ben şimdi burda birşey diyeceğim ama neyse. insanın kendi haysiyetine sindirebiliyorsa ister dindar olsun ister dinsiz ben önce o kişiye sen insan değilsin derim. bu işin ideolojisi olmaz. ben misal yaşadığım yerde nurcu bir amca var şube şube lokantaları var adamın. benim çocukluğumu geçirdiğim yerde yaşlı gözleri görmez bir amca vardı genç iken geçimini urgan örerek sağlardı. oğullarından kimisini okuttu memur etti kimisini okutamadı ustaya verdi. Ki bu evlatları sözde dindar amca yaşlılığında gözleri görmediği için evlatlarının hiç birisi evine kabul etmedi. Sadece bir oğlu lokantacı ya bir paket pide yapıp yollar. arada bir de çamaşırlarını yıkatırdı. şimdi bu dede eski kerpiç evleri bilenler bilir; alt kat evin girişi avluya bakan bir hanay karşılar. Sonrada yukarıya oturma odalarının olduğu bir merdiven.

Amcam yaşlı merdivene çıkamadığı için oğlu buna zemin katta pimapenle çevrelemiş kulübe yapmış hanayda orada bir yer minderi ve elektirikli sobayla yaşıyor. lavabo uzak diye de yanına bir lazımlık veriyor. yani bildiğin hücre hayatı yemesi içmesi, giyinmesi ve tuvaleti aynı yerde. gelini gelip bakmıyor. oğlu bazen ihmal ediyor bu dedeyi. komşuları bazen yıkıyor, yemeğini içmesini sağlıyor. Kışın elektrikli sobayla ısındığı için arada kontrol ediyorlar. Bir gün bana bu dedeye yemek götürmem istendi rahmetli nenem komşusu olur. Dedeye yemek verirken. Bana ibrik ve sabunlu bezi getir elimi yıkayayım sen döküver avluya dedi. peki dedim. Gittim elini güzelce yıkadık sonra bu o kulubenin karanlığında yerden destek alıp kalkacak yere lazımlığa daldırsın elini amcanın oda darmadağın. Ben desem temizleyemem hijyen takıntım var. Mahallenin kadınlarına söyledikte öyle üstü başı oturduğu oda gece gece temizlendi öyle yatırıldı. düşünün o dede böyle rezillik çekerek vefat etti. bu bende derin bir üzüntü yarattı o ayrı bir durum.

Yani demem o ki bu iş ideoloji ve din meselesi değil vicdan meselesi....
Vicdanın varsa seni dünyaya getiren, yemeyip yediren, bebekliğinde öf bile demeden altını temizleyen, çocukken mantıklı mantıksız her soruna yanıt veren (alzaymır hastası olan büyüklerinizi düşünün) büyüklerimize karşı bir sorumluluğumuz var ve bunun için bakarsın.

Vicdanın yoksa zaten sen kendine insanım desen bile insan değilsindir. Evlatların senden ne görürse yarın aynısını sana uygularlar sende boşuna merhamet beklememelisin vesselam..

Nancy Sinatra- Summer wine

https://youtu.be/Ib_eW9VSUwM

cildi yağlı olan adam sakal bırakmak büyük sorun, her traş olduğunda zaten direkt olarak sivilce çıkıyor bir onunla ilgilen. Yetmedi bir karış sakal bırakmakta neyin nesi yemeğinin yağı kiri o sakalda bırakılacak öyle bıyık bırakanı biliyorum ki misal tabaktan çorbayı içse ya da ayran içse yemeğin artanı olduğu gibi bıyıkta sakalda. sanki bizim erkekler çok temizliğine hassas gibi anlatıyorsunuz. Traş en azından hijyen açısından sağlıklıdır.

Edit: Bu arada cinsel birliktelik yaşayacağınız partneriniz siz öperken kirpi gibi batan sakallarından memnun olursa o sakalı bırakmak sizin tercihiniz. Fakat bu tercihi yaparken partnerinize olan saygınızı da partneriniz değerlendirir. bu arada traş centilmen adamların işidir. recep ivedikliğe özeniyorsanız buyrun sakal bıyık bırakın bir karış yüzünüze ömür boyu jilet değmesin.
Bu arada traş severler için güzel bir forum öneriyorum.

site: geltir.com

Geneleksel traş ile ile ilgili herşeyi bulabilirsiniz fırçanın kıllarının hangi maddeden yapılmasından tut. makine traşı ustura traşı jiletli ustura jiletsiz ordu usturası traşı v.s.. esanslı traş sabunu yapmaya varan herşey bulabilirsiniz.

4517 sayılı yasayla, Şirket-i Hayriye, fiilen ismini Türkiye Denizcilik işletmeleri olarak değişmiştir. Temeli Osmanlı Padişahlarından Sultan Abdülmecid zamanında atılmış. işletmesi iki gayri müslim vatandaşa ihaleyle verilmiş. Sonrasında iyi idare edilmediği gerekçesiyle devletleştirilmiştir. Tarihi kaynaklara göre ilk kaptanları gayri müslim vatandaşlarımız iken sonra ki yıllarda müslüman vatandaşlarımızda gemiciliğe ilgisi artınca türk kaptanlarda yetiştirilmiştir.

