bugün

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20478783.asp

süt'ten çıkmış ak kaşıklara kapak niteliğinde bir yazı yazmış yine yılmaz üstad.

çocuklara dağıtılan süt'ten bile nemalanmaya çalışanlara verilen iyi bir ayardır.

yalamak ile görevli şakirtler yine kızacaklar, üç satırını okudum gerisini okamaya tenezül etmedim diyeceklerdir.

efendine verilen ilk emir-i unutma onun için tamamını oku şakirtim.
bugünkü yazısıyla beni şaşırtmamış insan. olayların teknik ayrıntılarını bilmeden işkembesinden salladığı netleşmiştir. yozdil demiş ki; sütler soğuk yerde muhafaza edilmedi, ondan bozuldu". süt sektöründe 7 yıldan beri çalışan biri olarak söyleyeyim. dağıtılan sütler uht süt. raf ömrü de 4 ay. oda sıcaklığında, 4 ay dursa bu süte birşey olmaz. uht sütler soğuk zincirde değil, normal araçlarla sevk edilir.
bunları bilmeden hürriyet medya tower'dan sallayan bir adam işte.
ha bu arada sütlerin analiz sonuçları da çıkmaya başladı. hepsi temiz çıkıyor. olayın sırrı nerde biliyormusunuz? medya haberleri zehirlenme diye verdi. şimdi ise günah çıkarmaya başlıyor. bugünkü mehmet ali birand'ın yazısına bakın göreceksiniz.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20479262.asp
ak parti iktidarında zengin olan tip.
Bugünkü (04.05.12) yazısında dezenformasyonun kralını yapmış köşe attırganı.

babam süt nedir bilmiyorsan yazmayacan, kimi cahil kemalistler seni adamdan sayıyor, ne söylesen haşa allah kelamı belleyip inanıyorlar. sen hayatında süt sıkıntısı çekmemiş olabilirsin ama çekenler var. hele de senin ölesiye nefret ettiğin kimi kürtlerin çocukları. belki de "oh olsun zehirlenen çocuklara, ana babaları oy verdi çeksinler cezalarını" dedin kimbilir.

birader, kutulanmış süt günlük sütle bir değildir bilin mi? o kutu kaç kat bariyer ambalajla yapılmıştır bilin mi? peki raf ömrü nedir bilin mi? yukarda arkadaşın birisi yazmış, 4 ay. hadi 1 ay olsun, ama günlük değil ok? hemen bozulmaz. tetrapak diye bi firma duydun mu hiç ne yapar ne eder? git bi google yap. bilmeyen sözlükçüler, siz de...

anacım bi de şu var, biri 37 kuruş biri de 53 kuruş demişin, sonra "baak hükümet pahallı satıyoo" demişin. la ne zeki bebesin sen he? te allaam. izmir dediğin lafta büyükşehir, istanbul'daki bi bağcılardan hallicedir. hükümet tüm ülkedeki okullara dağıtıyor. edirnesinden vanına, antalyasından izmirine, antepinden erzurumuna. şaka mısın yahu? herhalde arada fark olacak. hayatında bi iş tutmadan bi işin nasıl yapıldığını bilmeden böyle oturduğu yerden sallamak hadi klavye delikanlılarına tamam da amiral gemisi denilen bi varakparedeki köşe yazarı iddiasındaki attırgana yakışıyor mu? herhalde yani, en çok da ona yakışıyor. yalan dolan, çarptırma saptırma olmasa kim okuyacak ki bu tipleri?
hürriyet'in sitesinde gördüm de derbi yorumlarında bayan voleybol takımımızı kutlamış. neyin kafasını yaşadığını çok merak ediyorum. resmen başlık-entry uyumsuzluğu var. silinmeli yazdığı.* neyse kafası güzel sanırım. evet nerede kalmıştık. fenerbahçe diyorduk. voleybol takımı gerçekten iyi iş başardı. doğalgaza da çok zam geldi bu sene. bir dakika yanlış yazdım. hemen yılmaz özdil gibi yazmalıyım.

sene 2012

***

oldu mu o kadar ya?

***

zaman geçiyor hakkaten

***

tarih 13 mayıs 2012

***

fenerbahçe-galatasaray derbisi

***

gerçekten çok heyecanlı

***

kazanana kupa da verecekler bu sene

***

ne gün be!

***

yürek dayanmaz!

***

neyse

***

ne diyorduk?

***

evet derbi

***

22 futbolcu

***

2 kale

***

1 top

***

4 hakem

***

milyonlarca taraftar

***

bu konuda konuşmam gerekirse

***

ki konuşmamı istediler

***

konuşuyorum

***

geliyooor

***

geldi

***
***
***

kadın voleybol milli takımımızı kutluyorum

***
.

***
.

***
.

***

buyrun bu da haberin linki.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/20499440.asp
kim ne derse desin adam işini biliyor. sayfalarca yazmaktansa kısa öz yazmayı tercih eder. beğenmeyen insanlara sorarsınız cevap hep aynıdır 'o ne öyle az yazıyor'.
işte bi örnek bu yazıdan bi şeyler anlıyorsan yazının kısa yada uzun olması çok mu önemli?

Yağmur yağar, evden çıkmayın.
Sel olur, eve girmeyin.
Kar yağar, okula gitmeyin.
Buzlanır, trafiğe çıkmayın.
Yaz gelir, kolibasili, yüzmeyin.
Sis basar, vapura gelmeyin.
Lodos eser, sobaları yakmayın.
Fırtına çıkar, uçmayın.
iyi güzel de, hangi mevsime göre
yaptınız bu şehri birader?.
Yılmaz Özdil.
president yazısının sonunda başkanlar ülkesi olduğumuzu ifade ederken yazısının şu bölümü dikkatimi çekmiştir.

