bugün

çok gezerekten her sene yeni bir okul tanıyaraktan büyüdüm ben.

rahmetli babam memleketi korumakla görevli bir jandarma astsubayı idi.

insanın anavatanı çocukluğu imiş. biri söylemişti .mıh gibi aklım da güzel söz değilmi?

eee tabi çocukken ne yaparsan içim hiç büyüyemediği için şimdi de onu yapıyorum.

hal ve gidişatımın adı dikiş tutturamamamk binbeşyüz adet işe girip çıkma maceram oldu.

kötü bir evlilik sindirimi yaşadıktan sonra; ruhum göceçek yeni bir akıbet aramakta iken aklıma geliveren şu cümleyi sizlerle paylaşmak istedim.

şu benim göçebe ruhum. söylemesi çok güzel anlamlı.

gün içerisn de bile oradan oraya göçüyor ruhum. sabah namazına kalkıyor arkasından sabah saat 10 gibi içmeye başlıyor, akşama doğru yeni bir haleti ruhiye satın alıyor, istkrarsız olmanın dorukların da gezinerek yalnızlıkla kucaklaşıyorum.

sabah olmakta ben yeniden namaza kalkıyor sabah saat 10 gibi içmeye başlamak ta öğleden sonr atakım elbise giyip memelket meselelelri hakkın da yazılar yazmak için ukalalaık yapmaktayım.

kader denilen kahpe beni eskiden rezil olduğum kişilerin öüne tekrar tekrar koyuyor. hayat benimle dalgasını geçiyor.

oysa ne kadar ihtiyacım var sırtımı sevescek bri şefkate. bıktım artık örselenmekten. yalnış yalnış yalnış anlaşılmaktan. bıktım bıktım bıktım.

düşüncelerimin hızı yüzünden arkamdan bana normal değil bu diyorlar. biliyorum.

yoldan geçerken dönüp tekrar bakıyorlar.
içmden ruhummmu sarkıyor acaba.?

çok ama çok ihtiyacım var sevilmeye ben böyle hayatı ta ..........

aslında birde şu boyutu var kendimi tanıma şansım oldu. herkese nasip olmaz.

ruhum göçebe.

şu benim göçebe ruhum.