bugün
- jose mourinho24
- bekar kadın akşam yemeği10
- içlik giyer misiniz12
- sözlükte sevilmeyen erkek yazarlar9
- bütün sözlük erkekleri alçaktır18
- klarnet calan sarapci koala 68
- sözlük yazarlarının pizzaları8
- fenerbahçe nasıl kurtulur13
- karton toplayan çocuk silik yemelidir12
- narin güran19
- sabah başlayan baş ağrısı9
- anın görüntüsü30
- sözlük erkeklerinin sözlük kızlarına karşı tutumu13
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı18
- neden sürekli kabız oluyorum18
- sudekiray16
- sari renkli seker15
- victor osimhen9
- bik bik'in mutfağına konuk olmak15
- mert hakan yandaş12
- eve çağıran erko9
- bimde çalışanda akıl var mı16
- metin arolat46
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı108
- fenerbahçe taraftarı30
- ismail kartal9
- the crying one9
- okan buruk19
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı12
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- b'u r c u23
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm11
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
türkiye ve dengi birkaç ülkenin kabullenmekten özenle imtina ettiği ama uluslar arası platformlarda da lafta ödün vermediği din özgürlüğüdür. fakat hayata dair henüz kendi kararlarını alamayacak, kendi doğrularını ve yanlışlarını tayin edemeyecek yaştaki çocuklarımız, hiçbir sakınca görülmeksizin müslüman olarak yaftalanabiliyor. oysaki konu ekonomiden ya da siyasetten açıldığında çocuklar, nerede duracaklarını ve hangi görüşü benimseyeceklerini bilmeyecek kadar küçük olduklarından dolayı, aile tartışmalarından ve diğer faaliyetlerden kolayca dışlanabiliyor, fikrinin alınmasına bile gerek duyulmuyor. bu konunun doğruluğu ya da yanlışlığına, aile ortamı ve konunun adilce tartışılabilirlik seviyesine göre değişiklik gösterebileceği için şimdilik girmiyorum.
bir çocuğun müslüman bir ailenin çocuğu olduğundan bahsedebilirsiniz, bir çocuğun ailesinin ve çevresinin müslüman olduğundan da bahsedebilirsiniz, bir çocuğun müslüman herhangi bir kurum tarafından yetiştirildiğinden bahsedebilirsiniz ama o çocuğun müslüman bir çocuk olduğundan bahsedemezsiniz. çünkü bu onun kararı değil, sizin kararınız olur. bunun yanında ailelerin ve dolaysıyla ebeveynlerin büyük çoğunluğu, çocuğunun hangi siyasi partiye mensup olacağına müdahale etmiyor. lakin iş dine gelince her yeni doğan bireyin ilerde hangi dine mensup olacağı alnında yazıyormuşçasına, kesin ve kati olarak değişmez kararlar alınabiliyor. bu noktada herkesin duygudaşlık mekanizmasını çalıştırması, kendi özgürlük raddesini ve edecekse kendi müdahale sınırlarını iyi analiz edebilmesi gerekiyor. çünkü önünüzde tüm savunmasızlığıyla duran çocuk siyasi ve ekonomik konularda söz sahibi olamayacak kadar küçük yaşta olmasından mütevellit, din konusunda da karar verebilme yetisine sahip değildir. kaldı ki topluma faydalı bir birey yetiştirmenin yolu, herhangi bir dine mensup olmaktan geçmiyor.
çocuk aile ortamında böylesi bir dayatmaya maruz bırakılmasa bile, okul kapısından girdiği anda koltuğunun altına sıkıştırılan ilk kitaplardan biri din kültürü ve ahlak bilgisi kitabı oluyor. en azından bizdeki adı böyleydi- yani ahlak bilgisi aşılama yolunun sadece din kültüründen geçtiği zannediliyor ya da öyle hissettirilmeye çalışılıyor. çocuğun derslerine en çok kafa yorması ve iyi adapte olması gereken yıllarda şeytanlar, ruhlar, dualar, ifritler, cin çarpmaları ve daha ismini hatırıma getiremediğim bir sürü ruhani varlık ders adı altında empoze ediliyor.
kısacası bu ülkede müslüman olmak zorunda değilsiniz ama müslüman olmaktan başka alternatifiniz yok! şayet bunu dile getirdiğiniz anda kâfirlik ve kitapsızlık gibi türlü ithamlarla karşı karşıya geliyorsunuz. okumanız ama en önemlisi, anlayıp, anlayış gösterebilmeniz dileğiyle yazılmış bir yazıdır. çünkü bu konu hükümet ve kurumlarca yeterince destabilize ediliyor.
bir çocuğun müslüman bir ailenin çocuğu olduğundan bahsedebilirsiniz, bir çocuğun ailesinin ve çevresinin müslüman olduğundan da bahsedebilirsiniz, bir çocuğun müslüman herhangi bir kurum tarafından yetiştirildiğinden bahsedebilirsiniz ama o çocuğun müslüman bir çocuk olduğundan bahsedemezsiniz. çünkü bu onun kararı değil, sizin kararınız olur. bunun yanında ailelerin ve dolaysıyla ebeveynlerin büyük çoğunluğu, çocuğunun hangi siyasi partiye mensup olacağına müdahale etmiyor. lakin iş dine gelince her yeni doğan bireyin ilerde hangi dine mensup olacağı alnında yazıyormuşçasına, kesin ve kati olarak değişmez kararlar alınabiliyor. bu noktada herkesin duygudaşlık mekanizmasını çalıştırması, kendi özgürlük raddesini ve edecekse kendi müdahale sınırlarını iyi analiz edebilmesi gerekiyor. çünkü önünüzde tüm savunmasızlığıyla duran çocuk siyasi ve ekonomik konularda söz sahibi olamayacak kadar küçük yaşta olmasından mütevellit, din konusunda da karar verebilme yetisine sahip değildir. kaldı ki topluma faydalı bir birey yetiştirmenin yolu, herhangi bir dine mensup olmaktan geçmiyor.
çocuk aile ortamında böylesi bir dayatmaya maruz bırakılmasa bile, okul kapısından girdiği anda koltuğunun altına sıkıştırılan ilk kitaplardan biri din kültürü ve ahlak bilgisi kitabı oluyor. en azından bizdeki adı böyleydi- yani ahlak bilgisi aşılama yolunun sadece din kültüründen geçtiği zannediliyor ya da öyle hissettirilmeye çalışılıyor. çocuğun derslerine en çok kafa yorması ve iyi adapte olması gereken yıllarda şeytanlar, ruhlar, dualar, ifritler, cin çarpmaları ve daha ismini hatırıma getiremediğim bir sürü ruhani varlık ders adı altında empoze ediliyor.
kısacası bu ülkede müslüman olmak zorunda değilsiniz ama müslüman olmaktan başka alternatifiniz yok! şayet bunu dile getirdiğiniz anda kâfirlik ve kitapsızlık gibi türlü ithamlarla karşı karşıya geliyorsunuz. okumanız ama en önemlisi, anlayıp, anlayış gösterebilmeniz dileğiyle yazılmış bir yazıdır. çünkü bu konu hükümet ve kurumlarca yeterince destabilize ediliyor.
2 lira 40 kuruş vererek nüfus kimliğindeki din hanesini boşaltıp okyanusundan bir bardak su alabileceğiniz dayatma.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar