bugün

entry'ler (11)

sokak hayvanlarının sokakta sevişmesi

Sokak hayvanları sokakta sevişmezse nerede sevişecek peki? Tek gecelik kulübe mi tutsun!

koray sarıdoğan

Kendisini kalemkahveklavye'de okumaya başladım. Daha sonrasında ise sadece onu takip ettiğimi ve onun yeni yazısını beklediğimi fark ettim. "Kadran Kadraj" kitabı çıktı koştum aldım. Bir yerlerden kulağa çalınmayan cümleleri var. Günümüz edebiyatının bu vasıfsızlığı arasında kendi değerini yaratan bir yazar olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

meme

Hatta hayvanlarda görüldüğü bile olur inanır mısınız?

en ünlü 3 türk

Mustafa Kemal Atatürk.
Nazım Hikmet Ran.
Mimar Sinan.

sesli edebiyat kulübü

Birkaç şiir sever oturmuş düşünmüş, tabii önce kendine dert edinmişler bu meseleyi... Ve böyle bir oluşum çabası içine girmişler. Bir buçuk yıllık mini mini içi şiir dolu bir kulüp. Seslendirme yapmak isteyenlerden gelen şiirlere de yer veriyorlar.
Göndermek istediğiniz bir seslendirmeniz varsa çekinmeyin buyurun (https://twitter.com/sesliedebiyat), (sesliedebiyat@gmail.com) ilgileniyorlar.

küçükken yanlış bilinen şeyler

Ayın her adımda benimle ilerlemesi ve takıntılı bir takip düşüncesi... Çocukluk işte

pazartesi sendromu

Şu sıralar yetimlik başlangıcında level atlamaya atak yaptığım giderek gelişen sendrom.

güney kore sineması

Her Amerikalının müstakil evlerde yaşadığı, her ara sokakta hip-hop kültürünün kol gezdiği, ailenin, anne baba çocuklar ve ev köpeğinden oluştuğu, arada bir de aralarından birinin uyumsuzluk çıkardığı, sokaklarda hep çıtır insanların gezindiği, herkesin zayıf olduğu, olmayanın dalga konusu olduğu, hatta herkesin güzel, olmayanın da kül kedisi olduğu, paraların bolca bulunduğu saçmalıklar silsilesinden sıkılmadın mı? Sıkıldın sıkıldın! Sonu tahmin edilemez filmleri sen de özledin hatta. Hem şaşırmak ne güzel şeydir öyle. Çünkü her şaşkınlık bir şey öğretir insana. Tabi bunların illa ki olumlu şeyler olması beklenemez ama öğretir işte. Öğrenmek en güzelidir çünkü onun iyisi kötüsü yoktur. Ne öğrenirsen kar kalır yanına.

kim ki duk

“Bunu yaparsan şapkamı yerim.” bu sözü hayatı boyunca iki kez duymuş ve birçok şapkayı ziyan etmiş bir yönetmen Kim Ki Duk. Hakkında söylenecek çok şey var. Ama kendisi, kelimelerin güçsüz olduğunu ve anlatımdan eksilttiğini düşünüyor. Susarak anlatmanın karmaşasına düşmek istemediği zaman konuşuyor, konuşturuyor. Kelimeler söyleyen kişinin tavrını takınır, diye düşünürüm ama susmak, Kim Ki Duk ile insanlığın tavrını takınıyor galiba…

orhan veli kanık

Süleyman Efendi ve nasırı ile hayatıma girdi Orhan Veli… Bir de babamın ara ara mırıldandığı bir kaç mısrası ile. Bir tarafta nasır, bir tarafta sokak kedisi ile ciğercinin kedisi, bir tarafta ise gözlerimi kapattığım anda dinleyebileceğim istanbul. Küçükken Orhan Veli’ye aşık olmak yerine istanbul’a aşık olmayı tercih etmiştim, şimdi işler değişti desem yeridir. Geçen yıl ilk kez istanbul’a gittiğimde ağzımdan ister istemez şu cümleler dökülüverdi “Seni mavi gözlü, kirli yüzlü sokak çocuğu seni… Hani, nerede sahiplerin?” Gitmişlerdi. Benim için biri olsa yeterdi ama o ilk gidenlerdendi…

nazım hikmet ran

Kimileri “Mavi Gözlü Dev” , “Güzel Yüzlü Şair” dedi ona kimileri, “Romantik Devrimci”… Defalarca tutuklandı ve yaşamının büyük bir kısmını hapiste veya sürgünde geçirdi, şiirleri elliden fazla dile çevrildi. Benim için ise en güzel direnen şairdi Nazım Hikmet.