bugün

entry'ler (49)

ermeni kızların çok çirkin olması

Yok öyle bir şey. Yalnız şöyle bir şey var belki alakalıdır:

(bkz: ırkçılık)

şenol güneş

"Bana Beşiktaşlılar sahip çıkıyor." diye aciklama yapmis. Burak'a da Galatasarayllar sahip cikiyordu bir ara. Hepimiz gördük o filmin sonunun nasil bittigini.

"Beşiktaşlı Turgay Demir şike süresince Trabzonspor'un yanındaydı, teşekkür ettiniz mi? Ayıp ama çok ayıp." demis bir de. Paralel evrende baska bir Besiktas daha var herhalde zira benim bildigim Besiktas şike yaptigi icin bir yil sureyle Avrupa'dan men edilmisti.

Paraya mi ihtiyacin vardi Senol Hoca?

ertan saban

"Bir alex degil"deki alex'tir efenim.

(bkz: elveda rumeli)

devdas

Shah rukh khan olsun, aishwarya rai olsun, madhuri dixit olsun, basrol oyuncularinin hayatlarinin performanslarini sergiledikleri sanjay leela bhansali filmi.

Sahsen Shah rukh khan'in oyunculugunu birkac filmi disinda -swades, my name is khan, chak de, veer-zaara- fazla abartili ve yapmacik* bulsam da devdas'ta kendisine hayran biraktigini itiraf etmeliyim. aishwarya rai cok guzel. madhuri dixit cok asik. dekorlar, kiyafetler, sarkilar cok gorkemli. kisaca izlenesi bir hint filmi devdas.

--spoiler--
benim hicbir zaman anlamadigim ve asla da anlayabilecegimi sanmadigim bir mantik hatasi var bu filmde, anlayan bir arkadas beni de aydinlatirsa sevinirim.

simdi efendim bu devdas beyimiz londra'dan dondugu ilk gun paro'nun yanina gidiyor, dunyalar guzeli paro "yuzumu gosterirdim ama gozlerin kamasir diye korkuyorum" diyor, devdas da hani "tamam o zaman ay ciktiginda gorecegim senin yuzunu ilk, bakalim ay mi guzel sen mi guzelsin." diyor ya; buraya kadar her sey iyi guzel (ben de aishwarya rai olsam ben de ay mi guzel ben mi guzelim gor bakalim diye dolanirdim ortalikta anasini satayim.)

sonra devdas paro'yu ilk bir gece vakti evlerinin balkonunda uyurken goruyor, yan gozle soyle bir dolunaya bakip "ulan sen de kimsin benim parom'un yaninda" diye icin icin guluyor ve tam o sirada paro elini mum atesine dogru uzatiyor uyku halindeyken (ben daha cok devdas'a eziyet etmek icin uyur numarasi yaptigini dusunuyorum ya, neyse.) hah iste devdas o elin atese degmesine izin vermeyip elini mumun ustune koyuyor da paro'nun eli dev'in elinin ustunde, dev'in eli atesin ustunde oyle kalakaliyorlar devdas'in yuzunde en ufak bir aci belirtisi belirmeden. biz de agzimiz acik bakakaliyoruz vay anasini analar ne asiklar doguruyor diye.

peki guzel arkadasim, sonra nasil oluyor da bu allah'in belasi devdas paro'ya "aramizdaki cocukluktan baska bir sey degildi. sen de senin yuzunden ailemi karsima almami istemezsin tabi. ask mask yok bundan sonra, bitti." diye bir mektup yazabiliyor? nasil yani? benim aklim almiyor. var cunku boyle insanlar gercek hayatta da. sirf merak ettigim icin soruyorum. paro'nun eli yanmasin diye kendi canindan vazgecen devdas nasil oluyor da paro'yu paramparca edebiliyor, nasil aramizda hicbir sey yoktu, olamaz da diyebiliyor. bir insan bu kadar sevdigi birinden nasil boyle kolayca vazgecebiliyor, benim aklim almiyor.

evet devdascigim, senin ailen, senin izzet-i nefsin, senin namin, sen sen sen hep sen. paro'ya da gururdan baska bir secenek kalmiyor haliyle.

gittin kizin kapisinda verdin son nefesini, hasret gittin sevdigine gozlerin acik. iyi mi oldu boyle? mutlu oldu mu anan baban? izzet-i nefsin kurtuldu mu?

