bugün

entry'ler (15)

ateistlerin korkuları

'ateistim' derken çarpılmaktan ve akabinde de çarpandan korkarlar ki çarpıma yani sonuca bakarlar ve bitürlü ateist olmadıklarının, olamadıklarının farkındalığında hayata ... neyse efendim mevzubahis olan gerçek ateistlerse onlar da korkar tabi ama sığınma ihtiyacı hissetmezler belki. belki de bilinmezliklerin ardında illa ki ilahi bi güç aramazlar. bilmeye riayet eder inanmaya hep mesafeli dururlar.
amma şurası kesin ki;normal bireyin öbür dünyada cayır cayır yanma korkusu içine işlemeden de ahlaki değerlere sahip olabileceğini idrak edemeyen,'dinsiz'i 'imansız'ı küfür haznesinde barındırabilenlerden korkarlar.

tuvaletteyken sözlük için başlık düşünmek

yaratıcılığın sınırlarını zorlamaktan kabızlığa sebep verebilecek hadise.

kaf kaf kaf sin sin sin kaf sin kaf sin kaf

karşıyaka spor klubünü kısaltın,ne çıktı? k.s.k... tamam şimdi de bu harflerin arapçasını alalım sırayla neymiş? kaf sin kaf. tamam parçalar yerleşiyor da neden arapça diye meraklananlara da karşıyaka'nın taaaa 1912'lere dayanan mazisini hatırlatalım ki bulmaca tamamlansın. şimdi herkes içinden tekrarlasın,kaf kaf kaf sin sin sin kaf sin kaf sin kaf!!!ama öyle tek başına pek keyifli olmayabilir, karşılıklı olacak, senkronize olacak, suslar pesler olmayacak hatta sesler birbirine karışacak, hatta onbinlerle birlikte, yankısı bile tüyleri diken diken edecek ürkütecek, salya-sümük kan ter içinde kalana dek veya boşverin anlatmakla olmaz en güzeli bizzat şahit olmak.

pkk yi kotuleyen bir entry e eksi oy verilmesi

bu saldırıdan ve beraberinde ölen onca askerimizin kanıyla kendini tatmin edebilecek insanlıkdışı bi zihniyet görmüyorum, tekrar bakıyorum, lakin yine göremiyorum. peki ya sebebi kullanılan üslup olabilir mi?gayet de olabilir.bu vahim vakadan sonra hepimizin tepkisi aynıydı, hepimiz üzgündük, kızgındık evet dolayısıyla dilimize de fazlasıyla yansımış bu halet-i ruhiyeyi atlatıp soğukkanlılıkla, sağduyuyla düşünebilmek de bi erdemdir ki olması da gerekendir aynı zamanda. cürümü de faili de aşikar bi eylem üzerine nefretimizi kusmak bizi görece rahatlatır,o an için tatmin eder. belki de o gelen eksiler sözlüğü iyice forum havasına çeviren bitmek bilmeyen öfke nöbetleri, göze hoş gelmeyen galiz küfürler ve bizi aklı selim bi tartışma ortamından, çözüm arama yetisinden mahrum bırakan sürekli akıl tutulması ve zihin bulanması haline olamaz mı?

mad men

gayet hoş fragmanı ve tabi müziğiyle * daha başlamadan ilgi uyandırdığı kesin, lakin izlemeyende vicdan azabı uyandırdığı kadar izleyenin mastürbasyonunu yarıda bıraktığı da bi' gerçek ki bu yönden the sopranos'u fazlasıyla çağrıştırıyor ki yapımcıları da aynı.
özellikle başroldeki 60'ların tipik beyaz yakalısı,bol briyantinli, güzelim karısını hemen her defasında boynuzlayan,az konuşup çok şey anlatan, müşterilerine devamlı ayar veren karizmatik deha prototipi çizen don draper izlenmeye değer.
dizinin diğer vurguladığı dönemin karakteristiklerinden anti-semitizm,seks ve muhtemelen figuranından kameramanına herkesi gerçekte akciğer kanserinden muzdarip edecek kadar sıklıkta içilen sigara.
sonuç olarak tansiyon eksikliğinden henüz mükemmeli yakalayamamış ama ümit vaadeden dizi.

icq

adnan aybaba'nın iq zannetiği şey * *

sen de benim düşündüğüm şeyi mi düsünüyorsun

-yoksa sen de benim düşündüğümü mü düşünüyosun?
-yoksa???
-evet, işte o
-eee
-eeee
-aynı anda haa,bak sen şu işe
-evet, kalplerimiz birmiş
-telepati kuruyoruz artık
-vay beee
-eeee
-ne eeesi hadi artık
-tamam da ne??
-başlayalım
-neye başlıyoruz
-neyi düşünüyosak ona
-bi dakka bi dakka ne düşünüyomuşuz biz??
-nasıl ya??ne düşünüyoruz??
-yok artık
-ne
-yok bişey
-e başlamayacakmıyız
-uzattın ama ne düşünüyosan açıkça söyle *
-aynı şeyi düşündüğümüzü düşünüyodum ama yanılmışım
-ben de öyle düşünmüştüm
-haha,bak aynı şeyi düşünüyomuşuz
-aa,hakkaten doğru bak
-ee,ne düşünüyosun söyle bakalım *
-önce sen *
-hayır önce sen *
-aaah, uzatma işte, önce sen *
-ufff *
-hakkaten uff ****

ucagi kibleye cevirin namaz kilacagim

hedefi sapıtmış gazetemsinin ürkütücülük dozajını artırayım derken gülünç duruma düşmesine sebep olan haberimtrağı. asparagas kalbimizde, içimizde...

