o depozitoyla evi kiraladığı hale getirmeye çalışacaktır.
yaptığı ev sahipliğinden pişmanlık duyması gereken insan güruhu.

yasal olarak müdahele edinilmemesini tavsiye ederim, çok uğraştırıcı ve masraflı olacaktır. paşa paşa kiralayıncaya kadar beklenmeli veya ev sahibine "hemen vereceksin" diye sert* yapılmalıdır. Eğer hiç vermiyorum arkadaş yok depozito falan deniliyorsa, sertin dozajı artırılmalıdır.

sert'in kavramı, muhallebi çocukluğu ile doğru orantılıdır.
şayet ben bir kimyacı olarak;
- tüm fayans derzlerini asitle eritirim.
- camları çatlatırım.
- kombiyi bozarım.
- şişmesi için parkeleri ıslarım.
- eve eski bir yatak koyup içine güvercin çifti bağlarım, önlerine de çürümüş meyve veririm ki dışkıları çok daha asidik ve esanslı olsun.
- etrata uyuz veya kuduz kedi/köpek varsa onu da salona bağlarım.
- tüm kapı ve pencere kollarını sökerim
- salon duvarına elimde falçata ile göt resmi çizer sonra da sönmüş kireç harcıyla yama yaparım, (ne kadar boyanırsa boyansın tekrar sıva yapılmadan kalıcı iz asla çıkmaz)
- Ev sahibinin fotoğrafını montajlar, porno sitelere dağıtırım.
- Telefon numarasını facebook gruplarında 25 TL'lik muamele, geceliği 30 TL'den diye ilan açarım. (ben değilim o kadın diye akşama kadar inleyip dursun pezevenk)
- mahalle bakkalına gidip, sigara alırken ev sahibi hakkında dedikodu uydururum, (zaten ben A desem o mahallede Z'e kadar gider.)
- tuvaletleri kirli bırakırım.
parayı vermeyeceğini bildiğim için öğrencilik döneminde kaldığım evin anasını belledim içim çok rahat amk.
ne tek kat boyayla kapanacak duvarlar nede çalışan kapı ve kapaklar bıraktım. iyi yapmışım ibneye sözlük.
afyonda öğrencilik yıllarında yaşadığım bir hadiseydi buyrun:

okul bitti haliyle evden çıkma kararı aldık pılımızı pırtımızı topladık, eşyaları diğer öğrenci arkadaşlara ucuz yollu bıraktık tv'sinden şofbeni'ne kadar alayını bağışladık desek yeridir.neyse ev sahibin aradık ''fikret abi biz evden çıkıcaz evi gel bir kontrol ette alış verişimizi bitirelim helalleşelim'' dedik.

neyse ''tamam iş çıkışı uğrarım''dedi.

iş çıkışı geldi çattı ..

kapı çalındı bir baktım bu, ev sahibi zaten suratında bi siklemez tavırlarıyla girdi içeri bi soğukluk olduğunu anladık neyse
içeri buyur ettik.insan olarak bir şey içer misin diye sorduk, ''ne içecem alkol mü dedi.''

''ne alkolü fikret abi çay,kahve anlamında yani'',(gülerek) ''bırakın ya ben öğrencileri bilirim, onların evinde su yerine damacana damacan bira olur,hatta bira şişelerinden kule bile yapıyorlar.zaten ben evi öğrencilere vermezdim de mağdur kalmasınlar falan diye vermiş bulundum'' dedi..

neyse banyoya girdi çeşmelere baktı ''bu akıtıyor,bunun değişmesi lazım''dedi

oturma odasının kapısına baktı ''menteşeler oynamış bunda da hasar var, duvarlar pert boya lazım ''..dedi dedi dedi de dedi ..

''ne kadar alacağınız var benden depozito''

''abi 400 kira 400de depozito verdik alacak 400tl'' dedik..

keşke demeseydik hatta direkt bağışlasaydık o parayı da o lafı duymasaydık.

''masraflar ortalama 350tl falan tutar yarın su işlerinin oraya gelinde 50 tlnizi vereyim'' dedi..

işte o an evet o an, ne olduysa o an oldu..(slowmotion) seçkin diye bir arkadaşım vardı makina bölümündeydi. nasıl ne şekil oradan o ayakkabı keratasının alıp fikret abinin kafasının ta çatına indirdi anlamadım 'küt' diye bir ses duydum ses boş odada adeta yankılandı

o sırada tüm olayları normal motion olarak izlemeye devam ettim.

-(Seçkin) :senin ben ananı sikerim kansız şerefsiz.
-(yaralı ev sahibi):hööpphğğh ağğğa ulaaağğn kafaaaağmm
-(seçkin): sabahtan beri o bozuk, bu bozuk ağzı yapıyorsun sırf parayı vermemek için bin dereden su getirdin amk oğlu(kombine yumruklar inerek)
-(yaralı ev sahibi): öğğüürrsspuu çooçiiğiii

seçkin mutfaktan kaptığı ekmek bıçağını fikret abinin direkt böğrüne sapladı..dı dı dı..

vviiiiiiiiiiuuuhuuuuuuuiiiiyytt (flashforward)

-tamam abi su işlerinin oraya geliriz hesabımızı yaparız.50 tl diyosan 50tl dir.
adresine yalandan ihtarname gönderilmesi gerekir. eğer kontrat noterde damgalanmamışsa -ki kontratların büyük çoğunluğu bu şekilde yapılmıyor- bir de kira ödediğine dair banka dekontu vs. varsa bunlarda ev sahibine belirtilmek kaydıyla gözdağı verilir. ama mahkemelerde uğraşmak çok yorucu gözdağının dozajını arttırmak daha akılcı bi çözüm olabilir.
vanayı kıstıktan sonra su borusunu patlatırım. evin içinden geçen. sonra paşa paşa çıkar giderim.

yeni kiracı,

- neden gelmiyor lan bu su dediği an 10bin lik olur heralde. tabi bu durumda depozitoyu alamadığım doğru ama olsun, sikerler olum pire için yorgan yakmak böyle keyifli birşey işte. *
evinin parke döşemelerinin sökülmesini göze alan ev sahibidir.
faturalar ev sahibinin adına geliyorsa ve ev sahibide uzaktaysa faturalar ödenmeden evden kaçılabilir.
2008-2010 arasında 2 sene boyunca oturulan ve bir defa bile bir gün olsun ödemesini geciktirmediğimiz evimizden çıkmadan önce ev sahibine gidip depozito yerine son ay kira vermeyeceğimizi söylemiştik, gönülsüzce kabul etmişti, sonrasında kapımıza çıkagelmişti siz bana verin kirayı ben çıkarken vereyim depozitoyu diye. tabi biz ağızının payını vermiş göndermiştik, son ay ayrıca 5-6 gün de fazladan kalmıştık evde boşaltana kadar. o yüzden evi boşaltma zamanı yaklaşırken olayı halletmek en iyisi. yoksa adamın peşinde koşarsın depozito için. bizde ev sahibi koşmuştu peşimizden son kirayı da alabilmek için.
en hakikatlı küfürleri hak eden ev sahibidir. peşin parayı alırken çok mutlu olurlar. sonrasında parayı vermeyerek ne kadar göt olduklarını gösterirler. ahlaksızlar.
bunun gibi adamlar insanlar tarafından bilinmediği sürece tüm ev sahipleri töhmet altında. iyi ve kötü ev sahibinin ayırt edilmemesi için kiracı güven veritabanları dünyanın her yerinde olduğu gibi bizde de gerekli. bu konuda ortaya çıkan http://www.kimskor.com var, inşallah işe yarar.