bugün

sözlü ya da bedensel saldırma durumuna geçmek, şiddet gösterisinde bulunmak.
en iyi savunma yöntemidir aslında.
bukowski'nin bir şiiri.

--spoiler--
berbat durumdayim. burada, hemsirelerin,
deneysel sinemacilarin, günesin
altindaki sicak ve acili agaçlarin yasamlarini
sürdürdükleri hollywood'un delongpre bulvari'nda
ruhumun bütünlügünü koruyamiyorum.

burada, penceremin önünden
yaslilar evinden tekerlekli
koltuklarin geçtigini
bu evde.

daha ne kadar chinaski?
daha kaç ask vurulacak gökyüzünden?
daha kaç kadin?
daha kaç gün ve yil?

aci yürüyor bu odanin gölgelerinde.
kollarimda hissediyorum,
ucuz havalandirma cihazinin takirtisinda.

bazi seyleri hatirlayip odada volta
atmaya basliyorum, bir asagi bir yukari,
elimde degil, duramiyorum,
bir asagi bir yukari.

yalniz kalmaktan hosnut biriydim eskiden.
simdi yikildi duvarlarim,
her seyin kenarlari var.

ellerine geçirdiler beni -aklini kaçirmis, kapana kisilmis.
kendi içimden çikardilar beni.
çalisiyorlar üzerimde.
saldiri hiddetli, kesintisiz
ve sessiz.

nehirler bentlerin üzerinden akiyorlar.
yanik kasar peyniri gibi bir kokusu var günesin.
on binlerce yüz, bulvarda.
varliklari benimle tamamen ilintisiz
insanlarla birlikte yasiyorum.

volta atip duruyorum odada.
soluk soluga.

acima bir ad taktim.
"saldiri" koydum adini.

saldiri, diyorum, lütfen disari çikip
beni rahat birakir misin?
lütfen yürüyüse çikip
bir trenin altinda kal.

dostlarim beni çok sakaci buluyorlar.
chinaski'den söz et bize, diyorlar sevgilime.

oo, diyor sevgilim, kocaman koltuguna
oturup inliyor.

gülüyor dostlarim.
insanlari güldürürüm ben.

saldiri, diyorum, bir sey yemek ister misin?
bir zamanlar yaris ati miydin sen?
neden
uyumuyorsun?
neden biraz
dinlenmiyorsun?

saldiri da yürüyor benimle odada,
omuzlarima siçrayip beni sarsiyor.

lorca yolda vurulmustu,
ama burada, amerika'da kimseyi
kizdirmaz sairler.
kumar oynamazlar.

poliklinik kokar onlarin siirleri.
insanlarin yasamaktansa ölmeyi
yegledikleri bir poliklinik
gibi.

burada sairleri vurmazlar

sairlerin farkinda bile degiller.

gazete satin alman için
sokaga çikiyorum.
saldiri pesimden geliyor.

harikulade bir genç kizin yanindan geçiyoruz.
gözlerine bakiyorum. o da benim
gözlerime bakiyor.
ona sahip olamazsin, diyor saldiri, yasli bir
adamsin sen, yasli ve kaçik.

yasimin farkindayim, diyorum sayginligimi takinarak.

evet, ölümün de farkindasin.
öleceksin ve nereye gidecegini bilmiyorsun,
ama ben de seninle gelecegim.

seni asagilik orospu çocugu, diyorum, neden
bu kadar düskünsün bana?

aa, yoldasim!
birlikte yikaniyoruz, birlikte yiyoruz, mektuplarini
birlikte açiyoruz.
birlikte siir yaziyoruz.
birlikte siir okuyoruz.

chinaski miyim, saldiri mi,
emin olamiyorum.

kimi acimi sevdigimi söyler.

evet, o kadar çok seviyorum ki onu
kirmizi bir kurdeleyle, kanli bir kirmizi
kurdeleyle baglanmis olarak
size hediye ediyorum,
sizin,
hepsi sizin.
onu hiç özlemeyecegim.

basimdan def etmek için çaba sarf ediyorum, inanin.

posta kutunuza sikistirabilir
ya da arabanizin arka koltuguna firlatabilirim.

ama simdi,
burada, delongpre bulvari'nda
birbirimize mahkumuz.

--spoiler--
insan eğer bir toplum içerisinde yaşıyorsa saldırı anormaldir. antidemokratik bir yöntemdir. insan insan olma vasfını kullanıp sorunlarını daha hümanistik yollarla çözmelidir. devletlerin birbirine saldırması cinayettir. menfaatler uğruna milyonlarca insanın hayatını kaybetmesidir. savaşlar şu güne kadar dünyamızı şekillendirdi. belki insanlar şu ana kadar birbirleriyle savaşarak değil birleşerek iletişim kursalardı şu anki medeniyet seviyesinin ne kadar üstüne çıkılabilirdi.
güncel Önemli Başlıklar