Biz hem diriler hem de ölüler için, yeryüzünü bir toplanma yeri kıldık.” (Mürselat, 77/25-26) mealindeki ayette “yer çekim kuvvetine” bir işaret vardır. Çünkü, “toplanma yeri” olarak ifade edilen kelime “kifat”tır. Bu kelime, tefsirlerde “cem/toplanma, damm/çekme” yeri olarak açıklanmıştır. (bk. Zemahşerî, Seyyid Tantavî, ibn Aşur, ilgili ayetin tefsiri)

Demek ki, yeryüzü “kifat” olarak yaratılmıştır ki, insanları dağılmaktan kurtarıp, üzerinde toplasın, kendine çeksin. Bu ise, yerin bir çekim merkezi olduğunu göstermektedir.

Kuran’ın inmesinden yaklaşık bin yıl sonra tanımlanan Dünya'nın dört büyük kuvvetinden birisine, bundan yaklaşık bin yıl önce Kuran'da dikkat çekilmesi,
Yok öyle bir şey. Gök itimidir o.

ispatımı su buharlaşınca gök itmeye başlıyor onlarda yoğunlaşıp yağmur oluyor. Yaaa.
ya bsg amk nereden neyi çıkarmış adam.
*birincisi yerçekimi değil, kütle çekimidir.
*ikincisi nesneler birbirine bir çekim uygulamaz, uzayı bükerek birbirlerine doğru hareket etmelerini sağlarlar.
*üçüncüsü Kuran'da geçen kısım o dönemde, o dönemden önce ve o dönemden sonra hemen hemen herkesin az çok tahmin edebileceği konuyu anlatmış.
*dördüncüsü Kuran'ın inmesinden yaklaşık bin yıl sonra newton'un bulduğu yerçekimi değil, yerçekiminin formülleştirilmesi.
*beşincisi başta da değindiğim gibi bu bir çekme değildi. atom altı dünyada olan bir kuantum olayı.
*ve altıncı olarak yer çekimi değil, yerçekimi.

üstte belirttiğim maddelerden bağımsız olarak mitleştirilmiş olan newton'un kafasına elma düşmesi ve akabinde "aa bu elma durup dururken düşmez, bir yer çekimi var" diyerek bulunan bir teori de değildir. teori diyorum çünkü kanunluğu gitti. newton bunu formülleştirirken nesnelerin kütlelerinin çarpımı bölü mesafenin karesi olarak buldu.
çekim:g*m1*m2/r*r

bu ise daha önceleri üstünde uğraşılan ama bi türlü çözüme ulaşamamış bir sorundu. yine de başta dediğimiz gibi bu bir çekim değil, uzayın bükülmesidir.

bu bakınızı da buraya iliştireyim;
(bkz: kütle çekimi kanunu)
Yerçekimi yoktur diye kanıtlandığında elbette kendimizin hata yaptığını düşüneceğiz ama bu güne kadar bilime ters hiçbirşeyin kuranda olduğu görülmedi ilginç bir şekilde.

Geçmiş dönemde de aristo ile başladığı düşünülen bir bilim vardı fakat kuranda bu bilgilerin doğru olanlarının kimisi yer alırken, o ilkel bilgilerin hatalı olanlarının bir tanesi bile kuranda yer almaz.
Bu biraz ağır oldu sanırım.Bazı misyoner ve ataist'lerin hoşuna gitmedi.Sözlük zebanisi olarak sol frame'ye kırbaçları vurmaya devam edeceğiz.
yoktur.
gök de itmiyor.

because dünya is düz.