bugün

sevdiği entry'ler

en sevdiğin yazar

(bkz: soytarikral)

biçen marketin yaratıcılık harikası reklamı

http://www.youtube.com/watch?v=2A2DZyib250

Aha budur. hayal gücünüzün ötesinde olan bir reklamdır.

insana zevk veren basit şeyler

*güzel bir uykudan uyandığında şöyle kemiklerini kütürdete kütürdete gerinmek.

*bir yere yetişme derdinin olmadığını bilerek yatağında keyif yapmak.

*güzel bir günün sabahında sakin sakin çayını yudumlamak.

*yaz gecelerinde sevdiğinle küçük turlar atmak.

*eşek kadar olsan bile kinder sürpriz yumurtayı açarken heyecanlanmak.

*yaz vakti öğle uykusu uyuyarak çocukluğunu hatırlamak.

*babaanne ve dededen eski hatıraları dinlemek.

*saatlerce bir kedi yavrusunu sevmek.

*üniversitedeki son sınavını da geçtiğini öğrenip buruk bir mutluluk yaşamak.

*hoşlanılan kişinin bir saniyelik bakışını yakalamak.

*karın yağmasını pencereden izlemek.

*buğulanmış cama onun ismini yazmak.

*güzel bir dünyanın hayalini kurmak.

*hakkını arayıp bulduğunda tarifsiz bir zevk yaşamak.

*hediye alıp vermek.

*çocukluk resimlerine bakmak.

*hayatta en fazla sana değer veren kişinin annen olduğunu bilmek.

*eşek kadar adam olsan da annenin dizine yatmak.

*zaman algısını unutmak.

tuzu uzatır mısın hayat

Sosyal medya da ve arkadaşlarda fazlaca görüp, ismi ve kapak cazibesine dayanamadan aldığım kitap. sonunda iyi ki almışım dediğim kitap. yazarla resmen sohbet ettiğiniz kitap. arada sırada yazarın size espri yaparak güldürdüğü, bazen kulağınızı çektiği, zaman zaman da ağlattığı kitap. Sonrasında araştırdım meğer geç kalan benmişim yazarı cihad kök ve kitabı tuzu uzatır mısın hayat zaten çok satanlardaymış. oldukça keyifli, akıcı ve bir okadar da samimi bir dili var. iyi ki yazmışın cihad kök. bir gün tanışıp kitabını imzalatmak dileğiyle. kitaptan ufak bir parçada yazmak hoş olur galiba. buyrun efendim... "Şu gökten zembille inip her şeyi bilenler varya,
Kendilerinden başka “hiç kimsenin bir önemi olmayanlar hayatta”…
Havada gezen burunlarınızı,
Küçük dağları yaratmış adımlarınızı,
Kendinizden başka herkesi küçümseyen bakışlarınızı,
Kalın duvarların ardındaki ön yargılarınızı,
Haksız yere ağlattığınız insanların göz yaşlarını,
Kırdığınız kalplerin kırıklarını,
Alın!
Alın ama hepsi birden nasıl sığar acaba?..."

allahın bebeklere tecavüz edilmesine izin vermesi

Saçma bir tenkit. Ayrıca kaç bin yıldır rasyonel bir zeminde tartışılan kötülük problemi neden bebek tecavüzü gibi sinir uçlarına dokunan kışkırtıcı bir örnek üzerinden duygusal zemine çekilmeye çalışılıyor? dünyada başka kötülük mü kalmadı? Sınavda kötü alınca babasına yalan söyleyen öğrenciden, yoldan geçen kediye tekme atan serseriden, müşterisini kazıklayan esnaftan da mı allah sorumlu? insanların kendi özgür iradesiyle işlediği, allah'ın yaptırtmadığı -dahası razı olmadığı- suçların faturası neden allah'a kesilmeye çalışılıyor?

Arkadaşlar, felsefe tartışacaksanız tuvalette aklınıza gelen soruların sözlükte geyiğini çevirmekle olmaz o iş... sahaya ineceksiniz, literatürü tarayacaksınız, analitik düşüneceksiniz. Eğer kötülük problemini konuşacaksanız önce bi alvin plantinga okuyacaksınız. eğer benim ingilizcem yok, teknik literatürden anlamam, bu konulardan çakmam falan diyorsanız da çok biliyormuş gibi ahkam kesmeyeceksiniz. "Allah varsa bebekler niye ağlıyor :'((" deyip taşak oğlanı olmayacaksınız...

Plantinga kötülük problemini şu zaviyeden ele alır: (1) tanrı'nın özgür iradeli varlıklar yaratması iyidir. (2) bir varlığın özgür iradeli olması için "iyi"yi seçebileceği gibi "kötü"ye de yönelebilmesi gerekir. (3) bu durumda kötülüğün ortaya çıkması kaçınılmazdır. Sonuç: omnibenevolent (mutlak iyi) bir tanrı'yla kötülüklerin aynı anda var olması mümkündür. Kötülüklerin varlığı tanrı'nın iyi olmasına mani değildir.

Tabi türkiye ateistinin vasat kültür düzeyiyle yukarıdaki öncüllerin gerekçelerini bile anlamayacağının farkındayım. Ama maalesef sizin için daha fazla yapabileceğim bir şey yok.

Son olarak da şunu söyleyeyim: bir sınav ortamının optimal olması için gözetmenin (allah'ın) sınav ortamına müdahaleyi minimumda tutması gerekir. Eğer sınav sonunda zalim de mazlum da hakkını alacaksa ortada kötülük kalmaz. Bu, teizmin değil deizmin tanrısının bir problemidir.