--spoiler--
"Ve hatta, 23 Nisan'da koltuğuna oturttuğu çocuğa "ister asar, ister kesersin" diye nasihat eden başbakan da."
--spoiler--

23 nisan'da başbakanla koltuğuna oturttuğu çocuk arasında geçen bu diyalog, her şeyi özetlemiyor mu zaten? o zaman gelsin başkanlık sistemi...
siyasi yazılardan çok mizaha kaçan yazıları olan, siyasi yazarlığı bıraktığı takdirde daha başarılı olacağına inandığım yazar.
bugünki yazısıyla kalemine bir defa daha tamamen iyi niyetle küfrettiğim yazardır. yazarım diye geçinen yazarların babasıdır. yeri gelir annesidir. kadın sevdalısıdır. anne sevdalısıdır. bu nasıl bir sivrilik bu nasıl müthiş bir beyindir, anlatımdır.
iğneleme sanatının en büyük ustalarından. Bazen öyle iğneler ki iğneler büyür devleşir ucu sivrileşir kazık olur.
bugün o kadar güzel bir yazı kaleme almıştır ki kendisi. akepenin izlediği terör politikası ve sonunda gelinen noktada milletimizin nasıl üç maymuna dönüştüğünü, nasıl umarsız, sözde milli duyguları yüksek ama aslında koca bir hiç olduğunu tek bir cümle ile o kadar güzel ifade etmiştir ki başka söze gerek yoktur.

--spoiler--
"utanmadan hala lay lay lom yaşayan Türkiye'nin, hissetmediği yaralar".
--spoiler--

artık şehit haberleri bu ülke için hiçbir anlam taşımamaktadır. önemli olan futboldur, önemli olan dizilerdir, önemli olan elalemin özel hayatıdır. tek bir söz etti benim olmayan ama birilerinin dibini yalamaktan asla çekinmediği başbakan vakti zamanında: "şehit haberlerini niye haber yapıyorsunuz, vermeyin televizyonlarda" gibilerinden birşey söyledi.o gün bugündür verdiğimiz şehitlerin haddi hesabı yokken, yüreğimizin sızıları da bir o kadar söndü geçti. kendimi hiçbirinizden ayrı tutmamakla beraber hakikaten gelinen bu noktada durup bir düşünmemiz lazım. biz napıyoruz ya? göz göre göre benliğimizi yitiriyoruz, göz göre göre vatanı satıyoruz hiçbirimizin sesi dahi çıkmıyor. aslında habur skandalı ile atılan ilk adım ile ulaşılmak istenilen amaç da buydu. milletini koyun olarak gören bir zihniyet, milletini asalak olarak gören bir zihniyet ve bugün gelinen nokta. yarın bir gün yine onlarca şehit veririz tek bir günde, bir haber patlatılır aynı anda, birileri tutuklanır, gündem değiştirilir, birileri gider şehitlerimizin cenaze törenine katılır göbeğini kaşıya kaşıya, analar ağlamasın denir ama ağlatılan sadece analardır, analar ağlamasın denir ama bugün yok yere yıllardır tutuklu bulunanların da analarının olduğu unutulur.

koyunuz be kardeşim. nedendir bilinmez ama koyun olmayı da seviyoruz. isyan edemeyişlikteki acizliğimizden belli değil mi koyun olduğumuz.
facebook gençlerinin idolü.
bugünkü yazısında yine coşmuş demekten bıktığım köşe yazarı. Hergün görülmeyeni gösteriyor hergün bilinmeyeni bildiriyor. ister yozdil ister özdil deyin, arada bir saçmalasa da müthiş yazılarıda var. Bugün de Erhan'ı ve Çiçek'i anlatmış açın okuyun. At gözlüğüyle kulaktan dolma medya bilgileri yerine okudukça çözümleyin.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20578587.asp
nefret edilir bu adamdan. zamanında star gazetesinin bilmem neyiydi. ne ırkçı gezete olmuştu o zamanlar o ya. öyk. hiçbir yazsını okumam faşist, ırkçı, milliyetçi, ayrımcı pisliğin. seveni de sevmem. olmuyo. sevemiyorum.
ilginç tespitlerde bulunan iğneleyici sözleri olan zeki karakterli köşe yazarı.
hergün daha da güzel yazar.
bir gün herkesin facebook ta, köşe yazısını "okuyun" lafını yazarak paylaşacağı kişi.
bir zamanlar çok tepki verirdim yazılarına. şimdi ise sadece gülmek için okuyorum. cidden komik yazıyor. bir de herşeyden anlar gibi her konuya değiniyor. ama araştırma yok malesef. sadece yuvarlak laflarla yuvarlak cümleler o kadar. ayrıca belirli bir görüşü yok. hep muhalefet etmek ama anti devletçi, anti bilmemneci. görüşleri olmadığından olsa gerek.
mizahi diliyle ön plana çıkmış ülkenin en çok okunan köşe yazarıdır.
Tatli su kemalisti.
harika bir insan bugün ekonomik krizi bir kez daha kanıtladı.
şakirtlerin canın fena halde sıkan yazar abimiz.
şamil tayyare, rasim ozan mağaralı, nagiş, metiner, türköne felan takip edenlerin bünyesi almıyor haliyle...
babadır.
yazısıyla yine hükümeti olumsuz eleştirebilmiştir.

http://cep.hurriyet.com.t...ID=312409&AuthorID=14