bugün

7 yaşındayken karadenizin yükseklerinde olan gür çayırlarla kaplı yaylamıza gitmiştim. 2 saatlik sinir bozucu ve ağır kusuntularla dolu yolculukta ilk molamızı kümbet yaylasında vermiştik. çişim o kadar gelmişti ki arabadan çıkıp hemen köşedeki duvarın dibine işeyiverdim. az sonra yaptığım büyük hatayı anladım. bir baktım duvarın arkasında kümbet yaylasının merkez camisi. o zamanlar "eceli gelen köpek cami duvarına işermiş." sözünü de duymuş olduğumdan beni acayip bir korku sardı. acaba ölecek miyim yoksa kaza mı yapacağız gibi düşünceler jet hızıyla kafamdan geçti. gözlerim dolmuştu bir an öleceğimi düşünmüştüm. babamın yanına geldim. babam da hararet yapan e280 mercedes marka arabamızın suyunu değiştiriyordu.

callofcu: babaaa üüühüühü.
babam: ne oldu oğlum?
callofcu: bennn öl, ölll..
babam: köpek falan mı kovaladı.
callofcu: baba biraz önce çok çişim gelmişti yaa.
babam: eee ne olmuş?
callofcu: gidip duvara işedim.
babam: caminin tuvaletine gitseydin ama neyse artık.
callofcu: ama caminin duvarına işedim. hani eceli gelen köpek cami duvarına işermiş. ben de öleceğim demek ki.
babam: yok oğlum neden öleceksin o söz köpekler için.
callofcu: gerçekten mi?
babam: tabii oğlum.
callofcu: ben de öleceğim sanmıştım.
babam: bırak bu düşünceleri de hadi arabaya geç.
callofcu: tamam baba.

neyse efenim rahatlamış bir şekilde arabanın arka koltuğuna geçtim. yayladaki obamıza varmamıza 1 saatlik kadar yol vardı. yollar önümüzden gelip geçiyor arada sırada geçen arabalara babam korna çalıyordu.

yaylaların suyu buz gibi soğuktur ve tadı bambaşkadır. yaylaya gidildiğinde yapılacak ilk iş bir şişeye yaylanın buz gibi suyundan doldurup giderken yanında götürmektir. biz de yayla suyundan içmek için yok kıyısında bulunan çeşmenin yanında durduk.

hemen arabadan indim. zaten tozlu yayla yolları çok bozuktu ve bozulan yollarda arabanın takır tukur etmesi midemi bulandırmıştı.çeşmenin başına geçip kafamı akan suyun serin sularına bıraktım. sonra müthiş bir rahatlık yaşadım. gerçekten ölmeden önce yapılması gereken bir şey.

çeşmenin arka tarafında otlayan atlar iyice huysuzlanmaya başlamıştı. tedirgin oldum biraz. sonra biri birinin üstüne çıktı. atlardan gelen sesler beni iyice korkutmuştu. hemen babamın yanına gidip şöyle dedim:

callofcu: baba atlar ne yapıyorlar öyle.
babam: kavga ediyorlar oğlum.
callofcu: peki şu atın altından sarkan uzun şey ne?
babam: kılıçları oğlum. kavga ederken kılıçlarını kullanırlar.
callofcu: alttaki atın neden kılıcı yok baba?
babam: altta kalan kılıcını kullanamaz oğlum.
callofcu: kavga etmesinler baba.
babam: tamam etmezler hadi arabaya gir.
callofcu: tamam.

evet efenim atlar çiftleşiyorlardı ama babam beni kavga ediyorlar diye kandırmıştı. ama o gün yaylaya gittiğimde benim yaşlarımdaki kuzenlerime "atlar kavga ediyor olum birbirlerinin üstlerine çıkıyorlar kılıçları da var." demiştim ve acayip hava yapmıştım.

_______________________________________________________________________________
tanım: babanın çiftleşen atları gören çocuğa kavga ediyorlar diye yutturmasıdır.
_______________________________________________________________________________
(bkz: az ve öz konuşmak)
(bkz: çamur güreşi)
(bkz: kadın güreşi)