Bu şehir hatları vapurlarının osmanlı zamanında sürekli gecikmesi öyle espirili hikayelere konu olmuş ki eski insanların ne kadar naif olduğunu gözler önüne seriyor. Örnek vermek olursa misal şöyle bir hikaye vardır ki;

Dolmuş misali sık sık iskelelere uğrayarak ilerlemesinden dolayı halk arasında “dilenci vapuru” olarak anılan vapurlar sürekli varması gereken saati aşarak varış iskelesine gecikiyorlardı. Özellikle Şirket-i Hayriye’nin tanınmış kaptanlarından Ömer Kaptan’ın gerçekleştirdiği seferlerin gecikmelere uğraması, şirket yönetiminin dikkatini çekti ve kendisinin bilgisine başvuruldu. Gecikme üzerine yöneltilen soruya verdiği cevap;

"Efendim, Çengelköy’ ün sebzevatından, Beylerbeyi’nin teşrifatından, Kuzguncuk’un da haşaratından… Bunlar olmasa gecikmek ne demek, vaktinden önce bile Köprü’ ye varırım!” yanıtını verdi. Bu yanıtı daha da açıklaması istendiğinde ise; “Çengelköy bilindiği gibi bağlık, bahçelik bir köy. Halk yetiştirdiği hıyarı, patlıcanı istanbul’a hep vapurlarla indiriyor. Sepetlerin, küfelerin yüklenmesi epey vakit alıyor böyle olunca da vapurun hareket saati gecikiyor. Beylerbeyi de bilindiği gibi teşrifat meraklısı yaşlı beylerin, beyzadelerin semti. iskele girişinde iki kişi karşılaşsa, ‘Siz buyurun!’, ‘Rica ederim, önce siz buyurun!’, ‘istirham ederim. Siz varken bize mi düşer! Siz buyurun’ diye yol vermelerinden yolcuların vapura girmeleri hayli zaman alıyor! Efendim, malum üzere, Kuzguncuk kalabalık Musevi ailelerinin oturduğu bir köy. Anası, babası, kızı, oğlanı, konu komşusu sürüsüne bereket. Öyle bir hücum ediyorlar ki vapura, bir türlü arkası gelmek bilmiyor. Şimdi anlatabildim mi sebzevattan, teşrifattan ve haşarattan niçin geciktiğimi?” biçiminde mizahi bir açıklama yapar."

paketsiz internet kullanımını engelleyen bir sms var çağrı merkezlerine ararsanız yardımcı olurlar. Yanlış hatırlamıyorsam türk telekomda "ınternet kapalı" yazıyorsun büyük harflerle 5555'e sms at tamamdır. paketin biter bitmez yapmalısınız yalnız bunu.

yalnız şu var her paket aldığınızda ya da yenilediğinizde paketsiz internet kullanımına otomatik onay veriyor sistem paket yenilendikten hemen sonra da yukarıda anlattığım şekilde yaparsanız paket bittiğinde cihaz internete girmez. öyle hatırlıyorum işte.

ya bu kadın karambole prof olmuş bana mı öyle geliyor. onu yeme bunu yeme. fotosentez mi yapacağız yahu... Ne yiyeceğimizi şaşırtıyor...

Deliyim meliyim cana yakınım sülaleden biri gibiyim,
Sempatiğim ve de karizmatiğim, megolaman kelin tekiyim.
Otomatiğim matematiğim yok, şükür Allah'a karnım tok.
Şeytanın bi' tüyünü koparıp kendime takmış gibiyim.
Önü boş otobüsün ilerleyelim siz takılın bana hadi gidelim.
Aleme akalım, elaleme bakalım, dalgamızı bile biz bulalım
Sağı solu gelir hiç farketmez burası beni kara sularım.
Bende her yol roma demedim mi geçti mi sancıların.

Biraderim de, abicim de, kardeşim de ,ne dersen de
Üstüme gelme, gelme beni germe, derbeder ben sere serpe
Perde perde ve lekeler yerde, delilik var mı ki serde
Topla gel de tasını tarağını gelirim evine her gece.

(Bir kel için söylenebilecek en güzel şarkı desem.)

valla bana kargoyla ürün geldiğinde paketi açmadan imzalamam dedim. adam da imzalamazsanız teslim etmem dedi. ad-soyad istedim. adam gitti ürünü teslim etmeden. kargo firmasını ve ürünü satın aldığım kurumu aradım tek tek. saati ve araç plakasını verdim. adamlar artık sap gibi bekliyorlar kapıda ben yaptım sizde öyle yapın.

Az para alıyorsan fazla mesai yapıyorsan iş yavaşlatma mı yapacaksınız, sendikalaşacak mısınız, grev mi yapacaksınız bilmem. Ama işini düzgün yapacaksın arkadaşım.

Yatalak dedemin bakımı için pudralı eldivenle sonda taktıydım. Doktor pudralı eldivenle bana sondayı verdi. Eldiveni biliyorum da bu ne dedim. Dedenin çüküne takıcan prezervatif gibi dedi. Senin vazifen dedim. istersen şikayet edebilirsin, ama cevap gelene kadar altına yapar dedi şerefsiz.

alkollu ıslak mendille ben bu işi ilerlettim. millet alafranga tuvalete yapmayı beceremeyince. hatta normalde çok sık gittiğim bir mekanın tuvaletinde sıra beklerken tuvalet kapısının normalde altından içinde insan varsa kapı altından adamın ayağını görürdüm. yine bir gün aynı mekana gittim, kapının altında ayak yok. kapıyı tıklatmadan daldım birde ne göreyim herifin biri alafranganın üstüne tünemiş hööt diye bağırıyor. o zamandan sonra kağıt peçete bile yeterli gelmiyor illa ıslak mendil. çok pisse tuvalet tutabiliyorsam evde yapıyorum ihtiyacımı.

çağrı merkezinde çalışıyorum buna şu cevabı verebilirim. yaş arttıkça cahil insanlara laf anlatırken tahammül kapasiteniz gittikçe düşüyor.