bugün

entry'ler (262)

kadınların güzel olan başka bir kadına bakışı

iş gereği, çevre gereği neredeyse her sosyo-ekonomik, sosyo-politik, sosyo-kültürel statüden kadınla tanıştım, bir araya geldim, iki çift laf ettim, çok çeşitli ortamlarda bulundum...bu güce sahip biri olarak söyleyebilirim ki, her kadın aynı. o makaleler yazmış, doktora tezleri yazmış, ted konferanslarında sunum yapmış kadın da konu başka bir kadın olunca "öyle" bakıyor, köyde sabah akşam çapa yapan kadın da.

ve sizin o saygıda kusur etmediğiniz, akademik donanımına hayranlık beslediğiniz kadının, bir baloda misal, diğer bir kadına bakışını görmelisiniz. ya da görmemelisiniz. kadınlar çok farklı gerçekten.ü

Cinsiyetçilik olmasın ama mesela erkekler bu konuda çok şanslılar, ne bileyim bir baloda misal, 2-3 arkadaş bir aradayken ve çok yakışıklı bi erkek gördüğümüzde ben hiç kıskançlık hissettiğimizi hatırlamıyorum. bilakis, "oha çocuğa bak lan tosunum benim", "çocuk ciddi yakışıklı yarasın koçuma" gibi sevinçli ifadeler kullanıyoruz. bazen diyorum iyi ki erkek doğmuşum

matematik özürlü olmak

matematikten nefret etmiş, taa ilkokulda bağlarını koparmış biri olarak, kesinlikle ciddi problemler doğuran özürdür. güzel bir işim var çok seviyorum ama matematiğin insana kattığı analitik düşünce becerisini de, işin içinden çıkılmaz hale gelen analizleri görünce aramıyor değilim.

siz siz olun, taa en başından işi sıkı tutun. en temel ilk birkaç konuyu kaçırdınız mı domino taşı gibi salıveriyor kerata. bu arada ilk konuların adı neydi la?

ahıska türkleri

uzun araştırmalarım sonucu gürcistan bölgesinden 3 nesil önce göçtüğümüzü öğrendiğim, mensubu olduğum topluluk. hikayeleri tam bir tragedyadır, ne azı,ne fazlası.

hayatini ask uzerine kuran erkekler

yavşak erkekler kategorisinde palazlanmışlardır. tamam aşka lafımız yok ergen tribine girecek halimiz de yok ama işi gücü aşk olan, hayatının merkezine bunu konumlandıran adam erkeğim demesin arkadaş. ne la papatya çiçeği gibi, kağıda gel desen gelmez, maça gel desen gelmez, mevzu var desen gelmez (en azından lisede), kupona gel desen gelmez, kusura bakma fikrican ama olmuyor, sen tuğçelerlen takıl.

gta vice city arabaya karı atma olayı

(bkz: bir abazanın anıları)

yazarların askerdeki görevleri

edirne lojistik destek komutanlığı nushet bulca kışlası 351. dönem kısa dönem sıhhıye bölük takımı onbaşısı, gece silahlıkçısı.
nöbet tutmadım, bölük 11 kişi olduğu için 11 silahı makam odamda bekliyordum. askere gidecek piç torunlarımıza ne söylesek hikaye ama gece işleri alırsanız 24 saat yatar, yatmaktan sıkılır, komutanların mendabur suratlarını unutursunuz.

bir de unutmadan, ben mi yapiyim ak bu saatten sonra?

gezi eylemlerinde zeka pırıltısına rastlanmaması

gezi eylemleriyle ilgili ne düşünürseniz düşünün, ne tip yargılama yaparsanız yapın, nasıl bok atarsanız atın, ki ben de attım dönem dönem, ne söylerseniz söyleyin ama en son bunu söyleyin.

gezi eylemleriyle ilgili son söylenecek, hatta hiç söylenmeyecek sözü en başta söylemek, amiyane tabirle saçmalıktır. saçma olmayalım, makul olalım, iyi olalım, adil olalım, sevelim sevilelim bu dünya kismeye kalmaz.

insanı olgunlaştıran şeyler

1- babanın ölümü

2- en az 2 sene sürmüş, aynı evde yaşanmış, tercihen, laylaylom değil de, hastalık, mücadele, engellere karşı birbirini kollamış iki sırt ve onun getirdiği dünyanın açık ara en samimi ilişkisinin bitmesi, o kadının gitmesi.

işte bu iki şeydir ki sizi adam eder, sizi kadın eder. olgunluğunuz bundandır.

ankara

bok atmış olmak için sallamıyorum ama, hele de burada doğup büyümediyseniz, yani sizi buraya bağlayacak çok kuvvetli argümanlar yoksa, hiç ama hiç yaklaşmamanız gereken şehirdir. yani 2-3 aydır bulunduğum (mecburen mecburen) şu şehre hiç ön yargılı gelmedim ama burası gereksiz bir kent arkadaş. üstüne üstlük arkadaş çevrenizi, düzeninizi, alışkanlıklarınızı, her şeyinizi şehr-i stainbul'da bıraktıysanız, geçmiş olsun.

