bugün

yerden göğe kadar haklı olan önermedir. şah ismailin şiiler gibi günde 3 vakit namaz kılmaması ramazanda oruç tutmaması ve anadolu aleviliği dışında kalan diğer bütün islami ibadet ritüellerini yerine getirmeyip bunların yerine perşembe akşamları safevi tarikatı cemevlerinde semah dönmesi ve islam dininin icra halinde ki arap kalıntılarını reddedip sadece kuranı ve ehl-i beyt'i kabul etmesi daha makbul ve doğrudur tarih açısından. bütün bu somut gerçeklikler ve akılcı yaklaşımlar gösteriyor ki çaldıran savaşını şah ismailin kızılbaş-türkmen süvari ordusu kazansaydı anadolu ikinci bir büyük fethe sahne olacak şah ismailin orduları anadoludaki toplam mezhepsel nüfusun çoğunluğunu o dönem için teşkil eden anadolu alevileriyle birleşecek ve anadolu sanıldığı gibi şiileşmeyecek onun yerine anadolu aleviliğine teslim olacaktı. tabii evrensel sünni tasavvufi islam görüşlerinide* içine alarak.
(bkz: hala bıyıklı olsaydı dayı olacaktı)
Sünni düşmanlığı Yavuzun şii düşmanlığından fazladır. Sünni olanı ona karşı çıkmasın barışçı olsun olmasın kaynar sulu veya yağlı kazanlarda hunharca katleden bir şahtır. ona karşı çıkan öz annesini idam ettirmiş, cellatlarada söz verdiği altını eritip yutturmuştur, savaşta öldürdüğü düşmanının kafatasını kadeh yapıp içki içecek kadar zalimdir. Yavuz Selim gibi sert ve acımasız bir padişah bile fetvasız yargısız hareket etmemiştir.
neyi değiştirdiği merak ettiğim olay.
anadolu alevisi değil de bengalli olsa ne fark eder arkadaşım?