bugün

evde çamaşır deterjanı bitmiş. tabi evin bebesi olarak gidip alma işi bana düşüyordu. bilen bilir adana'da kürt çoktur. sallasan kürde çarpıyor.

deterjanı, mahalle bakkalına kıyasla daha ucuz diye eve biraz uzak olan büyük marketlerin birinden alıyordum. ama kötü bir durum vardı. markete giden yollardan biri kürt sokağına denk geliyordu. oradan geçenlere rahatsızlık verdiklerini bildiğim için de tek başıma geçmeye korkuyordum.

öyle böyle derken yolu biraz uzatıp markete çevre yollardan gittim. dönüşte de yolu uzatmadan buradan geçecektim. market dönüşü bu kırmançilerin sokağının başına geldiğimde kendi kendime " şansımı sikeyim" diyordum. sokakta biri 6-7 yaşlarında bir çocukla toplam beş kırmançi vardı. diğer kırmançiler de benimle yaşıttı. "sırf korktu lan heheehee" demesinler diye girdim sokağa. sokağın uzunluğu da 50 metre felan. öyle çok uzun da değil. ki o zamanlar 11-12 yaşlarım. güzel top oynuyor, attığım uzun deparların sonunda buluştuğum topu güzel bir vuruşla gole çeviriyordum. takım kurmak için yapılan aldım verdim oyununda takımlara ilk seçilenlerden biriydim. "tamam lan böbürlenme artık" diyenler için kendimi övmeyi burada noktalamak zorundayım :( .

neyse sevgili okur. korka korka sokağa girdim. üzerime geldiklerini fark ettiğim ilk anda uzun uzun duble v 'ye basacaktım. yavaş yavaş yürüyordum ki bu küçük piç üstüme doğru gelmeye başladı. o an ortalığın karışacağını anladım. öteki kırmançiler de gözlerini bana dikmiş, küçük sümüklüye bir şey yapmamı bekliyorlardı. bu sümüklü piç iyice yaklaştığında " seniğn amığa koyarın haaa " diye küfretmeye başladı. çocuğa bir şey yapsam çok pis dayak yiyeceğim. ispanyol hücum hattına tek kişi yakalanmış san marino kalecisi gibiydim.

hiçbir şey yapmadan bu piçe çarpıp geçtim. piçimiz önce bi sallandı denge kurmaya çalıştı. öteki kırmançiler bu hareketimde kararsız kaldı. bir grup dalmaya niyetlendi, diğer grup çocuğa bakıyordu. o ara ben bunların hizasından geçtim. kırmançiler artık arkamda kalmıştı. deparıma yetişemezlerdi. derken çarpıp dengesini bozduğum, son baktığımda denge kurmaya başlayan piçimiz, itoğluitimiz yer çekiminin dayanılmaz çekiciliğine kendini bırakıp götünün üstüne oturdu. ağlamaya başladı. kendi kendime " kaç oğlum, kaaaaç " dedim ve bastım deparı. öteki kırmançiler de " halagulu galagulu habele hubele " diyerek peşimden koşmaya başladılar. sokaklarının sonunda ahmet abi'nin bakkalı vardı. daldım içeriye. ahmet abi elimdeki market poşetine baktı. içlenmişti.

" lan dalyarak, biz de deterjan satıyoz, bizden niye almıyon " diye sityem edip elimdeki fişi kaptı. deterjanın fiyatına baktı. aynı markanın ahmet abi'deki fiyatı 2 lira daha ucuzdu. tam bana sağlam sövecekken " yaa abi dövecekler beni, yardım et " dedim. "kimmiş lan o koyduklarım" diye dışarı çıktı. sokağa baktı. ahmet abi eski ülkücülerdendi. yaşı bi 35 felan. içeri girip "ali haydar"ı kaptığı gibi kırmançilerin üstüne yürüdü. bi tanesini yakasından yakalayıp " olm bu çocuğa karışırsanız kafanızı kırarım" diye sallamaya başladı.

sallamaya başladı derken yanlış anlaşılmasın. ali haydar'ı sallamıyordu. çocuğu sallıyordu. sopayla çocuğa felan vurmadı yani. yakasına yapıştığı çocuğu tehdit ederek ileri geri sallıyordu. ben de arkada kıs kıs gülüyordum. çocuklar, "tamam abi, etme eyleme abi" diye soğuk su yemiş büllük gibi küçülüyordu. ahmet abi çocukları bıraktı. ben de sezerciğe bağlayıp "yaşşa be abi" diyerek kıkırdıyordum.

ahmet abi dükkana girdi. ayıp olmasın diye bi deterjan da ondan aldım. o günden sonra her türlü alışverişi ahmet abi'nin bakkalından yapmaya başladım.

sikerim marketleri, yaşasın direnen mahalle bakkalları !

tanım : bir slogandır.

galaxy note : konuyla uzaktan ilgili şöyle de bir karikatür var. pic.twitter.com/QQcn4pDhm9

galaxy note 2 : yazım hataları olabilir. uyarılar için şimdiden teşekkürler.
Okurken çiğerim delindi lan ajitasyon sıçmığı. bakkalcımısın dogru söyle.