Yani imkanları ortalama olan biriyseniz tercihiniz ankara olmasın, bişey yok burada, var diyen yalan söylüyordur, ankara gecelerinden güzellemeler, ankara sisine methiyeler kasan bebelere inanmayın, onlar da kendilerini kandırıyorlar zaten.

ofis ortamında sinir bozan çalışan tiplemesi

uzun tırnaklı hatun kişisi. o klavyeye vuruyorya, sanki beynimi mıhlıyor arkadaş, kes şu tırnaklarını bak buradan sesleniyorum yasemin, allahın aşkına kes tangır tangır bezdim ulan.

yazarların ayakkabı kutularında sakladığı şeyler

milyonlardan yer kalırsa eski maç, tiyatro, gezi biletleri, broşürler, ilkokul karnelerim, aynı şarkıyı iki yönüne de yazdığım kasetler(ergenler siz bu kısmı bay geçin), eski sevgilimin parfüm kutusu, 15 yılda ne kadar ev değiştiysem hepsinin anahtarı, ekibinde bulunduğum bazı reklam metinleri, broşürler, flyerlar...vs

gerisi de malum, milyonlar işte, eski parayla ama. konunun açılma zamanlaması da çok manidar!

penye ve hakikat

Dün geceden beri meksika sınırı'nda seslendirilmiş halini dinlediğim, toplumsal psikolojimizin en değerli çıkarımlarına ev sahipliği yapan osman konuk şiiridir. seslendirmesi inanılmaz, algısal yönlendirmeleri inanılmaz, kendisi inanılmaz.
şu meşhur keskin dönemleri görmüş benim gibi 80'ler kuşağının mutlaka dinlemesi gerekir. http://www.youtube.com/watch?v=gem3MynuaVA

evlilik müessesesine kilit vurulması

evlilikle ilgili şahsi tavrın neden hep "sorumluluk almak istemiyorlar, kaçıyorlar, korkaklar, bencillik yapıyorlar" diye köşeye sıkıştırlmasına anlam veremediğim serzeniştir. gerçekten benim şahsi bir hakkımı ne hakla bu şekilde etiketleyebiliyorsunuz. açıp kalbime mi baktınız da bunları söyleyebiliyorsunuz. elinde niyet ölçer olan ne çok insan var arkadaş. sanane benim evlenmeme nedenimden, git istersen 45 kere evlen, benim üzerimden neden hesap yapıyorsun bu nasıl bir rahatsızlıktır.

evlendiğine pişman olmak

belki de evliliğim adına önümdeki en üyük engel. Yani sırf bu korkudan dolayı şu yaşa geldim hala gündemime hiç girmedi evlilik. evlendin diyelim, olmadık sebepten 4. gün birsoğukluk hissettin, sorarım size nasıl geçecek o ömür, nasıl geçecek günler.

neyse cem yılmaz bile boşandı zatı.

the hobbit the desolation of smaug

şu filmi etkili kılan unsurlardan en önemlisi olan "görsel hi-tec" durumunu sikip atıp hala "malum ortamlar" peşinde koşan arkadaşlara güzel laflar hazırladığım filmdir.

sienamada izlenmesi gereken filmdir gençler. "abi genciz öğrenciyiz" demeyin, size daha iyi kampanyalar var ak sinemalarda, yolunan biziz.

filmi sinemada izlemiş ama malum ortamlar peşinde koşan arkadaşları iş bu iğnelemeden tenzih ederim.

kızların entelektüel birikim eksikliği

entelektüellik, bilgileri hazmedilebilen ve bunları doğru kaynaktan edinme becerisine haiz kişilere has bir kavramdır. bu niteliklerin ise pratiğe herhangi bir popülizm kaygısı gütmeden aktarılma süreçleri bütünüdür. veri aktarımı sahiplik,verileri bilgiye evirme süreci başlı başına bir donanım parametresidir.

hal böyle olunca, sadece verilerin aktarımına imkan veren bir platformda(sözlük misal) bu ayrımı, mukayeseyi yapmak çok güç.

mesela ben erkeğim, yukarıda bir şeyler yazdım, ne dedim? hiç bi sikim demedim, öyle konuşuyorum ak ismet kim ki zaten!

komünizm gelse de yattığımız yerden maaş alsak

(bkz: the way back)

tüm zamanların en iyi yabancı dizileri

1-house of cards
2-house of cards
3-house of cards
4-house of cards
5-house of cards

ilginç siteler

http://www.naber.la

r10

2013 yılında hala "Error 503 Service Unavailable" hatası veren ve girilemeyen forumdur. bu mudur yani!