyinler, şehit olmuştu.

yani artık yeni türkiye cumhuriyeti'nin, işi daha zordu. 1938'de atatürk'ün ölmesiyle de... bu zorluk, bu boşluk daha da hissettirdi kendini. rüzgarda savrulan kuru bir yaprak gibi... nereye gideceğini, ilerlemeye giden yolda ne yapacağını kestiremeyince... 1940'lardan itibaren abd'nin kanatlarının altına giren bir ülke oldu türkiye! tabi bunun vebali; atatürk'ten sonraki beceriksiz siyasetçilere, yöneticilere ait.

12 eylül, küresel açıdan değerlendirilmesi gereken bir olay. 1945-1991 arası, yaşanan soğuk savaş nedeni ile abd ile sscb arasında dünya'nın her ülkesinde bir çekişme vardı: o ülkeyi kendi safhına çekmek için! türkiye iki tarafa da gitmemek için ne gerekiyosa yaptı. bunun en büyük kanıtı: 2. dünya savaşıdır. bazılarının bilip bilmeden türlü saygısızlığı yaptığı; ismet inönü liderliğinde türkiye sonuna kadar tarafsız kaldığı savaşta, müthiş bir siyasi başarıyla galipler tarafında yer aldı.

ancak ilerleyen yıllarda, özellikle menderes'in dp döneminden itibaren türkiye amerikancı siyaset izledi. bu da soğuk savaş'ta, abd'nin türkiye'de sscb'yi mağlup etmesini kolaylaştırdı. bu mağlubiyet 12 eylül 1980'de amerikancı darbeyle tescillendi. 10 sene sonra da, biten soğuk savaş ile sscb'nin tüm dünya üzerindeki mağlubiyeti...

yazımın ikinci paragrafında, bana "12 eylül'ü anlat" deseler... onlara çanakkale savaşı ve kurtuluş savaşı'nı hatırlatırım, demiştim. işte 1900'lerin başında, nasıl osmanlı'nın yetiştirdiği genç aydın nüfus cephelerde şehit olduysa... 12 eylül'de de sağcı-solcu ayırmadan, bu ülkenin geleceğini düşünen, okuyan, tartışan, sorumluluk hisseden genç aydın nüfus, ülkenin bütün hapishanelerinde işkencelerle tasviye edildi.

sonuç: bugün ülkeyi kimlerin yönettiği ortada!

sonuç: bugün korkak toplumumuzdaki, tartışmayan, okumayan, düşünmeyen, üretmeyen, sorumluluk almayan, haksızlıklara tepki bile vermeyen!.. gençliği kimin meydana getirdiği ortada!**
aslında 12 eylül'ü, abd'nin bugünkü orta doğu projesi'nin bir adımı olarak görmek... ve türkiye'yi bugünkü istediği kıvama getirmek için, yaptığı girişimlerden biri olarak göstermekte mümkün.

ha bir de... 12 eylül darbesi'ni savunan, bu ülkedeki salaklar için de bir iki kelam karalamadan geçemem! "darbe oldu. anarşi bitti. terör bitti." diye gevelerken... o anarşiyi, terörü meydana getirenlerin, darbeyi yapanlarla aynı olduğunu düşünecek kadar hiç mi mantığınız yok?
12 EYLÜL DARBESi HAKKINDAKi YAZIM
ATEŞ BÖCEKLERi© -tescillidir-
çocuk: anne sıkıldım sokağa çıkmak istiyorum.
anne: olmaz yavrum sokakta kurtlar var, soğuk da hem üşürsün buz gibi her yer. benim ay parçam sevmezsin sen kırmızıyı bembeyazsın sen sokaklar kıpkırmızı şimdi.düşer kırmızıya bulanırsın.
çocuk: ama anne çok karanlık burası niye kapattın ışıkları çıkıp oynamak istiyorum ben.
anne: sokaklar daha karanlık öyle karanlık ki çıkarsan kaybolursun.
çocuk: bari televizyonu aç anne.
anne: bozuk yavrum.artık o da ışık vermiyor. kapkara, kıpkırmızı her yer. çizgi film saati çoktan geçmiş korku filmi var şimdi televizyonda.
çocuk: anne bu gürültüler ne? küçük askerimin tüfeği burada peki o patlayan ne? hani bir tek küçük askerimde vardı tüfek. çaldılar mı yoksa tüfeğini. nerde benim küçük askerim anne?
anne: şişt ağlama yavrucuğum sessiz ol. çaldılar çocuğum herşeyi çaldılar üzülme ama küçük uçağın duruyor beraber binip kaçarız buralardan. hiç tüfek olmayan, tüfekleri çalınmayan yerlere gideriz.
çocuk: anne bak ateş böcekleri uçuşuyor etrafta gel izle pencereden. bak anne insanlar ne kadar da hızlı koşuyorlar. yarış mı var anne?
anne: uzak dur yavrum o böcekler sokar seni. o koşanlar mı? onlar ateş böceklerinden kaçıyorlar. onlar da senin gibi böceklerden korkuyor.
çocuk: yanıp yanıp sönüyor ateş böcekleri gel sen de izle pencereden anne. o kadar da korkunç değiller.

çocuk: anne bana ne oldu? ateş böceği mi soktu beni canım çok yanıyor anne.
anne: oğlumm... bak bak küçük uçağın yanımızda oğlum. binip ateş böceksiz yerlere gideceğiz. bembeyaz yerlere...
çocuk: anne ateş böceğini yakından gördüm çok korkunçmuş. kov onu gözümün önünden geçti.
anne: beni de soktu oğlum hadi bin uçağa.gidi...
çocuk:...
yazar: selin küçükkatırcı
12 eylül vodvili, türkiyenin seyrettiği en korkunç vodvil değildi. vodvildi. belki vodvili ilk seyredenler için korkunç bir oyun gelmiş olabilir. ben üçüncü defa seyrediyordum, yine mi aynı oyun dedim. yaratıcı olun dedim biraz.
12 eylüle bir kala insan ölüyordu, çatışma diyorlardı, 12 eylülü bir geçe yine insanlar ölüyordu, hukuk diyorlardı. yani insanlar ölüyordu yine, ölümün kaynağı değişmişti. hep böyle oynadılar oyunu. reji de senaryoda kokmuş bayat.
ama gaddar, ama acımasız, ama devlet işte, ne yapar başka. eskinin bakkal amcası misali, şeker verip kalçamıza çimdik atmayacaktı her halde. vur gitsin, vuramadın mı, yanlışlıkla göz altına aldın, yanlışlıkla göz altında kayıp mı edemedin, boş ver çakı gibi hakimimiz var, astırırız olur biter. değil mi ya, işimiz var gücümüz hem de nasıl. asmayıp ta beslemek yakışır mı bize.
hakkında çifte soruşturma yürütülen askeri darbe.

http://www.timeturk.com/t...l-e-cifte-sorusturma.html