bugün

terörlerin en büyüğü olmasına rağmen her köşe başını (medya, iş hayatı vs.) tuttukları için halk tarafından pek dillendirilmeyen terördür. özellikle ülkemizdeki zengin kesimin bir çoğu diğer insanların dünyaya kendilerine hizmet için getirildiğine inanmaktadır. her yaptığı hareketi bir lütuf gibi görürler. mesela günde 12 saat çalıştırıp asgari ücret verdiği çalışanının yanında "ben bu işyerinde kaç kişiyi besliyorum!" gibi orospu ağzına bile yakışmayacak laflar kullanırlar. zengin teröristler, ideolojik manada siyasetle ilgilenmezler, bazıları günlük politika ile ilgilenir, onunda sebebi çok değerli kıçlarına olası bir iktidar değişikliğinde kaçabilecek şeylerin hesabının yapılmasıdır.
milletin değerleri ve zevkleri de önemli değildir bu tipler için. alın işte en güzel örnek "paralı maç yayını". milletin en büyük zevkini elinden alarak eline ne geçiyor? 5 katrilyonluk servetine 100 trilyon bile ek gelir sağlamaz bu. yanlış anlaşılmasın bugün hakkında konuşmuyorum, geçmiştekiler de dahil buna. zaten zengin dediğimiz bir prototiptir zamana mekana göre değişmez.
zengin terörünün en inanılmaz en şaşırtıcı sonucu bu terörün bazı mağdurları tarafından inanılmaz savunulmasıdır. şu entrymden sonra bile bana loser falan diye giydirileceğinden eminim. vergisini hakkıyla vermeyen, çalışanının hakkını ödemeyen, iş kanununun ırzına geçmeyi marifet sayan bu tiplere avukatlık yapmaya hevesli o kadar çok yardakçı vardır ki. burda anlatılmak istenen şey ne sol anlamda "sınıf çatışması" ne de islami anlamda "zenginlerin kazandıkları paraları hayırda" kullanmaları. bir zengin, marxist de olsa tüm parasını fakirlere dağıtan müslüman da olsa farketmez. konu bu tiplerin dünyanın kendi etraflarında döndüklerini sanmalarıdır.
zaten dikkat edin iflas edince çoğu intihar ediyor. hayatı para ve iş merkezli anlamlandırmışlar çünkü. geçmişlerindeki davranışlarından dolayı çalacakları bir kapıda yok.
-köşeyi dönerken hızını alamayan bir araç okula gitmekte olan çocuğa çarpar, çocuk orada can verir. sürücü 17 yaşında ehliyetsizdir. altında da son model arabası. göz altına alınır, ardından serbest bırakılır..parası vardır.
-bankada kuyrukta beklemekteyken içeriye siyah gözlüklü bir adam girer, sırayı yararak en öne konuşlanır, utanmasa işlemini yaptıranı bile ekarte edecektir. işlemini soğukkanlılıkla yaptırır ve bir piç gibi gülümseyerek uzaklaşır. adam ilçenin zengin iş adamlarındandır. oysa benim de yetişmem gereken yerler vardır ancak ona giren çıkan bir şey yoktur.
-şirketinize gelir, ürün satın almak istediğini söyler. her müşteriye davrandığınız gibi davranırsınız, o özel ilgi bekler. oral mı yapacaz amk anlamadım ki? bir de bunun tribini yapar, bir hareketler falan, bir şeyi beğenmez, tersler sürekli, malı kötüleyerek alır ve ödediği para ile sizi de beraberinde satın aldığını zanneder. kadın ünlü bir iş adamının karısıdır.
-alışveriş merkezlerinde üst aramasına sinir olurlar. girdikleri tartışma neticesinde ardında uzun kuyruklar oluşturur diğer insanlar. ünlü bir doktorun baldızıdır.
-trafik ışıklarında beklemezler, polise kafa tutarlar, amir memur nedir kelime anlamı bile yoktur onlar için, beyinsizdirler çoğu. gideceğiniz yere bunlar yüzünden gidemezsiniz çoğu zaman.
-her hangi bir restaurantta otururken garsona çıkışan birini görürseniz eğer, o; terör yaratan bir zengindir.
-hizmet almanın bokunu çıkartırlar.
-ezmeyi üstünlük, parayı amaç olarak görürler.
-okuldaki de aynıdır, şirketteki de, yoldaki de, hastahanedeki de..

"siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?" klişeleri asla tükenmez, kabak tadı verir. katletme isteği uyandırır insanda, ama insan sınıfından saymadığımız için tepkisiz kalırız çoğu zaman. oysa içimizde bir yerde onlara karşı, ağzını burnunu kırma isteği hep vardır.