bugün

her gün birbirinin aynısı gibi görünüyor ve sen her yeni güne sanki hiçbir şey değişmiyormuş gibi uyanıyorsun. hani fazla sanatsal kaçmayacak olsa 'neden sonra' diyeceğim ama; sonra bir gün geliyor. bir sabah uyanıp aynaya bakıyorsun. aslında dün de bakmıştın ama sanki yüzün değişmiş. kırışıklık mı onlar? saçlarında tek tük beyazlar mı var ya da sakallarında. bir de bir şey yapmaya mecalin olmuyor. hani eskiden olsa seveceksin yeniden, aşık olacaksın, bunun eş anlamlısı sürüneceksin. ama şimdi nerede bir tehlike çanı duysan eskisi gibi üstüne gitmek yerine topuklayarak kaçıyorsun. ben tecrübe sahibi olmak diyeyim, sen korkaklık de. adı her ne olursa olsun, zaman yıpratıyor.
zamanın bizahiti değil de o zaman içinde gelip geçen insanlar tarafından yıpratılmanın ve suçun zamanın üzerine atılması durumudur.