bugün

5 sene boyunca eğitimimizin temelini oluşturmuş, birey olmamız yolunda ilk adımları atmamızı sağlamış, alfabe'yi, okuma yazmayı öğretmiş olan insanı merak etme neticesinde içe düşen bir istek doğrultusunda hareket ederek, sağdan soldan eski tanıdıklardan yardım alma vasıtasıyla bir şekilde ona ulaşmaya çalışmak ve elini öpmek isteyen kişinin yapacağı eylem.

yıllar sonra zonguldak'a gittim babamın hastalığı sebebiyle, 2-3 gün kaldım oralarda, eskiyi yad ettim, ilkokulumu merak ettim, hala yorgun ama yerli yerindeydi.

sonra aklıma düştü 35 sene önce beni mezun eden gönül öğretmenim, acaba neredeydi, yaşıyor muydu ?
sordum eski arkadaşlara,

"hala eski evinde mi oturuyor" dedim, evet dediler.

koyuldum yola, içim kıpır kıpır, acaba nasıl karşılayacaktı beni, anımsayacak mıydı ?
hiç bir tarife gerek kalmadan buldum evini, kapısına gittim, zili çaldım, açan olmadı.
karşı kapıyı çaldım bu sefer, komşusu çıktı, telefonunu istedim, verdi, aradım heyecanla.

hocam ben xx, anımsadınız mı ?

adımı söyleyince sesinin titremesini hissettim. ereğli'deyim, 1 saate geliyorum, sakın gitme bekle beni dedi.

geldi, oturduk, kahve içtik, konuştuk, dertleştik, gözlerinin içindeki gülümsemeyi ve yetiştirebilmesinin verdiği gururu gördüm.

belki şimdiki öğretmenler bu kadar samimi değildir ama bizim öğrenci olduğumuz dönemlerde öğretmenler birer anne baba gibiydi.

içimde onu bir kez daha görebilmenin saadeti, her öğretmenler gününde sesini duyabilecek olmamın sevinci kaldı.
Ailesinden şiddet görmemiş el kadar çocuğa vuran, sanki bedavaya çalışıyormuş gibi sürekli şikayet edip çocuklara bağıran ilkokul öğretmenini bulmaktır.

Malesef her öğretmen hayallerdeki eğitimci olmuyor. Günün birinde karşıma çıkmasını dilerim, bir çift sözüm olacak kendisine.