bugün

Güzeller güzeli ve zeki bir kadını reddetmek, sırf yahudi olmadığı için. kendi geleceğini ve milletinin bekasını düşünen dini kuvvetli erkeğin yaptığı ama bunu yaparken de ciddi acılar ve telafisi mümkün olmayan hatalar yaparak evrenin değil de tanrının sanki bir cilvesine nail olmuş erkeğin hazin öyküsünü anlatan, yürek burkan, yılların eskitemeyeceği ve kalbin derinliklerinde işlemiş, türklerin kara sevda dediği bir aşkın pencesinden ömür boyu kurtulamayacak yahudinin yaptığı, ailesinin desteklediği, üstün ırk mensubu olmayan kızın ise en az yahudi erkeğin üzüldüğü kadar üzülmesine yol açan elim iştir.

çok değil sadece altı yıl önce berbat bir aksanla, yarım yamalak türkçe ile 2007 yılının yaz mevsiminin temmuz ayında istabul'a gelip, yalnızca dört gün sonra markette karşıladığı türk kızı, has müslüman türkan'ı görerek ve görür görmez kendisine karşı tarifi mümkün olmayan duygular besleyen şu gariban yahudinin çektiği acıları anlayabilmek ne kadar mümkündür yada ne kadar doğrudur yaşamayan birinin kesinlikle bilemeyecegi kompleksli duygulardır.

Markette gördüğü kızın, dört bina yandaki binada oturduğunu ertesi gün fark edip, heyecanla karışık artan duyguya aşk ismini vermeyi hiç istemiyordu ve ayrıca ilk görüşte aşka kesinlikle inanmadığını, bunun saçmalık olduğunu, her seferinde dile getiriyordu.

Onu gördüğüm günün ardından on gün geçmişti. On gün onu hiç göremeyince, ilk görüşte hissettiğim duyguların yalnızca hayranlık olduğunu anlamış, kendimi yavaş yavaş telkin etmeye başlamıştım. ama bunun yanında içimde bitmek bilmeyen eşsiz duygu karmaşası vardı. O on günün ardından elime hayatımda ilk kez olmak suretiyle sigara almış, balkonda içiyordum. Sigara icmemin sebebi biraz onu görememenin oluşturduğu stressti. Ve birazda, kim bilir belki evinden çıkar markete gider de onu balkondan görürüm umuduydu. On günün ardından çeşitli periyotlarla balkona çıkıp, iğrenç tadı olan, pis dumandan başka bir mahareti olmayan ince uzun silindir sigarayı içmeye devam ediyordum. Onbirinci gün yine balkonda sigarayı içtiğim bir anda çok kuvvetli bir şekilde öksürürken yan tarafta kızın evden çıktığını fark ettim. Cüzdanımı, evin ve arabamın anahtarını alır almaz kendimi sokağa atmakla eşsiz vücudu ve derin gözlü gamzeli fındık burunlu o kızı karşımda gördüm. Gülümsedim, ve onun yanında yürümeye devam ettim. Arabamın anahtarını niye aldigimi ben bile anlayamadım çünkü yalnızca elli metre ileride olan markete gidecektik.
Üç dakikalık boyunca kendisiyle konuşma fırsatı bulmuş, kim olduğunu en iyi ve en bariz şekilde ona izah etmiştim. Fakat kız bundan pek hoşnut olmamıştı. Bunu, onun bakışlarından anlayabilmek mümkündü. Benim tel aviv'den, yalnızca iki hafta önce turkiyeye geldiğimi, yarım yamalak türkçe ve iğrenç arapçaya benzer aksanımla konuşmam onu ya üzmüş, yada gereğinden çok şaşırtmıştı. Yüz ifadesindeki değişiklik gittikten sonra konuşmaya devam ettik. Adımın moshe olduğunu duyunca gülümsemiş, beni mutlu etmişti. Keza ben de türkan ismini duyduğumda ona aynı tepkiyi vermiştim. Bir saat sonra dışarı çıkma sözünü aldıktan hemen sonra apar topar eve gidip duş aldım. Kaslarıma parlatıcı krem sürdüm, saçlarımı taradım, kolsuz t-shirt ve kısa pantolunumu giydikten sonya dışarı çıkıp arabamın yanında onu bekledim. 2007 yılının temmuzu ağustosa bağlayan gecesinde artık kendimi tamamen onun gülüşüne hapsetmiştim.
2011 yılının aralık ayına kadar, turkiyede katettiğim yüzlerce engelin istisnasız hepsi türkan sayesinde olmuştu. Beni türkçe kursuna yazdırmış, spor salonuna götürmüş, yüzmeye götürmüş, diksiyon kursuna götürmüş, turkiyeye uyum sağlamam için elinden gelen herşeyi yapmıştı. Ancak 2011 son baharında dini bayramımızı kutlamak için memlekete gittiğimde hayatımda duyduğum, ve kim bilir belki de bundan sonra hiç bu kadar kötü haber alamayacağım bir şey duymuştum biricik annemden. "türkan ile evlenmen mümkün değil." Sebebini o denli güzel, içten, sadakatle anlatmıştı ki ben annemin hiç bir sözüne karşı çıkmamış biri olarak kabul etmek zorunda kalmıştım. Aralık ayında türkan'a, sırf üstün ırk milletine mensub olmadığı için ayrılmamız gerektiğini ona anlattığımda dakikalarca tek kelime etmeden birbirimize bakıp ağlamıştık. aradan tam 2 yıl onÜç gün geçti. Türkan'a karşı sevgim hiç azalmadı ancak dinime ve anneme olan saygım her türlü zorluğu aşacaktı. Türkan ile ayrılmama sebep olan şey, yahudilik değildi. Ben dinimi ve ırkımı çok seviyorum. Teşekkürler.
böyle bir şans bir daha gelirse kesinlikle reddedilmeyecektir.
islâm dinine mensup olmayan bir hanımla evlenmek, cima etmek, flörtmek dinimize göre hoş karşılanmaz. hanım çok güzel olsa bile bu caiz değil. islâm'a göre böyle.