--spoiler--

darte un beso

bagimlilik yapan prince royce sarkisi.

https://www.youtube.com/watch?v=bdOXnTbyk0g

Sozleri asagidaki gibidir:

Amarte como te amo es complicado
Pensar como te pienso es un pecado
Mirar como te miro está prohibido
Tocarte como quiero es un delito

(To love you like I love you is complicated
To think about you the way I think about you is a sin
To look at you the way I look at you is prohibited
To touch you like I want is a crime)

Ya no sé qué hacer
Para que estés bien
Si apagar el sol
para encender tu amanecer

(I don't know what to do anymore
So you can be okay
if i have to turn off the sun
to ignite your dawning)

Falar en portugués
Aprender a hablar francés
O bajar la luna hasta tus pies

(Talk in Portuguese
Learn to speak French
Or bring down the moon to your feet)

Yo sólo quiero darte un beso
Y regalarte mis mañanas
Cantar para calmar tus miedos
Quiero que no te falte nada

(I only want to give you a kiss
To gift you my tomorrows
To sing to calm your fears
I don't want you to miss anything)

Yo sólo quiero darte un beso
Llenarte con mi amor el alma
Llevarte a conocer el cielo
Quiero que no te falte nada

(I only want to give you a kiss
Fill up your soul with my love
Take you to meet the sky
I don't want you to miss anything)

Si el mundo fuera mío te lo daría
Hasta mi religión la cambiaría
Por ti hay tantas cosas que yo haría
Pero tú no me das ni las noticias

(If the world was mine I'd give it to you
I would even change my religion
For you there are many things I would do
But you don't even give me the news)

Y ya no sé qué hacer
Para que estés bien
Si apagar el sol
Para encender tu amanecer

(I don't know what to do anymore
So you can be okay
if i have to turn off the sun
to ignite your dawning)

Falar en portugués
Aprender a hablar francés
O bajar la luna hasta tus pies

(Talk in Portuguese
Learn to speak French
Or bring down the moon down to your feet)

Yo sólo quiero darte un beso
Y regalarte mis mañanas
Cantar para calmar tus miedos
Quiero que no te falte nada

(I only want to give you a kiss
To gift you my tomorrows
Sing to calm your fears
I don't want you to miss anything)

Yo sólo quiero darte un beso
Llenarte con mi amor el alma
Sólo quiero darte un beso
Quiero que no te falte nada

(I only want to give you a kiss
Fill up your soul with my love
I only want to give you a kiss
I dont want you to miss anything)

Yo sólo quiero darte un beso
Llevarte a conocer el cielo
Sólo quiero darte un beso
Quiero que no te falte nada

(I only want to give you a kiss
Take you to meet the sky
I only want to give you a kiss
I don't want you to miss anything)

Yo sólo quiero
Eh eh eh
Yo sólo quiero darte
Quiero que no te falte nada

(I only want
Eh eh eh
I only want to give you
I don't want you to miss anything)

prince royce

Dominik asilli Amerikali sarkici. bachata tarzi muzik yapmaktadir.

(bkz: darte un beso)

başak burcu erkeği

Bir kova burcu kadınını sürüm sürüm süründürüp kendisine deli gibi aşık edebilecek yegane erkektir. On yıldır yakın arkadaşım, yedi yıldır da evliyim bu adamla, hala "Hah tamam. Avucumun içi gibi biliyorum artık." diyemiyorum. Ya da onun da beni sevdiğinden adım gibi emin olamıyorum.

Evlenmeseymişiz de ölümün benim elimden olurmuş başak burcu erkeği, öyle gıcıksın.

gazze

Kalıcı ateşkes ilanının üstünden altı ay geçmiş olmasına rağmen adı hala ölümle anılan Israil işgali altındaki Filistin toprağı.

