bugün

işin ilginci bunları söyleyenlerin çocukları da ilerde "çıplak" olacaklar.
çağdaşlığın çıplaklık olarak görüldüğünü zanneden şakirtlerin oluşturduğu sürülerdir.* hemen yönlendireyim: (bkz: dervişin fikri neyse zikri de odur)
islamiyeti sadece kapanmayla özdeşleştirenlerden farkı olmayandır.
medeniyet dediğin açmaksa bedeni,
hayvanlar insanlardan daha medeni.

saygılar .
kumaşa sarılınca adam olduğunu zanneden sürüden ne farkı vardır değil mi.
bir cehalet sürüsünden bahsedebilmek için, o sürünün ferdi olmamak gerekir.
çağdaşlığın ne demek olduğunu açıklamaya gerek olmayan sürüdür.
anlama yetenekleri olmadığı gibi, ezbere aldıkları şekilde aynı ses tonuyla tekrarlama durumları mevcuttur.
-çarşaf...
-çıplak...
-günah...
-haram...

gerek yok nefes tüketmeye. geldikleri gibi gitsinler...
kendi çapında eğlenen sürüdür.

kişisel fikrime göre çağdaşlık kelimesi yanlış kullanılmaktadır. Çağdaş olmak içinde bulunulan çağın gereklerini yerine getirmektir. Yani toplumun güncel düzenine ayak uydurmaktır.

Örneğin cep telefonu kullanmak. Cep telefonu kullanmak, içinde bulunduğumuz döneme ait bir davranış tarzıdır. Bundan yirmi yıl önce cep telefonu diye bir kavram yoktu hayatımızda. Kullananlara uzaylı muamelesi yapılırdı. Oysa ki şimdi cep telefonu buzdolabı ya da televizyon kadar sıradan bir alettir.

Bize öğretilene göre ilk insanlar kısmen çıplak gezerlermiş. bir "ilk insan" topluluğunun içinde tepeden tırnağa giyinmiş bir vaziyette dolaşmak çağdaşlık mıdır yoksa o çağa aykırı davranmak mıdır?

Kullandığımız otomobiller henüz uçamıyorlar. Bir firma kalkıp da uçan otomobil üretse ve sınırlı sayıda müşteriye satmış olsa, uçan otomobil alıp kullanmak çağdaşlık mıdır yoksa çağın ilerisinde olmak mı?

işte sanatçı hanım kardeşimiz de aslında çağdaş değildir. Çünkü herkesin içinde cinsel ilişkiye girmek bu çağda yapılan sıradan bir eylem değildir. Ona biz çok çok aykırı diyebiliriz.

Ve aykırı insanlar tarihin her döneminde varolmuşlardır ve bundan sonra da varolacaklardır.
müslümanlığı kafa göz bürünmekle aynı gören zihniyetin zıttıdır.
evet aslında sözcük olarak çıplaklıktır. fakat sen çıplaklığı pornografi düzeyinde görürsen orası başka, söylenen sözün, yapılan davranışın üstünün örtülmesine gerek kalınmayan saf,temiz, bilgisi içinde daimi olan şeydir çağdaşlık.
içkiyi, heykel dikmeyide unutmamak gerek.
giyinince namuslu olunuyor zanneden sürü kadar aptal değillerdir. birader sen türbanlıyla evlenince bakire yapıyorum sanıyorsun ama 300-500 liraya dikiyorlar be kuzum. tenhalarda türbanlılar rahat rahat sevişiyor.
muhafazakarlardir tabiki.

"ay cagdas mi onlarin hepsi cibil cibil mini etek giyiyo".

ha bilmiyolar tabi; o mini etekleri giyenler muhafazakar ailede yetisip de muhafazakar olduklarini saklamaya calisanlar yine.
özgürlük ferahlama, sadelik, refah, rahatlık gibi durumların temini olduğu için doğrudur. bir kadının açıklığını özgürlük olarak görebiliriz çünkü gelişmiş ülkelerde kadınlar rahat giyinirler. onları kenar mahallede kıstırıp tecavüz edecek çomar sürüsü yoktur.
ayrıca gene görülen şudur ki; kadınlar özgürlüğü hiçbir zaman kendini kapatmaya ayırmamıştır. belki bu yüzdendir ki tarih boyunca kapalı ilkel toplumlar kadını dizginlemeye çalışmış ve ona anneliği veya doğurmayı kutsayarak bu durumu sevdirmiştir.

gidip de özgürlüğün olduğu yerde kimse çarşaf giymez, kadınlara çarşafı layık görenler denize şortla girip o güneşin altında onun pişmesini izleyen sadomazoşistler.

ayrıca özgürlük asla kadını ne örter ne de açar, sadece özgürlüğün olduğu ortamda kadınlar rahattır ve açık giyinme oranı hızla artar.
yoksa kadın tabiatı gereği çekici olmaya programlanmıştır, dinler bunu inkar edip onu kuma gömmeye çalışır. toplumdan soyutlar, onu örter, zarını kutsar ve namus altında onu dizginler.