mısırlıların piramidi yaptıktan sonraki sözleri

-ufff, yanına geçip fotoğraf çektirebilseydik keşke
-o da ne??
-cümle alem görcekti bizim yaptığımızı
-...
-neyse,sen şu taşa yazarsın artık ismimi

nükleer enerjinin yararları

en ufak bi' kazada ve sızıntıda ve tabi santralı hedef alan bi saldırıda yarılanma ömrü onyılları bulan radyoaktifleri doğaya salar. dolayısıyla 4 kollu,3 memeli,2 kafalı canlılar yaratarak evrim sürecini hızlandırır, ayak uyduramayan zavallıları kanser etmek suretiyle hakketikleri yere yani öbür dünyaya gönderir.söz konusu enerjiyi üreten santraller,neo-con'ların, istediği 3.dünya ülkesine demokrasi götürmesi yolunda önemli bi mevzi teşkil eder. yıllardır şark zihniyetinden nemalanan enerji baronlarının servetine servet katar.ama ne hikmetse amerikasından tutun isveçe,almanyaya,fransaya hatta israile kadar hiçbir gelişmiş ülke bu faydalardan feragat etme uğruna onlarca yıldır tek bir nükleer santral siparişi bile vermemiştir.

musait bir yerde diyebilmenin incelikleri

altı üstü yarım saatlik bir yolculuğun her anını stratejik hadiseymiş gibi düşünen kişinin, yolculuğu kurguladığı davranışlar bütününün son ayağında dikkat etmesi gerekenlerdir. şöyle ki:
-müsait bi' yerde demeden önce dolmuşun fren mesafesi,çekiş gücü gibi mekanik parametreleri iyi hesaplamalısınız ki hedefteki müsait yer tutturulsun,ani bi' frene ve beraberinde getirebileceği arkadaki kamyonun toslaması, dolmuşun hafif çalkalanması ve yanda oturanın teyzenin kucağına düşülmesi ve şöförle yolcular tarafından fırça yenmemesi gibi rezaletlere sebebiyet vermeyin. zamanlama önemlidir
-ineceğiniz yer hakikaten müsait olmalı ki,dolmuştan inerken ilk attığınız adım sonrası yandan gelen acılı kornanın sahibi kamyonun altında kalmayın.
-doğru yerde ve zamanda söylemek kadar, doğru şekilde söylemek de önemlidir. misal;öyle bi desibel tutturmalısınız ki ne dolmuştakileri yerinden hoplatacak kadar gereksiz şiddette olmalı,ne de kedi mırlaması gibi.
-olası ses çatlamalarına, detonelere,sürtonelere karşı ses telleri yapay öksürüklerle açılmalı
-bu 3 kelime o kadar rahat ve doğal durmalı ki sizde, akabinde söyleyebilceğiniz 'kolay gelsin','hayırlı işler','iyi günler' gibi tümcelerin samimiyeti inandırıcı olsun.
-ayrıca o kadar etkileyici olmalı ki ses tonu, şöför kayıtsız kalmamalı, müsait bi yer olmasa bile sizi indirebilmeli, dolmuştaki kızlar yol boyunca sizi kesmediğine pişman olmalı.
olmadı yapamıyorsanız bırakın başka biri 'müsait bi yerde' desin,siz de peşinden inin, stressiz,gerilimsiz, dertsiz,tasasız oh ne güzel

turkiye malezya olur mu endisesi

türkiye,türkiye olmayı başardığında tedavülden kalkacak belirsizlik silsilesinin son halkası,bi'an önce son bulmasını dilediğim hassasiyet kaşıması. öyle ya önce fransa,sonra almanya,akabinde küçük amerika olmaya çalıştık şimdi potansiyel iran ve belki de malezya... evet, ateş olmayan yerden duman çıkmaz ama bu suni gündem yaratan dezenformasyon mühendislerinin ordinaryüsü aydın doğan'ın yine ihalesinin gelmediği ne malum??o eski islamcıların şimdi reelpolitikle cebelleştiği bu dönemde, geçmiş heveslerine ulaşamaycakları gerçeğinin çoktan anlamaları gerekmez mi??hem para görmüş,iktidar görmüş bi güruhun bu konumu sağlama alma uğruna tüm marjinal yanlarını törpüleme gereğini farketmek zorunda olmalarına ne demeli?? sonuç;biz onlara benzetilmekten korkarken bigün bakarız da onlar bize benzemiş. neden olmasın, iktidar böyle bişey değil mi??
bu sorunun türkiye dışında bi yerde sorulsa anlaşılabilirdi. peki ama biz böyle bi durumda bile körelmiş reflekslerimizi harekete geçirmeyip, oturduğumuz yerden beyaz bayrak sallayacaksak türkiye malezya da olsun, iran da olsun ama en önce yazıklar olsun.

bekaret kadının namus simgesidir

soyut düşünemeyen zihniyetin son derece soyut bi' kavramı * somuta * indirgeme eylemi.

polisi gorunce kosmaya baslayan sakat dilenci

türk filmlerinden aşina olduğumuz onu ancak büyük bi' şok iyileştirebilir klişesini hayata geçiren dilenci

mini eteklilerin universiteye girme yasagi

hakkaniyeti sorgulanabilir hizmet ayrımcılığından muzdariplerin *, hakkaniyetten,akıldan, mantıktan tümden yoksun misilleme girişimi olabilir ancak bu zırvalık. namusu bi bez parçasına * * indirgeme sığlığında ahlak bekçiliği adına estetikten intikam alma gafleti.