Filistinli gruplar bir türlü ortak hareket edemediği için; Mısır sınır kapısını kapattığı, Israil uluslararası hukuka aykırı olarak sürdürdüğü ablukayı kaldırmadığı için; Kahire Konferansı'nda vaadedilen uluslararası yardım sadece sözde kaldığı için bugün hala çocuklar ölüyor Gazze'de. Bombadan değil, soğuktan. Yağmur suyuyla sırılsıklam olan battaniyelerine sarılmış, titreyerek can veriyorlar.

Son kurban da Salma. Daha 40 günlük-müş. Gayri ihtiyari kalkip icerki odada, sicacik yataginda uyuyan kizimin ustunu ortuyorum. 40 günlükmüş daha Salma. Kizimin 40 günlük hali geliyor gozlerimin onune. Aman cocuk usumesin diye kisin ortasinda evi hamama cevirisimiz geliyor. Salma'yi diyorum, alsaydim koynuma, hohlaya hohlaya isitsaydim minicik ellerini ayaklarini da Allah'in huzurunda hesabini vermek zorunda kalmasaydim kaskati kesilen bedeninin.

Dünyada hicbir sey insanin canini karsisinda caresiz kaldigi haksizlik kadar yakmiyor.

http://www.theguardian.co...n-suffer?CMP=share_btn_fb

aşk

(bkz: ucurum)
(bkz: yar)

omer lutfi mete "ucurumun kenarindayim hizir," der, "bir gamzelik ruzgar yetecek, ha itti beni ha itecek..."

ahmet telli yetisir imdadimiza sonra; ”Uçurum diyordun, bir aşk uçurum özlemidir. Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna..”

"Her insan bir ucurumdur," diye ekler Buchner de, "..basini dondurur durup icine bakinca." .

aşık olunan roman karakterleri

(bkz: mr darcy)
(bkz: keep calm & love mr darcy)
(bkz: pride and prejudice)

trabzonspor taraftarı

Takim otobuslerinin yolunu kesip futbolcularina saldiran şikeci magandalarin dillerinden dusurmedigi sabri tukenmis taraftar grubu. şenol güneş'in kulaklari çınlasın.

http://www.youtube.com/watch?v=KuW56uzdWHg
http://www.youtube.com/watch?v=Xbgujpy5Wi8

gece gece akla düşen lahmacun

(bkz: aspava)

ayman mohyeldin

Objektif olarak:

NBC haber icin calisan Misir asilli Amerikali gazeteci. Daha onceleri Al Jazeera ve CNN icin calisan Mohyeldin, ABD'nin Irak isgalini, Saddam'in yargilanmasini ve Arap Bahari'ni yakindan takip etmistir ve hali hazirda Gazze'de savasin Bati dunyasinda pek de yanki bulmayan yuzunu belgelemektedir.

Ayrica 2011 yilinda Time dergisi tarafindan "Dunyanin en etkili 100 insani"ndan biri secilmistir.

Subjektif olarak:

kahramanim.

cast away

belki life of pi'dan sonra izledigim icin, bilemiyorum ama fazlasiyla arabesk ve sahte Hollywood romantigi geldi bu film bana. elbette filmin adada gecen kisimlari oldukca etkileyiciydi. aslina bakilirsa daha once hic dusunmedigim bir seyi, hz. adem'in dunya'ya gonderildiginde neler yasamis olabilecegini dusundurdu bana. tom hanks'in oyunculuguna da lafim olamaz. ama arkadas o ilk yarim saat ve son yarim saat bozmus guzelim hikayeyi.

neymis de birbirlerine cok asiklarmis da yuzuk vermis de sevgilisi de gitmis baskasiyla evlenmis.O vicik vicik Amerikan romantizmini sevmedim, yakistiramadim bu filme. fazla mutlu sonlu bitti bana kalirsa. derme catma sal okyanusta gunlerce dayandi, koca okyanusta gemi geldi kahramanizimizi buldu, elin adaminin garajinda adamin karisini sirtladi goturuyordu tom hanks vesaire vesaire. wilson da etkilemedi beni.

