bugün

---alıntı---
ben anlatamıyorum, uzatınız elinizi derinlerime. söküp çıkartınız kapkara zift kaplamış parçamı içimden. ben anlatamıyorum ama siz dinleyiniz. siz karar verin yaram ne kadar derindir. hangi yar bu yarayı tedavi edebilir. siz karar verin ne kadar kanser içim, huyu nasıldır.

ben anlatamıyorum ama siz dinleyiniz can-ı gönülden beni. belki baksanız gözümün içine, bağırmaktadır o derinlerde. dilini anlayamadığınız bir kuş gibi gelebilir belki size veya güzel bir yazarın betimlemeleriyle yaşatabilir size derdimi.

ben anlatamıyorum ama dokununuz tenime. korkmayınız derdim, sinirim içimi yemekte olan bir mahluk. zarar vermez size. dokunsanız belki anlarsanız diyemediklerimi, kelimelere veya sözlere dökemediklerimi. dokunsanız belki rahatlarım, içim aydınlar elinizle.

ben anlatamıyorum ama koklayınız bulunduğumuz ortamı. hayır, derin bir nefes değil demek istediğim. derininizden gelen bir nefesle içinize çekiniz kokuyu. içtiğiniz soğuk suyun ilerleyişini hisseder gibi hissediniz kokunun ciğerlerinize ulaşmasını. belki aynı şeyleri hissettirir bu koku sizlere. belki bir cümlem olursunuz da siz dillendirirsiniz beni.

ben anlatamıyorum ama duyunuz beni derinlerinizde. belki sesim çıkmaz ama bu sessizliğim de anlatamaz mı iki kelam size? görmenize, hissetmenize gerek yok bilseniz de yetmez mi bazen? ya da siz de susun dert etmem. belki gülerim halimize. ihtiyacımız olan da bu ya zaten güzel bir tebessüm yüzümüzde.

ben anlatamıyorum ama tadın bu ortamı, tadın bu buhranı. ağzınıza dağılırken bu tatlı duygu, ekşiyecektir elbet. acımasız olmak istemem ama siz istediniz beni dinlemeyi. birazcık dayanın. ben anlatamasam da siz anlayın beni.

ben anlatamıyorum ama siz anlayın. askerde değil, sokakta bir araba tarafından değil, boynumuza ip geçirmişken değil... çocukken ölmeliydik, bakire kalmalıydı kalbimiz ve bir o kadar mutlu içimiz.

---alıntı---
http://uc-noktam.blogspot.../cocukken-olmeliydin.html