bugün

gelişmekte olan diye kandırılan az gelişmiş ülkelerde görülür bu tür mucizeler. çünkü ekonomik açıdan sixteen sene düze çıkamayan bu ülkelerde, özel sektör çalışanının -afedersin -ırzına geçerken- kamuda ise işler çok daha farklı işlemektedir.

ofislerde sabahlanılan, paranı parça pinçik aldığın ve onun üzerine bir de en ufak hatada surat yediğin 6 yıllık özel sektör deneyiminin ardından bir eylül günü kamuda işe başlanır. saat 5 olunca bir anda herkes kendini dışarı atar. bu öyle hızlı gelişir ki anlaşılması bile zordur. neyse dışarı çıkılır, henüz güneş yukarlarda bi yerdedir. yürürken mal mal etrafa bakılır. "küçük bi iş için çıktım, geri döneceğim" düşüncesi kafada yer eder, çünkü karanlık olmadan hiç çıkılmamıştır bu güne kadar. sonra farkına varılır. surata büyük bir gülümseme yerleşir.

sonra cuma olur. işten çıkılır. pazartesiye kadar kocaaaaaa zaman vardır. inanması çok güçtür. yanındakine "şimdi biz pazartesi sabah geliyoruz, değil mi?" diye sorulur. soru havada kalır.

kamuya yeni geçildiği için o dönem borçlar birikmiştir. alkolden de geri kalınmaz tabi. ayın 14'ü gecesi "nasıl olsa yarın maaş yatacak" diye dışarı çıkılır. saat 1'de eve dönerken iş arkadaşı uyarır. "yattı bile". bankaya gidilir. maaş tek parça halinde yatmıştır.

(bkz: şu an ağlıyorum)
allah diyerek bünyeyi uçuran mucizelerdir. ayrıca kurumda bir çok şahidinizde vardır. sıkıntı çekmezsiniz.

tek sıkıntılı tarafı sabah akşam çay ve sigara içer, yasaklı internetinizle kısıtlı işler yapabilirsiniz.

- evet arkadaşlar bir sıkıntınız var mı?
+ müdürüm facebook'a giremiyoruz.
- efendim?
+ dosya paylşımı için diyorum facebook olsa.
- çıkışta odama gelin lütfen.
+ derhal.