tom hanks'in daha iyi filmleri var, gidin onlari izleyin.

başak burcu erkeği

eceliyle ölen başak burcu erkeği yok denecek kadar azdır. çoğu bir cinayete kurban gidiyor olmalı.

evlilik

mukemmele yakin bir tanimi soyledir*:

Pırıl pırıl ütülü giysili, misler gibi parfüm kokulu, saçları taralı, dişleri fırçalanmış adamı / kadını sevmek kolaydır.
Aslında aşk, aynı insanı, sabahın körü uykudan uyandırdığındaki en sinirli hali ile de kabul edebilmek, aynı tuvaleti bir dakika arayla kullanabilmek, diz yapmış pijamalarla kanepede yastıklara sarılıp sızmışken bile şefkatle okşayabilmektir.
Buna katlanamayanlar zaten âşık değillerdir.

Bu durumda evlilik hoşlandığın insana karşı olan duygularını öldürüyor diyebiliriz. Zira âşıksan, aynı havayı solumak bile zevk verir. Hep beraber olmak istersin. Banyodan gelen su sesi bile onun evde olduğunun işaretidir ve huzur verir. Ütülediğin gömleğin ona ne kadar çok yakışacağını düşünürsün. Pişirdiğin yemeği ne çok seveceğini hayal edersin. Bin tane ayakkabısı varken bin birinciye sahip olmaktan mutlu olacak diye, istediğin gömleği satın almaktan vazgeçersin.
Zamanla almaktan çok, bir şeyler vermekten mutluluk duyduğunu keşfedersin.

Eğer kadın evlilikte ikinize yemek pişirecek, dolabı düzenleyip ütüyü yapacak bir anne olarak görülüyorsa, o kadının saçlarının hiç yağlanmadığı ve adamın geceleri terlemediği düşünülüyorsa, asla kavga edilmeyecek ve lavabo tamir edilirken dahi gülüşüp öpüşülecek zannediliyorsa zaten beklenti bir evlilik değil, bir amerikan filmini yaşamaktır.

Bu hayallerle yola çıkıldığında, damat ilk gece gelinin saçlarından onbin firkete sökmeye çalıştığında, gelin ise damat firketeleri çıkaramayıp "s...m böyle kuaförü"; diye söylendiğinde zaten evlilik sandıkları şey çatırdamaya başlayacaktır.

Evlilik; sadece aşk değildir.

Evlilik; ev arkadaşlığı, kankalık, sırdaşlık, ortak hesaba sahip mudilik, ayrı kökenlerin birleşmesi, başı hatırlanmayan bir akrabalık ilişkisidir. Aşk bu ilişkide tutkuyu sağlar ama zaten tek başına ayakta tutamaz.

Âşıksanız ateşli sevişmeler yaşarsınız ama kış akşamları evde konyak içip geyik yapamayabilirsiniz. Hala canınız sıkıldığında onu değil de annenizi arıyorsanız, yalan olmuştur o evlilik.

Aşk evlilikte gider gelir. Halıya kola döktüğünde aşk biter, ama o, halıyı temizleyebilirse gene aşık olunur.
O aradaki sinir evresini aşabilenler ellinci yıla kadeh kaldıranlardır. Tahammül edemeyenler ise ikinci evlilikten sonra artık evliliğin yalan olduğuna inanacaklardır.

Zafer, direnenlerin olur.

efsane denilince akla gelen isimler

(bkz: ayrton senna)
(bkz: mika hakkinen)

yazarların söyleyemediği kelimeler

(bkz: constituency)

apple

dunyanin en iyi urunlerine sahip olup olmadigi tartismasi suredursun dunyanin en iyi musteri hizmetleri servisine sahip oldugu su goturmez bir gercektir. allah rahmet eylesin steve basgan.

aşk bitti

Bir Ahmet telli şiiri.

"Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
uzun bir hastalık gibi
aralıksız dinlediğim bir fasıl gibi
gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi
bitti."